Binali Yıldırım'dan Almanya'ya yanıt: Olayları daha fazla germenin anlamı yok

Başbakan Binali Yıldırım, Cuma Namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yıldırım'a ilk olarak Ege Denizi'nde meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki deprem soruldu.

Olayda raporlanmış bir can kaybı olmadığını söyleyen Yıldırım şunları söyledi:

"Depremin merkezi Datça'nın 11 kilometre açığında Gökova Körfezi'nde bulunuyor. Valilik ile irtibata geçildi. Tüm alanlar tarandı. Raporlanan bir can kaybı yok. 354 vatandaş panikle ve korku ile ufak tefek sıyrıkları var. Hastanede 24 vatandaşımız var tedavi gören. İstanköy'de bir caminin minaresi yıkıldı. Deniz seviyesi yükseldiği için 10 metre civarında tekneleri kıyıya attı. Büyük bir deprem, İzmir'de dahi hissedildi. AFAD bölgeye intikal etti. Kos'ta vatandaşlarımız var. Hayatını kaybeden var. Tahliyeler için gerekli tedbirler alınıyor."

Almanya ile yaşanan gerilime de değinen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

"Almanya Türkiye ile ezeli bir ortaktır. Almanya ile Birinci Dünya Savaşı'nda aynı safta yer aldık. Öncesinde de ilişkilerimizin köklü bir geçmişi var. Bugün de hükümetimiz Almanya'yı stratejik ortak olarak görmeye devam ediyor. İç siyasetten kaynaklı zaman zaman gerginleşme olabiliyor. Çağrım teyenni ile hareket etmektir. İlişkilerin zarar görmesinin iki ülkeye de yararı yok. En büyük anlaşmazlık FETÖ ve terör örgütü mensuplarının geniş alan bulması ve ülkemiz aleyhine faaliyetlerini sürdürmesi. Biz bunlarla ilgili önlem alınmasını istiyoruz. Teröristlerin koruyor görüntüsünün oluşması milleti derinden üzer. Ayrıca Almanya'da vatandaşlarımız var. Olayları daha fazla germenin anlamı yok. Alman şirketlerine soruşturma başlatıldığı iddiaları külliyen yalan. Yatırımcıları tedirginliğe itecek açıklamalardan uzak durulmalı. Türkiye güvenli bir ülkedir. Almanya ne kadar güvenli ise Türkiye de o kadar güvenlidir. Terör herkesin kapısını çalabilir. Önemli olan bunun üzerine birlikte gitmektir. O bakımdan Alman yetkililere buradan sesleniyorum, daha sakin hareket edelim. Aramızdaki meseleleri konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz."