Baroda seçim heyecanı
Dünyanın en büyük 3 barosundan biri olan İstanbul Barosu’nun 26 Ekim’de gerçekleştirilecek seçimlerinde Çağdaş Avukatlar Grubu, Katılımcı Avukatlar, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu, Birlik Platformu ve Hukukun Üstünlüğü Platformu olmak üzere 5 ayrı grup yarışacak. İstanbul Barosu 130 yıllık geçmişe sahip, 24 bin üyesi bulunuyor.
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan Muammer Aydın, avukatların adliyelerin fiziki yapısından kaynaklanan birçok sorunla karşılaştıklarını belirterek, “Yargının üç unsuru var. İddia, hüküm ve savunma. Kim savunacak? Avukat. Savunma dışlanıyor. Kilitli olduğu için bazı adliyelerin tuvaletine giremiyoruz, memurların saygısız davranışlarına maruz kalıyoruz” dedi. Duruşma saatlerinin de avukatlar için büyük sıkıntı yarattığını dile getiren Aydın, bazı mahkemelerin de avukatlar tarafından sunulan mazeretleri kabul etmediğini tüm bu sorunlar için birimler oluşturacaklarını dile getirdi. Genel bütçeden yargıya ayrılan payın azaltılmasına da dikkat çeken Aydın, “Bu azalma personel sıkıntısı yaşanmasına, kısa sürede bitmesi gereken davaların uzamasına ve en sonunda da yargının pahalılaşmasına neden oluyor. Bunun göz ardı edilmemesi gereklidir” değerlendirmesini yaptı.
Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı Kemal Aytaç mevcut yönetimi eleştirdi
‘Savunma hakkını koruyacağız’
Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı Kemal Aytaç, son yıllarda birçok yasada yapılan değişikliğin avukatlık mesleğinin bağımsızlığı ile yargı bağımsızlığını kötü yönde etkilediğini, mevcut yönetimin ise bu duruma seyirci kaldığını söyledi.
Yapılan birçok değişiklikle toplumun savunma hakkının elinden alındığına dikkat çeken Aytaç, “Tüm bunların karşısında duracağız. Çökertilmek istenilen savunmayı koruyacağız” dedi.
Mevcut yönetimin yargı bağımsızlığı, sosyal devlet, eşitlik ve laiklik konularında gereken hassasiyeti göstermediğine dikkat çeken Kemal Aytaç, “Son 6 yılda yönetimde olanlar, bırakın bunları savunmayı, genel olarak tüm olaylara sessiz kaldı. Biz tüm bu konularda aktif rol alacağız” diye konuştu.
‘Baro gerekli tavrı sergileyemedi’
Ergenekon davasında da baronun gereken tavrı sergilemediğini dile getiren KemalAytaç, çetelerin ve derin devlet yapılanmasının eylemlerinin ortaya çıkarılmasının gerektiğini belirterek şu görüşü dile getirdi:
“Ancak bu yapılırken insan haklarının, adil yargılanma hakkının da yerine getirilmesine özen gösterilmeli. Ergenekon davasında ne yazık ki sapla saman birbirine karıştırıldı. Çoğu yasa çiğnendi. Yargının nasıl yapıldığı verilecek karar kadar önemlidir. Bu yargıda demokrasi, yargı bağımsızlığı ve savunma yara almıştır.”
Avukatların sorunlarına da değinen Kemal Aytaç, adliyeler arası ücretsiz ulaşım ağı kuracaklarını, avukatların gerekli belgeleri temin etmelerinde sorun çıkmaması için “baro kurye” hizmeti sunacaklarını, avukatlara yapılan saldırılarla ilgili dayanışma ekibi kuracaklarını, hukuk kütüphanesi ve hukuk müzesi oluşturulması gibi pek çok hizmet sunacaklarını söyledi.
'Baronun çıtası düştü’
Birlik Platformu’nun adayı Uğur Yetimoğlu da Turgut Kazan’ın baro başkanı olduğu dönemde baro genel sekreteri olarak görev yaptığını anımsatarak, “Kazan’ın zamanında görkemli bir baro vardı. Aradan geçen 12 yılda baronun çıtası düştü” ifadesini kullandı.
Baronun ülkenin sorunları karşısında gereken tepkiyi veremediğini ve Ergenekon soruşturmasının bunun en iyi örneklerinden birisi olduğunu dile getiren Yetimoğlu, “Biz yönetimdeyken Türkiye için önemli olan ve yurtdışında görülen davaları da izlerdik. Şimdi Deniz Feneri duruşmaları görülüyor ama baro yok. Baro, Çeber olayında sokaklarda olmalıydı ama yine yok. O baroyu yeniden yaratmak, Almanya’daki Deniz Feneri davasını yerinde izleyebilmek için adayız” diye konuştu.
Yetimoğlu, sosyal tesis ve huzurevi inşa etmek, bölge avukatlar evinin, adli yardım bürolarının sayısını arttırmak gibi projelerin yanı sıra avukatların para ödeyerek şirketlerden satın aldıkları hukuk programlarının verilmesini amaçlayan bir bilgi bankası kuracaklarını da belirtti.
'Baroda katılımcı demokrasi’
Baro yönetimiyle ilgili yasal değişiklikler yapmayı planladıklarını söyleyen Hukukun Üstünlüğü Platformu’ndan Şadi Çarsancaklı da, “Katılımcı demokrasiyle bir baro meclisi oluşturacağız. Yönetim kurulu seçimi de böyle olacak. Ve meclisin yönetimi düşürme, denetleme yetkisi de olacak. Avukatların sorunları ancak böyle çözülebilir. Platform olarak katılımcı demokrasiyi, hukuk devletini, mesleği ön planda tutuyoruz” dedi.
‘Hiç kadın başkan olmadı’
Katılımcı Avukatlar Grubu’nun adayı Mebuse Tekay ise avukatların, duruşma salonlarında saatlerce beklemek, sosyal konularda ve sağlıkta yeterli güvenceye sahip olmamak gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarını ve mesleğin bağımsızlığının da zedelendiğini söyledi. Baronun son üç dönemdir hiçbir sorun karşısında gereken tavrı sergileyemediğini dile getiren Tekay, avukatlık mesleğinin ve Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmek için 30 akademisyenden oluşan bir “Bilim Kurulu” oluşturduklarını, ülkedeki yolsuzlukları, mahkeme kararlarına uyulmamasını, hak ihlalleri gibi birçok konu ve Ergenekon gibi önemli davaları takip etmek için de izleme kurulları oluşturacaklarını anlattı. Baronun kurulduğu yıldan bu yana yani 130 yıldır hiç kadın başkan seçmediğine dikkat çeken Tekay, “Bu mesafenin kapatılması kadın erkek eşitliğinin sağlanması açısından çok önemli” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!