'Amasya Tamimi'nin 90. Yıldönümü

'Amasya Tamimi'nin 90. Yıldönümü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.06.2009 - 05:47

Mustafa Kemal’in düşüncesi şöyleydi: “Artık İstanbul, Anadolu’ya hâkim değil; tâbi olmak mecburiyetindedir.” “Amasya Tamimi”nin önemi ise, bu belgede yer alan düşüncelerin, bundan sonraki tarihlerde uygulamaya geçirilmesi olmuştur.

Büyük Atatürk’ün, 1919 Mayısı’nda Anadolu’ya ayak bastığında, kararı şu olmuştu: Ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız bir Türk devletinin kurulması. Temel ilke, Türk ulusunun onurlu bir ulus olarak yaşamasıydı. Bu da, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilirdi. Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uşaklıktan öte bir gözle görülmeye layık olamazdı. Atatürk’ün sözleriyle, yabancı bir devletin güdümüne girmeyi istemek, güçsüzlüğü ve uyuşukluğu benimsemekten başka bir şey değildi.

Osmanlı padişahı ile hükümeti ise, büyük devletleri gücendirmemek esasına göre davranıyorlar ve bu devletlerden biriyle dahi başa çıkılamayacağı inancını taşıyorlardı.

Öte yandan, halk ve aydınlar da bu inancı paylaşıyorlar ve Padişah’a karşı bağlılığı esas kabul ediyorlardı.

Avrupalı büyük güçler, 19. yüzyılın sonlarında, Osmanlı Devleti’nin “toprak bütünlüğünü koruma” ilkesini teker teker terk etmeye ve Osmanlı’yı parçalara bölme politikasını benimsemeye başlayınca, Osmanlı Devleti’nin sonu da görünmüştü.

Avrupalı güçler

Osmanlı Devleti’nin, 19. yüzyılın sonlarında, artık kendi ayakları üzerinde durmaya gücü kalmayınca, Avrupalı güçler de, çıkarları doğrultusunda bu imparatorluğu parçalara bölerek, kendi denetimleri altına alma yolunda gerekli adımları atmışlar ve Birinci Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında giren Osmanlı Devleti’ni yenilgiye uğratarak, Osmanlı topraklarını kendi aralarında bölüştürmüşlerdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nu bu acıklı duruma indirgeyen etkenlerin, kanımca, çok iyi irdelenmesi ve bunlardan gerekli derslerin alınması, ülkemizi yönetmekte olan hükümetlerin hiç göz ardı etmemeleri gereken bir husus olmalıdır.

Yepyeni bir devlet

Yüzyıllar boyunca Avrupalı halkları egemenliği altına almış ve yönetmiş olan Osmanlı Devleti’nin bu konumunu bir türlü içlerine sindiremeyen Hıristiyan Batılılar, Osmanlı Devleti’ni tarihe gömme zaferiyle kendilerinden geçerken; bir mucize gerçekleşmiş ve “Mustafa Kemal” isminde bir kahraman, bir dâhi ortaya çıkarak, Türk ulusundan oluşan yepyeni bir devleti tarih sahnesine çıkarmıştır.

Mustafa Kemal ismindeki bu olağanüstü insan, Türk halkına “ulus” olma bilincini aşılamış ve Osmanlı Devleti tarafından sürekli ihmal edilmiş ve göz ardı edilmiş olan bu halkın, yeniden kendine güvenmesini sağlamış; Türk halkına, isterse tüm olanaksızlıklar içinde dahi, vatanını düşman güçlere karşı savunabileceği inancını benimsettirmişti.

Mustafa Kemal, bir hafta kadar Samsun’da ve 25 Mayıs’tan 12 Haziran’a değin Havza’da kaldıktan sonra Amasya’ya geldi. Havzalılarla görüşürken, Mustafa Kemal şunları söylemişti: “Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız ve memleketi kurtaracağız!”

Mustafa Kemal’in kararı, Anadolu’dan yönetilecek bir hareketin başına geçmekti. 21/22 Haziran 1919 gecesi, Mustafa Kemal’in Amasya’da yazdırdığı tamimin esasları şunlardı:

1) Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.

2) İstanbul’daki hükümet, üstlendiği sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir.

3) Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kararı kurtaracaktır.

4) Ulusun haklarını dile getirmek ve bütün dünyaya duyurmak için, her türlü denetimden uzak ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir.

5) Sıvas’ta ulusal bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.

6) Bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin hemen yola çıkarılması gerekmektedir.

7) Delegelerin kimlikleri gizli tutulacaktır.

8) Doğu illeri adına, Erzurum’da, 10 Temmuz’da bir kongre toplanacaktır.

“Amasya Tamimi”nde üzerinde özenle durulması gereken husus, “ulus” ve “vatan” kavramlarıdır. Bundan böyle “ümmet” ve “padişahın mülkü” kavramlarına yer yoktur. Büyük Atatürk, Amasya Tamimi’nde ilk kez, “ulusun bağımsızlığı”, “ulusun kararı”, “ulusun hakları” ve “ulusal bir kurul” kavramlarını dile getirmekte ve böylelikle, artık Osmanlı Devleti’nin ve bu devletin temellerini oluşturan kavram ve kurumların tarihe karıştığını ve onların yerlerine, yeni bir devletin temellerinin atıldığını vurgulamaktadır. Mustafa Kemal, ilk kez Amasya Tamimi ile, Türk ulusunun birlik içinde harekete geçmesini ve bütünleşmesini öngörmektedir.

Mustafa Kemal’in düşüncesi şöyleydi: “Artık İstanbul, Anadolu’ya hâkim değil; tâbi olmak mecburiyetindedir.”

“Amasya Tamimi”nin önemi ise, bu belgede yer alan düşüncelerin, bundan sonraki tarihlerde uygulamaya geçirilmesi olmuştur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon