Cezaevinden mektup var: Bu zulmü hak etmedik
Balyoz davasında yargılanıp 16 yıla mahkûm edildim...
Gerekçeli kararı okuduğumuzda görüyoruz ki mahkeme mahkûmiyetlere gerekçe yazmak için oldukça zorlanmış. O nedenle de “gerekçesiz gerekçeli karar” olarak anılmaya başladı zaten.
Ne yazık ki duruşmalar boyunca sahteliği ispatlanan dijital verilere rağmen mahkeme baştan verilmiş mahkûmiyet kararlarını açıklayarak hukuksuz bir şekilde başlattığı tutukluluk halimizi devam ettirme yolunu tercih etmiştir. Sonuçta 325 kişi iki yıla yakın bir süredir, benim de içlerinde bulunduğum kırk civarında muvazzaf ve emekli subay da iki yıldan fazla (27-30 ay) özgürlüklerinden yoksun, soğuk beton duvarlar, demir parmaklıklar arasında esir tutulmaya devam edilmektedir. Böyle bir zulmü asla hak etmemiştik...
Yargılamayı yapan mahkeme, delillerle ilgili öyle abartılı ve yanlış yorumlar yapmış ki bunlara yanıt vermek sayfaları alır. Bu nedenle ben bunlardan sadece karacı subaylar için esas delil diye sunulan ikisi konusunda kısa bir açıklama yapmanın bile sahtecilik açısından bir fikir verebileceğini düşündüm.
Bunlardan birisi, sözde Balyoz planının EK-A’sında yer alan 97 kişinin verilen gö-revi kabul etmiş olduğunun ileri sürülmesi.
Bu konudaki sahtekârlıklar, görevin kabul edildiğine dair somut hiçbir delilin olmadığı, bütün bu bilgilerin yalnızca 11,16,17 No’lu sahte CD’lerde olduğu konuları çok anlatıldı. Bunlardan bahsetmeyeceğim. Ordu karargâhında hazırlandığı öne sürülen, bu sözde listede yer alan kişilerden birçoğunun, makam ve rütbeleri itibarıyla üsteğmen, yüzbaşı gibi çok küçük rütbelerde olup askerlik mesleğinin özelliği gereği bir orgeneralle asla muhatap olamayacak kişiler olmasıdır. Asıl yazılması gereken İstanbul Merkez Komutanı, 1’inci Ordu Karargâhı’ndaki başkan seviyesindeki albaylar unutulmuş... Gerçek bir listede bunların unutulması ya da yazılmaması mümkün değildir.
Mahkeme gerekçeli kararında 97 kişiye sözde bu görevin tebliğ edildiğine, onların da kabul ettiğine dair hiçbir delil de ortaya koyamamıştır. Ancak hükümde ana gerekçesini bu listeye dayandırmıştır. Kanaatle, tahminle, varsayımla, yorumla bir ceza davasında hüküm verilebilir mi?
ALİ RIZA SÖZEN
5 No’lu Ceza İnfaz Kurumu
Silivri/İstanbul
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası