Bektaş’ın şiiri insandan, ağaçtan, sevgiden yana

PEN Şiir Ödülü Cengiz Bektaş’a verildi. Törende Egemen Berköz’ün konuşması dikkat çekti.

Yayınlanma: 25.03.2018 - 21:13
Abone Ol google-news

PEN Şiir Ödülü, önceki gün Cüneyt Türel-Maya Sahnesi’nde yapılan ödül töreniyle şair ve mimar Cengiz Bektaş’a verildi. PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, “Dünya Şiir Günü”nün birçok ülkede PEN Türkiye’nin önerisiyle kabul edildiğini ve kutlandığını vurguladıktan sonra sözü konuşmacılara bıraktı.

Eray Canberk, Cengiz Bektaş’ın Anadolu uygarlıklarından ve halk şiirinden beslenen şiirini, “Rönesans Aydını” özelliklerini vurgularken; Yaşar Miraç, Bektaş’ın yapı ustalığıyla söz ustalığının nasıl birbirini etkilediğini, gençlere aktardığı zenginliği örneklerle gösterdi. Egemen Berköz ise şöyle konuştu:

‘Şiirinin özü sevgidir’

‘Şiirinin özü sevgidir’ “PEN’in seçicileri ödül gerekçesi ‘2018 PEN Şiir Ödülü’nü değerli mimar ve şair Cengiz Bektaş’a sunuyoruz’ diyerek başlıyor. Ben bugüne dek hiçbir ödül gerekçesinde ödül verilen şairin öteki işinden, uğraşından söz edildiğini anımsamıyorum.

Örneğin, Dağlarca’ya ödül verirken ‘emekli yüzbaşı ve şair’, Cansever’e ödül verirken ‘antikacı ve şair’ ya da Cemal Süreya’ya ‘maliye müfettişi ve şair’ diye seslenmek kimsenin aklına gelmemiştir sanırım” diyen Berköz, PEN’in değerli seçicilerinin çok haklı olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Çünkü Cengiz Bektaş’ın kimliğinde mimarlık ile şairlik ayrılmaz bir bütündür. Şairliği mimarlığını, mimarlığı şairliğini besler. Şimdi bu konuyu biraz daha açmak, Cengiz Bektaş’ın şiirinin altyapısını irdelemek istiyorum.

Her şeyden önce, Cengiz Bektaş Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişinden gelen bir ozan, bir aydındır. Yaşamöyküsüne bakarsanız Berlin Üniversitesi’nde mimarlık okumuş bir yüksek mimardır Cengiz Bektaş. Ama bir halk mimarıdır aynı zamanda. Bu toprakların binlerce yıllık mimarlık geleneğini iyi bilir. Bir Köy Enstitülüdür. Köy Enstitüsü’nde okumamış olsa da. Bir Mavi Yolcu’dur. Halikarnas Balıkçılarıyla, Sabahattin Eyüboğlularla, Azra Erhatlarla... Mavi Yolculuklarla bilene bilene gelmiştir.

Anadolu’nun on bin yılı aşan uygarlık geçmişine, bu topraklara gelip yerleşmiş, bir arada yoğrulmuş halklardan bugüne uzanan yolun yolcusudur. Efesosluların, Miletosluların, Afrodisiaslıların kentlisi; Thaleslerin, Harekleistosların, Homerosların yoldaşıdır.”

Berköz, Cengiz Bektaş’ın, Homeros’tan Âşık Veysel’e uzanan şiir yolunun bir yolcusu olduğunun altını çizdi.

Berköz, “Homeros’un İlyada’yı yazdığı ölçüyle, Heksametron’la düzülmüş Ege türküleriyle büyümüştür. İyi bilir bu türküleri, güzel de çığırır.

Ben bunları nereden mi biliyorum? Nasıl bilmem?

Bergama’yı, Afrodisias’ı, Selimiye’yi, Edirne Darüşşifası’nı, Kozak Yaylası’nı... Onunla gezdim, ondan dinledim; binlerce yıllık taşlara nasıl sevgiyle dokunduğunu gördüm. İmeceli toplantılara katıldık birlikte, şiirler okunan, türküler söylenen, dostluklar tazelenen.

Ve öyle bir ev tasarısını biliyorum ki bana göre bir başyapıt. Çünkü şiir kurar gibi kurduğunu gördüm bir yapıyı da o tasarıda.

PEN Yönetim Kurulu’nda, daha sonra onun başkanlığında TYS Yönetim Kurulu’nda birlikte çalıştık yıllarca.

Onun için imzamı atıyorum PEN’in ödül gerekçesinin altına. Doğrudur. Dili yalın, Türkçe sevgisi taşan, emekten yana, ağaçtan-çiçekten-börtüböcekten yana, insandan yana bir şiirdir Cengiz Bektaş’ın şiiri. Özü sevgidir” dedi.

PEN Dünya Şiir günü Ödül Töreni, plaket takdimi, Cengiz Bektaş’ın konuşması ve şiirinden örneklerle sona erdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler