ABD'nin Ermeni meselesinde inandırıcılık sorunu

ABD Başkanı Barack Obama'nın 24 Nisan açıklaması Washington'un tüm taraflar için inandırıcılığını yitirmesine neden oldu.

ABD'nin Ermeni meselesinde inandırıcılık sorunu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.04.2011 - 08:57

ABD Başkanı Barack Obama’nın 1915 olaylarına yönelik “Ermeni Anma Günü” olarak kabul edilen 24 Nisan’daki açıklaması bir kez daha hem Türkleri hem de Ermenileri kızdırdı. ABD başkanlık seçim yarışı sırasında 1915 yıllarında yaşanan ölümlerin bir soykırım olduğu görüşünü defalarca ve ısrarla belirtmiş olan Obama, başkan olursa bunu soykırım olarak tanımayı vaat etmişti.

Obama Ermenilere verdiği bu sözünü şimdilik yerine getirmedi. Ancak bunu Obama’nın Türkiye’nin haklı olduğunu anladığı ve tezlerine yakınlaştığı şeklinde algılamak saflık olur. Zaten açıklamasında da 1915 olaylarına yönelik görüşünün değişmediğinin altını çizdi. Son açıklamada da daha öncekilerde olduğu gibi soykırım terimi geçmedi ama Ermenilerin 1915 olaylarını tanımlamak için bizzat kullandığı “Büyük Felaket” anlamına gelen “MedsYeghern” ifadesine vurgu yapıldı. Obama’nın ayrıca yaşanan trajediyi “20. Yüzyılın en büyük vahşetlerinden biri olarak” nitelendirmesi ve “dehşet verici olaylar”, “Ermeniler katledildi ya da ölüme yürüdü” gibi ifadeler kullanması ABD yönetiminin ismini vermeden bu olayları aslında soykırım olarak gördüğünün en güçlü sinyaliydi.

ABD’deki Ermeni diyasporası Obama’ya kızdı çünkü ABD Başkanı’nın soykırım ifadesini kullanmaması Ermeniler için siyasi bir yenilgiyi temsil etmesinin yanısıra Türkiye’ye karşı tazminat ve toprak taleplerinin önünü açabilecek yasal bir sürecin başlatılmasını da zora sokmuş oldu. O tarihlerde ailelerini kaybeden kimi bireyler sigorta şirketlerine karşı ABD’de bazı tazminat davalarını kazanmayı başardılar. Ancak Obama’nın soykırım terimini kabul etmesinin Türkiye’yi de içine çekecek bir davalar zincirini tetiklemesi şeklinde hukuki sonuçları olabileceği gibi uluslararası alanda Türkiye’yi itibarsızlaştıracak siyasi bir kampanyanın da önünü açabilir.  

Türk hükümeti tüm bu risklerin farkında. Dışişleri Bakanlığı Obama’nın açıklamasını her ne kadar kınasa da soykırım terimini kullanmamasından ötürü rahatlamış olmalı. Türkiye’nin kültürel, coğrafi, askeri ve stratejik konumu ABD’nin bölgedeki çıkarları için son derece önemli. Bunu bilen Türk hükümeti Ermeni meselesinin derinine inmek yerine her sene 24 nisan öncesi ya da ABD Kongresi’ne gelebilecek bir Ermeni tasarısı konusunda Washington’un önüne bu avantajlarını sürüyor.

ABD Kongresi’nde Ermeni savlarına sadece Demokratların yakın durduğunu sanmak iyimserlik olur. Ermeni tasarısının tartışıldığı Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi’nde pek çok Cumhuriyetçi üye Ermenilere soykırım yapıldığına inandıkları ancak iki savaş yürüten ABD’nin stratejik çıkarları için önemli olan bir müttefiği kızdırmak istemedikleri yönünde açık mesajlar vermişti.

O halde asıl soru şudur: Hükümeti ve Kongresi’yle Ermenilere soykırım yapıldığına yaygın bir biçimde inanan ancak bunu bölgedeki çıkarlarına zarar vermemek için şimdilik söylemeyen bir ABD yönetiminin her iki taraf için de inandırıcılıktan uzak bu politikası daha ne kadar sürebilir?


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler