Belge hâlâ ortada yok!

"İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslına aradan geçen 3 haftaya karşın hâlâ ulaşılamadı. Bu durum böyle bir belgenin olmadığı kuşkusunu gündeme getirdi. İstanbul Başsavcılığı’nın, fotokopinin hukuki belge niteliği taşımadığı yönündeki Yargıtay’ın içtihatlarına karşın işlemleri nasıl yürüttüğü sorusunun yanıtı düzenlenecek iddianameden sonra netlik kazanacak.

Belge hâlâ ortada yok!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.07.2009 - 08:41

Ergenekon soruşturmasında Albay Dursun Çiçekin kısa süreli tutuklanmasının gerekçeleri arasında yer alan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslı hâlâ ortaya konulamadı. İstanbul Savcılığının, askeri savcılığın "kâğıt parçası" olarak nitelendirip takipsizlik kararı verdiği belgeyle Çiçekin tutuklanmasını istemesi ise dikkat çekti. Yandaş basının konuyu başka yönlere çekmeye çalışırken belgenin aslının bulunup bulunmadığını hiç sorgulamaması gözlerden kaçmadı.

Taraf gazetesi tarafından Genelkurmay Başkanlığına ait olduğu iddiasıyla gündeme getirilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslına aradan geçen 3 haftaya karşın hâlâ ulaşılamadı. Bu durum böyle bir belgenin olmadığı kuşkusunu gündeme getirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ belgeyi "kâğıt parçası" olarak nitelendirirken askeri savcılık da Albay Dursun Çiçek hakkında takipsizlik kararı vermişti. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından "kâğıt parçasını" hazırlayanların bulunmasını istemişti. Ancak aradan geçen zamana karşın belgenin orijinalinin olup olmadığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen salı günü Albay Çiçekin ifadesine başvurdu. Çiçek, savcılık sorgusunun ardından da sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Oysa Yargıtay içtihatları uyarınca fotokopi belgenin hiçbir hukuki delil niteliği bulunmuyor. Buna karşın savcılığın hangi belgeye dayanarak tutuklama kararı istediği ve mahkemenin de tutukladığı sorusu yanıtsız kaldı.

Tüm tartışmalara karşın Ergenekon soruşturmasında subayların sorgulanmasına, kısa süreli de olsa Çiçekin tutuklamasına dayanak yapılan belgenin aslı hâlâ ortaya konulamadı. Dursun Çiçeke savcılık sorgusu sırasında belgedeki imzası ile askeri savcılık sorgusundaki ifadesinde yer alan imzaların birbirine benzememesi de soruldu. Çiçek ise belgedeki imzayı 10 yıl önce kullandığını, ancak 3 yıl önce imzasını değiştirerek yeni imza kullanmaya başladığını söyledi. Bu durum, Çiçekin yıllar önce kullandığı imzanın "üretilen belgeye" montajlanmış olabileceği ihtimalini akıllara getirdi.

İstanbul Başsavcılığının, fotokopinin hukuki belge niteliği taşımadığı yönündeki Yargıtayın içtihatlarına karşın işlemleri nasıl yürüttüğü sorusunun yanıtı düzenlenecek iddianameden sonra netlik kazanacak. Çünkü başsavcılık eğer belgenin aslına ulaşmışsa bunu iddianame ekine koymak zorunda kalacak. Belgenin fotokopisiyle soruşturma yürütüldüğü açığa çıktığında ise yeni bir tartışma başlayacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler