Bağışıklık sistemine nasıl yardımcı olabiliriz?
Uzmanlar, çocuk ve gençlerde; sınavların yoğunlaştığı, mevsim geçişlerinin yaşandığı dönemlerde ekinezya, mürver, propolis gibi doğal ürünlerin ve çinko, C vitamini gibi vitamin ve mineral kombinasyonlarının kullanılmasını öneriyor.
KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Orhan Altıntaş Sağlık ve Yaşam Dergisi'ne yaptığı açıklamalarda vitaminin önemine değindi.
Dünyada her yıl 6 milyon çocuğun yetersiz beslenme sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasından kaynaklanan enfeksiyonlar yüzünden öldüğü bildirilmektedir. Beslenmemizde bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardım edecek yeterli protein almaya, özellikle biyolojik değeri yüksek, süt, süt ürünleri, yumurta gibi proteinleri tüketmeye dikkat edilmelidir. Tüm dünyada Ekinezya, Çinko, Mürver, Propolis, vitamin ve mineral kombinasyonları değişik hastalıkların tedavi protokollerine ek olarak, günlük beslenmeyi desteklemek amacıyla, hastalıklardan korunmada kullanılmaktadır. Ayrıca güçlü bağışıklık sisteminin öğrencilerde sınav başarısını da arttırdığı bilinmektedir.
Bağışıklık sistemi nedir? Bağışıklık sisteminin güçlü olmasında çocukluk dönemi ne kadar rol oynar?
Vücuda giren yabancı maddelerin etkisizleştirilmesi, dışarıya atılması veya yok edilmesi görevini üslenen bağışıklık sistemi; çevremizdeki çok sayıdaki virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi mikropların zarar verici etkilerine karşı bizi korur. Bağışıklık sisteminin görevi öncelikle bu mikropların vücuda girmelerini ve yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir.
Tıpta immün sistem denilen bağışıklık sistemi, “Timus Bezi, Kemik İliği, Dalak ve Lenf Düğümleri”nden oluşan bir sistemdir. Buralarda üretilen ve bağışıklık sisteminin askerleri olarak düşünebileceğimiz çeşitli hücreler kan yoluyla vücuda dağılarak nerede ihtiyaç varsa orada görevlerini yerine getirirler. Bu hücreler, insan bedeninde yabancı maddelere ve mikroplara karşı durmaksızın sürdürülen savunmanın en önemli unsurlarıdırlar. Grip, nezle gibi hastalıklar işgücü kayıplarının en önemli nedenleri arasında sayılmaktadır. Ayrıca ebeveynlerden birinin ya da ikisinin hasta olması, çocuk gelişimini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Bahardan yaza geçildiği şu günlerde özellikle grip, nezle gibi salgın hastalıkların görülme sıklığı arttı. Korunmak için hangi önlemleri almalıyız?
Grip ve nezle yapan virüs denilen mikroplar çok yaygındır ve çok çabuk bulaşır, özellikle risk gurubunda bulunan kişiler için tehlikelidir. Bebekler, 65 yaşın üzerinde olan kişiler, astım dâhil kronik akciğer hastaları, kalp ve böbrek hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullanan hastalar risk gurubundadır.
İlk yapılacak şey gripli kişilerden uzak durmak, öksürenlerin ve aksıranların bulunduğu kalabalık yerlere gitmemek ve bulunmamaktır. Bu mikroplar burun ve boğazımıza ellerimizden bulaştığından, ellerimizi sık sık yıkamak faydalıdır. Hastalıktan korunmanın yolu vücut direncinin ve bağışıklık sisteminin en iyi durumda olmasıdır. İyi beslenmek, dinlenmek, stresten uzak durmak ve sigara içmemek önemlidir. Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bağışıklık artırıcıları özellikle salgın dönemlerinde kullanmak çok yararlıdır.
Ekinezya, Çinko, Mürver, Propolis, C Vitamini bağışıklık sistemi üzerinde hangi rolleri üstlenirler?
Ekinezya, Mürver, Propolis gibi doğal besin takviyelerinin antioksidan özellikleriyle bağışıklık hücrelerini serbest radikallerin zararından korumanın yanı sıra kalp-damar hastalıkları, kanser ve katarakta karşı da koruyuculuk sağladığı bilinmektedir. Antioksidan özelliği ile hücreleri zarar görmekten koruyan C vitamininin ve çinkonun yetersizliğinde bağışıklık sisteminin çeşitli bileşenleri bozulmaktadır. Ayrıca C vitamini, sigaranın akciğerlerdeki lenfositlere vereceği zararı da önler.
Bu tür doğal besin takviyelerinin mineral içerikleri ile bağışıklığı güçlü tutmada önemli rolü vardır. Vücutta enfeksiyon olduğu zaman bağışıklık hücrelerinin çoğalması ve hücreleri harekete geçiren kimyasal maddelerin salgılanması için minerallere, özellikle de çinko, demir, bakır, ve selenyuma ihtiyaç duyulur. Mineraller olmadan vitaminler görev yapamazlar. Mineraller kemik, diş, yumuşak doku, kas, kan ve sinir hücrelerinin yapısında bulunur. Hormon üretimi, sinirlerden mesaj iletimi gibi birçok biyolojik reaksiyonu hızlandırıcı rol oynarlar. Kalsiyum, iyot demir, magnezyum, fosfor, potasyum, selenyum, sodyum ve çinko en önemlileridir.
Stres, özellikle de çocuk ve gençlerdeki sınav stresi bağışıklık sistemini nasıl etkiliyor? Bu konuda neler yapılabilir?
Fazla yorgunluk, stres, uykusuzluk ve travmalar vücutta protein yıkımına ve böylece direncin azalmasına neden olur. Mevsimsel ve hormonal değişiklikler de bağışıklık sistemini zayıflatan faktörlerdendir. Bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla hazır bekleyen mikroplar vücutta hastalık yapmak için harekete geçerler.
Özellikle sınavların yoğunlaştığı dönemlerde çocuklarda ve gençlerde hem psikolojik hem de fiziksel yorgunluk ve stres vücut direncini ileri derecede bozmaktadır. Yetersiz, kalitesiz uyku ve dinlenememek vücudumuzun ve beynimizin kendini yenilemesini ve güçlenmesini engeller. Hastalıklara ve mikroplara daha açık hale getirir. Bu da sık hastalanmakla neticelenir. Eğitimdeki başarı da düşer. Bunları dikkate alınca özellikle imtihanlar öncesi dönemlerde iyi dinlenmek, iyi beslenmek ve vücut direncini arttıracak ek tedaviler yapılması daha da önemli hale gelmektedir.
Çocuklarımıza bu dönemde vitamin desteği yapmak yeterli olur mu? Başka neler yapabiliriz?
Sadece vitamin desteği mikroplarda korunma için yeterli değildir. Diğer direnç artırıcılarla birlikte C,A,E vitaminlerinin kullanımının yararlı olduğu bilinmektedir.
Beslenme alışkanlığının bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini açıklar mısınız?
Beslenme vücudun direncini etkiler. Protein ve enerji bakımından yetersiz ve kötü beslenme durumlarında bağışıklık sisteminde görevli yapıların vücudumuzu savunma gücü zayıflar. Beslenme yetersizliği, özellikle çocuklukta hastalıklara yakalanma ve ölümde büyük rol oynamaktadır. Eksik beslenme enfeksiyonlara ve bunların zararlı yan etkiler oluşturmasına zemin hazırlamaktadır. Dünyada her yıl 6 milyon çocuğun yetersiz beslenme sonucu bağışıklık sisteminin zayıflamasından kaynaklanan enfeksiyonlar yüzünden öldüğü bildirilmektedir. Bunun için beslenmemizde bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardım edecek yeterli protein almaya, özellikle biyolojik değeri yüksek olan süt, süt ürünleri, yumurta gibi proteinleri tüketmeye dikkat edilmelidir. Ayrıca bağışıklık sistemini oluşturan hücrelerin organizmadaki hareketlerini sürdürebilmeleri için günde en azından 2–3 litre su içilmesinde fayda vardır. Bununla birlikte omega-3 yağ asitleri adı verilen ve balıkta bolca bulunan yağ asitleri ve proteinli gıdalardan aldığımız arginin amino asid, bağışıklık sistemimiz için önemli besin kaynaklarıdır. Tüm dünyada Ekinezya, Çinko, Mürver, Propolis, vitamin ve mineral kombinasyonları değişik hastalıkların tedavi protokollerine ek olarak, günlük beslenmeyi desteklemek amacıyla, hastalıklardan korunmada kullanılmaktadır.
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın avantajları;
- Enfeksiyonların şiddetinin azaltılması (özellikle risk gurubu olan bebekler, okul çağındaki çocuklar ve yaşlılar için önemlidir)
- Soğuk algınlığı, nezle ve diğer enfeksiyonlara yakalanma olasılığını azaltılması,
- Kanser hücrelerinin yok edilmesi,
- Zararlı atıkların vücutta birikiminin önlenmesi,
- Vücudun çevredeki radyasyon ve benzeri kirlilikten korunması,
- Yaşlanma sürecinin yavaşlatılması.
B6 vitamini bağışıklık ve sinir sistemlerinin düzenli çalışmasına yardım eder, folik asitse vücudu savunmak için savaşan alyuvarların yapımında görev alır. Limon, portakal, mandalina, maydanoz, kivi ve greyfurt bol miktarda C vitamini, ayçiçek yağı, badem, ceviz ve fıstık türleri de E vitamini bulundurur. Sarı-turuncu, kırmızı, koyu yeşil sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunan beta karoten de vücutta A vitaminine çevrilerek yarar sağlamaktadır. Beta karoten havuç, ıspanak, kabak, domates, havuç, ıspanak, brokoli, marul, patates, kayısı ve kavunda da vardır. A vitamini kandaki beyaz hücre aktivitesini artırarak kanser hücreleriyle savaşmaya yardım eder. Ayrıca; serbest radikallere karşı ilk savunma hattımız olduğu düşünülen C ve E vitaminini, beta-karoten içeren besinleri de sıkça tüketmeliyiz.
Vitaminler ve mineraller vücudun kendisi tarafından üretilemeyeceği için yiyeceklerle alınmaları gerekmektedir. Dolayısıyla, beslenme ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi arasındaki bağlantıyı görmek çok kolaydır. Ancak iklim, toprak, ürünün ham ya da olgun oluşu, ürün toplama yöntemleri, taşıma ve depolama gibi çok sayıda faktör meyve ve sebzelerde vitamin kaybına yol açabilmektedir.
Bu durumda sağlığımız için gerekli olan vitaminleri dışardan yani çeşitli ilave vitamin takviyeleri ile sağlamamız gerekmektedir. Vitamin ve mineraller; birbirlerinin etkilerini artırabilmek için multivitamin – multimineral formülasyonları veya bitkisel preparatlarla kombinasyonlar şeklinde de piyasada bulunabilmektedir.
Son zamanlarda, vitaminlerin sağlığımız üzerine etkilerine yönelik araştırmalar yoğunlaşmıştır. Son dönemin en popüler takviyelerinden olan antioksidanlar, vücudumuzu serbest radikallerin yol açtıkları hastalıklara karşı koruyan bileşiklerdir.
Çeşitli vitamin ve mineraller, ya anti-oksidan bir enzimin parçası olarak ya da tek başlarına antioksidan etki gösteriler. Minerallerden selenyum, bakır ve manganez, serbest radikalleri yok etmek için bir enzimle birleşir. Çinko hem antioksidan enzimlerin yapısına girer, hem de metallotionein adlı kendine özgü bir antioksidan protein sayesinde serbest oksijen radikallerini etkisiz hale getirir. Diğer yandan E, C, A ve B6 vitaminleri ile beta-karoten, serbest radikalleri etkisiz hale getirmek için enzimlerden bağımsız olarak görevlerini yerine getirirler.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı