"Alparslan Arslan dürüst bir çocuktur"

Ergenekon davasında tutuklu yargılanan sanık Hüseyin Görüm, Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ın üzerinden çıkan "Ulusal Haber" kartını kendisinin hazırladığını söyledi. Görüm,"Arslan'a cinayeti işletenler milletin için fitne sokan takıyyeci ve tefrikacılardır" dedi. Soruları yanıtlarken konudan uzaklaşıp çelişkili ifadeler veren Allah üzerine yemin eden Görüm heyet başkanı Köksal Şengün tarafından sürekli uyarıldı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2009 - 08:31

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi kampusunda görülen Ergenekon davasının 58. duruşması Kuvayı Milliye 1919 Derneği kurucu ve yöneticisi Hüseyin Görüm’ün çarpaz sorgusuyla başladı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Hüseyin Görüm’e tutuklu sanık emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin’in çapraz sorusu sırasında bazı isimlere dikkat çektiğini ve “her şeyi açıklayacağını” söylediğini anımsatarak bu kişilerin kim olduklarını sordu. Görüm, Muzaffer Tekin’in kendisini Alparslan Arslan ile hiç görmemesine karşın Danıştay saldırısı nedeniyle gözaltına alındıkları Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde “Birlikte görmüş olabilirim” şeklinde ifade verdiğini anlattı. Arslan’ın Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi toplantılarına katılmadığını söyleyen Görüm “Zekeriya Öztürk beni yanlış anlattı. Düzce’de silahlı eğitim kampı falan. Ben gençlere Kuranı Kerim veriyorum” diye konuştu.

Ankara Terörle Mücadele Şubesi’ndeki sorgusunda Muzaffer Tekin ile görüştüğü sırada yanında İbrahim Cingi’nin bulunduğunu, Abdurrahman Öz'ün bulunduğunu söylemeyi unuttuğunu anlatan Görüm şöyle devam etti: “Fenerbahçe'de oturuyoruz Abdurrahman Öz 'Muzaffer Tekin'in ben de tanırım' dedi. Sonra Muzaffer Tekin ile Fikri Karadağ geldi. Sonra inceliği çözdüm. Büyük sahte mazot olaylarından dolayı Turan Bostancıoğlu bana bir dosya hazırla dedi. Önüme dosya geldi. Poliste var. PKK ile ortak çalışıyorlar. Kapsamlı bir dosyayı bana verdiler. Ümit Selman diye kendisini MİT'çi diye tanıtan birisi vardı. 'Ne gerekiyorsa yapın' dedim. Ben MOSSAD'çı, MİT'ç, CIA'cı, kimsenin adamı değilim, taksici Hüseyin'im.” Başkan Şengün “Taksicisin ama koca dosya sana gelmiş, niye bu dosya sana geliyor, çözemedim, kim bu Abdurrahman Öz” diye sordu. “Ben de çözemedim” diyen Hüseyin Görüm, Öz'ün emekli binbaşı olduğunu, mazot kaçakçılığı dosyasının kendisinde olduğunu bir tek Öz'ün bildiğini söyledi. Görüm, mazot kaçakçılığının 17 trilyonluk olduğunu ve kendisine 200-300 milyar getirisinin olacağının söylendiğini ancak “Şehit ailelerine versinler” dediğini anlattı.

 

“Davama inanıyorum”

Soruları yanıt verirken sürekli konuyu dağıtıp çeşitli şahısların adını veren Görüm, binbaşı İrfan Eğin ve grubunun Zeynel Genç'in korumalığını yaptığını belirterek “İrfan Eğin'i Muzaffer Tekin de tanır. Muzaffer Tekin'i ağabey olarak görüyorum. Ama eften püften şeylerle çok kırdı bizi” diye konuştu. Şengün'ün “ne yaptı” sorusu üzerine Görüm “Bu olay büyük kaçakçılık olayıdır. Bilmiyor musunuz? Altay Tokat kaçakçılığın altından çıkan adamdır. Muzaffer Tekin'e sorun 'bu adam kimdir' diye..” şeklinde yanıt verdi. Başkan Şengün'ün soruları üzerine Görüm “Bu kadar fotoğraf çıkıyor. Bu kadar adamın ne işi vardı. Ben taksiciyim. Kuvvacıyız ya. Hep kendi etrafımızda dönüyormuşuz. Ben artık 'Atatürkçüyüm' demeye utanıyorum” diye konuştu. Şengün'ün “Kaçakçılık dosyasından dolayı mı askerler yanına geliyorlardı. Senin yanında toparlanıyorlar” diye sorması üzerine Görüm “Mafyamatik olmuşuz. Şahmaz diye Emniyet Müdürü var, o biliyor. Ben davama inandım. Biz de kendi kendimize tripe girdik” dedi.

Şengün'ün “Sorular uçtu yine” diye uyarması üzerine Görüm “İddianame gibi” diyerek şöyle devam etti: “Halil Mert Düzcelidir. O da asker. Muzaffer Tekin ile Maltepe'deki konteynerime geldiler. Ben kimsenin adamı değilim. Allah'ın adamıyım. Şakamatik gibi geldim size. İsim veriyorum size çağırın. İddianame gibi oldum.”

 

“Arslan bana icraya geldi”

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Görüm'e Alparslan Arslan'ın kendisine Ahmet Baydar ile tanıştırdığını söylediğini, bu kişinin kim olduğunu sordu. Görüm şunları anlattı: “2001-2002'de tanıttı. Alparslan kardeş 'Bizim bir ağabeyimiz çok vahim bir durumda yardımcı olur musunuz? Ankara'da tanıdığınız var mı' diye sordu. Nihat Gürkan ile tanıştırdım. Sonra haberim yok, Hayyam Garipoğlu'nun işiymiş. Birlikte Ankara'ya gitmişler. Ahmet Baydar işadamı.”

Görüm, Alparslan Arslan'ı ile nasıl tanıştığı sorusunu “Alparslan Arslan benim evimi icra etti. Tanıdığım en dürüst çocuktu. Keşke tanımadan önce Allah'ın kelamını okumuş olsaydım da anlatsaydım” diye yanıtlayınca Başkan Şengün “Belki daha iyi biliyordur” dedi.

“Allah kelamı okuyan insan cinayet işlemez” diyen Görüm “Alparslan evimdeki eşyaları icra etti. Sonra hatasını anladı, geri getirdi. Bu cinayetin asıl katili takıyyeci tefrikacı bu fitneyi yapanlardır” diye konuştu.

 

“Arslan inandığını yaptı”

Görüm Alparslan Arslan ile ilişkisini şöyle anlattı: “Tanıdığım en dürüst çocuktu. Allah onu kurtarsın. Hacizden sonra Ulusal Güç Birliği tabelam vardı ya, konuştuk. Alparslan Arslan ülkücüleri sever. Ben de Paşakapısı Sağmalcılar Cezaevi'nden çok tanıdıklarım vardı. 'Şunu tanır mısın' falan sordu. Ulusal Haber kartını da ben verdim. Zekeriya Timur o gazeteyi çıkarıyordu. Alparslan Arslan yanlış bir adam olsaydı derdi, Doğu Perinçek vardı, Muzaffer Tekin vardı diye. O çocuk inandığı şeyi yaptı. Bunun arkasında tefrikacı, takiyyeciler vardır. Onlar ahirette bunun çektiğinin on katını çekecek.”

 

Tekin Arslan ilişkisi

Muzaffer Tekin Alparslan Arslan'nın tanışıp tanışmadığına ilişkin soruları da net olarak yanıtlamayan Görüm şunları şöyledi: “Alparslan Arslan Doğuş Factoring'in avukatlığını yapmış. Ertuğrul Yılmaz da Doğuş Factoring'in sahibi. Tekin de oraya gidiyordu. 'Demek ki oradan tanıyor diye söyledim” Başkan Şengün'ün “tahminini mi söyledin” sorusu üzerine Görüm “Evet. Alparslan Arslan'ı onun bürosunda görmedim” dedi.

 

“Yardım edin Mehmet Ali Bey”

Tutuklu sanık Oktay Yıldırım'ı Şile'deki gezide gördüğünü anlatan Görüm şöyle devam etti: “Oktay Yıldırım 'Kuvayı Milliye birkaç meczubun işi değildir'' dedi. İçerlemeye başladım. Şile'ye giderken Muzzaffer Tekin 'alacağız' dedi. PKK ile savaştığını, gazi olduğunu anlattı. Sonra Kuvvai Milliye'ye İstanbul İl Başkanı olmuş. Sonra Reina'nın koruma müdürü olmuş. Fikri Karadağ, 'Bak biz Kuvayı Milliye'yi kurduk, karşısına bir tane daha kuruldu' dedi. Görüm'ün “Hani diyorlar ya 'yardım edin Mehmet Ali Bey' diye. Yardım edin Mehmet Ali Bey” sözleri üzerine Savcı Pekgüzel de “ederim” dedi. Görüm, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Başkanı Taner Ünal, İbrahim Özcan, Muzaffer Tekin ile Kalender Orduevi'ne gittiklerini anlatarak “Sonra Muzaffer Tekin'in tanıdığı bayraklı bir yer vardı oraya gittik. Prof. Ömer Aksu geldi. Dıştan vatan, millet, Sakarya, içten hep cüruf” diye konuştu. Görüm, Savcı Pekgüzel'in “Neden Muzaffer Tekin ile bazı isimleri irtibatlandırmak istediği” sorusuna net bir yanıt vermeden başka konulara geçti. Görüm, Muzaffer Tekin'in bir tanıdığının bir Salıpazarı'ndaki otoparkın yanındaki alanla ilgili olarak Alperen Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı ile sorun olduğunu ve gidip görüştüğünü ve sorunu çözüldüğünü anlattı.

 

Görüm Korkut Eken'in işini yaptı

Muzaffer Tekin'in isteği üzerine Korkut Eken'in Bostancı'daki otopark işinde çıkan sorunu çözmede aracılık ettiğini ifade eden Görüm, konuyu İsmail Paker'e yönlendirdiğini belirtti. Mahkeme başkanı Görüm'e “Sen mahkeme misin? Şu işi hallet diye sana geliyorlar. Nesin sen Hüseyin?” diye sordu. Başkan, “bilmiyorum reis bey” yanıtını veren Görüm'e “Hüseyin, bir tarafta İbrahim Şahin'in oğlu, diğer tarafta Korkut Eken'in etrafı var. Bu işi çözen sesin, bak sen işe. Onu izah et” dedi. Görüm ise “Bilsem söyleyeceğim size. Bilmiyorum. Hepsi bize toplanıyor” diye konuştu. Savcının, ''Muzaffer Tekin'in senden istediği başka konular var mı?'' diye sorması üzerine Görüm, “Düşünmem lazım. One minute please'' dedi. Görüm kısa bir süre sonrara “yok olmadı” yanıtını verdi. BOP Ermenistan eş başkanı olduğunu söylediği Kaan Soyer vasıtasıyla Vahit Özkaya ile tanıştığını, Özkaya'nın mason olduğunu ileri süren Görüm, “PKK'nın Avrupa'daki kasalarını vermek istiyoruz ama güvenilir bir adam lazım dediler. Bizi de kuvvacı biliyorlar ya. Muzaffer Beyi tanıştırdım. Dediler ki, biz PKK'nın bütün para trafiğini vericez. Abdullah Gül'ün, Mehmet Ali Talat'ın yurtdışından liderlerle randevularını daha onların haberi yokken biliyorlardı” diye konuştu.

 

“Konteynırda toplantılar”


Maltepe'deki konteynırında Vatansever Kuvvetler Güç Birliği'nin (VKGB) toplantılarının yapıldığını belirten Görüm, burada Muzaffer Tekin'in aracılığı ile Zekeriya Öztürk ile tanıştığını, Tekin'in Öztürk için 'binbaşı kardeşimiz' dediğini anlattı. Tekin'in konteynırdaki toplantılara iki kez geldiğini ifade eden Görüm, Tekin'in ne kadar asker tanıdığı varsa burada yapılan pilav gününe katıldığını söyledi. Tekin ve Öztürk'ü İsmail Paker'le kendisinin tanıştırdığını söyleyen Görüm,

“'Samimiyetimle söylüyorum. Bu fotoğrafta gördüğünüz ekipten hiçbir kimse Kuvayi Milliye 1919'a gelmedi. Tekin'e sen iyi askersin gel bu Kuvayi Milliye'ye ön ayak ol dedim. Kuvayi Milliye elbisesi bana çok büyük dedi'” diye konuştu.

 

Kilisedeki toplantılar...

Türk Ortadosks Kilisesi'ndeki toplantılara Muzaffer Tekin'in isteği üzerine bir kez katıldığını ifade eden Görüm, “Tekin bana, Sevgi Erenerol Fener Rum Patrikhanesi'ne karşı bir toplantı düzenliyor. Kalabalık olsun, görüntü olsun, gel” dedi. Ben de tabi dedim. Bu kilisenin Atatürk'e faydalı olduğunu daha önce Fikri Karadağ bana anlatmıştı” dedi. Sevgi Erenerol'un kendisini tanımayacağını, Vedat Yenerer'in düzenlediği Kuvayi Milliye plaketlerinin verildiği törende görmüş olabileceğini söyleyen Görüm, “Fantastik Kuvayi Milliyeciler” diye konuştu. Kilisede ayin bitince yemek verildiğini söyleyen Görüm, “Şarap da içtim. O zaman Kuran'ı okumamıştım” dedi.

Görüm, Mehmet Fikri Karadağ'ın Kemal Kerinsiz için 'inanmış bir vatan evladı, kuvayi milliyeci' dediğini de dile getirdi.

 

“Göktaş bana sığındı”

Davanın tutuksuz sanıklarından İhsan Göktaş'ın Sietoloji tarikatından kaçarak kendisine sığındığını söyleyen Görüm, “Bu tarikat Göktaş'ı Türkiye'deki kumarhanelerin başından olan bir kadınla evlendirmiş. Sonra kadından ayrılmış. Beni öldürecekler dedi. Her şeyimi açtım o kardeşime” diye konuştu. Göktaş'ın daha sonra derneğin defterlerini, tüzüğünü aldığını ifade eden Görüm, “Yemin ettirdim, Kuran getirdim. Tom Miks'e yemin eder gibi yemin ettiler” dedi.

 

“Beni formatladılar”

Savcı Pekgüzel'in ''PEJAK'ın uluslararası eroin kaçakçılığı yaptığı şeklindeki konuyu neden Muzaffer Tekin'e söylüyorsun” diye sorması üzerine Görüm, “Tekin'in asker değil mi? Adam resmi asker” yanıtını verdi Ölen Ergenekon şüphelisi Kuddisi Okkır'ın ''ayrık otu'' adlı oluşumunda isimleri geçen asker kökenli kişilerle Muzaffer Tekin'in bürosundan tanıdığını anlatan Görüm, buradaki isimlerden Hüseyin Beyazıt ile İzmir'e yolculuk ettiğini söyledi. Yoldayken Tekin'in Beyazıt'ı aradığını belirten Görüm, “Beyazıt Tekin'e 'formatlıyorum' derdi. Ben ne demek istediğini o zaman anlamamıştım” dedi.

 

“Sinan Aygün'ü tanıyorum”

Okkır'ı buradaki sanıklarla kendisinin tanıştırdığını belirterek, Okkır'ın 'ayrık otu' adlı dosyayı internetten aldığını ve üzerinde değişiklikler yaptığını söylediğini ifade etti. ATO Başkanı Sinan Aygün ile 2002 yılında ATO'daki konferansta ayak üstü el sıkıştıklarını söyleyen Görüm, “Bu saatten sonra hiç tanımam. Televizyonlarda konuşuyordu, Başbakan olacağım diyordu. Geldi on gün içerde yattı artık tık yok” dedi.

 

“Karadağ'ın hain listesi az”

Fikri Karadağ'da 13 bin 500 kişilik hain listesine ilişkin Görüm, “Bakan Kamuran İnan televizyonda ' listeyi gördüm. Türkiye'de 200 bin casus var' dedi. Karadağ 13 bin 500 dediyse az” ifadesini kullandı. Veli Küçük'ü tanımadığını, adını duyduğunu ifade eden Görüm, “Ben dernekte 2.5 sene kaldım. Gelse tanırdım, söylerdim. Geldi diye tarih yazdılar. Oraya taksici, pazarcı, manavcı gelirdi. küçük gelmedi. Benim garip taksicim kadar olamadılar'' diye konuştu.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda da  sorularını sürdüren Mehmet Ali Pekgüzel, Kuvayı Milliye 1919 Derneği üyeleri sanıklar Kahraman Şahin ve Abdullah Arapoğulları arısındaki bir konuşmaya dikkat çekti. Görüm konuşmanın içeğine ilişkin olarak “Adam kaldırmak gibi bir konuşma olmamış. Şaka olsun diye konuşmuşlar” dedi.

İnternet üzerinde yazar Orhan Pamuk, DTP milletvekillerini öldürmek üzerine yazışmalar yapan emekli kurmay albay Fikri Karadağ ile ilişkisi olduğu öne sürülen Selim Akkurt'u cezaevinde tanıdığını söyleyen Görüm, Muhammet Yüce'nin  yemin töreninin televizyonlarda yayımlanmasından sonra derneğe geldiğini ve Fikri Karadağ ile görüştüğünü anlattı. Coşkun Çalık'ı da hiç tanımadığını söyleyen Görüm, suikast planlarına ilişkin olarak “Birbirlerine hava atıyorlardır” dedi.

Görüm, içinde örgütsel dokuman bulunduğu iddia edilen arabanın derneğin olmadığını, Murat Çağlar'ın arabası olduğunu, Fikri Karadağ'ın derneğe yürüyerek geldiğini anlatan Görüm “Kuvayı Milliye'de bir silah yakalanıyor. Bütün bilgisayarları alıp götürüyorlar. Bir Kuvayı Milliyeci bir silah yakalatıp da bülbül gibi öter mi” diye konuştu.
 

Beni satma

Tutuklu sanıklardan Erol Ölmez ve Kahraman Şahin arasındaki telefon konuşmasından Ölmez'in istihbarat toplamak amacıyla Fatih'te Çarşamba semtinde istihbarat toplamak için bulunduğuna ilişkin soru üzerine Görüm “Kafasında bir film yapmış” dedi.

Savcı Pekgüzel, İhsan Göktaş'tan elde edilen bir CD'de Hüseyin Görüm ile Fikri Karadağ arasındaki bir görüşmenin kayıtlı olduğunu anımsatması üzerine Görüm “Hendek anlaşması. Bu arabada geçen bir konuşmadır. Ulusal Güç Birliği sırasında hep bizi kullanmaya çalıştılar. Hendek'te 'Baba bir yola çıkıyoruz. Beni satma. Bana baba ol. Yanlış yaparsan kafama sıkarım. Satının kanı satılana helaldir' dedim” şeklinde yanıt verdi.

Savcı Pekgüzel “Fikri Karadağ'ın Dink cinayeti, Danıştay saldırısı gibi olaylardan  sonra ortadan kaybolduğuna” ilişkin bazı konuşmalar olduğunu söylemesi üzerine Görüm, Karadağ'ın Şarköy'de bir arazi meselesi olduğunu, telefonun o sırada kapalı olduğunu, ama derneklerinin bu tür olaylardan sonra arandığını anlattı.

Görüm, eski Özel Harekat Daire Başkanı Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İbrahim Şahin'in Kadıköy Aden Otel'de Muzaffer Tekin'in çağırdığı bir iftar yemeğinde gördüğünü söyledi. 
 

Neden Arslan için dua ediyorsun

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın ise Görüme, savunmasında neden “Alparslan Arslan'ın kurtulması için dua ettiğini, dürüst çocuktur” dediğini sordu. Görüm, “Dürüst bir çocuktur. Asıl katil bu fitneyi sokandır. Allah kurtarsın, ölenlerin de mekanı cennet olsun” dedi.

Üç kişi ile birlikte aldıkları bir arabanın senetleri için Alparslan Arslan'ın kendisine icraya geldiğini, ancak kendisinin borçlarını ödediğini anlayınca Arslan'ın eşyalarını iade ettiğini anlatan Görüm, Alparslan Arslan'an Vatansever Kuvvetler Güç Birliği kartının Nihat Gürkan'ın verdiğini söyledi.

Muzaafer Tekin'in “yanında çanta gibi dolaştırıyor” dediği kişinin Arslan değil İbrahim Özcan olduğunu belirten Görüm, Tekin'in kendisini Arslan bile birlikte hiçbir zaman görmediği ifadesini tekrarladı.

Görüm, kendisini Bolu'da karşılayan Dursun Ali Özoğlu ve Hatice Yadigar'ın getirdiği Mercedes'in Yusuf Eriker'e ait olduğunu tutuklu sanık Ergun Poyraz'dan öğrendiğini anlattı.

Savcı Taşkın'ın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Başkanı Taner Ünal'ın neden kendisiyle görüşmek istemediği, uzaklaştırmak istemediği sorusu üzerine Görüm şunları söyledi: “Aralarında Soroscu falan diye konuşuyorlardı. Ben de Saroz Körfezi'nden bir arazi satmışlar da parayı paylaşamıyorlar diye anlıyordum. Bilmiyordum ne yapayım.”

Taşkın'ın İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in VKGB ile bağlantısı olup olmadığını sorusunu Görüm “Bilmiyorum. Cezaevinde gördüm. 'Siz ne ayaksınız' dedim. Dışarıda Doğu Perinçek ağzıyla kuş tutsa PKK'nin birinci adamı diye biliniyor. Ama burada çok güzel konuşuyor. 'Kendinizi anlatın'dedim” diye yanıtladı.

Tutuklu sanık Oktay Yıldırım, Görüm'ün ifadelerine tepki gösterip kendisinin tanığı Hüseyin Görüm'ün saygılı bir kişi olduğunu ifade ederken tutuklu sanık Muzaffer Tekin de Hüseyin Görüm'ün kendisine bu kadar kırgın olduğunu bilmediğini, Görüm'ün çok değiştiğini söyledi. 
 
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise savcının kendisi hakkında sorduğu soruların iddianamede bulunmadığını altını çizerek “Hukuka aykırıdır. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği örgütünün karışık bir örgüt olduğunu konuşmalarımda belirtmiştim” dedi. 
 
Üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin “Tuncer Kılınç Paşa Kuvayı Milliye Derneği'ne geliyor muydu” sorusunu Görüm “Hiç gelmedi” diye yanıtladı. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon