Adliyede etik dersi
Camide yaralı insanlara yardım ettikleri için suçluyu kayırmak ve ibadethaneleri kirletmek suçundan yargılanan hekimlerden Erenç Yasemin Dokudan, “Bu davayı Hipokrat’a ağıt olarak değil, Hipokrat’ı yeniden saygıyla selamlama şansı olarak örüyorum” diye konuştu.
Gezi Parkı Direnişi’nde Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi’nde, polisin orantısız müdahalesi sonucu ağır yaralanan kişilere müdahale ettikleri gerekçesiyle “suçluyu kayırmak” ve “ibadethaneleri kirletme” suçlamalarıyla 10 aydan 6 yıl 4 aya kadar hapis ile yargılanan hekimler hâkim karşısına çıktı. Asistan hekim Sercan Yüksel, hekim refleksi ile hareket edip yaralılara yardım ettiklerini belirterek “Eğer o gün yaralılara yardım etmeseydik, çok sayıda kişi yaşamını yitirecekti” dedi. Asistan hekim Erenç Yasemin Dokudan da, “Bu davayı Hipokrat’a ağıt olarak değil, Hipokrat’ı yeniden saygıyla selamlama şansı olarak görüyorum” diye konuştu.
İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 255 sanıklı davanın 2. gününde, ikisi asistan hekim olmak üzere 11 tutuksuz sanık, hâkim karşısına çıktı. Duruşmaya İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Taner Gören, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey üyesi Prof. Osman Öztürk de izleyici olarak katıldı. 250 hekim ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Gezi Parkı Direnişi sürecinde sağlık hizmeti sundukları gerekçesiyle meslektaşları ile yargılanmak için kendilerini ihbar etti.
Duruşmada savunmasını yapan Genel Cerrahi asistanı Yüksel, hastaneden eve giderken yaralıların camiye doğru götürüldüğünü gördüğünü ve hekim refleksi ile yardım için camiye gittiğini anlattı. Yüksel, “Kapıda sivil görevli bir arkadaş ayakkabılarımı çıkartmamı hatırlattı. Ben de ayakkabılarımı çıkartarak içeri girdim. Aldığım travma ve acil cerrahi eğitimine binaen yaralılara müdahale etmeye karar verdim” diye konuştu. Caminin içinde sigara içildiği iddialarıyla ilgili Yüksel “Dışarıdan yoğun gaz geliyordu. Kimsenin sigara içmesi mümkün değildi” dedi.
Suçluyu kayırmakla itham edildiklerine dikkat çeken Yüksel, “Yaralı olarak gelen birine suçlu olup olmadığını kesinlikle sormuyoruz. Yaralı kişi yoldan geçen, orada yaşayan, esnaf ya da eylemci olabilir. Bizim için hiçbir önemi yok” dedi. Yüksel özetle şunları söyledi: “Açık kırığı olanlara müdahale etmeseydik uzuvlarını kaybedebilirlerdi. Solunum zorluğu çekenlere yardım etmeseydik solunum yetmezliğinden ölebilirlerdi. Polis zaman zaman kapının önüne kadar geliyordu, ancak içeride sağlık görevlilerinin yaralılara müdahale ettiğini bildikleri için hiçbir şekilde müdahale etmediler. Müdahale etmeseydik çok fazla ölüm olabilirdi. Camiyi kirlettiğimiz söyleniyor. Kafası, gözü yaralanan, kanı akan insanların kanının halıya bulaşması olağandır. Bu kirletmek değildir.”
Deprem ve sel gibi
Asistan hekim Dokudan da olayın tıpkı deprem ve sel gibi olağanüstü bir durum olduğuna dikkat çekerek “Bize atılan suçlamalarda suçluyu kayırdığımız, dini değerleri aşağıladığımız, camiyi kirlettiğimiz iddia ediliyor. Bizim amacımız asla bunlar olamaz. Nasıl ki yolda bayılan birini gördüğümüzde, uçakta biri fenalaştığında, deprem, sel gibi durumlarda mesleki refleks ile yardıma koşuyorsak Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi’nde de aynı refleksle, aynı şeyi yaptık” dedi. Dokudan, etik değerleri ve yasa maddelerine göre yaptıkları şeyi yapmamaları durumunda suç işlemiş olacaklarını ifade ederek “Müdahale ettiğimiz, yoldan geçen insan veya sivil polis de olabilirdi. Biz bunu bilemeyiz. Çünkü kimseye ne olduğunu sormayız” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü