"Başbakan, TEKEL işçilerini ziyaret edin"
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bakanları Türk-İş'in önünde eylem yapan TEKEL işçilerini ziyaret etmeye çağırdı.
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle Türk-İş genel merkezinin önünde eylem yapan işçilere hitap etti. Konuşmasına "Siz 52 gündür yaptığınız eşi benzeri görülmemiş bu eyleminizle Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiniz" diye başlayan Kumlu, TEKEL işçilerinin bu eylemi ile uyuyan devi uyandırdığını söyledi.
Kumlu, "Bakın, bugün sizin için yaptığımız bu eyleme Türkiye'deki bütün işçi ve memur konfederasyonları, emek ve meslek örgütleri ve Türk halkı destek veriyor. Size yapılanı içine sindiremeyen tüm emek dostları bugün size reva görülen mağduriyeti protesto etmek için bir gün süreyle çalışmama hakkını kullanıyor. Bugün Türkiye'nin her yerinde Tekel ateşi yanıyor. Neden? Çünkü haklısınız. Çünkü mağdursunuz. Çünkü kararlısınız. Haklılığınız, toplumsal vicdanda karşılığını buldu. Yüreği olan, vicdanı olan, Allah korkusu olan hiç kimse sizin mağduriyetinize seyirci kalamadı" diye konuştu.
Başbakan ve Bakanlara davet
TEKEL işçilerini on kere bin kere kutladığını dile getiren kumlu, Başbakan Erdoğan ile Bakanlara da seslendi. Kumlu şöyle dedi:
"Sizi kutluyorum değerli arkadaşlarım, on kere, yüz kere, bin kere kutluyorum. Peki sizin mücadelenize seyirci kalanlara ne diyeceğiz? Değerli Arkadaşlarım, seyirci kalanları, meseleyi çözmekte duyarsız kalanları, ben Türk-İş'e, Türk-İş'in önüne, Türk-İş'in önündeki bu çadırlara davet ediyorum.
Sayın Başbakan, lütfen buraya gelin. Madem sendikacılar dürüst davranmıyor diyorsunuz, o zaman TEKEL işçilerini ziyaret edin ve bir kez de onları dinleyin. Sayın Bakanlar, gelin buraya. TEKEL işçileri nasıl yaşıyor bir görün, bir kez dinleyin onları. Onların kararlılıklarına şahit olun. Söz veriyorum, sizleri alkışlarla karşılayıp, alkışlarla göndereceğiz. Alkışlarız çünkü bizim amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Bizim amacımız derdimizin anlaşılmasını sağlamak ve sorunu çözmek."
Devlet, çalışanlarına eşit davranmalı
Türk-İş Başkanı Kumlu, eylem süresince 4-C statüsünde bazı iyileştirmeler yapıldığını ifade ederek, "Bunları küçümsemiyoruz. Bunları önemsiyoruz. Ama bizim meselemiz 4-C değil. Biz TEKEL işçilerinin özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına işçi statüsünde yerleştirilmesini istiyoruz" dedi.
Kumlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kapatılan diğer işyerlerinde bu yapıldı. SEKA'da yapıldı. Köy hizmetlerinde yapıldı. Devlet, çalışanlarına karşı eşit davranmak zorundadır. Bu sizin de hakkınız. Ve biz sizin bu haklılığınızın arkasındayız, destekçisiyiz, bu haklılığınızın sahibiyiz. Değerli arkadaşlarım, ben hamasi nutukların insanı değilim. 52 gündür beraberiz, belki artık siz de beni anlamışsınızdır. Ben bir şeyi yapacağımız zaman söylerim. Yapmadan önce hamasi nutuklar atmayı da ahlaki bulmam .Benim bir tarzım var. Bu tarz, yapamayacağı sözleri verip, tribünlere oynayanların tarzıyla taban tabana zıt bir tarz. Kamuoyu bu tip insanlara alışkın olduğu için bizim tarzımız biraz yadırganıyor. İster alkışlanalım, ister yuhalanalım, biz ilk günden itibaren TEKEL işçilerine karşı sorumluluğumuzun farkında olduk ve işimize baktık. Herkes konuştu, biz sustuk, zerre kadar tribünlere oynamadan, işi çözmeye çalıştık. Tepkileri göze aldık, sustuk. Her şeyin bir zamanı olduğunu bilip, konuşmak için o zamanı bekledik."
TEKEL işçileri için bir dizi eylem yaptıklarını söyleyen Kumlu, "Sizler ve diğer meselelerimiz için Ankara'da son 25 yılın en büyük mitingini gerçekleştirdik. Zamanı geldiğinde de, diğer işçi ve memur konfederasyonlarını bir araya getirdik, Türkiye'de ilk kez işçi ve memurların hep birlikte üretimden gelen güçlerini kullanmalarının kararını aldık. Bugün yaptığımız eylem, çok büyük bir eylemdir arkadaşlar. Bugün yaptığımız eylem tıpkı sizin eyleminiz gibi Türkiye'de bir ilktir. Ama bu da sizin başarınız. Bu da sizin kararlılığınızın bir ürünü" diye konuştu.
"Bu işi çözün"
Kumlu, Hükümete de seslenerek, "Bu işi çözün. TEKEL işçisinin çeteyle meteyle ilgisi yok.TEKEL işçisinin eylemi siyasi değil.TEKEL işçisinin eylemi hükümete karşı bir kampanya değil.TEKEL işçisi ekmek mücadelesi veriyor. TEKEL işçisi ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isteyenlere ne ile cevap veriyor? Açlık greviyle.TEKEL işçisi, o sıtma sizin olsun, biz öleceğiz diyor. Elbette hiç kimse ölmesin.TEKEL işçileri, onurlu çalışma koşullarında sağlıklı bir şekilde yaşasın" dedi.
Kumlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu garabet 4-C statüsünün, bu garabet 4-C ayıbının ortadan kaldırılmasıyla mümkün. Sayın Başbakan, Türkiye açlar ve yoksullar ülkesi diyor. 4-C ile çalışmak isteyen milyonlarca insan var diyor. TEKEL işçilerine 4-C'yi bir lütuf gibi gösteriyor. "Eğer biz bu uygulamayı yapmasak işsiz kalacaklardı" diyor.
Ne acı değil mi arkadaşlar? Yıllardan beri özelleştirmeleri orada çalışan işçileri hiç hesaba katmadan yaptılar. En değerli kurum ve kuruluşları kendi deyimleriyle arsa fiyatına babalar gibi sattılar. Orada çalışanlar ne olacak diye hiç düşünmediler. TÜRK-İŞ'in karşı çıkmasına rağmen işçiler zamanında çaresizlikten 4-C statüsüne onay verdiyse bu onların suçu mu, yoksa o işçileri bu statüye razı kılacak kadar çaresiz bırakan Hükümetlerin suçu mu?
Türkiye'de TEKEL işçilerinin yerine 4-C statüsünde çalışmaya razı olacak binlerce insan varsa, bu razı olanların suçu mu, razı edecek kadar mağdur bırakanların suçu mu?"
4-C dinamiti patladı
4-C dinamitini TEKEL işçilerinin patlattığını söyleyen Kumlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Size inanıyorum. Size güveniyorum. Sizin mücadelenizi yüreğimde hissediyorum. Sizi seviyorum. yarın, KESK'te işçi ve memur konfederasyonları olarak yeniden bir araya geleceğiz. Bugün yapılan eylemi değerlendirip, altı konfederasyon olarak bundan sonraki yol haritamızı belirleyeceğiz. Ben Hükümetle görüşmeleri sürdürüyorum. Her gün bazı bakanlarla, AK Parti yöneticileri ile çeşitli görüşmelerim oluyor. Çözülmüyor mu? Çare kalmadı mı? Hiç merak etmeyin, hep yanınızda olacağız, gereken ne ise yapacağız.
Ben buradan bize destek veren işçi ve memur konfederasyonlarına, emek ve meslek örgütlerine teşekkür ediyorum. Halkımıza eylemimize gösterdiği hoşgörü nedeniyle teşekkür ediyorum. Bizden desteğini bir gün esirgemeyen televizyonlara, gazetelere çok teşekkür ediyorum. Muhabir arkadaşlarımıza, kameramanlara çok teşekkür ediyorum. Ve Hükümete bir kez daha sesleniyorum. Bu sorunu çözün."
Kumlu, eylemi değerlendirdi
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, bugün gerçekleştirilen eylemi değerlendirerek, eylemin baskı ve tehditlere rağmen başarılı geçtiğini kaydetti.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, bugün yapılan "çalışmama hakkını kullanma eylemi" ile ilgili yaptığı açıklamada, "İşçi ve memur konfederasyonlarının kararıyla gerçekleştirilen 'çalışmama hakkını kullanma eylemi' valiliklerden, bürokratlardan ve işverenlerden gelen baskı ve tehditlere rağmen yurt çapında başarı ile gerçekleştirilmiştir. Türk-İş il ve bölge temsilciliklerinden gelen bilgiler, eyleme Türk-İş açısından katılımın memnuniyet verici düzeyde ve yüksek olduğunu göstermiştir" dedi.
Akyıldız: Haklılık çok önemli
Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, üç gündür açlık grevi yapan TEKEL işçilerine karanfil dağıttı.
Akyıldız, beraberindeki sendika üyeleri ile Türk-İş Konferans Salonu'na gelerek burada bir açıklama yaptı.
''Bir mücadeleye başlarken haklılığın çok önemli olduğunu'' vurgulayan Akyıldız, mücadelenin ne kadar haklı olduğunu çok iyi bildiklerini belirterek, ''Sendikacılık sadece konuşmak demek değildir, hak mücadelesinde hakkı korumak ve o hakkı alabilmek için mücadele etmektir'' dedi.
Bu mücadeleyi en iyi şekilde TEKEL işçisinin yürüttüğünü söyleyen Akyıldız, bu nedenle işçilerin, çalışma hayatının sembolü haline geldiğini dile getirdi. Akyıldız, işçilerin eyleminin haklılık temeline dayandığı için ciddi bir destek bulduğunu da kaydederek ''TEKEL işçisinin mücadelesini kutsal sayıyoruz. O yüzden TEKEL işçisinin mücadelesinde hep birlikte olmak için gayret sarf ediyoruz'' diye konuştu.
"Sözün bittiği yere gelindi"
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de sözün bittiği yere gelindiğini ve emeğe yönelik yapılan saldırıların mağdurları olarak hep beraber mücadele ettiklerini belirterek, bu mücadelenin yalnız TEKEL işçilerinin değil, tüm emekçilerin ve emekten yana olanların mücadelesi olduğunu kaydetti.
Çelebi, 4-C ne kadar revize edilirse edilsin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, ''TEKEL işçilerinin talep ettiği norm kadro kabul edilmedikçe, 4-C'yi kabul etmeyeceğiz'' diye konuştu.
4-C'yi ''C-4 olarak iade ettiklerini'' de söyleyen Çelebi, işçi sınıfının 4-C'yi kabul etmeyeceğini ve bugün de uyarı görevlerini yapmaya çalıştıklarını kaydetti. Çelebi, İktidarı ve Başbakanı, başta TEKEL işçileri olmak üzere sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki sorunları çözmeye davet ettiklerini dile getirdi.
Konfederasyonlar olarak yarın bir toplantı gerçekleştireceklerini, bugünkü eyleme katılacağını açıklayıp geri çekilenleri teşhir edeceklerini ifade eden DİSK Genel Başkanı Çelebi, bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini bildirdi.
KESK Genel Başkanı Sami Evren de Türkiye'nin dört bir yanında binlerce emekçinin TEKEL işçisiyle dayanışma için alanlara çıktığını hatırlatarak, ''TEKEL işçisi sadece kendisi için direnmiyor, binlerce iş güvencesiz çalışan için de direniyor'' dedi.
Bu direnişin kutsal olduğunu ve başarıya ulaşması gerektiğini ifade eden Evren, emekçilerin devletin kasasını soymadıklarını, dolaylı vergileriyle bütçeyi oluşturduklarını dile söyledi.
Evren, bugün başlayan eylemi bir başlangıç kabul ettiklerini ve TEKEL işçisini asla yalnız bırakmayacaklarını kaydetti.
"Bu ülke muz cumhuriyeti değil"
Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL işçilerinin hukuku ellerinden almak isteyenlere karşı 52 gündür yiğitçe mücadele ettiğini söyledi. ''Türkiye'nin uzun zamandır adeta korku tüneline sokulmak istendiğini'' öne süren Türkel, ''AKP tek parti gücünü sendikaların üzerine gitmek, çalışanları köleye dönüştürmek için kullanıyor'' diye konuştu. Hükümet üyelerinin TEKEL işçilerinin durumu konusunda bilgi kirliliği yarattıklarını iddia eden Türkel, şöyle konuştu:
''Eylemimizi yasadışı ilan edenlere sesleniyorum: Anayasa'nın 90. maddesini bir kez daha okuyun. Çünkü onu siz çıkardınız. Uluslararası sözleşmeleri bir kez daha okuyun. Bize '30 gün sonra gereğini yaparız' diyorlar. Yapmayın. Bu ülke muz cumhuriyeti değil. Anayasayla yönetilen sosyal hukuk devleti. Bu ülkede demokrasi mücadelesi verecek binler, yüz binler var. '4-C'ye müracaat edenlerin sayısı 400 oldu' diyorlar. 'İşçilere baskı yapıyorsunuz' diyorlar. Hiçbir işçiye baskı yapmadık, yapmayacağız. Onlar direndikçe biz onların önünde ölümüne mücadele edeceğiz. Biz kazanılmış haklarımızı korumak, insanca yaşamak ve sahipsiz kalmamak için özlük haklarımızla diğer kamu kurumlarına nakil istiyoruz. Yüreğimizde başka, dilimizde başka şey olmayacak. Adam gibi mücadele edeceğiz. Bu mücadele demokrasi, hak, hukuk mücadelesi.''
İlgili haberler için tıklayınız
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık