'Başbakanın sözleri itiraftır'

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan Erdoğan'ın "Emek Sömürüsü" sözüne tepki göstererek "Sayın Başbakanı şikâyetçi olmak yerine, sorunları çözmeye davet ediyoruz" dedi.

'Başbakanın sözleri itiraftır'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.04.2010 - 15:18

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Emek Sömürüsü" sözü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çelebi konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ülkemizde emek sömürüsü yapıldığını ve sosyal güvenlik sisteminde acımasız davranışların bulunduğunu, kayıt dışının ekonomi önündeki en büyük engel olduğunu, Doğu'da 100, 200 liraya çalıştırılan çocuk işçilerin varlığını bildiğini söyleyerek bir kez daha Türkiye'nin gerçek durumunun ne olduğunu itiraf etmiştir" diye konuştu.  Çelebi, "Sayın Başbakan bununla da yetinmeyerek, Eğer sen fırsat bulup işçileri dışarı atarsan, fırsat bilip asgari ücretin altında ücret ödemeye yönelirsen... Ne yapacak, 'İşten çıkmamak için buna razıyım' diyor" diyerek, kriz döneminde işçilerin içinde bulundukları zorlukları gündeme taşımıştır" dedi.

DİSK Genel Başkanı Çelebi, "Herkese insan onuruna yakışır, güvenceli bir iş ve ücret, yaşanabilir, sağlıklı bir çevre, nitelikli, yaygın ve ulaşılabilir kamu hizmeti, örgütlenme ve adil temsil hakkını teminat altına alma sorumluluğu bulunan Başbakan, ya bugüne kadar hükümetinin yaptığı uygulamaların nasıl bir toplumsal tahribat yarattığının farkında değil, ya da artık gerçekler üstü örtbas edilemeyecek kadar ciddi boyutlara ulaşmış durumda ve bilineni ilan ederek kendi vicdanını rahatlatmaya çalışıyor" değerlendirmesinde bulunarak şöyle devam etti: "Ancak bilinmelidir ki, güvencesiz çalışmanın giderek yaygınlaştığı, sendikal hak ihlallerinin bir rutin haline geldiği, işsizliğin, işten atılmaların, taşeronlaşmanın bir şiddet halinde, fabrikalarda, hastanelerde, belediyelerde, okullarda, mağazalarda, büyük plazalarda dolaştığı bir süreçte, bütün bu uygulamalara kapı aralayan AKP hükümetinin, sermayenin sömürü çarklarını güçlendiren politikalarıdır. Sermaye sahiplerine seslenen Erdoğan, aslında kendi yarattığı bir canavara söz geçirmeye çalışan doktor Frankeştein'a benzemektedir. İşçilerin, emekçilerin, sendikaların taleplerine kulak tıkayan, krizden çıkışı emekçileri değil, sermayedarı kurtarmak üzerine kuran AKP hükümeti değil midir? Devlet idaresinde, kamu hizmetleri alanında, belediyelerde güvencesiz çalışmayı ve taşeronlaşmayı temel istihdam biçimi olarak benimseyen kendileri değil midir?"

'Sermaye, sayın Başbakan'ın ricası ile işçi almaz'

"Başbakan eğer gerçeklerle ancak bugün yüzleşebildiyse, bilmelidir ki, sermaye kâr için vardır. Sermaye, kâr elde etmek için kimsenin gözünün yaşına bakmaz, Başbakanın ricası ile işçi almaz, ücretleri yükseltmez, çocuk işçiliğini engellemez. Bunu sağlayacak olan yasalardır, denetimlerdir, yani hükümetin kendisidir" şeklinde konuşan Çelebi şunları kaydetti: "Emek alanında daha kurallı ve demokratik bir çalışma yaşamını üretmek yerine, Anayasa'nın 90. maddesinin getirdiği yaptırımlara, altına imza atılan ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerine, uluslararası alanda sendikal hak ve özgürlüklerin en çok ihlal edildiği ülkeler arasında olmamıza rağmen, dayanışma ve hak grevleri konusunda yasakları sürdüren, kamu emekçilerinin grevli, toplusözleşmeli sendikal haklarını tanımamakta ısrar eden, işyeri ve işkolu barajlarını, noter şartını, sendikalaşmanın önünde bir set gibi ayakta tutan, asgari ücreti açlık sınırının altında belirleyen, sanayide çocuk işçiliği artarken buna sessiz kalan, kayıtdışına göz yuman, sosyal güvenlik sistemini açık olarak gören, sosyal güvenlik sistemini kayıtdışını kontrol ederek ayağa kaldırmak mümkünken, emeklilik yaşını yükselten, eğitim ve sağlık hizmetlerini ticarileştiren, özelleştirmelerle, arazi alanlarının yağması ile ülkemizi güvencesizliğe teslim eden kendileri değil midir? Krize karşı alınan tedbirlerin hepsi, sermayenin uzun zamandan beri talep ettiği konular. Vergi destekleri, istihdam destekleri, yatırım destekleri birbiri ardına gelmiştir. İşveren çevrelerinin ağzından düşmeyen sözcükler bellidir: kıdem tazminatı düşürülsün, çalışanlar için daha fazla sömürü anlamına gelen esneklik uygulamaları yaygınlaşsın, asgari ücret aşağı çekilsin, istihdam maliyetleri daha da geriletilsin. Biz bunlara artık yeter diyoruz. Artık emekçileri, işsizleri ezerek, onların üzerine basarak hesap yapmaktan vazgeçin. Refah paylaşıldıkça anlamlıdır. Birilerinin refahı, diğerlerinin sefaleti oluyorsa bunu kabul etmek mümkün değildir. Yarın yine işsizliğe karşı Sayın Başbakan sermayenin talepleri ile gelecekse, bugün yaptığı ucuz kahramanlıktır. O yüzden herkese güvenceli iş, herkes için sendika, kurallı bir çalışma yaşamı talep ediyoruz."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler