Çapan: Burada ne işim var?
İkinci Ergenekon davasında yargılanan eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, "Beni bu davaya niye katıyorsunuz, burada ne işim var" diye sorarak 5 aydır savunmasını yapmayı beklediğini ifade etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 32. duruşması dün yapıldı. Gürbüz Çapan savunmasına, “Hayatımın en trajikomik bir davasında yargılanmaktayım. Avukatım ‘sakin ol’ diyor, sakinim zaten de sakin olmasam ne yazar? Bir deli dumrul gömleği giydirdiler. Ruhen anlaşamayacağım, milliyetçi, ulusalcı bir grupla yargılanıyorum. Ben öyle değilim, kimsenin kimliği hiçbir zaman benim için önemli olmadı” sözleriyle başladı. “Ben Devrimci Yolcuydum. 1979’da kendiliğimden bıraktım” diye sözlerini sürdüren Çapan Türkiye’deki darbelerin ABD’nin izniyle olduğunu söyledi. Evinde yapılan aramalarda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile çekilmiş fotoğrafının alınarak “delil” gibi gösterildiğini belirten Çapan, siyasi partilerin delege seçim yöntemlerini CHP’den örnekler vererek eleştirdi. Hakkında açılan bir davada 1 trilyon dolar çalmakla suçlandığını söyleyen Çapan, Esenkent’te yaptırdığı ve ucuza mal ettiği konutların örnek olduğunu anlattı. 2001 yılında Emniyet’in kendisini “vurulacağı” konusunda uyardığını, Valiliğe başvurmasına karşın kendisine silah ruhsatı verilmediğini anlatan Çapan “Elime silah vermeye çalışıyorlardı. Bunun bir tezgah olduğunu şimdi anlıyorum” dedi. Kendisine suikast yapılacağı uyarısından bir süre sonra jandarmanın operasyon yaptığını ifade eden Çapan “İstanbul Jandarması yapmadı, sanki ben ayarlamışım. Ankara Jandarması yaptı. Edirne Alay Komutanı geldi. Türkiye’de mafyanın kim olduğunu bilmiyor muyuz? Bir mafya kanunu çıktı, o kanunla mafya dışında herkes yargılandı. Kim doldurmuşsa askerleri jandarma bana çok acımasız davrandı” dedi.
Yüreğinizi de mi?
İddianamede kendisinde AKP milletvekilllerinin listesinin bulunduğunu, suikat şeması yapmak için adreslerini tespit etmekle suçlandığını vurgulayan Çapan “Suikast şemayla mı yapılır? Merhametinizi kaybetmişsiniz, yüreğinizi de mi kaybettiniz” diye konuştu. CHP’ye PKK’lileri almakla suçlandığını anlatan Çapan “Öyle bir şey yok. Kürdün en yuvarlağı CHP’dedir. Biz Kürdün en kılçıksızını seviyoruz” dedi. Kürt açılımını uygun gördüğünü söyleyen Çapan “Bu işin bir an evvel çözülmesi gerekiyor. Ama dağdakini bıraktılar bağdakini alıyorlar” dedi.
Erdoğan’ın kokusu
Politikacıların kokularının halkla uyumlu olması gerektiğini söyleyen Çapan “Erdoğan’ın kokusu, halkın kokusuna yakın. Deniz Baykal’ın kokusu halka uymuyor. Bütün partiler kapatılsa Baykal tek başına seçime girse yüzde 26’dan fazla alamaz. Erdoğan’ın havası son zamanlarda değişti. Etrafını bir grup sarmış nereye gittiğinin farkında değil” diye konuştu.
Niye buradayım?
Çapan şöyle konuştu:
“Ben, bu cumhuriyetin demokratikleşmesini isteyen bir solcuyum. Adalet arayorum. 5 aydır ifade vermeyi bekliyorum. Bu davada ne işim var? Beni niye buraya katıyorsunuz?”
İlhan Ağabey’i severim
Çapan, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçu’'a bağlı örgüt üyesi olmakla suçlandığını anımsatarak şöyle devam etti:
''İlhan Ağabey’i severim. İlhan Ağabey Cumhuriet'’n ilk filozoflarından, aydınlarından biridir. Bütün aydınlarla ilişki kurmaya çalıştım. Cumhuriyet gazetesinin fikirlerine çok fazla katılmam, ama Cumhuriyet gazetesi yaşamalıdır. Dolayısıyla kardeşlerime ‘gidin ortak olun’ dedim. İlhan ağabey bana kefil oluyor. Savcılar o kefaleti üyeliğe çevirmişler.” Çapan’nın savunmasını 2 saatte tamamlamasının ardından Emniyet, savcılık ve nöbetçi mahkemede verdiği ifadeler Başkan Köksal Şengün tarafından okundu.
Çapan, ifadeleri okunurken Ergenekon’un Cumhuriyet’in hisselerini ele geçirmek için düzenlendiği iddia edilen akşam yemeğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çapan, geçen yıl yaşamını yitiren Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) Genel Başkanı Kemal Özden’in kendisine “Hisselerini bize ver, seni koruruz” demesi üzerine sinirlendiğini anlatarak şöyle devam etti: “Ne demek, korumak, kimden koruyorsun? Veli Küçük masanın kenarındaydı, ‘Ben sizi tanıyorum. Ben de Kafkasyalıyım’ diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı.”
Duruşmanı öğleden sonraki bölümünde Çapan’ın çapraz sorgusuna geçildi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’in bir telefon görüşmesine dayanarak “Atatürkçü Düşünce Derneği’ne belediyenin ses sistemi olan aracını kullandırıp kullandırmadığı” sorusunu Çapan “Evet kullandırdım. Saadet Partisi’ne de MHP’ye de kullandırdım. Ne olmuş? Zorlama var yani burada” diye yanıtladı.
Ulusal Kanal ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bir televizyon kurma projesiyle ilgili katkısına ilişkin soruya ise Çapan “Bu konuda konuştum evet. Ortak olmamı istiyorlardı. Ama ben Doğu Perinçek tayfasıyla ortak bir şey yapmak istemediğim için kaçtım. Bir televizyon kurmak istiyorduk ama zaten frekans alamadık” şeklinde yanıtladı.
Her şeyi yaparım
Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk’un askerlerle ilişkisini bilip bilmediği sorusu üzerine Çapan “İlhan Ağabey, ailenin büyüğü gibidir. Severiz, gideriz yanına otururuz 3-5 kez yemek yemişizdir. Fikir tartışmasında bulunmam, büyüğümüzdür. Sol mahallenin hepsinin büyüğüdür. İlhan Ağabey bir şey isterse yapabileceğim her şeyi yaparım” dedi.
ENKA Tesisleri’nde USİAD Genel Başkanı Kemal Özden’in düzenlediği Cumhuriyet Gazetesi’nin satın alınmasına ilişkin toplantıya ilişkin sorular üzerine ise Çapan şunları anlattı: “Cumhuriyet’te para sıkıntısı vardı. Bunlar USİAD olunca çaplı bir şey zannettim. Baktım ki beni çıkarmak istiyorlar. Başına Mete Akyol’u getirmek istiyorlar. Hatta İlhan Selçuk’u da çıkarmak istiyorlar. Veli Küçük de orada oturuyordu. Kemal Özden ateşli çocuktu. Sonra Parti Meclisi’ne seçildi. Sonra ben CHP’den atıldım. Sonra hapse düştüm. Böyle zincirleme kaza” şeklinde konuştu.
Savcı Pekgüzel, İşçi Partili Adnan Akfırat’tan ele geçirilen bir belgeye dayanarak “Cumhuriyet Ulusal Medya Üssü mü yapılacaktı” diye sordu. Çapan ise “Doğu Perinçek grubu milliyetçi, ulusalcı oldu. Ben öyle değilim. Ben çoğulcu demokrasiden yanayım, dünya görüşlerimiz farklı. Her on yılda bir onların görüşü değişiyor. Hissemi istediler. ‘Parayı verin alın’ dedim. Bu deviri yapsaydım, burada olmazdım. Hisselerimi devretmediğim için buradayım” dedi. Çapan’ın avukatı Erdal Fatih Çanakçı, sorulara itiraz ederek Savcı Pekgüzel’in soru sorduğu belgelerin “düzmece” olduğuna dikkat çekti.
Çakma üyeyim
Çapan, savcının soruları devam ederken “Ben çakma üyeyim. Kamuoyunda bu davanın soğuk savaş artıklarının yargılandığı algılanıyor. Burada başka bir dava var. Benim Veli Küçük ile ne irtibatım var? Benim haklarımı kim koruyacak. Ben Esenyurt’tan aday olmasaydım, burada sanık olurmuşdum. Ne görüştünüz, ne fikir yürüttünüz, nasıl becerdiniz” diye konuştu.
Cuntacı değil contacı
Çapan “Soğuk savaş atıkları tasfiye ediliyorsa ben soğuk savaşın neresindeyim? Ben de onların darbe heveslerinden vazgeçmesini istiyorum. ‘Darbe yapacaktık’ diyenler savcılık kapısından dönüyor. Bunlardan cuntacı değil, contacı olur” diye davaya tepkisini dile getirdi. Çapan, kendisinde bulunan “Pentagon” başlıklı bir belgeyi ise “Bir arkadaşım Deniz Baykal aleyhine kullanmak için getirdi. Bankacı arkadaşlarıma gösterdim, ‘düzmece’ dedi. Ben kullanmış mıyım?” diye açıkladı.
Kanuna aykırı sorgulama
Gürbüz Çapan’ın avukatı Prof.Dr. Uğur Alacakaptan ise telefon dinlemelerinin kanuna aykırı yapıldığını ifade ederek “Kanuna aykırı delillerden sorgulama yapıyorsunuz. Kanuna aykırı telefon dinlemelerinin delil olarak kullanılması 3 seneye kadar hapis cezasını gerektiren suçtur” diye itirazda bulundu. Başkan Şengün ise Alacakaptan’dan konuyu biraz daha açmasını istedi. Alacakaptan, telefon dinlemelerinin 2 şekilde yapılaceğini birinin önleme amaçlı diğerinin ise hakim kararıyla yapılabileceğini belirterek “Önleme dinlemesinde kaanat elde edilir. Güçlü kanaat varsa adli dinleme yapılır. Burada yapılan kanuna aykırıdır” dedi. Başkan Şengün’ün “Savcı Bey, sorularınızın yasal dayanığı var mı? Dinleme kararı var mı” sorusu üzerine Savcı Pekgüzel “Hakim kararı var” dedi.
Savcı Pekgüzel’in yine bir telefon görüşmesinden soru yöneltmesi üzerine Avukat Erdal Çanakçı “İddianamede bulunmadığı” gerekçesiyle soruya itiraz etti. Şengün’ün sorusu üzerine Savcı Pekgüzel “Sanıyorum yok” yanıtı verince, bu soru geçildi.
Savcı Nihat Taşkın ise Çapan’ın bir telefon görüşmesine dayanarak ENKA Tesisleri’ndeki toplantının Cumhuriyet Gazetesi’nin hisselerinin devriyle ilgili gibi gösterilmesine karşın asıl konunun başka olup olmadığını sordu. Bu soruya Avukat Çanakçı itiraz ederek “Yorum yapılıyor” dedi. Çapan ise “Ne istiyorsunuz, canımı alacak haliniz yok” diye konuştu. Tuncay Güney’in mülakatında kendisini gördüğü şeklindeki sözleriyle ilgili “Böyle bir tipi görsem mutlaka tanırdım” diyen Çapan “Bu bu iddianameyi şimdiye kadar okumadım. Kendimi burada hissetmiyorum”diye konuştu. Çapan’ın “Bende dalavera dümen yok. Dilim belam oldu benim” sözleri üzerine Başkan Şengün “Devam ediyor yine” dedi. Savcıların sorularını tamamlaması üzerine saat 17.15 sıralarında Çapan’ın çapraz sorgusuna ara verilerek dava bugüne ertelendi.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- ABD basınından Esad iddiası