Amaç Esad'sız Suriye
Suriye sorununun çözümü için düzenlenmesi planlanan ikinci Cenevre konferansında öncelikli amaç; tarafların karşılıklı rızasıyla, içinde Beşşar Esad'in olmadığı bir geçiş sürecini hazırlamak şeklinde tanımlanıyor.
Suriye sorununun çözümü için düzenlenmesi planlanan ikinci Cenevre konferansında öncelikli amaç; tarafların karşılıklı rızasıyla, içinde Beşşar Esad'in olmadığı bir geçiş sürecini hazırlamak şeklinde tanımlanıyor.
ABD ve Rusya'nın girişimleriyle önümüzdeki günlerde yapılması öngörülen ikinci Cenevre konferansının, geçen yıl haziran ayında yine Cenevre'de yapılan toplantı temelinde düzenleneceği ifade ediliyor. Geçen yılki toplantıda "tarafların karşılıklı rızasıyla Suriye'de tam icra yetkisi olan bir geçiş hükümetinin kurulması" konusunda mutabakat sağlanmış, böyle bir geçiş hükümetinde Beşşar Esad'in bulunup bulunmayacağı konusundaki farklı görüşler nedeniyle uygulamaya geçilememişti.
Bu kez düzenlenecek konferansta başta Türkiye ve ABD olmak üzere rejimin karşısında duran uluslararası toplumun, Esad'in geçiş sürecinde yer almaması konusunda tam bir kararlılık içinde olduğu ifade ediliyor.
AA'ya konuşan bir üst düzey diplomat, "Hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bu geçiş yönetiminde Esed'in ve Esed'in yakın çevresinde olup da bu zamana kadarki şiddet kampanyasını yürütenlerin yer almayacağı kesin" ifadesini kullandı. Aynı diplomat, "Esad'in içinde olacağı bir geçişi ne muhalefet ve dolayısıyla Suriye halkı ne de uluslararası toplum kabul edebilir. Düzenlenmesi öngörülen konferansın başarılı olması, bu yönde ortak bir anlayış ve iradenin sağlanmasına bağlı" diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin mayıs başında Moskova'da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la Cenevre konferansına dair yaptığı görüşmenin temelinde 20 Nisan'da İstanbul'da düzenlenen Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısında varılan mutabakatın bulunduğu belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar, ikinci Cenevre konferansının barışçıl geçiş süreci için son şans olabileceğini kaydediyorlar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçen hafta Washington'da ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmeden sonra iki lider Esad'siz Suriye'nin altını çizmişlerdi.
Konferans sonucunda kurulacak geçiş yönetiminin, rejim ile muhalefetin karşılıklı rızası temelinde belirlenecek isimlerden oluşturulması kadar, ülkede "tam icra yetkisine" sahip olmasının da kilit önemde olduğuna dikkat çekiliyor. Kaynaklar, geçiş yönetiminin kurulmasıyla birlikte Esad'in tüm yetkilerini bu yönetime bırakarak devreden çıkması gerektiğine işaret ediyor.
Hedef, tarafları aynı masada buluşturmak
İkinci konferansta hedeflenen, Suriye'deki muhalefet ile rejimin temsilcilerini aynı masa etrafına oturtarak geçiş süreci üzerinde müzakerelere başlamak. İlk konferansa katılan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülke ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere ile Arap Birliği'nden 3 üye ülke Irak, Kuveyt ve Katar'ın yanı sıra Türkiye, ikinci toplantıya da katılacak. Bu ülkeler kolaylaştırıcı ve destekleyici bir rol üstlenecek.
AA'ya konuşan diplomatik kaynaklar, burada altı çizilmesi gereken noktanın, rejimin temsilcilerinin geçiş sürecinde "Esad'in bulunmayacağını bilerek" toplantıya gelmesi olduğunu vurguluyor.
Beşsar Esad'in geçtiğimiz günlerde bir Arjantin gazetesine verdiği röportajda en azından 2014'te yapılacak seçimlere kadar koltuğunu terk etmeyeceğini söylemesi ve ikinci Cenevre konferansı neticesinde görevinden istifa etmesi gerektiği yönündeki çağrıları reddetmesi, konferansın başarısı hakkında ciddi endişe yaratmış durumda. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un da ikinci Cenevre toplantısı için zaman sınırlaması dahil hiçbir ön koşul olmaması gerektiğini belirtmesi kuşkuları artırıyor.
Bu noktada Başbakan Erdoğan'ın Cenevre öncesi Rusya'ya yapacağını açıkladığı ziyaret de ortak bir anlayış geliştirilebilmesi ve konferansın başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi bakımından büyük önem kazanıyor. Diplomatik kaynaklar, müzakerelerin ucu açık bir egzersiz olamayacağını ve belirli bir süre içinde tamamlanması gerektiğinin de altını çiziyor.
Muhalifler İstanbul'da kadrolarını belirleyecek
Suriyeli muhalifler, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz El Hatip'in istifasından sonra Cenevre görüşmeleri öncesi kadrolarını belirlemek amacıyla perşembe günü İstanbul'da bir araya gelecek. Öte yandan, rejimin temsili konusunda da Rusya'nın girişimlerinin bulunduğu bildiriliyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry geçen hafta İsveç'te yaptığı basın toplantısında Rus meslektaşı Lavrov'un bu konuda gerekli görüşmeleri yaptığını ve konferansa rejim adına katılacak kişilerin belirlenmiş olduğunu söylemişti.
Ürdün'de Cenevre'nin çerçevesi ortaya çıkarılacak
Cenevre toplantısı öncesinde diplomatik girişimler de son derece hız kazandı. Bu kapsamda Ürdün'de çarşamba günü ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, BAE, Katar, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye'den oluşan 11 ülkenin dışişleri bakanları bir araya gelecek. Ürdün'deki toplantının Nisan ayında İstanbul'da yapılan toplantının devamı niteliğinde olacağı belirtiliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun katılacağı toplantıda Cenevre konferansının neden yapılacağı, Cenevre müzakerelerinin hangi amaçla, ne şekilde gerçekleşeceği, bir geçiş yönetimi ortaya çıktığında bu hükümetin nasıl ve hangi yetkileri icra edeceği, geçiş hükümeti sonrasına yönelik beklentiler veya rejimin süreci engellemesi ve bütün bunların olmaması halinde neler yapılacağı konuşulacak.
Cenevre konferansının yapılamaması ihtimaline karşılık diplomatik çevreler 20 Nisan'da İstanbul'da düzenlenen toplantının bildirisine atıf yapıyor. Bildirideki "Cenevre Bildirisi çerçevesinde siyasi çözüme yönelik birleşik taahhüdümüzü ifade ederken, Suriye rejiminin bu fırsatı reddetmesi halinde yardımlarımızın genişletilmesi bağlamında ilave açıklamalarda bulunulacaktır" ifadesinin altı çiziliyor. Bu da muhaliflerin silahlandırılmasının önündeki engellerin daha kolay kalkacağı şeklinde yorumlanıyor.
Muhaliflerin silahlandırılması
Bu durumda da Avrupa Birliği (AB) içinde Suriye'ye uygulanan silah ambargosuyla ilgili tartışmalar gündeme geliyor. Fransa ve İngiltere, Suriye'ye uygulanan silah ambargosunun muhalifler lehine gevşetilmesini istiyor. Fransız ve İngiliz diplomatlar, böyle bir hamlenin Esad rejimini barışa zorlama konusunda faydalı olabileceğini savunuyor. Ayrıca, bu yönde bir karar alınmasının, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanması durumunda alınacak tedbirlerle ilgili çok daha hızlı adımlar atılmasını sağlayacağı ifade ediliyor.
İngiltere, ambargonun gevşetilmesinin "ılımlı" muhalifleri güçlendireceği görüşünü de ön plana sürerken, Fransa aynı görüşleri dile getirmesine rağmen son haftalarda yeni bir yaklaşımla aceleci davranılmaması gerektiğini belirtiyor. Cenevre konferansının beklenmesini isteyen Fransız diplomatlar, Mayıs sonunda ambargoyla ilgili bir karara varılabileceğini ancak "Cenevre görüşmelerinden çıkacak sonuca göre kararın uygulanmasının ertelenebileceğini" söylüyor.
AB içindeki İsveç ve Avusturya gibi bazı ülkelerse silah ambargosunun muhalifler lehine gevşetilmesi fikrine, "daha fazla silahın daha fazla çatışma" anlamına geldiğini savunarak karşı çıkıyor.
AB'nin Suriye'ye yönelik silah ambargosu 1 Haziran'da dolacak. AB devlet ve hükümet başkanlarının 22 Mayıs'ta Brüksel'de enerji konusunda bir araya gelecekleri zirve sırasında konunun gündeme gelebileceği belirtiliyor. AB dışişleri bakanları da 27 Mayıs'taki toplantıda silah ambargosunu tartışacak.
Rusya gizlemiyor
Rusya ise Suriye'ye silah gönderdiğini gizlemiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, geçen hafta yaptığı açıklamada, Şam yönetimine silah teslimatının daha önceki anlaşmalar çerçevesinde devam ettiğini, silah sevkiyatının neden bu kadar büyütüldüğünü ise anlamadığını söylemişti.
Batı medyasında Rusya'nın Suriye rejimine gelişmiş füze sistemleri verdiği, bu füzelerin gemilere karşı etkili şekilde kullanılabileceği şeklinde haberler yer almıştı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!