CHP'li Koç da tüzük için imza verdi
CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, olağanüstü tüzük kurultayı çağrısı için imza verdiğini açıkladı.
Koç yaptığı yazılı açıklamada, siyasi partilerin, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsurları olduğunu bu nedenle de, siyasi partilerin öncelikle demokratik bir yapılanmaya ve demokratik bir işleyişe sahip olmaları gerektiğini ifade ederek, kendi içinde demokratik olmayan, hukuku üstün ve egemen kılmayan bir siyasi partinin ülkede demokrasiyi gerçekleştirmesinin ve hukuk üstün kılmasının mümkün olmadığını savundu.
Siyasi partilerin yapısını ve işleyişini belirleyen parti tüzüğünün bir anlamda partilerin anayasası olarak tanımlanabileceğini, bu nedenle siyasi partilerin parti tüzüğüne önem vermek ve bağlı kalmak durumunda olduğunu savunan Koç, "Değişen koşullara, yeniden ortaya çıkan beklentilere ve gereksinimlere bağlı olarak, parti tüzüğünde değişiklik yapma gereği ortaya çıkabilir. Bu takdirde yapılacak tüzük değişikliklerinde, hukuka ve demokratik ilkelere bağlılığı esas almak, daha demokratik yapılanmayı ve işleyişi amaçlamak ve üye hukukunu güvence altına almak, temel ilkeler olmalıdır" dedi.
Koç, parti tüzüğünde, Aralık 2008'de yapılan son değişikliklere gereken karşı koyuşun zamanında gösterilemediğini kaydederken, "Partimizde, son yıllarda tüzük değişikliği talepleri sıkça gündeme getirilmiştir. Bu değişiklik talerlerinin hiç birisi örgütümüzden gelmemiştir. Taleplerin tamamı Genel Başkan tarafından kurultayımıza dayatılmıştır. Kurultayda baskıcı bir ortam yaratılarak, yeterince tartışılmadan, tüzük değişiklikleri gerçekleştirilmiştir" dedi. Böylece, parti içi demokrasinin büyük ölçüde zedelendiğini, Genel Başkanlık için demokratik yarışma ortamının ortadan kaldırılarak, "tek adam yönetimi"ne giden bir süreç başlatıldığını kaydeden Koç şöyle devam etti:
"Genel Sekreterliği idari bir birime indirgeyerek, bütün siyasi yetkilerin Genel Başkan'da toplanmasını sağlayacak bir model Aralık 2008'de kabul edilmiştir. Bu durum partimiz açısından taşınması mümkün olmayan çok endişe verici bir durumu ortaya çıkarmıştır. Bu anlayışla mücadele etmek bütün kurultay delegelerinin görevi olmalıdır.
Özel Yetkili Mahkemeleriyle, gizli tanık müesseseleri aracılığıyla, objektif hukuk kavramının içinin boşaltıldığı, Demokrat Parti'nin 1960 yılı başlarında kurduğu tahkikat komisyonlarını andıran uygulamaları ile CHP'nin ve ulusal değerlere bağlı tüm kurumların kuşatıldığı bir dönemde, CHP'nin kendi içindeki demokrasi tartışmasını, verilen sözler doğrultusunda, artık sonuçlandırması gerekmektedir. Daha önceki süreçlerde, üyelik hukukunu teminat altına alan, siyasetin CHP'de özgürleştirilmesine olanak sağlayacak tüm demokratikleşme taleplerinin yanında veya önünde oldum.
Bugün, daha önce Sayın Genel Başkanımızın da verdiği sözler doğrultusunda, hazırlanan tüzük değişikliği ile ilgili kurultay çağrısına destek vermeyi bir siyasi görev ve ödev sayıyorum.
Bu konudaki görüşlerimi 3 Kasım 2010 tarihinde partide yaşanan tartışmalar sırasında CHP MYK üyesi olarak da MYK toplantısında dile getirmiştim. Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na da mevcut anti-demokratik tüzüğe neden karşı olduğumu anlatmış ve tüzük değişikliği talebini kendisinin yapmasını önermiştim. Kendimle çelişmemek adına olağanüstü tüzük kurultayı çağrısı için imza verdiğimi açıklıyor ve kamuoyu ile de paylaşıyorum."
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası