Baykal'dan referandum çağrısı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, mayınlı arazilerle ilgili olarak hükümeti referanduma çağırdı. Baykal, "Eğer bu toprakları 50 yıla yakın bir süre yabancı ülkeye 'organik tarım yapacak' diye peşkeş çekecekseniz Meclis'e değil, gelin millete taşıyalım, millete sorun" dedi.

Yayınlanma: 02.06.2009 - 12:14
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında mayınlı arazilerle ilgili hükümete yüklendi. Konunu mayınlı araziyi temizleme işi olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Baykal, "Yanlış orda başlıyor. Konu mayın temizlenmesi konusu değildir. Bunu öyle anlamak, bu işi çarpıtmaktır. Mayınların temizlenmesi konusu çok ötesinde konu konuşuyoruz. İşin esası sınır boylunca, ortaya çıkan arazisinin ve ona bitişik yakın müstakil kamu arazilerinin yarım asra yakın bir süre uluslararası bir ihaleye çıkarılarak yabancıya kiralanması. Bunun yanında mayın temizlenmesi çok yaşamsal konu değildir. Yaşamsal konu budur" dedi.
 

"Mayın temizleme peşindesin, arazi kiralama mı?"

Türkiye'de temizlenmesi gereken mayın sayısı 900 bin üzerinde olduğuna ve bunun Octavia anlaşmasına göre yapılması gerektiğini söyleyen Baykal, 1992 yılında yapılan anlaşma gereği uluslararası boyutta ülkelerin mayınları temizleme sözü verdiğine işaret etti. Bütün ülkelere bu konuda yardımlaşma sorumluluğunun da yüklendiğini kaydeden Baykal, "BM gerekli mali imkan, teknik altyapı sağlayacak. Çünkü bu dünya sorunu. Hepimiz mayınsız bir dünya istiyoruz" dedi. Türkiye'nin ister tek başına, isterse yardımlaşarak, teknik yardım alarak, parasal yardım alarak mayın sorunun çözebileceğine işaret eden Baykal, "Bizim konuştuğumuz 600 bini. 300 bin mayın ne oluyor onu niye bırakalım. 300 bini bırakılırsa 600 bini neden bırakılabilir değil. 300 bin mayınla ilgili nasıl bir projeye sahipsiniz. 'Onu hallederiz' onu halledersen bunu da hallet. 'Yarım asır kiralamamız lazım' Mayın mı temizleme peşindesin, arazi kiralama mı? O 300 binin olduğu verimli arazi içinde değil. Onu nasıl halledeceksin. O zaman bunu da hallediver" diye konuştu.

 

"Toprakların bir başka ülkeye devredilmesi"

Dünyada birçok ülkenin mayın temizlediğini, ancak Meclis'e gelen tasarıda olduğu şekilde hiçbir ülkenin mayınlarını temizlemediğini kaydeden Baykal, "Mayın temizleme konusunda uzmanlaşan firma, toprakları verimli kullanma konusunda uzmanlaşmış mıdır?. Hiçbir alakası yok. İki ayrı işi bir firmanın yapmasını niye istiyoruz. Ya da yapıyor gibi karşımıza gelmesini neden talep ediyoruz. Bu işte uzmanlaşan firma bu toprağı işlemeyi göze alacak, ona göre kadrolaşacak, insanlar bulacak. Böyle bir şey var mı?" dedi. Arazinin malından temizlenmesi için kanun çıkarmaya da ihtiyaç olmadığını söyleyen Baykal, hükümetin bunu ihale yolu ile çözebileceğine işaret etti. Baykal, "Eğer mayından temizlenme işine değil de toprakların bir başka ülkeye yarım asra devredilmesi peşindeysek o hükümeti aşar. Buraya Meclis'in önüne bu amaçla geliyor. Danıştay aldığı kararla bu işi tespit etti. Bu iki faaliyeti tek bir ihale çerçevesine sokmayı tercih edişimiz hiçbir sağlam gerekçeye sokulamaz" dedi.

"Mayın temizleme işi 100-300 milyon dolar"

Mayın temizleyen firmanın toprağı işlemesi için bu işin çok karlı olması gerektiğine de işaret eden Baykal, "O zaman biz zarar ediyoruz. Gerçekten bu temizleme işi Türkiye'nin üstesinden gelemeyeceği, çok büyük paralara mı ihtiyaç duyuyor. 600 bin ya da daha fazla mayın temizleyen pek çok ülke var. Hepsi temizlemiş, bizden fakir ülkeler başardı, biz neden başaramıyoruz? Doğru yerden doğru bilgiler talep edilmediği ortaya çıkmıştır. Bilgi kirlenmesi amaçlı açıklamalar iktidara bırakılırsa çok nettir. Bu işi 100 milyon ile 300 milyon dolar arasında maliyetle yapılacağı yetkin, deneyimli, uzman kuruluşların açıklamaları ile ortaya çıktı. En son önemli bir iş adamı, 100 milyon doların altında bu iş yapılır diye tespit yapmış" dedi. Türkiye'nin 5 yılda 300 milyon doları bulamayacağının düşünülemeyeceğini söyleyen Baykal, "Başbakan daha dün, 61 milyon doları kendi altına uçak almak için harcadı. 61 milyonu 1 yılda kendi uçağı için harcadı" dedi. Söz konusu mayın temizleme işinin 300 milyon dolar olması halinde dahi 5 yıla yayılacağına işaret eden Baykal, "Başbakanın uçağı karşılığı halledilecek iş gibi gözüküyor" dedi.
 

"Yanlış imza ile 700 milyon dolar fazl aödedik"

İran'la yapılan doğalgaz anlaşmasının "al ve öde" anlayışı ile yapıldığını söyleyen Baykal, "İranlı diyor ki; 2008 yılında ne kadar doğalgaz alacaksın, alsan da almasan da bunun parası şudur onu ödeyeceksin. 'Evet ödeyeceğim' diyerek imzayı atmışız 700 milyon dolar kullanmadığımız doğalgazın parasını İran'a ödemişiz. Bu yılın taze gerçeği. Bir yanlış imzadan dolayı. Türkiye'nin tüketim ihtiyacını doğru saptayamamasından doğru öngörememesinden kaynaklı yanlış imza sonucu, kullanmadığımız doğalgaza yönelik olarak bir yükün altına bu yıl girdi" dedi.

Hükümetin, 700 milyon doları kullanılmayan doğalgaza verildiğini, 61 milyon dolara uçak aldığını vurgulayan Baykal, "510 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırı için mayınların temizlenmesi para veremeyeceksin, 'yarım asır sen kullanıver' diyeceksin. böyle bir şey olabilir mi?" dedi.
 

"Bu işin arkasında nasıl bir siyaset var"

Söz konusu arazinin "Ortadoğu krizinin" en hassas noktasında olduğunu ifade eden Baykal, "Bunun ticaret diye söylenmesi mümkün mü? Bunun normal bir ticari işlem denmesi mümkün mü? Bunun arkasında siyaset yok mu? Kim biliri ne siyaset var. Barış siyaseti mi, bölgeyi karıştırmak isteyenlerin mi siyaseti var" dedi.

Başbakan'ın "faşizan" diyerek cumhuriyet tarihini eleştirdiğini, ancak bu konunun mayınlı araziler konusunun üzerine konuşulamayacağını vurgulayan Baykal, "Faşizm şantajı yaparak Türkiye'ye bu yanlışı kabul ettiremez. O iş ayrı, bu iş ayrı. Faşizmi konuşacaksan gel konuşalım" dedi.
 

"Gelin referanduma gidelim"

Baykal, hükümetin mayından arazi temizleme işini istediği zaman ihale edebileceğini kaydederek, "Eğer bu toprakları 50 yıla yakın bir süre yabancı ülkeye organik tarım yapacak diye peşkeş çekecekseniz Meclis'e değil gelin millete taşıyalım, millete sorun. Referanduma gidelim, milletin karşısına çıkalım. 'Ben bu hükümetle yaparım.' Nasıl bu hükümetle yaparım. Senin kaç gün orada duracağın belli değil. Kaç günlüksün belli değil. Bu Anadolu coğrafyasının, Türkiye coğrafyasının en değerli toprağını üç günlük ömrü kalan bir hükümet yarım asra yakın bir süre uygun gördüğü pazarlık yaptığı birilerine verecek, bu Meclis de bunu kabul edecek. Yağma yok, yapamazsınız. Bu hükümeti aşan bir iştir. Bu kadar muhalefet ve tepkiye rağmen, bu kadar açık ve aleni olmasına rağmen, haksız ve yanlış olduğu herkesin vicdanına ve aklına yerleştiği halde, AKP'li aklı başında bazı milletvekilleri tarafından bile 'böyle olmaz' dendiği halde, bu iş niye bu kadar ısrarla yapılıyor. Niye bu iş bu kadar ısrarla takip ediliyor. Bu haklı bir soru değil mi" dedi.
 

"Büyük Ortadoğu planı il eilişkili mi?"

Geçen hafta tasarının komisyona geri çekilmesi ile hükümetin "yanlıştan döndüğünü" sandıklarını söyleyen Baykal, buna yönelik olarak hükümeti de kutladığını anımsattı. 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi aynı heyecanı hissetmesine karşın tasarının aynı şekilde geri döndüğünü söyleyen Baykal, "O zaman sormak gerekir. Bu tercih mi mecburiyet mi? Bir mecburiyetse neyin bedeli bu. Bu projenin Ortadoğu ile ilgili büyük planlama ile ilişkisi var mı? Bunlar haklı konulardır. Bütün bunları göz önünde bulundurarak, biz bu konuda tarihi bir görev yaptığımız düşünüyoruz. Bunu umut ediyorum, işlemez hale getireceğiz. Meclis'te mücadele edeceğiz, Meclis sonrasında bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Hukukta sürdüreceğiz ve inanıyorum o bölgede yaşayan insanlarımız bölgede bir nifak projesinin o bölgede planlanmasına izin vermeyecektir" dedi.
 

"Orada bir tarım cenneti yaratmak mümkündür"

Baykal, söz konusu araziye yönelik olarak "birilerinin" planları olduğunu söyleyerek, bu bölgeye yönelik planları 1 Mart'ta engellediklerini söyledi. Baykal, "Şimdi karışık olan bölgeyi daha da karıştıracak bir proje ile geldiler" dedi. Söz konusu alanın Örnek tarımsal atılım projesi haline dönüştürülebileceğini savunan Baykal, yeni projenin toplumsal tabanının olması gerektiğini vurguladı. Söz konusu arazinin sahiplerini o bölgenin insanları olduğunu söyleyen Baykal, "Bakın yıllarca toprak reformunu konuştuk ne yazık ki yürürlülüğe koyamadık. Reform yapılamadığı için feodal yapı egemenliğini koruyor" dedi.

Mayından temizlenecek arazinin yanında devlet çiftliklerinin de bulunduğunu anımsatan Baykal, "Bütün bunlar yeni tarımsal atılımın altyapısını oluşturacak şekilde olabilir. Öncülük yaparak orada yepyeni bir modeli ortayla koymalıyız. Toplumsal entegrasyon projesi haline gelir. Oradaki çatışmaların sona ermesi için öncü pilot proje olabilir. Orada bir tarım cenneti yaratmak mümkündür. Biz iktidarda olsak bunu deneriz, bunu yaparız" dedi.

Söz konusu alanın yabancı şirkete "teslim edilmesine" asla izin vermeyeceklerini ifade eden Baykal, bu konuyu tartışmayacaklarını da vurguladı. Baykal, "TBMM tarihi sınav vermektedir. Böyle bir sınavı 1 Mart 2003'te tarihe yakışan şekilde verdik. Umuyorum CHP ile birlikte sağduyuyu temsil eden arkadaşlar ile birlikte başarırız ve başarmak zorundayız" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler