'Anayasa yapım sürecinin yol emniyeti yok'

Yargıç ve Savcılar Birliği (YARSAV), otoriter bir zihniyet ve uygulamalarının başta yargı olmak üzere tüm kurumlarda yarattığı travmanın artarak devam ettiğini ileri sürerek bu ortamda evrensel saygınlığa sahip bir anayasa yapılamayacağını ileri sürdü.

'Anayasa yapım sürecinin yol emniyeti yok'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.01.2012 - 16:48

Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) Anayasa önerilerini dinledi. YARSAV komisyona yaptığı sunumda 1982 anayasanın darbe anayasası olduğunu ve değiştirilmesinin zorunluluk olduğunu dile getirildi ancak "Hiçbir siyasi partinin topluma anayasa dayatma hakkı yoktur" denilerek gerçek bir toplum sözleşmesi olan anayasa için koşulların uygun olmadığı savunuldu. Siyasi iktidar kaynaklı bir gerilim ve kutuplaşma ortamında bulunduklarını savunan YARSAV, "Otoriter bir zihniyet ve uygulamalarının başta yargı olmak üzere tüm kurumlarda ve toplumun önemli bir kısmında yarattığı travma gittikçe artan bir dozda devam etmekte iken evrensel saygınlığa sahip bir anayasa yapmak mümkün değildir. Anayasa yapım sürecinin yol emniyeti yoktur. Özel yetkili mahkemelerin yol çevirmeleri ve tevkifleri, kimsenin bu yola girmemesi sonucunu doğurmaktadır" dedi.

'Yargıdaki son bir yılı anlatmak bir yıl alır'

Cumhurbaşkanının görev süresi, Genelkurmay Başkanının yargılanacağı yer gibi temel konularda bile anlaşılamadığına dikkat çeken YARSAV, HSYK'daki uygulamaları örnek gösterdi. Sunumda şu ifadeler kullanıldı: "Demokratik meşruiyet, yalnızca seçimle elde edilen ve keyfi olarak kullanılacak bir değer değildir. Yargıda yaşanan son bir yılı anlatmak en az bir yılı alır. Sürgün kararnameleri, hiçbir kıstasa dayanmayan terfi ve taltifler, temelsiz ve intikam-gözdağı amaçlı soruşturmalar ve sonrasında verilen ölçüsüz ve insafsız cezalar. Yargı mensuplarına bakan toplum kendisini nasıl güvende görebilir."
 

Vatandaşı düşman gören zihniyet

Kentsel dönüşüm, HES protestoları, öğrenci eylemleri gibi olaylara yönelik şiddet ve ötekileştirme hareketlerinin vatandaşı düşman gören bir zihniyetin eseri olduğunu ileri süren YARSAV, düşüncenin, şiirin, karikatürün terör silah sayıldığı, kitapların bombadan daha tehlikeli görüldüğü yönündeki açıklamaların toplumdaki kutuplaşma ve gerilimi daha da arttırdığını ileri sürerek bu ortamda uzlaşma içinde anayasa yapılamayacağını savundu.
Demokratik bir anayasa isteniyorsa sürecin aceleye getirilmemesini isteyen YARSAV, anayasa çalışmaları yapılırken bir yandan da bu sürece katkı yapacak mevzuat değişikliklerinin yapılmasını, demokratik hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması için TCK, CMK'da değişiklik yapılmasını istedi.

Özel yetkili mahkemeler iktidar savaşının aracı haline geldi

Siyaset dışı olması, hatta onu dengeleme adına frenlemesi gereken yargının siyasi bir aparata dönüştürülerek siyasi yaşamı dizayn etme aracı haline getirilmesi ve devletin ideolojik aygıtı olarak kurgulanmasının demokratik toplum düzenini rayından çıkaracağını ileri süren YARSAV, kendisini 'Türkiye Başsavcılığı veya mahkemesi olarak görme eğiliminde' olan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin, iktidar savaşının bir aracı haline dönüşmesi ve temel hak ve özgürlükler yönünden ciddi tehdit kaynağı haline gelmesi" nedeniyle tamamen kaldırılmasını istedi.

Siyaset yapımında 12 Eylül kuralları değişmeli

Meclis dışındaki siyasi partiler, STK'lar, üniversiteler ve meslek kuruluşlarının eşit şartlar altında ve aktif olarak Anayasa yapım sürecine katılması önerisinde bulunan YARSAV, "Aksi taktirde, herkesin önerisini vermesi yolunda çağrı yapıp, tüm önerileri topladıktan sonra bir metin ortaya çıkarmak, sonuçta üzerinde uzlaşılan değil, bir iradenin uygun gördüğü metnin ortaya çıkarılması anlamındadır" dedi.

82 anayasası sonrası Milli Güvenlik konseyi döneminde çıkartılan Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası'nın anti demokratik hükümlerinin de yeni anayasa yapım sürecinde değiştirilmesi gerektiğini savunan YARSAV, "Demokratik hukuk devletinin korunması ve güçlendirilmesi için, siyasetin 12 Eylül kuralları ve anlayışından arındırılmadan, çağdaş demokratik değerler esas alınarak yapılmadan ortaya konulacak anayasa yine yeni bir 12 eylül anayasası görünümü taşıyacaktır" ifadesinde bulunuldu.
 

'YARSAV olarak bu araçsallığa alet olmayacağız'

Bu koşullarda yapılacak anayasanın yeni elitlerin tasavvur etikleri devlet ve toplum düzenine uygun formülasyonlar içeren bir metin olmaya aday olduğunu savunan YARSAV anayasa yapım sürecine katılım şartlarını ise şöyle açıkladılar: "2010'da yapılan anayasa değişikliği sonrasında ideallerindeki devleti yaratmak adına, tüm toplumun güven bunalımına düşürülerek, halkı denetleme, gözetleme, röntgenleme ve bu yolla anayasal kurumlar başta olmak üzere tüm toplumun sindirilmesi ve susturulması suretiyle hukuka güven duygusu azaltılarak korku toplumu yaratıldığı ve demokrasinin olmazsa olmazı çoksesliliğin yok edildiği olgusu apaçık ortadayken, samimi olmayan ve sadece kendi kafalarındaki amaçlarını gerçekleştirme niyetiyle kurallar icat etme işinin, toplum sözleşmesi niteliğindeki Anayasa yapımıyla yakından uzaktan alakası bulunmadığından YARSAV olarak bu aşamada bu tür bir araçsallığa alet olmak istemediğimizi ifade ediyoruz. Bahsettiğimiz sorunların çözülmesi için irade ortaya konularak demokratik ve özgürlükçü bir iklimin oluşturulmasının ardından yeni anayasa yapımı sürecine katkı sağlayacağımızı deklare edeceğiz."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler