Ahmet Doğan tanık olarak dinleniyor

Birinci ergenekon davasında tanık olarak dinlenilen avukat Ahmet Doğan, Danıştay 2. Dairesinin hakkında türbanla ilgili karar verdiği kadın öğretmenin kendisini arayarak, Alparslan Arslan ile görüşmek istediğini ve övücü sözler söylediğini belirtti.

Yayınlanma: 07.12.2010 - 09:55
Abone Ol google-news

Doğan, 1998 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdiğini, o dönemde okulunu bitirmiş olan Arslan ile milliyetçi çevreden dolayı tanıştıklarını belirterek, 2001-2002 yıllarında Arslan, avukat olan Teoman Ekşioğlu ve Orhan Kadı ile birlikte aynı evde kaldıklarını, evin kira da dahil tüm ihtiyaçlarını Arslan'ın giderdiğini, kendilerine de harçlık verdiğini söyledi.

Hukuk Fakültesini bitirince 2003 yılında Adana'ya döndüğünü ve burada çalışmaya başladığını ifade eden Doğan, Arslan ile sık sık değil, yılda 2-3 defa görüştüklerini dile getirdi.

Doğan, Danıştay saldırısını duyunca o akşam 6-7 aydır Adana'da yaşayan ve avukatlık stajı yapan Teoman Ekşioğlu ile birlikte Ankara'ya gittiklerini belirterek, emniyette Arslan ile görüşmediklerini, daha sonra cezaevinde görüştüklerini kaydetti.

Arslan'ın Osman Yıldırım ile görüşmesini söylemesinin ardından Yıldırım'ın da vekaletini aldığını ve 3-4 defa görüştüğünü ifade eden Doğan, ''Osman Yıldırım'ı Danıştay olayından sonra tanıdım. Ankara'daki yargılamanın ilk duruşmasında Yıldırım ile Arslan arasında menfaat çatışması olmasından dolayı Yıldırım'ın müdafiliğinden çekildim'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, ''Osman Yıldırım, 'Alparslan'ın konuştukları doğru değil, beni suçlamasın, benim üzerime oyun oynamasın' diyerek Arslan'a sizin aracılığınızla haber gönderdiğini söyledi'' şeklindeki sözleri üzerine Doğan, bunu hatırlamadığını ifade etti.

Doğan, Yıldırım ile görüştüklerinde Cumhuriyet gazetesine atılan bombalara ilişkin suçun birlikte işlendiğinin açıkça ortada olduğunu, savunmaların Danıştay üzerine hazırlanması gerektiğini söylediğini ifade etti.

Başkan Şengün'ün Yıldırım'ın haber yolladığı sırada Teoman Ekşioğlu'nun da yanlarında olduğunu söylediğini hatırlatması üzerine Doğan, Ekşioğlu'nun cezaevinde Arslan ve Süleyman Esen ile görüştüğünü, ancak ayrı oda olmadığı için Yıldırım ile kendisinin de aynı yerde görüştüklerini kaydetti.

Doğan, Alparslan Arslan ile cezaevinde konuştuklarının hiçbirini not almadığını, yazmadığını anlattı. Gazeteye atılan el bombalarını Süleyman Esen'den aldığına dair cezaevine dilekçe veren Arslan'ın bununla ilgili alınan ek ifadesinde avukat olarak bulunduğunu belirten Doğan, ''Alparslan ağabey, böyle bir şey gerçek bile olsa da işkence yapsan da böyle bir beyanda bulunmaz. Tutarlı, kesin, net doğru dürüst konuşan bir ağabeydir'' diye konuştu.

Ahmet Doğan, Arslan'ın kendisini azletmesi üzerine avukatlığını bıraktığını söyledi.
Doğan, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in ''Alparslan Arslan Teoman Ekşioğlu'na 'Biletimi al malzemeleri hazırla'' diye mesaj atmış'' diyerek, Arslan'ın Adana'ya gitme meselesini sordu.

Arslan'ın neden kendisini azlettiği konusundaki sorular üzerine şöyle konuştu:
''Kendisi dini hassasiyetlerle bu eylemi yaptığını söylüyordu. Savunma şekli konusunda uyuşamadık. 'Birkaç yıl içinde çıkacağım. Beni savunma' diyordu. Ben de 'Seni buradan çıkarmaya yetecek hiçbir güç yok' dedim. 'Bir iki yıl içinde çıkarım, beni savunma' diyordu.''

Avukat Abdurrahman Sarıoğlu'nun meslekten ihraç edilmesine rağmen neden Arslan'ın savunmasını üstlenmek istediği sorulan Doğan, ''Danıştay olayından sona dini hassasiyeti olan avukatların davaya müdahil olma istekleri vardı. Bazı avukatlar aradılar, karşı çıktım'' dedi.

Doğan, Hizbullah ve İBDA/C davasına bakan bazı avukatların arayarak davaya bakmak istediklerini, ancak kendilerinin bunu kabul etmediklerini dile getirdi. Bunun üzerine söz alan Arslan, avukat Sarıoğlu'nun cezaevinde ziyaretine gelerek, avukatlığını yapmak istediğini, kendisinin de bunu desteklediğini anlattı.

Arslan'ın içki içmediğini ve uyuşturucu madde kullanmadığını belirten Doğan, ''Böyle bir eylem yapmasını beklemezdik. Olay anı ve sonraki günlerdeki davranışlarından dolayı Arslan'da kimyasal ilaç araştırılması yapılmasını istedik. Soruşturma sırasındaki doktor raporunda sağlıklı araştırma için daha fazla miktarda kan örneği olması yazıyordu. Bu konuda talepte bulundum. Mert, sözünün eri, iyi insan olarak tanınıyordu. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı'' diye konuştu.

Doğan, Arslan'ın Danıştay saldırısının oluş şekliyle ilgili hiçbir zaman kendiyle konuşmadığını, ruh halinin sağlıklı olmadığını dile getirdi.

Bu arada, duruşma devam ederken Alparslan Arslan söz alıp kahkahalar atarak, Sincan Cezaevinde yatarken Muzaffer Tekin'i koğuşun avlusunda, Veli Küçük'ü de koğuşta gördüğünü belirterek, ''Onlar mıydı, değil miydi?'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ise Arslan'ın mikrofonunu kapattırdı.
Bir süre sonra tekrar konuşan Arslan, bu kişileri görüntü olarak, televizyonda izler gibi gördüğünü söyledi.

Arslan, ayrıca İsrail'in su sorunu olduğunu belirterek, İsrail'in 2006'da Lübnan'a saldırdığını, Türkiye'deki yetkililerin de barış için İsrail ile masaya oturması gerektiğini söyledi.

Doğan, avukat Vural Ergül'ün ''Danıştay'a silahlı saldırıdan sonra olumlu ya da olumsuz eleştiriler alıp almadıkları'' şeklindeki sorusuna, ''Hakkında türbanla ilgili karar verilen bayan öğretmen arayarak Arslan ile görüşmek istediğini söyledi'' dedi.

Ergül'ün ''Sizinle ne konuştu? Olayı övücü nitelikte mi konuştu?'' sorusuna Doğan, ''Sizin söylediğiniz gibi övücü sözlerdi. Alparslan ile görüşemeyeceğini anlayınca selam söylememi istedi'' yanıtını verdi. Duruşma, mahkeme üyelerinin Doğan'a sorularını yöneltmesiyle devam ediyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler