Bu ''Pencere'' sizi utandırmak için açıldı
Pencere oyunu çocuk cinsel istismarını anlatıyor. Hem de tam çocukların göz hizasından. Onların gözlerine bakma cesaretini gösterip utanın diye.
İki çocuğun hayatları akıyor sahnede, Hüso ve Esme’nin. Yoksulluğun, yoksunluğun arasında oynuyorlar, en çok da kendi “penceleri”nden “masal”lar anlatıyorlar birbirlerine. Ve Esme penceresini açtığında yüzlerimizde bir şamar patlıyor. Çünkü “sürekli üzeri örtülmeye çalışılan, maruz kalanın suçlu bulunduğu, faillerin korunduğu” çocuk cinsel istismarının mağduru o. Oyun bize işte bu mağdurluğu onun gözünden anlatıyor. Söz, oyunun yazarı Ayşe Bayramoğlu ve yönetmeni Doğu Akal’da.
- Önce Ray Performans Kolektifi’ni tanıyarak başlayabilir miyiz?
D. Akal: Ray birçok farklı disiplinden kişilerin bir araya gelip, yeni üretim tarzları, yeni biçimsel ve içerik arayışlarının denendiği bir platform olma niyeti taşıyor. Oluşmasındaki somut itici güç ise 2012’de Lara Aysal’ın “Gençlik için Dönüşüm” projesi için birlikte Van’a yaptığımız tren yolculuğu. “Ezilenlerin Tiyatrosu” metoduyla Van’daki 10-12 yaşlarındaki çocuklarla yürüttüğümüz 2 haftalık çalışmalar sonucunda 5 kısa oyun hazırlayıp seyirciyle buluştuk. Sonra Çamlıhemşin’e gittik. Orada 150 yıllık bir ahşap evde, derenin sesiyle İstanbul’dan gelen arkadaşlarımızla buluştuk. Farkında değildik ama o Ray’ın ilk gayri resmi buluşmasıydı. Şimdi, Pencere’yle yürüteceğimiz bir proje daha var. Şubatta yine Van’a gidip bu sefer daha olgun bir yaş grubuyla (14-18) iki ay “Ezilenler Tiyatrosu” çalışması yapacağız. Bu seferki projemizin adı “İmece Gemisi”. Pencere’yi de Van ve çevresinde oynayacağız.
- İlk oyununuz Pencere, yaygınlığı bilindiği halde, halı altı edilen bir konuya, çocuk cinsel istismarına odaklanıyor. Neden ilk oyun olarak bu konuyu seçtiniz?
D. Akal: Van’daki deneyimlerimizin ardından dünyada saklanacak yer olmadığını, sorunların gün gibi ortada olduğunu ama herkesin görmezden geldiğini, bunun için neyi, nasıl yapabileceğimizi düşünmeye başladık. Pencere, görmezden gelinmeyi bırakın faillerin haklı görüldüğü pişkinlikle adeta “teşvik” edilen bir konuyu olabildiğince “naif” bir yerden anlatan bir metin. Çocuk istismarını, şiddeti sahne üzerinde yeniden üretmeden, seyirciyi durumun vahameti üzerine düşündürtmeyi başarıyor. Biz Ray olarak metne aracılık etmeye çalıştık. Tiyatro yapma isteğimizle Ayşe’nin metni doğru bir zeminde buluştu. Pencere, Ray’ın kurulurken üzerine bastığı dünyanın sert ve kaçılmaya çalışılan bir yüzünü gösteriyor.
- Oyun, alışılagelmiş üstten bakış açısı yerine çocuk gözüyle, çocuk dünyasından gösteriyor bize yaşananları. Metni bu bakış açısıyla vermeye nasıl karar verdiniz?
A. Bayramoğlu: Kendimle yüzleştiğim bir süreçti. Şehirli olma hali üzerime bulaşmasın diye uğraşırken onun çoktan bir parçam olduğunu fark ettim. Herkes gibi ben de konuyla ilgili haberleri izlerken kısa bir süre sonra “Ah! Yazık!”tan öteye gitmediğini gördüm tepkimin. Aksi gibi bu tepkiyi verdikçe normalleşiyordu hissettiklerim. Utandım kendimden, istedim ki bu olan bitene benim gibi tepki veren herkes utansın. Bu da ancak konunun asıl muhatabı çocuğu odak noktası seçerek mümkün olacaktı. Çünkü çocuk ne hissediyor, süreci nasıl yaşıyor, baş etmek için ne yapıyor... Bunlar kimsenin ilgilenmediği durumlar. Benim için asıl önemli noktalar buralardı. Çocuğun sesini ve gücünü duymak ve duyurmak istedim.
- “Doğru” yerden anlatılmazsa istismar da edilebilecek, dolayısıyla tehlikeli bir konu da bu, metni yazarken en çok zorlandığınız noktalar nelerdi?
A. Bayramoğlu: Evet, çok bıçak sırtı bir durum. Aktaranı çocuk yapınca daha da keskinleşiyor. En zoru, çocuğa acımayı bırakıp ne yaşadığını anlamaya çalışmak ve bu algı üzerinden olanı aktarmanın ajitasyondan uzak bir yolunu bulmaktı... Kendimi ve yaşadığım dünyayı aciz ve umutsuz buluyorum. Oyun içinde de hepimiz gibi olan Hüso. Acizliği eylemsizliğinde. Esme ise başından geçene “rağmen” -oyun içinde de hayattaki karşılıklarında da - en güçlü kişi. Esme ve Esme gibi olan bütün çocukların sesini duyurma çabası bizim için önemli. l
İzlemek için: Maya Cüneyt Türel Sahnesi: 4/11 Ocak, 1/8 Şubat Cuma 20.30 (Bilet Satış: 0212 252 74 52)
Sahne Hâl - Mecidiyeköy: 30 Aralık/13 Ocak Pazar 20.30 (Bilet Satış: 0212 274 74 78)
Ankara Halk Tiyatrosu: 17/24 Ocak Perşembe 20.00 (Rezervasyon ve Bilet Satış: 0312 418 97 98)
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Akaryakıt tankeri patladı!
- 'Daha sert adımlar atacağız'
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!