Berlinale neşeli başladı
68. Berlin Film Festivali’nin açılışı yapıldı.
Yolsuz iktidarların insanlardan koparıp bir çöp adaya sürdüğü köpeklerin yaşam mücadelesi ve 12 yaşındaki bir çocuğun kendi köpeğini aramak için adaya ulaşmasıyla canlanan direniş ruhu; Amerikalı Wes Anderson’ın politik alegorinin sınırlarını neşeyle zorladığı eğlenceli animasyonu “Köpekler Adası/Isle of Dogs” önceki akşam 68. Berlin Film Festivali’nin açılışını yaptı. Tilda Swinton, Bill Murray ve Brian Cranston misali filmin seslendirmesini yapan star oyuncular da namı diğer Berlinale’nin kırmızı halısında boy gösterdiler. İlk kez böylesine açıklıkta politik bir yaklaşım sergileyen yönetmen Anderson, öncesinde kalabalık ekibiyle katıldığı, Bill Murray’nin şarkılar ve esprilerle eğlendirdiği basın toplantısında gayet neşeliydi ve filmin dünyayı sarsan güncel meselelerle bu denli ilgili olmasına şaşırmadığı söyledi. “Hayırsız Ada”yı hatırlatan dokunuşlarıyla film, baskıcı yönetimlerin yapay korkular ve ayrılıklar yaratarak toplumu bölerek yönetme stratejisini de açık ediyor. Japonya’daki hayali bir adada geçen filmi oluştururken Miyazaki ve Kurosawa gibi üstadlardan etkilendiğini söyleyen Anderson, toplumu “kedi ve köpek severler” olarak ikiye ayıran anlayışta kedileri pek ortalarda göstermeyen iktidarın her güzel şeyi olduğu gibi bunu da amacına alet ettiğini vurgulamış oluyor.
‘MeToo’ hareketi Berlin’de
Koş Lola Koş” ile baştacı ettiğimiz Alman yönetmen Tom Tykwer’ın başkanlığını yaptığı ana jüri “Köpekler Adası”yla ilgili ne düşünür şimdilik bilinmez ama 19 filmin yer aldığı Altın Ayı yarışında belli ki dünya gündemine dair açmazlar sıkça gündeme gelecek. 15-25 Şubat arasında 78 ülkeden yaklaşık 400 filmin yer aldığı festivalin ana yarışmasında Gus Van Sant, Malgorzata Szumowska, Alexey German Jr. ve Alman sinemasının şahsına münhasır yaratıcısı Chritan Petzold’dan yeni filmler var. Aralarında âdetten olduğu üzere basının karşısına çıkan jüriye yönelik sorular da cinsel tacizden festivalin geleceğine uzanan yelpazede çeşitlendi. ABD’deki yapımcı Harvey Weinstein ile açığa çıkan cinsel tacize karşı “MeToo (Ben de)” hareketinin destekçisi olduğunu açıklayan festivalin tavrını alkışlayan Tom Tykwer yine de endişelerini dile getirdi ve bu hareketin bireylere karşın değil aslında baskıcı zihniyete karşı verilmesini ve ancak bu şekilde sorunun üstesinden gelinebileceğini söyledi.
Filmlerimizle buradayız
Bu yıl Altın Ayı yarışında olmasak da Berlinale’de Türkiye’den üç film var. Genç sinemacıların ilk filmleriyle yer alma başarısı gösterdiği festivalin “Generation 14plus” bölümünde Banu Sıvacı’nın yönettiği “Güvercin”, “Forum” bölümünde Burak Çevik’in “Tuzdan Kaide” ve “From Expanded” başlığında ise Didem Pekün’ün “Araf” adlı belgesel filmi gösterilecek. “Güvercin” aynı zamanda ilk filmler yarışmasında da ödül şansı arayacak. Festivalde ayrıca edebiyat yapıtlarını sinemaya uyarlayabilmek amacıyla teşvik edilen Books at Berlinale’de, Şebnem İşigüzel’in “Ağaçtaki Kızı” yer alıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği