"Antrenör ve kulüp yöneticilerinin malvarlıkları açıklansın"

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu, özerk federasyon sisteminin gözden geçirilmesini istedi. Hazırlanan raporda, mafyalaşmanın önlenmesi ve yöneticiler ile antrenörlerin malvarlığını açıklaması önerildi. DDK raporunda, Japonların sumo güreşi ve İngilizlerin polosu gibi Türklerin geleneksel sporlarının da olimpik düzeye çıkarması gerektiği belirtildi. Ayrıca milli maçların sadece TRT'den yayınlanması istendi, özerk federasyonların şeffaflaşması önerildi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.04.2009 - 10:08

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu (DDK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün direktifi üzerine Türk sporunu kurum ve sorunlarıyla mercek altına alıp bir rapor hazırladı.
Yeni yayınlanan DDK raporunda Türk spor kurumlarında, kesin tanımlara dayanan yeni yapılanma önerilirken mafyalaşmanın önlenmesi, siyasi çıkar için kullanıldığından belediye kulüplerinin yasaklanması, Japonların sumosu, İngilizlerin polosu gibi geleneksel Türk sporlarının olimpik spor haline getirilmesi, özerk federasyonların şeffaflaşması, antrenör ve idarecilerin malvarlıklarının açıklanması, belediyelerin spor kulüpleri kurması ve para vermelerinin yasaklanması istendi.

Raporda özellikle futbolda son aylarda gündeme gelen "kayırma" tartışmalarına dolaylı değinilerek, "Özerk federasyonların; kamuoyunda kamu yararı ve tarafsızlık ilkeleriyle uyuşmadığı yönünde kanaatler uyandıran çeşitli uygulama ve kararlarıyla zaman zaman kulüplerin, federasyonların karar alma ve uygulama süreçlerine müdahale edildiği izlenimi doğuracak şekilde beyan ve girişimlerde bulunmaları da özerkliğin ruhuna uymamaktadır" dedi. Raporda Türkiye için büyük potansiyel vaadeden kış sporlarının durumuna ilişkin bir saptamada bulunulmaması dikkat çekti.
 

Belediye kulüpleri yasaklansın

DDK, yerel seçimlerde adayların mitinglerde taktıkları atkılar verdikleri birinci lig vaadleriyle gündeme gelen sporun politikacılar tarafından istismar edilmesi tartışmasına nokta koydu. DDK raporunda, belediye ve özel idarelerin tesis yapımı ve amatör sporların ve kulüplerin desteklenmesi dışındaki sportif faaliyetlerinin (doğrudan ve dolaylı olarak amatör ve/veya profesyonel spor kulübü kurmaları, spor müsabakaları düzenlemeleri gibi) engellenmesi ve söz konusu kurumların amatör spor faaliyetlerine ve kulüplere yaptıkları bağış ve yardımların kamuoyuna açıklanması gerektiği düşünülmektedir" denildi. Seçimlerden önce Ankara Büyükşehir Belediyesi bütçesinden önemli bir meblağın futbol takımlarına aktarıldığı belirtilmişti. Aynı şekilde bazı ilçe belediyelerinin açılışlarında dini törenler yaptırdığı karate tekvando şampiyonaları gibi yarışmalar düzenlemeleri spora dini ve siyaseti karıştırdığı için eleştirilmişti.
 

Belediye ve özel idarelerin sporla ilişkilerinin yeniden yapılanmaya muhtaç olduğunu kaydeden DDK, yerel yönetimlere sadece spor tesisi yapımı, bakımı, işletilmesi, amatör spor faaliyetlerini, amatör spor kulüplerini destekleme görevlerinin verilmesi gerektiğini belirtti. Rapora şöyle devam edildi:

"-Belediye ve özel idarelerin müsabaka düzenleme yetkilerine son verilmesi,
 

-Belediye ve il özel idarelerinin doğrudan ya da dolaylı şekilde amatör ve/veya profesyonel kulüp kurmalarının yasaklanması,
 

-Belediye ve il özel idarelerinin profesyonel kulüplere doğrudan ya da dolaylı yardım yapmasının engellenmesi,
 

-Amatör spor faaliyetleri ve kulüplerine belediye ve il özel idarelerinin yaptıkları bağış ve yardımların açıklanması ve bu suretle şeffaflığın temin edilmesi gerektiği, bu hususun kamu tüzel kişiliğine sahip tüm kurum ve kuruluşlarla kamu şirketleri olan belediye şirketleri ve KİT'ler için de geçerli hale getirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir."
 

 

Belediyeler konutların ortasına tribünlü tesis yapmasınlar

Ankara'da başta Altındağ belediyesi olmak üzere konutların arasına tribünlü plastik çimli sahalar yapılması şehir hayatını olumsuz şekilde engellediğinden vatandaşlar tarafından şikayete konu olmuş ancak belediye tarafından yanıtsız bırakılmıştı. Cumhurbaşkanlığı DDK raporunda bu tip tartışmalar için ise, "Spor tesisi yapılması ve işletilmesinin teşvik edilmesi, spor tesislerine tahsis edilecek yerlerin tespitinde il veya ilçe danışma kuruluyla Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün görüş ve teklifinin esas alınması ve belediyelerin imar planlarında objektif kriterlere göre spor tesislerine yer verilip verilmediğinin il müdürlükleri vasıtasıyla kontrol edilmesi gerekmektedir" denildi.
 

Yolsuzluk, şiddet, şike, dopingle mücadele edilsin

Cumhurbaşkanlığı DDK, federasyonların gelir-gider tabloları, bilançolar ve yıllık faaliyetlerini esas alan mali tablolarının kamuoyuna duyurulmasını isterken şu önerilerde de bulundu:

"Federasyonların başkan, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, diğer çalışanlarıyla ücretle görevlendirilen hakem ve antrenör gibi görevlilerin, ayrıca profesyonel spor dallarında, kulüp yöneticileri, sporcular, hakemler, teknik direktörler ve antrenörlerin mal bildiriminde bulunmalarının sağlanması,

-Federasyonların başkan, yönetim ve denetim kurulu üyeleriyle çalışanlarının Kamu Etik Kurulu'nun görev kapsamına alınması,

-Kanunsuz yapılanmaların (mafya, terör örgütleri, çıkar grupları vb.) sportif faaliyetlerden uzak tutulması ve bunlarla bilinçli bir şekilde mücadele edilmesi,

-Sporda doping, yolsuzluk ve şikeyle etkin bir mücadele sürdürülmesi, şiddetin önlenmesine yönelik projeler üretilmesi ve uygulanması gerektiği değerlendirmektedir."


Japonların sumosu, ingilizlerin polosu var, türklerin atlı ciriti yağlı güreşi niye yok?


DDK raporunda topluma spor bilincinin kazandırılması istenirken şöyle denildi:
"Geleneksel ve milli kültürümüzü yansıtan spor dallarının ulusal ve uluslar arası düzeyde bilinirliğinin sağlanarak Uluslar arası Olimpiyat Komitesi tarafından tanınan spor dalları (örneğin sumo, polo gibi) arasında yer alabilmeleri konusunda özel önem verilmesi gibi hususlar başta olmak üzere sporun tabana yaygınlaştırılmasına ilişkin gerekli tedbirlerin alınması. amaç dışı faaliyet gösteren spor kulüplerinin tespit edilerek spor adını kullanmalarının engellenmesi gibi hususlar göz önüne alınarak spor kulüplerinin sorunlarına çözüm getirilmesi ve kulüp sayısının artırılması gerektiği düşünülmektedir."

Raporda herhangi bir geleneksel Türk sporu ismi geçmezken, başta Turgay Renklikurt olmak üzere birçok spor adamının amatör sporda patlama potansiyeli gördükleri "kış sporlarına" ve içinde bulunduğu sorunlara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadı.

Federasyon başkanları en fazla iki dönem

DDK "Özerk spor federasyon başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin üst üste iki dönemi geçmeyecek şekilde sınırlandırılması, federasyon denetleme kurullarının denetimin gerektirdiği bağımsızlık ve tarafsızlığı sağlayacak idari ve mali özerkliğe uygun bir yapıya kavuşturulması, genel müdürlük ile federasyonlardaki kurullara yapılan atama, seçim ve görevlendirmelerde çeşitli kanunlardaki sınırlama ve yasaklamalara uygun hareket edilmesi ve yapılan hatalı işlemlerin düzeltilmesi, spor kulüplerinin düzenli olarak denetlenmesi gerekmektedir" önerilerinde bulundu.

Federasyonların tarafsızlığı sağlansın

DDK raporunda son aylardaki "federasyonlar tarafsız değil" tartışmalarıyla ilgili bir pasaj da yer aldı. Raporda, "Federasyonların özerkliği, Devlet organları yanı sıra kendisini oluşturan kulüplerin ya da faaliyet alanındaki diğer baskı gruplarının etkilerinden uzak, kamu yararı doğrultusunda, bağımsız/tarafsız bir yönetim anlayışının uygulanmasıyla sağlanır. Bu itibarla özerk federasyonların, kamuoyunda kamu yararı ve tarafsızlık ilkeleriyle uyuşmadığı yönünde kanaatler uyandıran çeşitli uygulama ve kararlarıyla zaman zaman kulüplerin, federasyonların karar alma ve uygulama süreçlerine müdahale edildiği izlenimi doğuracak şekilde beyan ve girişimlerde bulunmaları da özerkliğin ruhuna uymamaktadır" denildi.

DDK federasyonların özerklikle merkezi idarenin etki ve yönlendirmesinden kurtulduklarını, kuralları kendilerinin koyduğunu belirterek "Ancak gerek kendi uygulamaları gerekse kulüplerin tutum ve beyanlarından dolayı, özerkliğin gerekleri tam anlamıyla tesis edilememiştir. Bu nedenle idari ve mali özerkliğin sağlanmasında gerek federasyonlarca gerek federasyon oluşturan tüm unsurlarca gerekli çaba ve davranışın gösterilmesi gerektiği düşünülmektedir" görüşü savunuldu.

Federasyon sayıları azaltılsın

Raporda, federasyonların denetimlerinde saptanan eksiklik ve hataların giderilmesi gerektiğini belirtilirken, "Federasyon sayılarının gözden geçirilmesi, özerk spor federasyonlarına devlet katkısının asgari düzeyde ve proje bazlı olarak sürdürülmesi, kendi gelirleriyle giderlerini karşılayamayan özerk spor federasyonlarının 'özerklik' statüsünün yeniden değerlendirilmesi önerilmektedir" denildi.

Ücretlere dikkat

DDK sponsorların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerine ilişkin bilgileri Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne göndermelerini, genel müdürlükte nitelikli personel sayısının artırılmasını, genel müdürlüğün kendi ihtiyacı dışında antrenör istihdam ederek özerk federasyonların antrenör ihtiyacını karşılaması uygulamasına son verilmesini de istedi. Özerk federasyonlarda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü personelinin görevlendirilmesine ilişkin uygulamaya son verilmesini öneren DDK "Özerk spor federasyonlarında istihdam edilen personel ile başkan ve kurul üyelerine verilmesi düşünülen mali haklar ve spor hizmetlerinde görevlendirileceklere ödenecek ücretler, özlük hakları ve harcırahların 'kaynakların verimli kullanılması' ve 'ücrette adalet' ilkeleri göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir" dedi.

Özerk federasyonlara eleştiri bombardımanı

Federasyonların özerkleştirilmesinin Türk sporu için olumlu bir gelişme olduğu belirtilen raporda, "Ancak, gelinen aşama itibarıyla özerkleşmeyle ilgili beklenti ve amaçların tam anlamıyla karşılanabilmesi için özerk spor federasyon statüsünün yeniden değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir" denildi ve şöyle devam edildi:

"-Hukuki statülerindeki belirsizlik yanında, özerkliğin tanımından teşkilat yapılarına kadar, seçim ve temsil sistemlerinden, mali yapı ve denetim sistemlerine kadar önemli bir dizi yapısal sorunlar yaşanan ve sonuç itibarıyla merkeziyetçi bir yapı ortaya çıkaran Özerk Spor Federasyonları uygulaması yeniden gözden geçirilmelidir.

-Özerk federasyonların kamu tüzel kişisi mi özel tüzel kişi mi oldukları tartışmalıdır. Özerk federasyonlar merkeziyetçi yapılara dönüşmüştür.

-Başarılı olamayan yönetimlerin tekrar seçildiği, hesap verilebilirliğin sağlanamadığı ve Devletten sağlanan idari ve mali özerkliğe rağmen kendi içinde ve üyelerine karşı özerkliğin korunamadığı yapılar haline gelmiştir.

-Zayıf ve doğrudan merkez teşkilatının emir komutasında hareket eden il temsilcilikleri yöntemi oluşturulmuştur. Özerk federasyon genel kurullarında ise herhangi bir yasal temsil tekeli bulunmayan çeşitli dernek ve örgüt temsilcilerine yer verilerek katılımcılık sağlanmaya çalışılmıştır. Böylece spor yönetiminin derinlik kazanması hususu gerçekleştirilememiş, sporun tüm taraflarının temsil yetkisine sahip alt birlik ve dernekler çatısı altında örgütlenmesi sağlanamamış, demokratik ilkeler, katılımcılık ve belirlenen politikayla hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması ile hesap verebilirliğin sağlanması gibi amaçlar gerçekleştirilememiştir.

-Tüm bu yaşanan hususların temelinde ise katılımcılığı ve hesap verilebilirliği sağlayan demokratik ve özerk bir örgütlenme modelinin benimsenmemiş olması yatmaktadır.

-Özerk federasyonların kendine özgü bir şekilde yapılandırılması ancak Anayasda buna ilişkin değişiklik yapılmasıyla mümkün olacaktır.


Milli maçları sadece TRT versin

DDK raporunda milli maçları sadece TRT'nin vermesi, TRT'ye yayın hakkının bedelsiz verilmesi istendi, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün daha çok "spor" alanına odaklandığını, "gençlik hizmetleri" için yeni bir yaklaşım ve organizasyona gerek bulunduğunu belirtti, "Katılımcı demokrasi kültürünü geliştirmeye yönelik olarak daha çok genç" yetiştirilmesi için "Özerk Gençlik Faaliyetleri Federasyonu" kurulmasını önerdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler