"Ayrımcılıktan uzak durmalıyız"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim çalışmaları için geldiği Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde, ilk olarak şehitliği ziyaret etti. Şehit polis ve askerlerin mezarlarına karanfil bırakan Bahçeli, burada, geçen yıl ABD'nin İstanbul Konsolosluğu'na yapılan saldırıda şehit olan polis memuru Mehmet Önder Saçmalıoğlu ve yine geçen yıl Bingöl'de şehit düşen piyade onbaşı Halil Güneş'in aileleriyle görüştü.

Daha sonra Bahçe Belediyesi'ne geçen Bahçeli, burada belediyenin çalışmaları hakkında başkan Murat Altundiş'ten bilgi aldı. Ardından belediye binası önündeki alanda toplanan yurttaşa hitap eden Bahçeli, MHP'nin 40 yıldır Türk siyasi hayatında var olduğunu ve Türkiye'nin her yerinde seçimlere katıldıklarını söyledi.

Bahçe'de güzel hizmetler gerçekleştirildiğini belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, ''bu hizmetlerin devam edebilmesi için Allah'ın izniyle 30 Mart sabahı sizden müjde bekliyorum'' dedi.

Ülkenin bütün sorunlarının demokrasi içerisinde çözülmesinde fayda olduğunu ifade ederek, bunun tek adresinin ise milletin iradesinin ortaya konulduğu seçimler olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
''Bu yüzden şartlar ne kadar ağır olursa olsun seçimlerde yüksek katılım sağlanmalıdır. Ne kadar yüksek katılım olursa seçim sonuçlarının meşruiyeti açısından da sorun yaşanmaz. Bu seçime katılan vatandaşlar; elinizi vicdanınıza koyacaksınız, yaşananları akıl süzgecinden geçireceksiniz ve milletimizin geleceğinde önemli bir kilometre taşını ortaya koyacaksınız. O yüzden karar senin.

Sandığa gittikten sonra seçim kurulunda görevli olan müşahitler de ister MHP'li ister diğer partili olsun sandığa sahip çıkmalı. Herhangi bir hile ve haram katılmaması için bu şart. Aksi takdirde seçim sonuçlarında sürekli bir tartışma yaşanıyor. Bundan hem belediye başkanımız hem demokrasimiz zarar görüyor.''
 

Bin yıllık kardeşlik

Bahçeli, Türkiye'de kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısıyla bin yıllık bir kardeşlik ve milli bütünlük içerisinde yaşandığını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ülkemiz çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Bu süreçte birçok konu cepheleşme ve kamplaşma şeklinde geçmektedir. Ülkeyi bir eksenin iki zıt kutbuna bölmek, gruplaştırmak, sosyal yapıları bu yönüyle tahrip etmek doğru değildir. Bu ülkenin insanları birlikte ve bir arada yaşıyoruz. Bin yıllık kardeşliğin oluşturduğu milli bir kimliğiz. Bu kimliğin zedelenmemesi için cepheleşmeden, kamplaşmadan ve ayrımcılıktan çok uzak durmalıyız. Birbirimizi kucaklamalıyız ve tahriklere karşı uyanık olmalıyız.

Ülkemizi çok büyük sıkıntılara sokabilecek olan siyasi üsluptan, gerilimden, çatışma, kavga, kamplaşma ve cepheleşmeden uzak durmalıyız.

Bu anlayış böyle devam ederse bu ülkede huzur kalmaz, bu ülkede barış kalmaz; bu ülkede insanların kardeşçe yaşaması yerine, kardeşlerin çatışması yaşanır. O zaman da siyasi partilerin bir anlamı yoktur. Ülke varsa, millet varsa, milletin huzuru varsa ve barış içinde yaşıyorsa, o zaman siyasi partilerin bir anlamı olur. Ve siyasi partiler ülkeye hizmet sunabilir.

Kavga ve çatışmada projeler değil, başka şeyler konuşur. Böyle olunca da bu ülkeye yazık olur. Bu sebepten dolayı 29 Martta birlik, beraberlik ve bin yıllık kardeşlikle, milli devletin, ulusal üniter yapının ve toprak bütünlüğünün hiçbir şart altında bölünmeye müsaade edilmeyeceği bir anlayışla, seçimlere ve millet iradesine sahip olmak lazım.''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının ardından belediyenin 5 yılda yaptığı hizmetler için oluşturulan platformda toplu açılış kurdelesini kesti.

"Ülke yıkılırsa ilk altında kalan sen olursun"

Bahçeli, Osmaniye'nin Düziçi ilçesinde düzenlenen mitingde, Başbakan Erdoğan'ın bir çiftçiye ''ananı da al git'' dediğini belirterek, ''O sözü sürekli kılmak için Mersin'deki insanı da 24 saat kodeste tutturuyor'' şeklinde konuştu.

Başbakan'ın bir gün de çiftçi kardeşine seslenmesini isteyen Bahçeli, şunları kaydetti:
''Sayın Başbakan, 'her türlü imkansızlıkla, girdi fiyatlarındaki yükselişe rağmen evinde çocuklarınla imece usulü ile çalışıp aile çiftçiliği yapıp çocuklarının rızkını kazanmaya çalışıyorsun. Alın terin var' de. 'Al ananı git' diyeceğine 'Al, alın terini hakkındır' demen lazım. Ancak, bunu demiyor.''

Konuşmasında, Başbakan'ın ''birinci parti olmazsam giderim'' dediğini belirten Bahçeli, ''Devletin tüm imkanlarını kullanıyorsun. Çamaşır makinesi, buzdolabı, her türlü paketle hür oylara ambargo koyuyorsun. bir de diyorsun ki 'ben birinci parti olmazsam giderim'. Sen nasılsa gideceksin'' ifadesini kullandı.

Bahçeli, yardımların yıllardır halktan toplanan vergilerden, tasarruflarından oluşan sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonlarında birikmiş paralardan yapıldığını ifade ederek, yurttaşlara şöyle seslendi:
''Bu yardımlar, belediyelerin imkanlarından yapılıyor. Bu gelirlerin aslı sizin paralarınızdır. Eğer, evinize bir paket, çamaşır makinesi gelirse 'elektrik mi var, su mu var deme, al, kullan, ye, iç, çünkü bunlar senin imkanların. Şimdi bu imkanlarını senin oyuna ipotek koymak, seni köle yapmak isteyenlere karşı, paketi al, vur Osmanlı tokadını.''

Başbakan Erdoğan'ın bazı mitinglerde Türkiye'de 36 etnik grup bulunduğunu ve bazı siyasi partilerin de Sıvas'tan öteye gidemeyeceğini söylediğini kaydeden Bahçeli, ''Ne demek Sıvas. Sıvas neresi, Sıvas'ın ötesi neresidir? Avrupa ülkelerinde Türkiye'yi bölmek isteyenlerin haritası da Sıvas'tan başlayıp Gavurdağı'na kadar iniyor. Yani, sen Avrupa ülkelerinde gördüğün haritayı yeniden çizmeye mi çalışıyorsun. Sayın Başbakan, besleyici ol, kucaklaştırıcı ol, ama sakın bay bölen olma. Çünkü böyle bir durumda ülke yıkılırsa ilk altında kalan sen olursun'' dedi.

"Krizin teğet geçtiği yok"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iş yerlerinin kapandığını, işsiz sayısının arttığını belirterek, ''Sayın Başbakan, bu kriz milleti yüreğinden vuruyor, hiçbir yeri teğet geçtiği yok'' dedi. Bahçeli, Osmaniye'deki seçim çalışmaları kapsamında Kadirli ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Burada yaptığı konuşmada, iktidarın, yaşanan küresel krize karşı önlem almadığını savunan Bahçeli, ''Türkiye 2006'dan sonra yanlış politikalar nedeniyle yönetilemez hale geldi. 5 milyon 680 bin insanımız işsiz. Yani her ailede en az bir işsiz var. İşsizlik bir türlü çözülemiyor ve gün geçtikçe de artıyor'' dedi.