CHP’li Polat, Altun'a ‘belge’ ile seslendi: “Bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat”

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, TBMM Genel Kurulu’nda Hamzabeyli Gümrük Kapısı’nda yakalanan uyuşturucuyla ilgili belgeyi Meclise göstererek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a, “Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Her şeyi bilecek durumda olan devletimiz bu zulanın kaç defa kullanıldığını 8 Aralık 2020 tarihinden bugüne bunun neden açıklanmadığını, bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat” şeklinde seslendi.

CHP’li Polat, Altun'a ‘belge’ ile seslendi: “Bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat”
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.12.2020 - 12:11

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu Üyesi Mahir Polat, TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuştu. 

Hamzabeyli Gümrük Kapısı’nda yakalanan uyuşturucuyla ilgili belgeyi Meclise göstererek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a seslenen CHP’li Polat, “Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat” ifadelerini kullandı.

Gübretaş'ın Bilecik Söğüt’teki maden ocağında 6 milyar doların üzerinde bir kaynak bulunduğu iddiasının doğru olmadığını vurgulayan Polat, bu kaynağın 2008 yılından önce bulunduğunu ve FETÖ firarisi Akın İpek’in şirketi Koza’ya devredildiğini belirtti. 

“PERGOLACI FAHRETTİN DERSİNE İYİ ÇALIŞ”

AKP’nin son günlerde asılsız iddialarla CHP’nin her kademesine yönelik saldırılar yaptığını belirten Polat, “Sayın Genel Başkanımızın konuşmalarından mal bulmuş mağribi gibi cımbızlanarak kopyala yapıştır ile partimizin her kademesine saldırılmaya başlandı. AKP Genel Başkanından yöneticilerine kadar; en son pergolacı Fahrettin de mal bulmuş mağribi gibi saldırdı. Ben size devlete ait bir tutanak okumak isterim. 8 Aralık 2020’de gece Hamzabeyli Gümrük Kapısı’na bir 34 plakalı araç geliyor, şoförünün adı Veysel Filiz. Şahıs aranmak istemez, diplomatik dokunulmazlığı olduğunu söyler fakat pasaport ibraz edemez. Kimlik gösterir, o kimliğe itibar etmez gümrük görevlileri. Tam tespiti aldıklarında zula yakalanır. Zulada 182 paket içerisinde 98 bin 740 gram eroin yakalanır. Şimdi Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Her şeyi bilecek durumda olan devletimiz bu zulanın kaç defa kullanıldığını, 8 Aralık 2020’den bugüne bunun neden açıklanmadığını, bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve sonra kimlerin uyuşturucu sakladığını, savunduğunu bize anlatsın” dedi.

“ALTIN KAYNAĞI YENİ DEĞİL”

Gübretaş'ın Bilecik Söğüt’teki maden ocağında 6 milyar doların üzerinde bir kaynak bulunduğu iddiasının doğru olmadığını söyleyen Polat, “Bu kaynak yeni değil, 2008 yılından önce bulunmuş bir kaynaktır. Türkiye’nin kaynaklarını nasıl peşkeş çekildiğine bakalım. 2008’de bu kaynak o zamanın prensi, bugünün teröristi Akın İpek’in şirketi olan Koza’ya devredilmiş. Mahkeme kararı ile geri dönmüş. Söylendiği gibi 6 miyar dolar değil, bahsedilen kaynağın 3’te 1’i üretilebilme kapasitesine sahiptir” diye konuştu.

"ÇED SÜRECİ KALDIRILMASIN, GÜÇLENDİRİLSİN"

Bakanlıkların torba haline geldiğini vurgulayan Polat, “Depozito yönetimi ve işletilmesi başta olmak üzere, elektrikli scooter kullanımıyla ilgili kurallar getiren, yerel yönetimlere bisiklet yolları, elektrikli şarj istasyonları yapmayı öngören düzenlemeyle Türkiye Çevre Ajansı Kurulması teklifi karşımızda duruyor. Ne kadar sempatik değil mi? Özellikle büyük kentlerdeki genç nüfusa hitap eden bir takım düzenlemeler var. Depozito uygulamasını zorunlu hale getirilmesi, çevremizi kirleten insanlara karşı ağır cezaların ön görülmesi sempatik geliyor. Fakat öyle değil.  Yine bir torba yasa. Anayasamıza göre torba yasa yapma mantığı aykırıyken; Bakanlıklarınız da torba haline geldi. Çevre Bakanlığı’nın torbasına da bu ajans giriyor. Anayasa’ya göre, devletin çevre kirliliğini önleme, çevreyi koruma ve geliştirme ödevi vardır. Çağdaş devletin yükümlüğü; çevreye saygı göstermek, korumak ve geliştirmektir. Bu anlamda ÇED süreçlerinin ortadan kaldırılması değil güçlendirilmeye ihtiyacı vardır” dedi.

"ÇEVREYE VE MEMLEKETE İHANETTİR"

Çevre kirliliğini önlemek, ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulması, işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla ‘Sorumluluk almadan fazlaca yetki, kadro ve bütçe alan, mali muafiyetleri olan, denetim yetkisi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na rakip hatta paralel bir yapı kurulmak isteniyor. İç ve dış denetimden muaf olan yeni bir kamu kurumu kurulmak isteniyor. Çevre Ajansı bir kamu kurumu mudur? Çevre Ajansı, organlarının bilimsel ve objektif kriterlere göre değil siyasi saiklerle belirlenecek olması, organ ve birimlerin nasıl denetleneceğinin belli olmaması ve kendi bütçesi, mali muafiyetleri ve denetim yetkisi olan, depozito yönetim sistemini kuran, işleten, işlettiren, izleyen ve denetleyen bir yapı. Yalnız Çevre Ajansı, Kamu İhale Kanununa tabi değil! Bu İhale Kanununa tabi olmayan kurum, kamu kurumu olur mu? Ajansın faaliyet görme biçimiyle şirket görüntüsünde olduğunu ve muafiyetleriyle bir rant paylaşım sistemi yaratacağı aşikar. Dolayısıyla kamu kaynaklarının peşkeş çekileceği yeni bir kurum oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.

CHP’li Polat ayrıca, bu kanun teklifinin çevre denetimi süreçlerin özelleşmesinin önünü açacağını, sempatik faydalı maddeler arasına serpiştirilmiş vahşi rant maddeleriyle çevreye ve memlekete ihanet olduğunu söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler