Bir Depremin Yıldönümü

Bir Depremin Yıldönümü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.08.2012 - 06:46

1999 depreminin bugünlerde yıldönümü... Geçen on üç yıl içinde deprem riskini minimuma indirmek amacıyla sivil ve kamu kesimince yapılan işler, alınan önlemler nelerdir diye bir değerlendirme yapılırsa, sonucun mutluluk vereceğini söyleyemem. Kuşkusuz, sivil toplum örgütleri, devlet erki bu geçen süre içinde hiçbir şey yapmadı demek de haksızlık olur. Ancak, yapılanların yeterli olduğuna, 7.00 - 7.5 büyüklüğünde bir depremin sonucunda insanlarımızın sağlığının zarar görmeyeceğine inanmak da olanaksızdır. Önemli adımlar atılmadı mı? Evet atıldı... Atıldı ama, adımların aldığı mesafe maalesef çok kısa kaldı...İstanbulda yaşadığım için, İstanbuldan bazı örnekler vermek istiyorum. Nüfusun büyük bir bölümü, yine deprem riski büyük olan mevcut yapılarında herhangi bir güçlendirme işlemi yapmadan barınıyor.

Eğitim ve kamu yapılarının büyük bir bölümünde güçlendirme yapılarak, deprem riskini minimuma indirmek için çalışmalar yapıldı. Ancak bu yapılarda vatandaşlar günlük yaşamının yaklaşık 8-10 saatini geçirirken, konutlarında 12-14 saatini geçirmektedirler. Dolayısıyla konutlarının daha sağlam, daha az risk taşıyan yapılar olması beklenirdi.

Keşke kat mülkiyeti yasamız bu konuda radikal bir değişmeye tabi tutularak, konut sakinlerinin ortak kararlarına başvurulma gereksinmesi duyulmadan, devletçe mevcut riskli yapıların güçlendirilmeleri veya yıkılıp yeniden yapılmaları sağlanabilseydi...

Keşke gecekondular, mühendislik ve mimarlık hizmeti almamış tüm kaçak yapılar devlet erkiyle yıkılıp, çağdaş, depreme dayanıklı yapılar haline gelebilseydi...

Keşke bu amaçla ilk defa, belki Cumhuriyet tarihimizde çıkarılan afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki yasa çok daha evvel ve uygulama model ve yöntemleri bilimsel ve kamu yararını yüceltecek biçimde ortaya konarak çıkarılabilseydi...

Keşke bu yasanın, yanlış veya doğru değerlendirmeleri her türlü önyargıdan arındırılmış olarak yapılıp geliştirilebilseydi...

Keşke meslek odalarımızın yasayla ilgili görüş ve tavsiyelerine daha fazla kulak verilseydi...

Keşke deprem konusunun eğitim sürecinde, ilk ve ortaöğretimden üniversite eğitimine kadar ayrıntılı bir biçimde ele alındığını görebilseydik...

Keşke depremle ilgili araştırmalara daha fazla kamusal yatırımların ayrılması ve yine bu konuda lisansüstü ve doktora çalışmalarına daha fazla yer verilmesi sağlanmış olsaydı...

Evet, 1999 depreminin yıldönümü...

Keşke, yukarıdaki keşkeleri dile getirmemiş olsaydım...

Prof. Dr. Mete TAPAN


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler