Bekir Bozdağ'dan 'OHAL' açıklaması: Anayasa, anayasaya aykırılık yetkisi veriyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP'nin AYM başvurusuna dair "OHAL anayasal düzeni korumak, kamu düzenini korumak, demokrasiyi korumak için olağan tedbirlerin dışında tedbir almayı gerektiriyorsa bu tedbirler anayasaya aykırı dahi olsa alınması yetkisini anayasa veriyor." dedi.
<video:608395>
Adalet Bakanı Bozdağ, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki 13. Ankara İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı açılışına katıldı. FETÖ’nün kamuoyunda 15 Temmuz’un aleyhine algı yaratmaya çalıştığını ve propaganda faaliyeti yürüttüğünün altını çizen Bakan Bozdağ, “Darbe unutuldu, darbeciler unutuldu, kamudan ayıklananlar toplumun gündeminin ana gündemini oluşturuyor. MHP’ye gidiyorlar ‘bakın bu AK Parti, FETÖ’cü diye MHP’lileri tasfiye ediyor’ diyorlar. CHP’ye gidiyorlar ‘bakın bu hükümet FETÖ’cü diye CHP’lileri, laikleri tasfiye ediyor’ diyorlar. AK Parti’ye geliyorlar ‘bu hükümetin kurduğu komisyonda sosyal demokratlar, MHP’liler var, dolayısıyla muhafazakarları tasfiye ediyorlar, kendi ayağına kurşun sıkıyor’ diyorlar. Kim hangi lafı duyunca rahatsız olacaksa ona duymak istediği o lafı söylüyorlar ve büyük bir propagandayı ağız birliğiyle Türkiye’nin dört bir yanında yapıyorlar. Devletle yüksek sadakat ilişkisi içerisinde olmayan, terör örgütü üyesi olan, terör örgütleriyle irtibatlı olanlar hariç hiçbir vatandaşımız haksız yere kamuyla ilişkisine son verilmez, verilmesi de mümkün değil. Buna izin vermeyiz. Çünkü biz bunun hesabını milletimize de, Rabbimize de vereceğiz. Başka yerlerde çalışmaları görüyoruz herkes kılı kırk yararcasına bir hassasiyetle bu konuları yürütüyorlar. FETÖ’cü yapının yeniden algı operasyonlarına başladığını ifade etmek istiyorum. Buna karşı hepimiz uyanık olmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye cezaevlerinde kötü muamele yoktur, işkence yoktur”
Türkiye’deki cezaevlerinde kötü muamele ve işkence yapıldığı iddialarını yalanlayan Bakan Bozdağ, “Türkiye cezaevlerinde kötü muamele ve işkence olduğu iftiraları şimdi uluslararası örgütler nezdinde başka ülkelerde de anlatılmaya çalışılıyor. Buradan bir kez daha ifade ediyorum, Türkiye cezaevlerinde kötü muamele yoktur, işkence yoktur. 'Var' diyen, ‘falan kişi cezaevinde işkence gördü, adı şu’ diyecek, biz de bakacağız onlara. Şimdi konuşuyorlar. Ben diyorum ki o zaman siz kime yapılmış bu işkence ismini verin ‘veremeyiz’ diyorlar. Peki kim yapmış onu söyleyin onu da söylemiyorlar. O zaman ne yapacağız biz? Siz bizi suçluyorsunuz, bir iftirayı hakikatmiş gibi dile getiriyorsunuz, biz bunu araştıralım, hakikatse bu yanlışı yapanlara gerekli cezayı yapalım diyoruz, ona da fırsat vermiyorlar. Ağız birliğiyle Uluslararası Af Örgütü dahil Türkiye’yi suçlamaya devam ediyorlar. Ben buradan söylüyorum, Uluslararası Af Örgütü ya da başka bir örgütün söylemesine gerek yok. Türkiye’nin hiçbir cezaevinde insan onuruna yakışmayacak bir muamelenin yapılmasını izin vermedik, vermeyiz. En ufak bir ihmalin olduğu yerde bugüne kadar gerekli tedbirleri aldık, bundan sonrada uygularız. İşkence ve kötü muamelede zaman aşımını biz kaldırdık. Zaman aşımını kaldıran bir hükümete işkence ve kötü muamele iftirasını gerçekmiş gibi kimse sunmamalıdır. Elinde somut bir şey varsa bize göndersin. Biz bunun takipçisi oluruz. Yoksa FETÖ’cülerin iftiralarının kılıcı olarak kendilerini kullandırmış olurlar. Biz de araştıralım aslı varsa gereğini yapalım, aslı yoksa yalan olduğunu ortaya çıkaralım” açıklamasında bulundu.
“FETÖ üyesi oldukları şüphesiyle bin 500’ün üzerinde ceza ve infaz koruma memuru geçici olarak işten el çektirildi”
Bakan Bozdağ, ceza ve infaz kurumlarında FETÖ’ye yönelik yapılan operasyonlara ilişkin, “Cezaevlerinde herhangi bir terör örgütüne mensup infaz koruma memuru bulunmaması için alım yapılırken çok büyük bir hassasiyet gösterildiği gibi görev sırasında da çok büyük hassasiyetler gösterilmektedir. Şuan da Fethullahçı Terör Örgütü üyesi oldukları şüphesiyle bin 500’ün üzerinde ceza ve infaz koruma memuru geçici olarak işten el çektirilmiştir. İncelemeler yapıldıktan sonra irtibatlı olduğu anlaşılan kişilerin bağı da kesilecektir. Şuan da büyük cezaevlerinin üzerinde uçuş yasağı da koyulmuştur ve havadan gelebilecek tehlikelere karşı da tedbir alınmıştır ve alınmaya devam edilmektedir” diye konuştu.
“OHAL’in uzatılmasına ihtiyaç vardı”
OHAL’in uzatılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, OHAL’in 3 ay daha uzatılması kararı alındığını hatırlatarak, “İhtiyaç olduğu için bu karar alındı. Çünkü 3 ayda siz devletin içindeki bu FETÖ yapısını ayıklama imkanına sahip değilsiniz. 3 ayda bitirdiğinizde bu kadar insanı ne zaman incelediniz, ne zaman değerlendirdiniz. Bunun için yapılan işlerin sağlıklı olması, hataya düşülmemesi, kararların doğru olması için bu zamana ihtiyacımız var. Ön göremediğimiz başka uyuyan tehlikeler varsa ona karşı da teyakkuz halinin devam edilmesi için de buna ihtiyacımız var. Hukuk devletimizin korunması, insanlarımızın özgürlüklerinin korunması bakımından da buna ihtiyaç var. Bu güne kadar OHAL sadece devlete uygulandı. Devleti yönetenler görevlerini hızlı bir şekilde yapsın diye uygulandı. OHAL sadece devleti yönetenlere uygulanmaya devam edecektir. Vatandaşımız OHAL uygulamalarından zarar görmemiştir, bundan sonra da görmesine izin verilmeyecektir” şeklinde konuştu.
“KHK’lerin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz”
CHP’nin OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler’i (KHK) Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşımasını değerlendiren Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
“CHP, KHK’leri Anayasa Mahkemesine götürülmesine karar verdi ve bazılarını AYM’ye taşıdı. Gerekçe ne? Gerekçe ‘siz OHAL KHK’leriyle kanunlarda değişiklik yapamazsınız.’ Neye göre söylüyorsunuz bunu? Anayasanın hangi maddesine dayanak yapıyorsunuz? Dayanak yaptıkları şey; Anayasa Mahkemesinin 90’lı yılların başlarında verdiği bir karara bağlanıyor. Yani anayasaya uygunluk veya aykırılık denetimini anayasanın herhangi bir hükmüne dayandırma yerine AYM’nin kararına dayandırıyor. İşin doğrusu CHP’nin bu iddiası anayasaya aykırılık iddiası değildir. Bu iddia, Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiasıdır. O zaman biz Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiası yapacaksak, anayasayı kenara mı koyacağız? Anayasada, 'ancak olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan KHK’lerin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz' diyor. Çok açık ve yoruma tabi dahi değil. OHAL, anayasal düzeni korumak, kamu düzenini korumak, demokrasiyi korumak için olağan tedbirlerin dışında tedbir almayı gerektiriyorsa bu tedbirler anayasaya aykırı dahi olsa alınması yetkisini anayasa veriyor. Ama buradan kalkıp başka bir kapı aralamak fevkalade yanlıştır. CHP bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmelidir. Biz zaten KHK’lerin hepsini TBMM’den geçirip yasalaştıracağız. Bunlar yasalaştıktan sonra kanun olduğu için zaten AYM’nin denetimine de açılacaktır. Ama Meclisten geçmemiş OHAL KHK’lar Anayasa Mahkemesinin denetimine açık değildir.”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım ise, “15 Temmuz’dan sonra hepimiz gördük ki bu coğrafyada İstiklal Harbi ruhunu kaybetmeden hep güçlü olmaz zorundayız. Ceza infaz alanında da 2000’li yılların başından itibaren çağın gerektiği şartlara uygun, kişileri topluma kazandırmak için bir yaklaşım ve anlayış ortaya koyulmaktadır. Bu yaklaşım çerçevesinde kurumlarımızda ilköğretimden yüksek lisansa kadar çok fazla kişinin eğitim ve öğretimden yararlanması temin edilmektedir. Yaptığımız faaliyetler kurumlarımızın aynı zamanda birer eğitim kurumu ve rehabilitasyon merkezi haline geldiği göstermektedir. Genel müdürlük olarak ceza infaz sisteminde önemsediğimiz hedeflerden bir tanesi de kişilerin kurumlarda geçirdikleri zamanı bir yandan psiko-sosyal faaliyetlerde dolu geçirirken, bir yandan da sosyal hayata hazırlanabilmelerini temin etmek için mesleki bilgilerini arttırmaktır. Bu kapsamda kurumlarımızda halk eğitim müdürlükleriyle müşterek olarak geçtiğimiz yıl yaklaşık 70 bin tutuklu ve hükümlüye meslek eğitimi verilmiştir. İş ve meslek edindirme çalışmalarının sonuçları genel müdürlüğümüz çatısı altında İşyurtları Daire Başkanlığı tarafından koordine edilerek üretime dönüştürülmüştür” diye konuştu.
“Türkiye cezaevlerinde kötü muamele yoktur, işkence yoktur”
Türkiye’deki cezaevlerinde kötü muamele ve işkence yapıldığı iddialarını yalanlayan Bakan Bozdağ, “Türkiye cezaevlerinde kötü muamele ve işkence olduğu iftiraları şimdi uluslararası örgütler nezdinde başka ülkelerde de anlatılmaya çalışılıyor. Buradan bir kez daha ifade ediyorum, Türkiye cezaevlerinde kötü muamele yoktur, işkence yoktur. 'Var' diyen, ‘falan kişi cezaevinde işkence gördü, adı şu’ diyecek, biz de bakacağız onlara. Şimdi konuşuyorlar. Ben diyorum ki o zaman siz kime yapılmış bu işkence ismini verin ‘veremeyiz’ diyorlar. Peki kim yapmış onu söyleyin onu da söylemiyorlar. O zaman ne yapacağız biz? Siz bizi suçluyorsunuz, bir iftirayı hakikatmiş gibi dile getiriyorsunuz, biz bunu araştıralım, hakikatse bu yanlışı yapanlara gerekli cezayı yapalım diyoruz, ona da fırsat vermiyorlar. Ağız birliğiyle Uluslararası Af Örgütü dahil Türkiye’yi suçlamaya devam ediyorlar. Ben buradan söylüyorum, Uluslararası Af Örgütü ya da başka bir örgütün söylemesine gerek yok. Türkiye’nin hiçbir cezaevinde insan onuruna yakışmayacak bir muamelenin yapılmasını izin vermedik, vermeyiz. En ufak bir ihmalin olduğu yerde bugüne kadar gerekli tedbirleri aldık, bundan sonrada uygularız. İşkence ve kötü muamelede zaman aşımını biz kaldırdık. Zaman aşımını kaldıran bir hükümete işkence ve kötü muamele iftirasını gerçekmiş gibi kimse sunmamalıdır. Elinde somut bir şey varsa bize göndersin. Biz bunun takipçisi oluruz. Yoksa FETÖ’cülerin iftiralarının kılıcı olarak kendilerini kullandırmış olurlar. Biz de araştıralım aslı varsa gereğini yapalım, aslı yoksa yalan olduğunu ortaya çıkaralım” açıklamasında bulundu.
“FETÖ üyesi oldukları şüphesiyle bin 500’ün üzerinde ceza ve infaz koruma memuru geçici olarak işten el çektirildi”
Bakan Bozdağ, ceza ve infaz kurumlarında FETÖ’ye yönelik yapılan operasyonlara ilişkin, “Cezaevlerinde herhangi bir terör örgütüne mensup infaz koruma memuru bulunmaması için alım yapılırken çok büyük bir hassasiyet gösterildiği gibi görev sırasında da çok büyük hassasiyetler gösterilmektedir. Şuan da Fethullahçı Terör Örgütü üyesi oldukları şüphesiyle bin 500’ün üzerinde ceza ve infaz koruma memuru geçici olarak işten el çektirilmiştir. İncelemeler yapıldıktan sonra irtibatlı olduğu anlaşılan kişilerin bağı da kesilecektir. Şuan da büyük cezaevlerinin üzerinde uçuş yasağı da koyulmuştur ve havadan gelebilecek tehlikelere karşı da tedbir alınmıştır ve alınmaya devam edilmektedir” diye konuştu.
“OHAL’in uzatılmasına ihtiyaç vardı”
OHAL’in uzatılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, OHAL’in 3 ay daha uzatılması kararı alındığını hatırlatarak, “İhtiyaç olduğu için bu karar alındı. Çünkü 3 ayda siz devletin içindeki bu FETÖ yapısını ayıklama imkanına sahip değilsiniz. 3 ayda bitirdiğinizde bu kadar insanı ne zaman incelediniz, ne zaman değerlendirdiniz. Bunun için yapılan işlerin sağlıklı olması, hataya düşülmemesi, kararların doğru olması için bu zamana ihtiyacımız var. Ön göremediğimiz başka uyuyan tehlikeler varsa ona karşı da teyakkuz halinin devam edilmesi için de buna ihtiyacımız var. Hukuk devletimizin korunması, insanlarımızın özgürlüklerinin korunması bakımından da buna ihtiyaç var. Bu güne kadar OHAL sadece devlete uygulandı. Devleti yönetenler görevlerini hızlı bir şekilde yapsın diye uygulandı. OHAL sadece devleti yönetenlere uygulanmaya devam edecektir. Vatandaşımız OHAL uygulamalarından zarar görmemiştir, bundan sonra da görmesine izin verilmeyecektir” şeklinde konuştu.
“KHK’lerin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz”
CHP’nin OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler’i (KHK) Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşımasını değerlendiren Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
“CHP, KHK’leri Anayasa Mahkemesine götürülmesine karar verdi ve bazılarını AYM’ye taşıdı. Gerekçe ne? Gerekçe ‘siz OHAL KHK’leriyle kanunlarda değişiklik yapamazsınız.’ Neye göre söylüyorsunuz bunu? Anayasanın hangi maddesine dayanak yapıyorsunuz? Dayanak yaptıkları şey; Anayasa Mahkemesinin 90’lı yılların başlarında verdiği bir karara bağlanıyor. Yani anayasaya uygunluk veya aykırılık denetimini anayasanın herhangi bir hükmüne dayandırma yerine AYM’nin kararına dayandırıyor. İşin doğrusu CHP’nin bu iddiası anayasaya aykırılık iddiası değildir. Bu iddia, Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiasıdır. O zaman biz Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiası yapacaksak, anayasayı kenara mı koyacağız? Anayasada, 'ancak olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan KHK’lerin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz' diyor. Çok açık ve yoruma tabi dahi değil. OHAL, anayasal düzeni korumak, kamu düzenini korumak, demokrasiyi korumak için olağan tedbirlerin dışında tedbir almayı gerektiriyorsa bu tedbirler anayasaya aykırı dahi olsa alınması yetkisini anayasa veriyor. Ama buradan kalkıp başka bir kapı aralamak fevkalade yanlıştır. CHP bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmelidir. Biz zaten KHK’lerin hepsini TBMM’den geçirip yasalaştıracağız. Bunlar yasalaştıktan sonra kanun olduğu için zaten AYM’nin denetimine de açılacaktır. Ama Meclisten geçmemiş OHAL KHK’lar Anayasa Mahkemesinin denetimine açık değildir.”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım ise, “15 Temmuz’dan sonra hepimiz gördük ki bu coğrafyada İstiklal Harbi ruhunu kaybetmeden hep güçlü olmaz zorundayız. Ceza infaz alanında da 2000’li yılların başından itibaren çağın gerektiği şartlara uygun, kişileri topluma kazandırmak için bir yaklaşım ve anlayış ortaya koyulmaktadır. Bu yaklaşım çerçevesinde kurumlarımızda ilköğretimden yüksek lisansa kadar çok fazla kişinin eğitim ve öğretimden yararlanması temin edilmektedir. Yaptığımız faaliyetler kurumlarımızın aynı zamanda birer eğitim kurumu ve rehabilitasyon merkezi haline geldiği göstermektedir. Genel müdürlük olarak ceza infaz sisteminde önemsediğimiz hedeflerden bir tanesi de kişilerin kurumlarda geçirdikleri zamanı bir yandan psiko-sosyal faaliyetlerde dolu geçirirken, bir yandan da sosyal hayata hazırlanabilmelerini temin etmek için mesleki bilgilerini arttırmaktır. Bu kapsamda kurumlarımızda halk eğitim müdürlükleriyle müşterek olarak geçtiğimiz yıl yaklaşık 70 bin tutuklu ve hükümlüye meslek eğitimi verilmiştir. İş ve meslek edindirme çalışmalarının sonuçları genel müdürlüğümüz çatısı altında İşyurtları Daire Başkanlığı tarafından koordine edilerek üretime dönüştürülmüştür” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!