Bakan Şimşek'ten işadamlarına tavsiyeler

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk işadamlarına ''Benim olsun, küçük olsun yaklaşımını terkedin. Ortak iş yapın ama bu şekilde daha büyük bir pastaya sahip olun. İşe başlarken iyi bir kurgu yapın. Alanınızı iyi belirleyin. İş modelinizi sık sık stres testinden geçirin. Katma değeri yüksek ürünlere yönelin. Marka yaratın. Ayağınızı da yorganınıza göre uzatın'' tavsiyelerinde bulundu.

Bakan Şimşek'ten işadamlarına tavsiyeler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.06.2010 - 07:39

Amsterdam ziyaretini sürdüren Maliye Bakan Mehmet Şimşek, Hollandalı bazı parlamenterleri ve ülkenin önde gelen işadamlarıyla Rabobank Merkezi'ndeki toplantıda bir araya geldi. Ülkede iş yapan çok sayıda Türk işadamının da hazır bulunduğu toplantıda bir konuşma yapan Şimşek, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. Bakan Şimşek, bir Türk işadamının ''Biz, bu ülkeye çalışmak için geldik. Ancak çocuklarımız üniversite mezunu. Sadece Hollanda'da 16 bin üniversite mezunu Türk genci var. Bu genç girişimcilere ne tavsiye edersiniz?'' sorusu üzerine, işadamlarının öncelikle cesur olmaları gerektiğinin altını çizdi.

''Biz, rızkın onda 9'unun ticaret ve cesarette olduğuna inan bir kültürden geliyoruz'' diyen Şimşek, işadamlarına yönelik tavsiyelerini de şöyle sıraladı: ''Eğer girişimci olmak isteniyorsa, hangi alanda işe girilecekse iyi bir kurgu yapılsın. Faaliyet gösterilecek alan iyi belirlensin. Dünya çok hızlı değişiyor. İş modelinin de stres testinden geçmesi lazım. Bu nedenle modeldeki varsayımlar, sık sık stres testinden geçirilsin ve model bu şekilde yenilensin. Katma değeri yüksek ürünlere geçilsin. Türkiye'de birkaç yıl önce Türk tekstili inanılmaz noktadaydı. Ondan sonra baktık, Hindistan ve diğer ülkeler tekstilde çok ileri gittiler. Bunun için marka yaratmak da lazım. Artık bu konuda İtalyanlarla rekabet ediyoruz. Katma değeri yüksek ürünler, markalı ürünler, Türkiye'yi değerde de yüksek noktalara taşımaya yardımcı olur. Ayağınızı yorganınıza göre de uzatın. Ama risk de almanız lazım. (Benim olsun, küçük olsun) yaklaşımını terkedin. Ortak yapın ama daha büyük bir pastaya sahip olun. Bu tür bir yaklaşıma girmek lazım. Böylece çok daha iyi bir noktaya gelinebilir. Türkiye'de de bu sorun var zaten.''

Hollanda gibi ülkelerde nüfusun yaşlanması nedeniyle aile işletmesi türündeki iş yerlerinin varlıklarını sürdürme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirterek, ''Biz, bu tür işletmeleri almak istiyoruz. Bize bu konuda nasıl yardımcı olabilirsiniz?'' diyen bir gurbetçiye de Şimşek, ''Kurumsallaşmış şirketler için bu tür bir sorun olmaz. Ama aile işletmelerinin devamı için ben olsam bu tür işlemleri teşvik ederdim'' dedi.
 

'Buralarda kadınlar niye az?'

Öte yandan toplantıda, daha önce Ticaret Odası Başkanlığı da yapan Hollandalı bir iş kadını, Maliye Bakanına, ''Burada ya da Türkiye'de ortak bir sorun var. Bu tür toplantılarda niye kadınlar az?'' sorusunu yöneltti. Bakan Şimşek de, bütün dünyada yönetim ve işletmelerde kadın sayısının azlığına dikkati çekti ve bu duruma rağmen Türkiye'nin en büyük sanayici ve işadamlarından oluşan TÜSİAD Başkanlığını bir kadının yürüttüğünü ifade etti. Şimşek, şunları söyledi: ''Türkiye'de Kadın Girişimciler şeklinde büyük bir örgütlenme de söz konusu. Ülkemde kadın girişimcilerin sayısı artıyor. Üniversitelerde kadın, erkek oranı aşağı yukarı yüzde 50, yüzde 50. Kadınlar, üniversitelerde daha başarılı. Tabii kırsal kesimden gelen kadınların iş gücüne katılımı sınırlı. Ama yükseköğrenim gören kadınlar için bu farklı. Her ne kadar Türkiye'de erkek ağırlığı algısı varsa da, bunun değişmesi lazım. Bazen gerçeklerle algı arasında da fark olabiliyor. Türkiye'de geçmişte bir kadın Başbakan da görev yaptı. Dilerim, kadınlar hem siyaset hem bürokrasi hem de iş hayatında daha fazla temsil edilir. Bakın Türkiye çok değişti. Benim annem, babam okuma yazma bilmez. Benim kız kardeşlerimin hiçbiri ilkokul haricinde okumadı. Ama benim bütün yeğenlerim, kız yeğenlerimin de tümü üniversitede okudu. 20 yıl içinde inanılmaz bir değişim bu. Türkiye'deki hızlı değişimin de en büyük göstergesi.''
 

'Avrupa'nın kaçıncı büyük ekonomisi olacağız?'

Toplantıda bir gurbetçi de Maliye Bakanı'na, Türkiye'nin 2025 yılında Avrupa'nın 2. büyük ekonomisi olacağı yolundaki değerlendirmeyi gerçekçi bulup bulmadığını sordu. Bu analizi gerçekçi bulmadığını belirten Şimşek, ''Türkiye, belki 2040-2050 yıllarında Avrupa'da ilk 3'e girebilir. Şu an 6'ncı sıradayız. Atılan adımlarla Avrupa ile aramızı hızla kapatıyoruz. Doğru reformlarla Türkiye büyüdükçe, bu ara kapanacak. Ama ben, 2025'de 2. büyük ekonomi olacağımız yolundaki bu tahmini gerçekçi bulmuyorum'' diye konuştu.
 

Türkiye hikayesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, temasları kapsamında Hollanda'nın önde gelen özel sektör kuruluşlarının üst düzey yöneticileriyle de birebir görüşmeler yaptı. Görüşmelerde, uçak sanayi, yazılım, tarım, turizm, sağlık, petro kimya gibi sektörlerde faaliyet gösteren büyük şirket temsilcileri, Maliye Bakanına Türkiye'deki yatırım planlarını anlattı. Şimşek, görüşmelerin ardından yabancı yatırımcıların Türkiye'ye çok büyük ilgi gösterdiklerini söyledi ve ''Artık herkes Türkiye hikayesine inanıyor. Yatırımcıların bir bölümü Türkiye'de yeni yatırıma girmek istiyor. Bir bölümü Türkiye'deki işlerini daha da genişletmeyi planlıyor'' dedi.

Türkiye'nin ''hem sermaye hem de enerji fakiri'' bir ülke olduğunu anlatan Şimşek, şöyle devam etti: ''Bu açıkları kapatmaya yönelik yatırımlar çok önemli. Bu nedenle de ülke ülke gidip, Türkiye'ye yatırım çekmeye çalışıyoruz. Yatırımların mümkün olduğunca bu şekilde finanse edilmesi Türkiye'nin yararına. Çünkü ülkemizin tasarruf ve sermaye açığı var. Enerjide de Türkiye çok şey yapıyor ama Türkiye'nin iç kaynaklarını harekete geçirecek, alternatif teknolojileri ortaya koyacak çalışmalara önem verilmeli.''

Öte yandan, Hollanda firmalarının Türkiye'de ileri teknoloji seracılık olarak nitelenen termal seracılık yapmak istedikleri öğrenildi. Hollanda firmalarının termal seracılık işine öncelikle Afyon'da girmek istedikleri, daha sonra da diğer yörelerde bu tür tarımsal yatırıma yönelmeyi planladıkları belirtildi.

 

Hollanda Genç İşadamları Federasyonu'nu ziyaret etti

Bakan Şimşek, Hollanda Genç İşadamları Federasyonu'nu ziyaret ederek, Türk işadamlarıyla sohbet etti. Şimşek, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hollanda'daki Türk işadamlarıyla da gurur duyduklarını, Türk işadamlarının, bulundukları ülkelere yük olmaktan çok, katma değer yaratarak ekonomiye katkıda bulunduklarını söyledi. ''Hollanda'nın da sizlere müteşekkir olması, sizleri teşvik etmesi, ön plana çıkarması lazım'' diyen Şimşek, kendilerinin Türkiye'deki yaklaşımının da bu yönde olduğunu ifade etti. Geçmişte Türkiye'de işadamlarına, iş, aş üretenlere bazı yıllar farklı şekilde bakıldığını ifade eden Bakan Şimşek, kendilerinin bu anlamda da değişim yarattığını dile getirdi.

Türkiye'nin her ülke için yatırımda cazip bir ülke haline geldiğini belirten Maliye Bakanı, şöyle konuştu: ''2002 yılında 230 milyar dolar olan toplam milli gelir, kriz öncesi 740 milyar dolarlara çıktı. Kriz döneminde biraz düştü ama bu yıl tekrar eski seviyesine çıkıyor. Türkiye, büyük iç piyasaya sahip bir ülke. Çok dinamik bir özel sektörümüz var. Türkiye, yükselen bir piyasa. Uzun vadede Türkiye'nin getirisi, buralardan çok daha yüksek olacak. Önümüzdeki 40 yıl da bunun böyle olacağına ilişkin hem güçlü faktörler var hem de bu yönde çalışmalar var. Türkiye'ye, küresel krize rağmen 1 lira koyduysanız, kazanırsınız. Bakın, size THY örneğini vereceğim. 2002 yılında petrol fiyatları 20 dolar civarındaydı. THY iç hatlarda tekeldi ve bilet fiyatları da bugüne göre çok yüksekti. Ama THY zarar ediyordu. Biz geldik, 'bu yanlış' dedik. İç hatları rekabete açtık. Bizim dönemimizde petrol fiyatları 147 dolarları dahi buldu ama THY bugün, dünyanın en büyük havayollarından birisi. Avrupa'da 4'üncü sırada. Bu işler, slogan atarak, demagoji yaparak olmaz. Biz, farklı düşünüyoruz. İkinci, üçüncü nesil reformlar yaptık. Türk hukuk sistemi, bazı önemli açılımları, ekonomik reformları durdurmasa, Türkiye'yi tutmak çok zor. Türkiye'yi o hale nasıl getirmişler, gerçekten anlamak mümkün değil. Her zaman doğru politikalar ve doğru vizyon gerekli.''

 

İşadamlarına öneriler

Maliye Bakanı Şimşek daha sonra, Türk işadamlarına çeşitli önerilerde bulundu. ''Şu an durumunuz iyi, kazanıyor olabilirsiniz. Ama devran hep böyle sürmez'' diyen Şimşek, bu nedenle işadamlarının her zaman işlerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. Piyasa ve rekabet şartlarının her zaman dikkate alınmasını isteyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aile şirketleri de olsanız az da olsa kurumsallaşın. Bir olun, beraber olun. Türkiye'de özellikle 'küçük olsun, benim olsun' anlayışı çok yaygındır. KOBİ'lerle ilgili 2 yıl önce bir kanuni düzenleme gerçekleştirdik. Birleşmeleri teşvik ettik. Ama birleşen yok, şikayet var. İleriye yönelik büyük düşünün. En büyük işadamlarının birçoğu küçük atölyelerde işe başlamış. E mail grupları kurun. Bu profesyonelliktir. İş fırsatlarını e mail gruplarıyla iletin ya da Türkiye aleyhine haksız makaleler, eleştiriler mi var. En güzel tepki sivil toplum kuruluşlarıyla verilir. İnanın kim olursa olsun, bu tür davranışlar sonucu en ideolojik saplantıda olan biri de kendine çeki düzen verir. Burada önemli olan iletişim. İşadamı dediğin sadece telefonla görüşen değildir. İşini sürekli telefonla halletmez. Burada verimlilik önemli.''

'Almancı gelmiş, şunu yolalım'

Bu arada, sohbet toplantısında işadamları, Türkiye'deki bazı anlayışlardan yakındı. Bir işadamı, ''Türkiye'ye bir Almancı gelmiş, şunu yolalım'' şeklinde bir bakış açısı bulunduğunu, kayıt dışılığın da verimliliği bozduğunu ifade etti. Bakan Şimşek de, bu konularda bazı yanlış yaklaşımlar olduğunu, ancak bu konudaki cehaletin azaltılmasının zaman aldığını söyledi. ''Akıllı bir işadamı, 'ben şuna bir kazık atayım' diye bakmaz'' diyen Şimşek, bu yanlış anlayışın diğer ülkelerde de bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, şöyle konuştu: ''Burada bir kandırılan var, bir de kendini kandırtan. İşadamı dediğin basiretli olacak, güven verecek. Türkiye'de de mutlaka, kötü, yanlış içinde olanlar vardır. Burada ülke geliştikçe daha iyi bir eğitim, daha iyi iş ahlakı, daha rekabetçi bir yapı ortaya çıkacak. Bu da bu tür sorunları azaltacak. Burada haksız rekabet de sorun tabii. Haksız rekabeti de rekabet ortamını iyileştirerek önleyebilirsiniz. Kayıt dışılık da bunun bir boyutu. Haksız rekabet, işin bir tarafında devletin olduğu durumlarda da olur. Bunun için muazzam bir özelleştirme gerçekleştirdik. Türkiye bundan kazandı, kişiler kazandı.''

 

Kredi kartları

Bir başka Türk işadamı da, Maliye Bakanı'na, Türkiye'de bankaların kapı kapı dolaşıp kredi kartı dağıttıklarından şikayet etti. Bakan Şimşek, yurttaşın bu konuda hesabını, kitabını iyi yapması gerektiğinin altını çizdi ve kredi kartının ek gelir imkanı yaratmadığını, sadece bir enstrüman olduğunu belirtti. Şimşek, şöyle devam etti: ''Bizim, bankaların bu konudaki uygulamalarını uluslararası normlara göre düzenleme görevimiz var. Bu konularda da gerekli adımlar atıldı. Bu iş karlı bir iş. Bankalar da bu yüzden o riski alıyor. Son 4-5 yılda, diyelim enflasyon yüzde 6-7 ile 10 arasında gidip geldi. Faizler de yüzde 6,5 ile 10-11 arasında değişiyor. Kredibilitesi yüksek olanlar bu ortamda yüzde 8 ile kredi bulabilir. Eskiden faiz yıllık yüzde 20 iken bankalar kredi kartına aylık yüzde 5 faiz uyguluyordu. Ama vatandaşın burada akıllı olması lazım. Bazen popülist politikalar da var. Muhalefet olsun, başka yerlerde olsun görüyoruz. Mağdur v.s. Adam çek vermiş çekini ödememiş. Burada mağdur olan kim? Malı veren, çekin karşılığını bulamayan adamdır. Ama bizde bazen bu karıştırılıyor. Kredi kartlarında da Türkiye'deki düzenlemeler makuldur.''

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler