Arınç'tan bumerang benzetmesi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Halkın iradesine karşı 'Ben dokuza ikilik dengeleri olan Anayasa Mahkemesinde nasıl olsa çözerim' düşüncesiyle hala bu açıdan kendisine bir hat oluşturmaya çalışılırsa millet bunun cevabını 2007 22 Temmuz'da nasıl verdiyse şimdi daha fazlasını verir'' dedi.

Arınç'tan bumerang benzetmesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.04.2010 - 12:18

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'ni (İGC) ziyaret etti. İGC ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel ve İGC Yönetim Kurulu Üyeleri ile görüşen Bakan Arınç, gazetecilerin çok önemli görevler yaptığını ifade ederek, ''Gazeteci demek, özgür insan demektir'' diye konuştu.

Anayasa değişikliğiyle ilgili toplumda büyük mutabakat olduğunu belirten Arınç, şunları söyledi:

''Daha önce söyledim, en az yüzde 60 ile referanduma halkın 'Evet' oyu vereceğini düşünüyorum, yanlış olabilir, eksik söyledim, fazla söyledim de olabilir. Hatta 'Bu referandumda halk evet oyu vermez' diyen de olabilir, hepsine saygı duyuyorum. 40 yıldır bu işin içindeyim, halkın içindeyim. Halkın bu Anayasa değişikliğine bakışının müspet olduğunu ben gözlemliyorum, bu bir. İkincisi muhalefet partileri ta baştan bu yana hem CHP hem MHP bu Anayasa değişikliğine karşı olduklarını ifade ettiler. Hatta kendileriyle görüşmeye giden arkadaşlarımıza bir parti 'Gelsinler ama sadece çayımızı içip gitsinler' dedi, bir parti de 'Getirdiklerinin kapağını bile açmayız ama nezaketen onlarla görüşürüz' dediler. Şu anda MHP kesinlikle bu Anayasa değişikliğine karşı olduğunu ifade ediyor. Bu onun görüşüdür, yanlıştır, doğrudur ama bana göre yanlıştır, size göre doğrudur. Ama CHP'nin Sayın Genel Başkanı önceden her şeye çok karşı olduğunu, hatta bunun bir rejim suçu olduğunu, bu partinin kapatılması bile gerekebileceğini, bundan rejimin, laikliğin, cumhuriyetin zarar göreceğini ifade etti, hiç bir maddesini bir diğerinden ayırt etmeksizin. ''

 

''Niyet okuyucusu değilim''

Değişiklik teklifi Anayasa Komisyonunda görüşülmeye başlayınca CHP Genel Başkanı Baykal'ın farklı bir tavra girdiğini dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti:
''Sayın Baykal, Sayın Cumhurbaşkanı'na seslenerek dedi ki 'Siz söyle yaparsanız, yani 'üç maddeyi referanduma götürür, diğerlerini götürmeyeceğim derseniz, biz de bunlara Mecliste destek vereceğiz'. Eğer uzlaşma kelimesini bu tavır için söylüyorsanız, ben kimsenin kalbini yarıp bakamam. Başkaları gibi niyet okuyucusu da değilim. Ama o zaman aklıma gelen birkaç soruyu sormam lazım. Şimdi bütün Anayasa değişikliği çok çirkin, çok kötü, çok yanlış, Cumhuriyetin rejimini değiştirmeye matuf bir eylem görülürken ne oldu da 27 tanesi çok güzel hale geldi, bu bir. Bu bir tavır değişikliğidir ama Sayın Baykal bunu izah edecek yeteneğe de sahiptir. Dün haliyle idamlık suç olan bir konunun 'en az 27 tanesine destek verebilirim' dediğiniz zaman, benim de siyasetçi olarak şunu sormam lazım. O zaman konuştuklarınız mı doğruydu, yoksa şimdi yaptığınız mı doğru? O zamanki yanlıştı da şimdiki yaptığınız mı doğru? Sayın Baykal yaşıyla başıyla iyi bir siyasetçi, buna cevap versin.
İkincisi 'Biz bunları Mecliste kabul edelim, bunları da millet referandumda kabul etsin' demek mi istiyorsunuz? Yani millet bunları kabul ettiği zaman 'Bunlar da güzelmiş, madem ki millet karar verdi, milletin kabul ettiğini ben de başımın üstünde taşıyorum' mu demek istiyorsunuz? Bunu da söyler Sayın Baykal.
Üçüncüsü 'Hayır, biz bunları Meclis'te kabul edelim, ama üç taneyi siz referanduma götürürseniz, ben de Anayasa Mahkemesine gideceğim. Referandum sürecini engellemeye çalışacağım. Hatta konuşmalara bakarsanız, Anayasa Mahkemesi de durumdan vazife çıkaracak ya referandumdan önce ya sonra bu süreci tıkayacak.' Öyle bir düşünceye mi sahipsiniz?
Bütün bunları soruları çoğaltmak mümkün. Madem ki niyet okuyucusu değiliz, ama kamuoyunu tatmin etmesi bakımından neden böyle 27'sini ayırıp da üçünün referanduma gitmesini istiyor, bunu düşünmemiz lazım. Referandumda milletin buna 'Evet' vereceğini muhalefet partileri biliyorlar. Milletin 'Evet' dediğine şimdi 'Hayır' demiş olmanın bir siyasetçi olarak kendilerine ne götüreceğini de iyi biliyorlar. Referanduma gitti, 30 madde yüzde 60 ile 57 ile 51 ile çıktı diyelim. Bütün bu 'Evet' oyları iktidarın tarafına geçer. Çıkan 'Hayır' oylarını da bütün muhalefet aralarında paylaşır. Böyle bir siyaset olabilir mi? Hele hele yüzde 50-60 ile kabul edilmiş referandumu Sayın Sezer'in, Sayın Kanadoğlu'nun aklına bakarak Anayasa Mahkemesine referandumdan sonra bile götürüp, orada iptal ettirmeye çalışmak, olası bir seçimde CHP'ye bir şey mi kaybettirir, yoksa Ak Parti'ye çok şey mi kazandırır. Halkla kavga olmaz. Halkın iradesine karşı, 'Ben dokuza ikilik dengeleri olan Anayasa Mahkemesinde nasıl olsa çözerim' düşüncesiyle hala bu açıdan kendisine bir hat oluşturmaya çalışılırsa millet bunun cevabını 2007 22 Temmuz'da nasıl verdiyse şimdi daha fazlasını verir. Bizim başımıza taş atmış gibi olur ama bu bumerang gibi döner kendi başlarını yarar. Hiç buna teşebbüs etmesinler.''

Baykal'a yüklendi

Baykal'ın, Anayasa paketiyle ilgili üç maddenin referanduma götürülmesi, 27 maddenin ise Mecliste görüşülmesi yönündeki açıklamalarına değinen Arınç, şunları kaydetti:
''Şunu öğrenmek istiyorum: Sayın Baykal, sizin her sözünüzü biz şöyle tahlil ediyoruz. Diyorsunuz ki 'Eğer 3 tanesini referanduma götürürsek, 27 tanesini de biz mecliste destek vererek çıkarırsak, sen çok iyi bir şey yapmış olursun' diyor. Kime diyor, Sayın Cumhurbaşkanı'na ama arkasından ekliyor, ''AK Parti'nin Cumhurbaşkanı olmadığını da göstermiş olursun'' diyor. Şimdi Sayın Baykal'ın bugüne kadarki tavrı, Sayın Abdullah Gül'ün elini sıkmama, Meclise girdiği zaman ayağa kalkmama, sırtını dönmek, onu cumhurbaşkanı olarak kabul etmemek oldu. Zaten bu cümle onu gösteriyor. 'Sen AK Parti'nin Cumhurbaşkanısın, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı değilsin...' Bunu söyledikten sonra bir de ona yol göstermesi, nezaketle ne kadar bağdaşır? Siz iyi bir siyasetçiniz ama sizin sözlerinizi yutmayacak da insanlar var Türkiye'de. Sayın Gül bizim gördüğümüz kadarıyla AK Parti'nin Cumhurbaşkanı olmadı, Türk halkının sevdiği bir Cumhurbaşkanı oldu ve bu Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz hafta Manisa'ya geldi. Yağmurun altında halkla birlikte 1.5 kilometre yürüdü, sırılsıklam ıslandı, halkın coşkusuna ortak oldu. Halkın da ona ne kadar sevgi gösterdiğini gözlerimizle gördük. Allah sana da nasip etsin.''

 

Anayasa paketi

Ankara'nın siyasetin merkezi olduğunu, TBMM'nin milli iradenin temsil edildiği bir yer olduğunu ve orada şu anda çok önemli bir görüşmenin yapıldığını kaydeden Bakan Arınç, şöyle konuştu:

''Bildiğiniz gibi hazırlıkları uzun aylarca belki birkaç yıldan beri süren bir Anayasa değişikliği paketi gündeme geldi ve Anayasa Komisyonunda görüşülmeye başlandı, Perşembe gününden itibaren. Dün akşam aldığım haber doğruysa, 16. maddeye kadar geldiklerini öğrendim. Dolayısıyla yarısı geçmiş durumda. Cumartesi-Pazar ara vereceklerdi, ondan da tam emin değilim ama Pazartesi günü son görüşmeler yapılacak ve o gün de ben hükümeti temsil edeceğim. Mesele şudur: Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklik arzu ediliyor. 1982 Anayasası 175-180 maddeden müteşekkil; geçici maddeler dahil. Bunun üçte birinden fazlası da zaten geçtiğimiz yıllarda değiştirildi. Geri kalanlar için de güncel olarak ihtiyaçlara uygun bazen Avrupa Birliği gereklerinden, bazen de Türk halkının daha güvenli, daha huzurlu, daha mutlu olabilmesi ve çağdaş birtakım imkanların Anayasa'ya girmesi bakımından önemli görüldü.
Maddeler tek tek görüşülüyor. Usulümüz böyledir ama sonunda tümümün oylaması olacak. Bu komisyon safhası. Yani tümü de oylanıp kabul edilince, komisyon raporu bastırılıp dağıtılacak ama en az 48 saat geçtikten sonra Meclis Genel Kuruluna gelecek. Birinci görüşmelerde maddeler görüşülecek, önergeler varsa onlar oylanacak, sonra da her maddenin gizli oylaması yapılacak. Tekrar anlatayım ki bu konuda kafalar karışık, biraz daha sadeleştirmiş olayım. Her oylamada maddelerin aldığı oylara bakılacak. 330'un altında oy alan madde reddedilmiş sayılacak ama sadece birinci görüşme için. 330'un üzerinde oy alan kabul edilmiş olacak, sonra tümü oylanacak. 330'un üzerinde olursa 1. tur görüşmelerde kabul edilmiş sayılacak. İsterse o maddelerin içerisinde birkaç tanesi 330'un altında bile oy almış olsa tümünün oylamasında alınacak oy, Anayasa gereğince dikkate alınıyor. Sonra en az 2 gün geçtikten sonra, ikinci görüşmeler yapılacak. Birinci gün Salı günüdür, atıyorum kafadan o gün gece yarısından sonraya sarktı. 48 saati ona göre tayin edeceğiz. Yani Salıdan sonraki Perşembe, Cuma demeyeceksiniz. 30 madde olunca da her maddeye 3 saat gibi düşünüyoruz. Müzakeresi, oylanması, oyların tasnifi, bu bir sabır işidir ama böyle güzel bir Anayasa için böyle sabra da hepimiz sahibiz.''


Referandum süreci

İkinci oylamada, 330-367 arasında bir rakam çıktığı takdirde, Anayasa gereği cumhurbaşkanının konuyu referanduma götüreceğini ifade eden Bakan Arınç, 367'nin üzerinde oy çıktığında, referanduma gerek kalmadan teklifin Meclis'te kabul edilmiş sayılacağını kaydetti. Arınç, şöyle devam etti:

''Sizin belki de en çok sormak istediğiniz konu, tamam 2. görüşmede de hepsi bunların çıktı. 330'un üzerinde oy aldı ama bunlar bölünemez mi? Referanduma şu kadarı gidebilir, şu kadarı gidemez mi? Bu Anayasa teklifinin son maddesi tümüyle birlikte oylanır ve 'referanduma gidilecekse tümüyle birlikte referanduma gidilir' gibi cümle taşıyor. Bundan evvel 16 defa Anayasa değişikliği yapılmış, bunların sadece 2 tanesinde maddelerin bir veya ikisi ayrılmak suretiyle referanduma gidilmiş veya öyle çıkmış ama 14 tanesi tümüyle oylanmış, tümüyle referanduma sunulmuş. Bu konudaki en son tecrübemiz 2007 Ekim ayında yapılan referandumdur. Hatırlayacaksınız, Anayasa'nın 9-10 maddesi değişilmişti. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, seçimlerin 4 yıla inmesi, bir diğeri yeni bir 367 şusuyla karşılaşmayalım diyerek, 184'ü daha büyük harflerle yazmak gibi böyle bir Anayasa değişikliği 22 temmuz 2007'de seçimlere yetişemediği için seçimlerden 4 ay sonra ekimde yapıldı. Yüzde 70 katılımın yüzde 67.5 'evet' oyuyla kabul edildi ve referandum kanunlaştı. Orada da bütün maddeler referanduma ayrı ayrı değil tümüyle birlikte sunulmuş oldu. Şimdi uygulama böyle. Bu teknikte böyle geliyor. Dolayısıyla bunun içinden maddeleri ayırmak ve 'Bir kısmını mecliste kabul edelim, bir kısmı referanduma gitsin' şeklinde bir talebe, şu anda evet demek mümkün değil. Böyle geldi böyle çıkacak. 367'nin üzerinde kabul edilirse Mecliste, 367'nın altında kalırsa da vatandaşımıza gideceğiz. 'Referandumda sen doğrusunu bilirsin, ona göre oyunu kullan' diyeceğiz. Tabii komisyon görüşmeleri pazartesi bitse bile herhalde birinci görüşme hafta içinde bir günde başlayacaktır. Uygun bir zamanda da ikinci oylaması yapılacaktır. Benim tahminime göre bu hafta birinci görüşmeler yapılırsa, ondan sonraki hafta ikinci görüşmeler yapılır ve en geç Nisan sonuna kadar Anayasa değişikliğimizin Meclisteki sonucunu hep beraber görmüş oluruz. Milletimize hayırlı olsun.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler