'Alman üniversitesi büyük bir noksanlıktı'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk-Alman Üniversitesinin kurulmasına çok önem verdiğini belirterek, ''Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin ne kadar çeşitli ve güçlü olduğunu düşündüğümüzde, böyle bir üniversitenin noksanlığını hepimiz hissederiz. Onun için bu üniversitenin kurulmasına bilim dünyası çok büyük katkı verdi ve bugün bunu gerçekleştiriyoruz'' dedi.
Beykoz'da inşa edilecek Türk-Alman Üniversitesinin ilk taşının yerleştirilmesi töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2006 yılının Eylül ayında bu üniversitenin kurulması için çok kesin bir irade ortaya koyduklarını anlatarak, ''Bugün bunun gerçekleştiğini görüyorum, bu üniversitenin Türk-Alman ilişkilerine çok büyük katkı sağlayacağına inanıyorum ve bundan büyük mutluluk duyuyorum'' ifadesini kullandı.
''Aziz dostum'' diye söz ettiği Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile ilk fidesini diktikleri bu eserin çok yakın bir gelecekte Türk-Alman işbirliği ve kadim dostluğunun ulaştığı seviyeyi göstereceğini belirten Gül, Türk-Alman Üniversitesinin en güçlü ticari ortak ve güçlü müttefik Almanya ile ilişkileri taçlandıracağını vurguladı.
Bu üniversiteyle, halklar arasındaki dostluk ve kültür bağlarına yeni bir boyut kazandırılacağını, Türk-Alman entelektüelleri ve bilim insanlarının ortak çabalarında büyük başarılara imza atacakları mükemmeliyet merkezi kurdukları kanaatinde olduğunu kaydeden Gül, şöyle devam etti:
''Bu üniversitenin kurulmasına gerçekten çok önem verdim. Çünkü Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin ne kadar çeşitli ve güçlü olduğunu düşündüğümüzde böyle bir üniversitenin noksanlığını hepimiz hissederiz. Onun için bu üniversitenin kurulmasına bilim dünyası çok büyük katkı verdi ve bugün bunu gerçekleştiriyoruz. Almanya'da 3 milyona yakın Türk olduğunu ve bunların 700 bine yakınının Alman vatandaşı olduğunu düşünürsek, bütün bu nüfus içinde çok genç bir nüfus olduğunu düşünürsek, bu üniversiteye düşen görevi çok daha iyi anlarız. Bu üniversite, mühendislik, temel bilimler, hukuk, ekonomi gibi birçok dallarda faaliyet gösterecek. Bu dallarda eğitim verirken Almanya'da orta öğretim gören birçok Türk ve Alman genci üniversite tahsiline devam edebilirler, buradan yetişen gençler Türk-Alman şirketlerinde görev alabilirler ve en hızlı bir şekilde ekonomiye katkı sağlayabilirler.
Türkler ve Almanlar arasındaki ekonomik işbirliğinin de geldiği seviyeyi düşündüğümüzde, birçok ortak şirketi düşündüğümüzde Almanya'daki 4 bin 300'e yakın şirketi ve faaliyet gösteren 72 bine yakın Türk firmasını düşündüğümüzde ne kadar çok iş alanı olduğunu görüyoruz.''
"Üniversitelerden beklentimiz büyük"
Cumhurbaşkanı Gül, üniversiteden bilim ve teknoloji üretmesini beklediklerini ifade ederek, bu anlamda Almanya'nın bilim dünyasının birikimlerinin en iyi şekilde Türkiye'ye transfer edilmesi, bu işbirliğinden yeni buluş, yeni bilim üretilmesinin temin edilmesinin önemine işaret etti.
Üniversiteden bu anlamda beklentilerinin çok büyük olduğunu kaydeden Gül, ''Bunun İstanbul'da gerçekleşmesi gerekirdi. Çünkü İstanbul'da çok sayıda Alman lisesi var. Bu kadar çok Türk-Alman lisesinin olduğu bir şehirde üniversitenin olmayışı büyük bir noksanlıktı'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, üniversitenin gerçekleşmesinde Alman tarafından dostlarının büyük katkısı olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığının çok büyük desteği bulunduğunu belirterek, mekanın hazırlanmasında da İstanbul Büyükşehir ve Beykoz belediyelerinin çok büyük katkısı olduğunu söyledi.
İnşaatların yapılmasında da rektöre büyük görev düştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Gül, hem Türk hem Alman yurttaşı olan rektörün, hem Türkiye'yi hem Alman mentalitesini, kültürünü ve disiplinini bildiğini kaydetti. Gül, ''Dolayısıyla bütün bu birikim, kendisine büyük bir avantaj veriyor ve beklentimizi yükseltiyor. Hem Türk hem Alman desteği arkanızda olduğuna göre, sizden en kısa zamanda bu üniversitenin faaliyete geçmesi, öğrencilerini almaya başlaması ve süratli bir şekilde eğitime girmesini beklemek hakkımızdır. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
"Büyük katkı sağlayacak"
Cumhurbaşkanı Gül, konuk Cumhurbaşkanı Wulff'un bu gezilerini böyle bir üniversitenin temelini atmakla bitirmelerini de anlamlı bulduğunu ifade ederek, ''Bir daha Türkiye'ye geldiklerinde üniversitenin faaliyette olduğunu göreceklerini umuyorum'' dedi.
Wulff, Beykoz'da inşa edilecek Türk-Alman Üniversitesi'nin ilk taşının yerleştirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, iki ülkenin geleceğinin, törene katılan iki ülke eğitim Bakanlarının ellerinde olduğunu kaydederek, ''Milyonlarca genç insan sizin elinizden geçiyor ve siz sorumlusunuz bu alandan. Benim için de onur ve sevinç kaynağı burada bulunmak'' ifadesini kullandı.
Türkiye'de Alman okulları bulunduğuna işaret eden Wulff, bir süre sonra Türk-Alman Üniversitesinin de olacağını dile getirdi.
Konuk Cumhurbaşkanı Wulff, gelecekteki sorunları birlikte araştırarak, ele alarak, bu alanlarda birlikte eğitim sunarak, çözümlere ulaşmak istediklerini söyledi.
Mustafa Kemal Atatürk döneminde Almanya'dan bilim adamları ve entelektüellerin Türkiye'ye davet edildiğini hatırlatan Wulff, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türk bilim adamlarının, bilim kadınlarının sadece dünyanın birçok ülkesinde değil, özellikle Türkiye'de çalıştığını görüyoruz. İki ülkenin potansiyelini de hem Türkiye'de hem de Almanya'da daha iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz. Biz, bu alanda en kaliteli insanları elde etmeye çalıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Gül ile de bu konuyu konuştum, aslında biraz kayba uğradığımız yönündeki endişelerimizi ifade ettim. O kadar mükemmel, o kadar başarılı genç insanlarla tanıştım ki, çok iyi Almanca konuşan, çok iyi eğitim almış olan insanlar ama geleceklerini çok dinamik gelişen, çok büyük imkanları olan Türkiye'de görüyorlar. Bu genç insanların Almanya geçmişleriyle Türkiye'ye gelip kalmaları durumunda da en azından burada yaşasalar da Almanya'ya da sadık kalmalarını dilerim. Alman vatandaşlığı almış Türk kökenli insanlarda Türkiye ile bağlarını unutmamalılar.''
Üniversiteden beklentilerinin çok büyük olduğunu ifade eden Wullf, üniversitenin, uluslararası ve çok dilli olmasıyla öne çıkacağını kaydetti. Wulff, üniversitenin ilk etapta 5 fakülteden oluşacağını dile getirerek, birçok Alman partner üniversitesinin de bu üniversiteye güvenebileceğini vurguladı.
TBMM'ye, 1 Nisanda gerekli yasanın çıkarılmış olması nedeniyle müteşekkir olduklarını ifade eden Wulff, hem Türkiye'yi hem Almanya'yı ve her iki ülkenin üniversite sistemini bilen bir rektör atadığı için de Türk hükümetine teşekkürlerini iletti.
Wulff, üniversitenin bilimsel anlamda çok mükemmel bir proje olduğunu vurgulayarak, ''Bu üniversite Türk-Alman işbirliği açısından çok önemli unsurlardan birisi olacaktır. Türkiye'nin dinamizmine ve Türk-Alman dostluğuna da büyük katkı sağlayacaktır. Umarım bu üniversiteye giden öğrenciler çok başarılı olur ve böylece Türk-Alman ilişkilerinin ileri noktaya varması sağlanır. Zaten talebimizin de bu yönde olması gerekiyor'' şeklinde konuştu.
"İş birliğinin en önemli numunesi"
Türk-Alman Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ziya Şanal, üniversitenin, iki devlet arkasındaki iş birliğinin en önemli numunesini oluşturduğunu, iki ülke arasındaki akademik alışverişin çok eski yıllara dayandığını anlattı.
Üniversitenin, Türk ve Alman öğrencileri için ideal bir platform olmayı hedeflediğini belirten Şanal, gerek Türkiye'deki gerek Almanya'daki sanayi ve iktisat kuruluşlarını ortak projeler geliştirmeye ve tecrübelerini üniversitede oluşacak bilgi birikimiyle harmanlamaya davet etti.
Tören hakkında
''Türk-Alman Üniversitesinin İlk Taşının Yerleştirilmesi Töreni'' adıyla gerçekleştirilen tören için üniversitenin inşa edileceği arazi üzerine dev çadır kuruldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül ile Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ve eşi Bettina Wulff, çadıra girişlerinde ayakta ve alkışlarla karşılandı.
Törene, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Annette Schavan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.
Törenin sonunda iki cumhurbaşkanı, üzeri kırmızı örtüyle kaplı olan üniversitenin ilk taşının örtüsünü kaldırarak, temsili olarak ilk taşı koymuş oldu.
Türkiye ve Almanya cumhurbaşkanları, daha sonra eşleriyle basına poz verdi.
Konuklar, törenin ardından verilen kokteyle katıldı.
Üniversite hakkında
Berlin'de 30 Mayıs 2008'de imzalanan ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında Türkiye'de bir Türk-Alman Üniversitesinin Kurulmasına Dair Anlaşma'', 12 Ağustos 2009'da, üniversitenin kuruluşuna ilişkin 5979 sayılı Kanun ise 10 Nisan 2010'da yürürlüğe girdi.
Anlaşma uyarınca, üniversite İstanbul'da kurulacak, Türk yükseköğretim mevzuatına tabi olacak, özellikle Türkçe derslerinin yanı sıra Almanca tedrisatlı eğitim programları sunacak, Türkiye ve Almanya'da geçerli diplomalar verecek, başlangıçta fen, hukuk, iktisadi, idari, kültür, sosyal bilimler ve mühendislik fakültelerinden oluşacak.
Türkiye, üniversite için arazi tahsisi, altyapı oluşturulması ve giderlerin karşılanmasını üstlenirken, Almanya ise öğretim görevlisi sağlayacak.
Üniversite, Beykoz'da Tarım ve Köyişleri Bakanlığına tahsisli 265 bin 536 metrekarelik arazinin 120 bin metrekarelik kısmında kurulacak.
YÖK, üniversiteye, Prof. Dr. Ziya Şanal'ı rektör olarak atadı.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!