"Ankara'da yürüyüş gerçekleştireceğiz"

Genel Başkan Zübeyde Kılıç, Eğitim-Sen Giresun Şubesi'nde düzenlediği basın toplantısında, sendikaları kurulduğundan bu yana demokratik bir işleyiş sürecine ve iş yeri örgütlenmelerine büyük önem verdiğini belirtti.

Kararları ağırlıklı olarak eğitim ve bilim emekçilerinin kararları üzerinden şekillendirmeye çalıştıklarını ifade eden Kılıç, ''Bu anlamda hiçbir zaman merkezden, bulunduğumuz yerden faaliyetleri yürütmeyi doğru bulmadık. Bundan dolayı sıkça il gezileri düzenliyoruz. Giresun'da da birkaç günlük program yürüteceğiz. Burada bulunduğumuz sürede gerek eğitimin gerekse eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadıkları temel sorunları ilk elden dinleyip, çözüm önerileri üretmek noktasında çalışma yürüteceğiz'' dedi.

Eğitim-Sen olarak çeşitli dönemlerde, çeşitli vesilelerle eğitimin bulunduğu durumu çok derinlemesine ve ana hatlarıyla irdeleyen çalışmalar yaptıklarını, bunları raporlara dönüştürdüklerini ve başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere yetkililerle paylaştıklarını kaydeden Kılıç, şöyle konuştu:
''Geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirdiğimiz bir dizi eylem ve etkinliğin sonucunda kapsamlı bir toplu iş sözleşmesi raporumuzu Milli Eğitim Bakanlığına ilettik. Türkiye'de eğitimin içinde bulunduğu durumu oldukça köklü bir şekilde irdeleyen ve sadece sorunları değil çözüm önerilerini de ortaya koyan bir rapor sunuldu. Bunun ardından ne yazık ki bakanlıktan bize bu sürece dair herhangi bir geri dönüş olmadı. Fakat bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan bir rapor ortaya çıktı. Raporu incelediğimizde Eğitim-Sen'in uzun yıllardır tespit ettiği, ortaya koyduğu bir dizi sorun bakanlık tarafından ortaya konulmuş. Bizler çok uzun yıllardır bu sorunların tespitini yapmıştık ve çözüm önerilerini de ortaya koymuştuk. Neden bu süreçte herhangi bir adım atılmadı ve neden bu sorunlar bugüne kadar taşındı?''

Rapora bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen açığını kapatmak noktasında bir planı, programı ve niyeti olmadığının görüldüğünü ileri süren Kılıç, şunları kaydetti:
''Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, göreve geldiği günlerde sözleşmeli öğretmenlik istihdamını doğru bulmadığını ve bundan sonrası için sözleşmeli atama yapılmayacağını ifade etmişti. Ama onun hemen ardından yine atamaların önemli bir bölümü sözleşmeli olarak gerçekleşti. Öğretmen ihtiyacı konusunda ne yazık ki gerçekçi, ciddi ve sorun çözücü bir adım görmek mümkün değil. Son atamalarda sadece 3 bin 700 yeni öğretmen atandı ancak Türkiye'nin 400 bin civarında öğretmen açığı bulunuyor.''

Kılıç, Türkiye'nin eğitim süreci ve sisteminin yıllardır ortada bırakıldığını ileri sürerek, ''Türkiye'de bir Milli Eğitim Bakanlığı vardır ancak milli eğitime dair planlaması ve politikalara yoktur. Türkiye'de eğitim süreci piyasaya terk edilerek kar alanı haline getirilmeye çalışılmıştır. Tüm yurttaşlar için eşit, nitelikli ve parasız olması gereken, anayasada da açık ve net bir hak olarak tanınan eğitim, bugün hak değil parası olanın parası kadar erişebildiği bir meta haline dönüşmüştür'' dedi.

Eğitim-Sen'in yıllardır altını çizdiği sorunlar konusunda mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmeye devam ettiğini kaydeden Kılıç, şunları söyledi: ''Eğitim ve bilim emekçilerinin sorunlarının çözümü için atılması gereken adımlardan biri de çalışma yaşamının demokratikleştirilmesidir. Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin önlerindeki faaliyet engellerinin kaldırılmasıdır. Hükümetle toplu iş sözleşmesi masasına oturmamız, bu sorunlar konusunda detaylı müzakere yapmamız, çözümlerle kalkmamız gerekmektedir. En son TEKEL işçilerinde görüldüğü gibi çalışma yaşamımıza dair haklar bir bir elimizden alınıyor. İş güvencemiz tehdit altında. Bu anlamda mücadelemiz birleşik bir hatta devam edecektir. TEKEL işçilerinin eylemi sırasında bir araya gelen 4 konfederasyon, 26 Mayıs 2010'da ortak grev gerçekleştirecektir. Bu grevin alt başlıkları, eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma sorunları, eğitim sürecine dair çözüm üretilmesidir. 17 Nisanda da Eğitim-Sen olarak güvencesiz çalıştırmaya ve ülkenin içinde bulunduğu sorunlara karşı Ankara'da yürüyüş gerçekleştireceğiz. On binlerce emekçi Ankara'da olacağız. Tüm halkımızı eylemimizi desteklemeye çağırıyoruz.''