Bakan Dinçer, Yeni Zelanda'da

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ilk olarak Çalışma Bakanı Kate Wilkinson ile bir araya geldi. Wilkinson, iki ülke arasında Çanakkale Savaşı nedeniyle özel bir ilişki olduğunu söyledi. Ekonomik durguluk ve işsizlik konularında iki ülkenin benzer sorunlar yaşadığını dile getiren Wilkinson, Türkiye'nin işsizlikle mücadele konusunda yaptığı çalışmaları sordu. Bakan Dinçer de Türkiye'de işsizlik ve istihdam sorununun karmaşık bir yapısı olduğunu ifade etti. Türkiye'de istihdam artışı sağlanırken bile işsizliğin ilerlemeye devam ettiğini dile getiren Dinçer, oysaki bunun tersi bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini belirtti. Kadın, genç ve engellilerin istihdamını teşvik ettiklerini, 2010'da 960 bin kişilik yeni istihdam yaratıldığını vurgulayan Bakan Dinçer, buna karşın işsizliğin 1,5 puan daha artarak yüzde 12'ye ulaştığını kaydetti.

Wilkinson'un, ''bu istihdam artışını nasıl sağladınız?'' sorusuna karşılık Dinçer, bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Dinçer'in, mesleki eğitime yıllık yaklaşık 500 milyon dolar kaynak ayrıldığını belirtmesi üzerine Wilkinson, ''Bizim böyle bir bütçemiz yok'' dedi.
Bakan Dinçer de esprili bir şekilde, ''Sizin nüfusunuz kadar bizim işsizimiz var desem abartmış olmam'' diye konuştu. Ömer Dinçer, iki ülke bakanlıklarının sorumluluk alanlarına giren konularda bilgi paylaşımına gitmesiyle önemli ilerlemeler sağlanabileceğini kaydetti.

Göç bakanı Galatasaray'ı sordu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer daha sonra Göç Bakanı Jonathan Coleman ile bir araya geldi. Coleman, Türkiye'nin medeniyetler beşiği olduğunu ve Avrupa ile Asya arasında kavşak noktası durumunda bulunduğunu söyledi. Dinçer de Yeni Zelanda ile ilişkilere çok önem verdiklerini vurguladı. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini arzuladıklarını dile getiren Dinçer, Yeni Zelanda'nın uyguladığı vize politikasının ülkeye geliş-gidişte güçlük yarattığına dikkati çekti. Diplomatların, iş adamlarının, öğrencilerin ülkeye girişini kolaylaştıracak vize uygulamasının ilişkilerin daha da gelişmesini sağlayacağını dile getiren Dinçer, iş adamlarına çoklu giriş çıkışa imkan veren bir vize verilmesiyle ekonomik ilişkilerin güçleneceğini ifade etti.

Coleman ise vize konusunda kimseye gereksiz yük yüklemek istemediklerini, bu konuda çalışmalarının sürdüğünü belirterek, halen uygulanan sistemde pasaport türlerine göre bir ayrım yapılamadığından tüm pasaportlar için vize istendiğini söyledi. Coleman, mevcut sistemdeki aksaklıkları gidererek bu konudaki sıkıntıları aşma niyetinde olduklarını bildirdi.
Bakan Dinçer, bu sözler üzerine, iki ülkede yaklaşan seçimlere gönderme yaparak, ''İkimiz de hala bakanken bu meseleyi halledelim'' dedi.

Coleman daha sonra Bakan Dinçer'e, Galatasaray'ın durumunu sordu. Dinçer de ''Galatasaray'ın durumu bu sene kötü, bizi üzüyor'' diye konuştu. Coleman'ın, ''Tekrar onların zamanı gelecektir'' demesi üzerine Dinçer, ''Umut bitmiyor'' karşılığını verdi. Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusundaki son durumunu merak eden Coleman'a, Dinçer, bu konuda AB ülkeleri arasındaki farklı yaklaşımlar nedeniyle önemli mesafe alınamadığını, Türkiye'nin üyelik konusunda kendi programını devam ettirdiğini söyledi.
 

Deprem tehlikesi

Dinçer daha sonra Emekli İşlerinden Sorumlu Bakan John Carter ile görüştü. Görüşmede deprem riski altında bulunan iki ülkede bu alanda yapılan çalışmalar ve işbirliği olanakları değerlendirildi. Türkiye'de tabii afetlerle mücadele alanında koordinasyonu sağlamak amacıyla bir reforma gidilerek acil durum yönetimi sistemi kurulduğunu anlatan Ömer Dinçer, böylece bu alandaki koordinasyon sorununun çözüldüğünü söyledi. Dinçer, iki ülkenin doğal afet ve risk haritasının hazırlanması, depreme dayanıklı yapılaşma ve sismik verilerin paylaşılması konularında işbirliği yapabileceğini ifade etti. Carter da ülkede yakın zamanda yaşanan 7,1 şiddetindeki depremin ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
 

Atatürk Anıtı'nda tören

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ayrıca Wellington'da bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk koydu. Türkiye-Yeni Zelanda Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 8. Dönem Toplantısı'na katılmak üzere Yeni Zelanda'da bulunan Bakan Dinçer ve beraberindeki heyet, Atatürk Anıt Parkı'nı ziyaret etti. Dinçer'i parkın girişinde Yeni Zelanda Muharip Gaziler Bakanı Judith Collins karşıladı. Askeri rahibin yaptığı kısa konuşmanın ve okuduğu duanın ardından, iki bakan, anıta çelenk bıraktı. Wellington Büyükelçisi Ali Yakıtal da Atatürk'ün sözlerini İngilizce okudu. Anıtın yanındaki iki ülke bayraklarının yarıya indirilmesinin ardından saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sonrasında bayraklar yeniden göndere tam çekildi. Törenden sonra iki bakan anıtı gezdi.

Yeni Zellanda'ya sınırları kaldıralım çağrısı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye ve Yeni Zelanda arasında çalışma ve yatırım yapma koşullarının sağlanması gerektiğini ifade ederek, ''Siyasi nitelikli vize gibi sorunları ve bürokrasiyi kaldırmalıyız'' dedi. Dinçer, Wellington'da eşbaşkanlığını yürüttüğü Türkiye-Yeni Zelanda Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 8. Dönem Toplantısına katıldı.
Ömer Dinçer, toplantıda yaptığı konuşmada, çalışmaları dolayısıyla iki ülke heyetlerine teşekkür etti.

Görüşmeler sonrasında ortaya çıkan metnin şuan için beklentileri karşılamaya yeterli olmayabileceğini dile getiren Dinçer, bunun, daha sonra sağlanacak mutabakata ulaşma yolunda bir aşama, ilişkilerin daha da geliştirilmesi için de destek olacağını söyledi. Dinçer, ''Gelinen nokta, her halükarda geldiğimiz noktadan daha iyi'' dedi. İki ülke arasındaki ilişkileri daha da geliştirmek istediklerini vurgulayan Dinçer, Türkiye ve Yeni Zelanda arasındaki siyasi ilişkilerin çok iyi olduğunu ve aralarında hiçbir sorun bulunmadığını vurguladı.

Bunun yanında ekonomik ilişkilerin o kadar da gelişmediğini dile getiren Dinçer, bu ilişkileri geliştirmek için yeni bir vizyona ihtiyaç olduğunu söyledi. Dinçer, kendisine, heyetlerarası görüşmelerde özellikle Yeni Zelanda'nın uyguladığı vizelerin revize edilmesi konusunda tartışmalar yaşandığı bilgisinin iletildiğini ifade etti.

Ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin geliştirmesinde vize uygulamasının zorluk yarattığına dikkati çeken Dinçer, bu durumun, Türk iş adamlarının Yeni Zelanda'ya gelmesini güçleştirdiğini belirtti. Yeni Zelanda vatandaşlarının Türkiye'ye vize almadan gelebildiklerine işaret eden Dinçer, 2008'de Türkiye'ye gelen Yeni Zelandalı sayısının 23 bini bulduğunu bildirdi. Dinçer, ''Sizin iş adamlarınız ülkemize geldiğinde vize istemiyoruz, üstelik teşvik veriyoruz'' diye konuştu.
 

''Elimizi uzatıyoruz"

Sosyal güvenlik alanındaki ilişkilerde zorluklar yaşandığına değinen Dinçer, ''İki ülke arasında çalışma ve yatırım yapma koşullarını sağlamamız lazım. Siyasi nitelikli vize gibi sorunları ve bürokrasiyi kaldırmalıyız. Yatırım yapmak isteyenlerin işlerini kolaylaştırmalıyız. Size elimizi uzatıp iki ülke arası ilişkilerdeki sınırları kaldırma yönünde teklifte bulunuyoruz'' dedi.

Başbakanlar düzeyinde yapılan görüşmelerde ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki azmin ortaya konduğunu vurgulayan Dinçer, görevlerinin bunu pekiştirecek adımlar atmak olduğunu söyledi.
Dinçer, işi imzalanan metinle bırakmamayı ve alt düzeyde yürütülecek teknik çalışmayla yapılacaklar konusunda eylem planı hazırlanmasını ve böylece sorunların aşılmasında çok daha hızlı adımlar atılmasını önerdi.

Ekonomik ilişkileri geliştirmenin sadece mal alıp satmakla sınırlı olmadığını dile getiren Dinçer, olaya böyle yaklaşılsa şu anda 112 milyon dolar civarında olan iki ülke arasındaki ticaret hacminin kolaylıkla 3-4 kat artırılabileceğini kaydetti. Türkiye ve Yeni Zelanda'nın stratejik konumlarına dikkati çeken Dinçer, iki ülkenin kendi fırsatlarını ortaya koymasının çok çeşitli alanlarda işbirliği imkanları yaratacağını belirtti. Dinçer, ''Bizim verimli tarım alanlarımız, sizin verimli tarım işletmeleriniz var. İki ülkenin işbirliği çok daha büyük fırsatlar sunacaktır'' diye konuştu.
 

''Korumacı yaklaşım geride kaldı"

Türkiye-Yeni Zelanda KEK Eşbaşkanı ve Yeni Zelanda Ticaret Bakanı Tim Groser da var olan engelleri aşma konusunda bir takım yollar bulunması gerektiğini söyledi. İlişkilere bir takım sınırlar koymanın ve ''korumacı'' yaklaşımların geride kaldığını dile getiren Groser, Türkiye'den ilişkileri gerçekten geliştirmeye yönelik güçlü bir işaret gelmesini beklediklerini ifade etti.

Daha sonra iki bakan, Türkiye-Yeni Zelanda KEK 8. Dönem Toplantısının ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarda geliştirilmesine yönelik çalışmaların devam ettirilmesine yönelik mutabakat metnini imzaladı.