Akıncı Üssü Komutanı Evrim: Akar 15 Temmuz günü konsensüs istedi

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargâhı’nda yaşananlara ilişkin aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de bulunduğu 221 sanıklı davanın ikinci haftasında savunma yapan Akınca Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim, darbe gecesi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı Fethullah Gülen’le görüştürmek istediği iddiasının doğru olmadığını savundu.

Hollywood senaryosu

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi içindeki mahkeme salonunda görülen davanın 6. duruşmasında, darbenin saat 20.00’de başlamasından 8-9 saat sonra yani 04.45’te darbenin “Şah-Mat hamlesi” olan sayın Cumhurbaşkanını alma hamlesinin yapılamayacağını iddia eden Evrim, “Darbenin en kritik hamlesi muhteşem bir Hollywood senaryosunu andıran acemi bir planlamaya sahne olmuştur” dedi. Evrim, şunları söyledi: “ İçeri girdiğimde Genelkurmay Başkanımızın birileriyle odada rahat tavırla emir komuta zinciri içinde saygı sevgi içerisinde konuştuğunu gördüm. Makam telefonumun ve televizyon kablolarının kesilmiş olduğunu farkettim. Akın Öztürk, Kubilay Selçuk ve bir karacı tümgeneral ve siviller vardı. Karacı tümgeneralin Mehmet Dişli, sivillerden birisinin Ömer Faruk Harmancık amiral olduğunu sonradan öğrendim.”

Konuşmaları sadece dinlediğini belirten Evrim, şöyle devam etti: “Genelkurmay Başkanı ülkenin durumuna ilişkin bilgi ve bildiride belirtilen şikâyetlere kendisinin de katıldığını, hatta iktidar partisinden bazı milletvekillerinin benzer serzenişleri bizzat kendilerine söylediklerini belirtti. Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı ve MİT Müsteşarı’ndan haberleri olup olmadığını sordu. Bilmediklerini söylediler. Genelkurmay Başkanı toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla hep birlikte hareket edilerek ülkenin düzlüğe çıkarılması gerektiğini, mesela Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, parti içi muhalefet, muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve hatta kanaat önderlerinin katılımıyla ve konsensüsle ülkedeki sorunların çözülebileceği yönünde sözler sarfetti. Benim gördüğüm kadarıyla oradakilerin Akar’ı ikna etmeye çalışmasından başka Akar farklı bir yaklaşımla fikir üreterek daha güçlü çözüm alternatifleri sunmak suretiyle oradakileri yönlendiriyordu.”

Yalanladı

Akar’ı ikna etmek amacıyla bir sözünün olmadığını savunan Evrim, Genelkurmay Başkanı’na hitaben sadece “Komutanım, eğer bu kapsamda söylediğiniz muhalefet, parti içi muhalefet, STK veya kanaat önderlerinden görüşmek istediğiniz kimse var ise, makam odamın önünde telefonların bağlandığı birim vardır. Orada görüşmek istediğiniz varsa telefonla sizi görüştürebilirler” dediğini ve dışarı çıktığını anlattı. Evrim, “Gülen’i ne aradım ne görüştüm ne de kendisini arayabilecek birisini tanıyorum. Ben odadan çıktıktan sonra Gülen’in adı geçtiyse bilemem” iddiasında bulundu. Evrim, savcılık ifadesi sırasında Adil Öksüz’ü Akıncı’da gördüğü şeklindeki ifadesinden de çark ederek, “Öksüz’ün Akıncı’da olmadığını değerlendiriyorum” dedi. Evrim, çapraz sorguda “Enterne edildiğini Hulusi Akar’a neden söylemediniz” sorusuna, “Genelkurmay Başkanı’nın konumu nedir bilmiyordum ki. Ben de olayı anlamaya çalışıyordum” dedi.

‘Adımı kullandılar’

FETÖ üyesi olduğu iddialarını reddeden eski Tuğgenaral Mehmet Partigöç, bir dönem çalıştığı yerlerde birinci derece sicil amirlerinin kumpas davalarında yargılanan Levent Göktaş, Engin Alan, Kaşif Kozinoğlu, Abdullah Kılıçarslan olduğunu söyledi. Dursun Çiçek’in el ürünü olduğu iddia edilen belgeyle ilgili “askeri teamüllere aykırı” şeklinde rapor verdiğini anlatan Partigöç, bu nedenle Mehmet Baransu’nun “Karargâh” kitabında kendisi için “Sahte bilirkişi” dediğini savundu. Partigöç, “Başarısız olacağı belli olan darbe girişiminde benim adımı kullanmışlar” dedi. Darbe mesajlarında imzası bulunan Partigöç, emir komuta zinciri altında darbe girişimi olduğunu sandığını belirtti.