'AKP'nin halka hesap vermesinin ilk ayağı, 12 Eylül'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''AKP'nin halka hesap vermesinin ilk ayağı, ilk durağı 12 Eylül. Dert yaratan, sorun yaratan hükümet bu. 12 Eylül'de 'hayır' deyin, milletin yakasından bir an önce düşerler'' dedi.

'AKP'nin halka hesap vermesinin ilk ayağı, 12 Eylül'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.08.2010 - 11:02

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Ardahan'da düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, siyasette hep doğruların arkasından gideceğini, doğruların arkasından gidenlerin hiç bir zaman eğilip bükülmeyeceğini söyledi. Ardahan'ın potansiyelinin AKP iktidarı döneminde yeterince değerlendirilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir zamanlar hayvancılığın merkezi olan Ardahan'ın yanlış uygulamalarla perişan edildiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, ''Şimdi bu hükümet et ithal ediyor. İthalata ödedikleri paranın yarasını çiftçiye, hayvancıya ödeseler bütün Türkiye'yi beslerler'' dedi. Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında Et Balık Kurumu'nun güçlendirileceğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun hayvancılığın merkezi haline getirileceğini, bölgeye sanayi yatırımlarının artırılacağını söyledi. Hükümetin yanlış uygulamaları nedeniyle, sanayicinin ve üreticinin haksız faiz yüküyle karşı karşıya olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Tefeci hükümet bunlar. Halkın iktidarında faiz altında sizi inletmeyeceğiz'' dedi. İktidarın vatandaşın derdini değil, kendi cebini nasıl dolduracağını düşündüğünü savunan Kılıçdaroğlu, ''AKP'nin halka hesap vermesinin ilk ayağı, ilk durağı 12 Eylül. Dert yaratan, sorun yaratan hükümet bu. 12 Eylül'de 'hayır' deyin, milletin yakasından bir an önce düşerler'' diye konuştu. AK Parti dönemindeki eğitim politikalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, Ardahan'ın üniversiteye girişte son sıralarda yer almasının sorumlusunun bu politikalar olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu'nu Ardahan'a girişinde atlı partililer karşıladı. Kılıçdaroğlu, Ardahan mitingi öncesinde Artvin'in Ardanuç ve Şavşat ilçelerinde de halkı hitap etti. Kılıçdaroğlu'nu Şavşat çıkışında, kendisi de Şavşatlı olan YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu karşıladı. Eminağoğlu'nun ''çay içmeye'' çağırdığı Kılıçdaroğlu, Ardahan mitingine katılmak için bu talebi geri çevirdi. Kılıçdaroğlu, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve babası Avni Eminağaoğlu'yla bir süre sohbet etti.

 

'Yurttaşın konusu farklı, AKP'nin konusu farklı'

Kılıçdaroğlu, yurt gezileri kapsamında Ardahan'dan Kars'a geçerken parti otobüsünde, beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa değişikliğinin referanduma gitmesine ilişkin gerekçeli kararının açıklandığı'' hatırlatılarak, ''Birtakım tartışmalar var. HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yapısını sadece kurucu meclis değiştirebilir görüşü var. Ama Haşim Kılıç ve 2 üye meclisin değiştirebileceği yönünde görüş vermişler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Eğer, üyelerin ağırlığı, Anayasanın değiştirilemez hükümlerinin kurucu meclis tarafından değiştirilmesi gerektiği veya onların değiştirebileceklerini söylemişlerse bu doğru bir karardır. Çünkü kurucu meclisler anayasaları ortak mutabakat metinleri olarak hazırlarlar, toplumun tarihte yaşadığı olaylar, verdiği bağımsızlık mücadelesi ve toplumun çağdaş uygarlığa dönük yüzünü ortaya koyarlar. Yani kurucu meclisler anayasa hazırlarken geçmişin birikimlerinden yararlanıp gelecekte toplumu çağdaş uygarlığa taşıyacak normları koyarlar. O açıdan kurucu meclislerin işlevi farklıdır ve normal bir anayasa değişikliğinin ötesinde bir işleve sahiptirler. Kurucu meclislerde sadece parlamenterler değil tüm demokratik kitle örgütleri yer alır. Toplumun tüm kesimleri düşüncelerini özgürce dile getirir ve bir ortak metin hazırlarlar. O açıdan Sayın Kılıç ve diğer üyenin değiştirilemez hükümleri TBMM tarafından değiştirilebileceğine ilişkin görüşüne ben katılmıyorum.''

Kılıçdaroğlu, ''Referandum sonucunda evet mi, hayır mı çıkar'' sorusu üzerine de elinde bunu ölçecek bir olanağın bulunmadığını ifade etti. Yurdu gezdiklerini ve gözlemler yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, eline ulaşan son rapora göre ''evet ve hayır oylarının başa baş gittiği'' ama belli bir süreç içerisinde ''taşlar yerine oturdukça hayırın ağırlık kazanacağına'' inandığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Yurttaşın şikayeti arttıkça, sorunlar derinleştikçe, özellikle esnaf ve çiftçi, sanayici borç yükü altında kaldıkça kendi sorunlarını çözmek değil de sadece ve sadece AKP hükümetinin kendi sorununu çözmeye yönelik bir Anayasa değişikliğiyle yurttaşın meşgul edilmesini sindiremiyoruz. Yurttaşın konusu farklı, AKP'nin konusu farklı. Bu çifte standardı her geçen gün biraz daha görüyoruz. Yurttaşın AKP'ye olan kızgınlığı hayır oylarının güçlenmesine yol açacaktır'' dedi.

'Tekin'i ben aday göstereceğim'

Kılıçdaroğlu, ''Herhangi bir oy oranı tahmini olup olmadığı'' sorusuna ise elinde bir delil olmadan tahmin yapmanın zor olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Ama gördüğüm kadarıyla hayır oyları her geçen gün biraz daha artacaktır'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ''Parti meclisi üyesi Gürsel Tekin'in genel başkan yardımcılığına getirilmesiyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağı'' yönündeki soruyu da yanıtladı. Kılıçdaroğlu, ''Ben aday göstereceğim zaten. Parti Meclisine sunacağım'' dedi. ''Başka aday olup olmadığı'' sorusunu ise Kılıçdaroğlu, ''Onu bilmiyorum sonuçta demokraside kurallar vardır. Başka adaylar çıkar mı, çıkmaz mı bilmiyorum. Daha önceki adayları da ben önermiştim, parti meclisinde kabul edilmişti. Sıkıntı olacağını tahmin etmiyorum'' diye yanıtladı.

'Toplumda ayrışma yaşandı'

Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken de CHP'li belediyelere iktidar tarafından üvey evlat muamelesi yapıldığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: ''Başbakanlık yönetimi, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bütün belediyelere eşit mesafede olması lazım. Şavşat'ta gördünüz, heyelan olmuş, bir doğa afeti yaşanmış, can kaybı var, aradan aylar geçmiş hiçbir şey yapılmıyor. Ben merak ediyorum bu bir AKP'li belediye olsa ne olurdu? Hemen bakanlar gelirdi, yetkililer gelirdi, paralar aktarılırdı, niye yapılmıyor? Kaynak aktarımında, kullanımında, sorunlarla ilgilenmede ayrımcılık yapılıyor. Ayrımcılık da bölücülüktür. Anayasa değişikliğinin referanduma getirilmesi yüzde 50-50 gibi evet-hayırların böyle bir çizgi halinde bulunması bile aslında toplumun ayrışmasının bir başka örneğidir. Bu anayasa yüzde 51'le evet çıksa toplumun yüzde 49'u 'benim anayasam değildir' diyecek. Oysa anayasaların bir uzlaşmayla çıkması lazım. Niye AKP uzlaşmaktan kaçındı? Kendilerine söyledik 3 maddeyi çıkarın gelin biz bu anayasayı parlamentodan geçirelim bir sorun kalmasın. Kabul edilmedi. İzlediği politikalarla toplumda bölücülüğün tohumlarını atıyorlar. Bunun tipik örneklerinden birisi de açılım politikasıdır. AKP'nin açılım politikası için düğmeye bastığı tarihten bu yana toplumda ciddi bir ayrışma yaşandı. Bu ayrışmanın sebebi herhalde muhalefet değildir. Sayın Başbakan muhalefet olarak gösteriyor. Sanki biz iktidardaymışız gibi... Ama gerçeği yurttaşlarım görüyor.''

 

'İktidar üreten bir ülke istemiyor'

Kılıçdardoğlu, partisinin Kars Cumhuriyet meydanında düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, iktidarın üreten bir ülke istemediğini, sosyal devlet anlayışını da yerine getirmediğini savundu. CHP'nin iktidara geldiğinde ülkenin bütün kurumlarına sahip çıkacağını anlatan Kılıçdaroğlu, toplumun tüm kesimlerinin kalkınması için çalışacaklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılacağını söylediğini ancak bunu hayata geçirmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Dokunulmazlıkların arkasına saklanan adamlar, kul hakkı yiyenlerdir. Kul hakkı yiyenleri affetmeyin, oyunuz 'hayır'lı olsun'' diye konuştu.

AKP iktidarının darbe iddialarının arkasına saklanarak mağdur rolü oynadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''27 Nisanda e-muhtırayı kim verdi? Yaşar Paşa verdi. Ne yaptılar? Altına kurşun geçirmez araba aldılar, üstüne üstün hizmet madalyası verdiler. Sonra da, darbe yapacaklardı mağduruz dediler. Bunlara inanmayın. Bunlar din, iman derler köşeyi döner han, hamam sahibi olurlar. Milleti kandırmak, yalana dolana sığınmak, darbe geliyor deyip darbenin, e-muhtıra verenin arkasına sığınmak... Millet artık bunları yemeyecek, çünkü artık sizin Kemaliniz var. Ben sizden biriyim.''
 

Şaşo Hala'yı ziyaret

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'e ''Karaoğlan'' lakabını veren 85 yaşındaki Şehzade Şahin'i, Kars'ın Susuz ilçesinde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu'nu ''Sen bizim starımızsın'' diyerek karşılayan Şahin, çevresindeki herkese ''Referandumda 'hayır' oyu verin'' dediğini anlattı. Kılıçdardoğlu'ndan işsiz iki torunu için iş isteyen Şahin, ''Onları bir ekmek sahibi yap, ben de sana dua ederim'' dedi. Kılıçdaroğlu'na ''Umudumuz sende, sen kurtaracaksın'' diyen Şahin, Kılıçdaroğlu'na ne lakap taktığının sorulması üzerine, ''O karaoğlandı, senin adın da yiğitoğlan'' karşılığını verdi.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler