Belge hâlâ ortada yok!
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslına aradan geçen 3 haftaya karşın hâlâ ulaşılamadı. Bu durum böyle bir belgenin olmadığı kuşkusunu gündeme getirdi. İstanbul Başsavcılığı’nın, fotokopinin hukuki belge niteliği taşımadığı yönündeki Yargıtay’ın içtihatlarına karşın işlemleri nasıl yürüttüğü sorusunun yanıtı düzenlenecek iddianameden sonra netlik kazanacak.
Ergenekon soruşturmasında Albay Dursun Çiçek’in kısa süreli tutuklanmasının gerekçeleri arasında yer alan "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslı hâlâ ortaya konulamadı. İstanbul Savcılığı’nın, askeri savcılığın "kâğıt parçası" olarak nitelendirip takipsizlik kararı verdiği belgeyle Çiçek’in tutuklanmasını istemesi ise dikkat çekti. Yandaş basının konuyu başka yönlere çekmeye çalışırken belgenin aslının bulunup bulunmadığını hiç sorgulamaması gözlerden kaçmadı.
Taraf gazetesi tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na ait olduğu iddiasıyla gündeme getirilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin aslına aradan geçen 3 haftaya karşın hâlâ ulaşılamadı. Bu durum böyle bir belgenin olmadığı kuşkusunu gündeme getirdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ belgeyi "kâğıt parçası" olarak nitelendirirken askeri savcılık da Albay Dursun Çiçek hakkında takipsizlik kararı vermişti. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan "kâğıt parçasını" hazırlayanların bulunmasını istemişti. Ancak aradan geçen zamana karşın belgenin orijinalinin olup olmadığı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen salı günü Albay Çiçek’in ifadesine başvurdu. Çiçek, savcılık sorgusunun ardından da sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Oysa Yargıtay içtihatları uyarınca fotokopi belgenin hiçbir hukuki delil niteliği bulunmuyor. Buna karşın savcılığın hangi belgeye dayanarak tutuklama kararı istediği ve mahkemenin de tutukladığı sorusu yanıtsız kaldı.
Tüm tartışmalara karşın Ergenekon soruşturmasında subayların sorgulanmasına, kısa süreli de olsa Çiçek’in tutuklamasına dayanak yapılan belgenin aslı hâlâ ortaya konulamadı. Dursun Çiçek’e savcılık sorgusu sırasında belgedeki imzası ile askeri savcılık sorgusundaki ifadesinde yer alan imzaların birbirine benzememesi de soruldu. Çiçek ise belgedeki imzayı 10 yıl önce kullandığını, ancak 3 yıl önce imzasını değiştirerek yeni imza kullanmaya başladığını söyledi. Bu durum, Çiçek’in yıllar önce kullandığı imzanın "üretilen belgeye" montajlanmış olabileceği ihtimalini akıllara getirdi.
İstanbul Başsavcılığı’nın, fotokopinin hukuki belge niteliği taşımadığı yönündeki Yargıtay’ın içtihatlarına karşın işlemleri nasıl yürüttüğü sorusunun yanıtı düzenlenecek iddianameden sonra netlik kazanacak. Çünkü başsavcılık eğer belgenin aslına ulaşmışsa bunu iddianame ekine koymak zorunda kalacak. Belgenin fotokopisiyle soruşturma yürütüldüğü açığa çıktığında ise yeni bir tartışma başlayacak.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!