Aktütün failine "Kürt açılımı" sorusu

Hakkari Aktütün Karakolu'na yapılan saldırının faili olarak yakalanan FARKİN kod adlı Fesih Taş'ın Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan sorgusunda önemli ayrıntılar yeraldı.

Aktütün failine
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.02.2010 - 07:34

Taş'a emniyetteki sorgusunda "Kürt açılımı" konusundaki görüşleri de soruldu. 5 yıl dağda kaldığını ifade eden Taş, Kürt açılımı sürecinin kendi ve örgütü mensupları üzerindeki etkisini anlatırken, "5 yıldır annemi babamı görmüyorum, on bayramdır annemin ve babamın yanında değilim, onların elini öpemedim. Şimdi düşünüyorum da annemin gözlerinden akan iki damla yaşın yerini hiç bir şey almazmış" dedi.

Fesih Taş, 27 Ağustos 2009 tarihinde Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği, ifadesinde, Aktütün Karakolu'na yapılan baskını ve yaşadıklarını detaylarıyla anlattı. Örgütteki yaşam biçimi, katılımlar, eğitimler, parasal ve lojistik kaynaklar ile örgütün yapısına ilişkin detaylı bilgi veren Taş'a Aktütün saldırının yanı sıra bazı sorular da yöneltildi. İfade tutanaklarına göre, Taş'a Kürt açılımıyla ilgili, "Terör örgütü içerisinde örgüt mensupları tarafından, son günlerde hazırlıkları devam eden Demokratik Açılım süreci nasıl değerlendirilmektedir?" sorusu da yöneltildi. İfade tutanaklarına göre, Taş bu soruya aynen şu yanıtı verdi:

"Ben özellikle size şunu belirtmek istiyorum. Artık herkes evine dönmek istiyor, kimse kan dökülmesini istemiyor bu sorunun nasıl olacaksa bir an önce çözüme kavuşması herkesin beklentisidir. Ancak örgüt mensupları dağdan indiklerinde kendilerini Türkiye'de nasıl bir hayatın beklediğini tam olarak kestiremedikleri için biraz da endişe ile bu süreci takip etmekteler. Örgüt mensupları dağdan indiklerinde sürecin nasıl işleyeceği tam olarak kendilerine önceden bildirildiğinde herkesin bu sürece daha fazla katkı sunacağını belirtmektedirler. Her şeye rağmen örgüt içerisindeki herkes bu açılımdan çok umutlu hatta örgüt bile bu açılım sürecinden dolayı bizatihi bütün tabur komutanlarına eylem yapmamaları yönünde talimat verdi. Hatta bu süreç ile ilgi Türkiye'de kim olumlu bir açıklama yaptıysa herkesin ona karşı sempatisi arttı. Ben örgüte 2004 yılında katıldım, 5 yıldır annemi babamı görmüyorum, on bayramdır annemin ve babamın yanında değilim, onların elini öpemedim. Şimdi düşünüyorum da annemin gözlerinden akan iki damla yaşın yerini hiç bir şey almazmış."

PKK silahları nereden alıyor?

Taş'a, emniyetteki sorgusunda, terör örgütü PKK'nın yurt dışından temin edilen silah mühimmat ve patlayıcı maddeleri yurt içerisine nasıl aktardığı da soruldu. Taş bu soruya ise, "Silah ve mühimmatı her Eyalet kendisi alır, Zağros eyaleti olarak benim bildiğim, Irak'tan YNK (Barzani güçleri) ve KNK (Talabani güçleri) güçlerinden Irak'lı milisler tarafından satın alınıyor, katırlarla Zağros Ana karargâhına getiriyorlar, buradan da tabur komutanları ihtiyaçlarını liste yapıp, takım komutanlarını gönderip katırlarla taburlara getirip dağıtım yapıldığını biliyorum."

PKK'nin korkulu rüyası Heron'lar

Taş, 2008 yılında TSK tarafından Irak'ın kuzeyine yapılan kara harekâtında örgütün kayıplarına ilişkin ifadesinde de, 2008 yılında TSK tarafından birçok hava operasyonu yapıldığını anlattı. Taş ifadesinde şunları söyledi:
"Bu operasyonlarda, örgüt gerek savaşçı gerekse kamp alanlarında mühimmat ve cephane kaybına uğradı, hava operasyonlarının maddi kaybından çok psikolojik etkisi olmuştu. Çünkü uçaklar ansızın bombalama yapıyorlar biz ise bunlara karşı hiç bir şey yapamıyorduk. Bu saldırılara karşı hiç bir karşılık verememiz örgüt içinde çok büyük moral bozukluğu oluşturmuştu. TSK'nin kara operasyonunu başlatması başlangıçta hepimizi şaşırttı. Ayrıca Heron denen uçaklardan da çok korkuluyor, ancak bunların sesleri fark edilerek geldikleri zaman belirli noktalarda sabit beklenerek geçmeleri bekleniyor. Bu araçların 200 metre karelik bir alanı gözetleyebildiği düşünüldüğünden, Heronlar belli bir mesafe gidip uzaklaşınca hareket ediliyor. Ama yinede sinir bozucu araçlar olarak algılanıyor."

Öcalan yakalanmasa örgüt dağılacaktı

Taş, ifadesinde ilginç bir ayrıntıya da yer verdi. "Terör Örgütüne en çok hangi yıllarda örgüte katılım çoğalmıştır veya katılım azalmıştır bunların nedenleri nelerdir" sorusunu Taş, aynen şöyle yanıtladı:
"En çok katılım, Abdullah Öcalan'ın 1999 yılında yakalanması sebebi ile olmuştur. Eğer Öcalan yakalanmasaydı kırsalda bulunan örgüt mensupları birbirini öldürecekti. Örgüt tam olarak ikiye bölünmüştü ve herkes birbirini öldürmek için plan yapıyordu ve herkes örgütten ayrılmak istiyordu. Öcalan yakalandıktan sonra herkes birbirine kenetlendi, kaçmalar durdu. Özellikle Türkiye'den birçok yeni katılım gerçekleşti, eğer Öcalan yakalanmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı. Zaten örgüt birkaç yıla kadar dağılır giderdi, ancak Öcalan'ın yakalanması örgüt içerisinde her şeyi değiştirdi ve yeni bir sürecin başlamasına neden oldu. Ayrıca Türkiye'deki katılımların dışında, İran, Irak ve Suriye'den birçok katılım gerçekleşti."

Hakkari cezaevinde

15 erin şehit olduğu Aktütün Karakolu'na yapılan saldırıya katıldığını itiraf eden FARKİN kod adlı Fesih Taş, Yüksekova polis tarafından yakalandı. 2009'un ağustos ayında yapılan sorgulamasının ardından çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak Hakkari cezaevine konuldu. Taş, Yüksekova'da verdiği ifade de TCK'nın 221. maddesinden yararlanmak istediğini de ifade etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon