Çiçek'ten açıklama
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de bugün sahip olunan özgürlüklerin sorunları çözmeye yetmemesi durumunda yurttaşın bu konuda yeni taleplerinin olacağını belirtti.
AKP tarafından Demokratik açılım çalışmalarının anlatılması amacıyla düzenlenen ''Türkiye Buluşmaları'' kapsamında İstanbul'daki 3. konferans, Türker İnanoğlu Maslak Show Center'de gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Çiçek, AKP'nin gücünü halktan aldığını ve halkın desteğinden başka güçlerinin olmadığını ifade ederek, demokrasilerde en tükenmez gücün halk gücü olduğunu söyledi.
Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti:
''Türkiye'de 7,5 yıl önce bir istikrarsızlık vardı. Vatandaş istikrara oy verdi. 2002'de AK Parti ile birlikte güven de istikrar da geldi. Türkiye, bir daha o sıkıntılara düşmek istemiyorsa tercihlerinde güven ve istikrarı önemli bir faktör olarak göz önünde bulundurmalı. Bir de hükümetler dışında devletlerin sorunları vardır. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunlarıdır. Hangi hükümet olursa olsun ister sol, ister sağ bunlar hükümetlerden bağımsızdır. 18 Kasım 2002'den bu yana AK Parti olarak uğraştığımız sorunlar devletin sorunudur, AK Parti'den kaynaklanan sorunlar değildir. Parti olarak sorunların üzerine gidiyoruz. Çünkü gelecek nesillerin daha iyi bir ortamda yaşamalarını istiyoruz.''
''Birtakım özgürlükler durup dururken gelmedi"
Çiçek, demokrasi talebinin özü itibarıyla hak ve özgürlük isteği olduğunu belirterek, ''Bugünün özgürlükleri, sorunları çözmeye yetmiyorsa vatandaş yenilerini talep edecektir. Bugün sahip olduğumuz özgürlükler dünün yoklarıdır, yasaklarıdır. Eğer o yasaklar, o dönem talep edilmeseydi, o dönem bu işin bedelini ödeyen bir kısım reformcu insanlar tarafından talep edilmeseydi, belli ölçüde çözüme kavuşmamış olsaydı bugün bu özgürlükleri kullanamazdık'' dedi.
''Kamuoyuna tehlike pompalanıyor"
''Demokratik açılım'' meselesinin yüksek standartta bir demokrasi olduğunu dile getiren Çiçek, bunun AKP'den önce de Türkiye Cumhuriyeti devletinin taahhüdü olduğunu söyledi.
Çiçek, şunları kaydetti:
''AK Parti de bu işe dört elle sarılmış ve en büyük açılımı, en büyük reformları, en büyük atılımları da sizlerin desteğiyle bu hükümet, bu iktidar, bu parti gerçekleştirmiştir. Peki gerçekleştirildi de kötü mü oldu? Hayır. Neden? Çünkü bu reformlar Türkiye'de gerçekleşirken her zaman kamuoyuna pompalanan 3-4 tane tehlike vardır. Geriye dönük bir kaç misal vereceğim. Ne zaman insanlarımızın demokrasi talebi, özgürlük talebi olsa daha iyi şartlarda hayatını sürdürmek istese ve bununla ilgili düzenlemeler gündeme gelse karşımıza çıkan klişe sloganlar var. 'Devlet yıkılır, rejim çöker, ülke bölünür, ekonomi mahvolur...'' Ne zaman ki olumlu bir teşebbüs gündeme gelse her defasında bunlar çıkar. Mesela rahmetli Turgut Özal döneminde ilk çıkardığı kanun kuvvetinde kararname Türk parası mevzuatı ile ilgili değişiklik. Bu ülkede dövizle alışveriş yapmak serbest. Gayrimenkulünüz varsa dövizle kiraya verebilirsiniz. Geçmiş dönemde çocuklar bile Türk parasının değeri o kadar ayağa düştü ki cep harçlığını bile dövizle ister hale gelmiş. Ama ben avukatlıktan geliyorum. Hacı baba Hac'ca gitmiş gelmiş, parasını bozdurmuş, cebinde bir riyal kalmış veya Almanya'da, Avrupa'da çalışan yakınlarımız var gelmiş cebinde 10 Mark bulunmuş, 100 Frank bulunmuş veya size harçlık olarak vermiş. Döviz kaçakçılığından mahkemelerde sürün babam sürün. Canına okurlar. Her yerde Avrupa'da döviz serbest Türkiye'de vesika ile. Yurt dışına çıkacak iş adamları 200 dolar döviz alabilmek için kuyruğa girer. O zaman devletin söylediği 'kendi dövizini kendin bul'. Şimdi bir hukuk devletinde, bir demokrasi devletinde böylesine yasa dışı, yasaları hiçe sayan, 'kendi başının çaresine bak' diyen bir anlayış ilkel bir anlayış... Turgut Bey bunu kaldırınca kıyamet kopuyor. Niye 'ekonomi çöker'.''
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi ve birçok uluslararası anlaşmanın altına imza attığını anımsatan Çiçek, çünkü Türkiye'nin modern dünyada artık yerini almak istediğini dile getirdi. Çiçek, şunları kaydetti:
''Bugün önümüzdeki en büyük engel 1982 Anayasası'dır. İdare edemiyoruz. Bu elbise bu vücuda dar geliyor. 1980'lerde 68 kiloydu Türkiye, şimdi 90 kiloya çıkmış, güçlenmiş ve kuvvetli hale gelmiş. 82 Anayasası her türlü sorunun en önemli kaynağı haline gelmiş. Artık 82 dönemindeki şartlar geride kaldı. O dönem iki kutuplu soğuk savaşın yaşandığı ve güvenlik öncelikli bir dönemdi, ancak bu anayasa yeni ihtiyaçları karşılayamıyor. Bu anayasanın son kullanım tarihi geçmiştir.''
Anayasaların, yurttaşın devletten beklentilerini içeren hukuki bir metin olduğuna dikkati çeken Çiçek, Türkiye'nin 12 Eylül müdahalesiyle yeni bir döneme girdiğini, ''Sivillere ne kadar az yetki verilirse Türkiye daha iyi olur'' şeklinde bir düşüncenin oluştuğunu ifade etti.
''Reel bir korku değil, sanal bir korku"
Anayasaların bir dört yol kavşağı olduğunu dile getiren Çiçek, ''Bu Anayasayla bir yere gidilemez, sorun olmaya devam ediyor. Sıkıntının temelinde bu var. AB'de ne varsa onu yapacağız. Enerjimizi son iki senedir demokrasiyle ilgili konulara harcıyoruz. Gerginlik Anayasa'dan kaynaklanıyor'' dedi.
Çiçek, Anayasa'nın ilk 5 maddesi dışında değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin üniter, demokratik sosyal hukuk devleti, rejiminin Cumhuriyet, başkentinin Ankara, dilinin Türkçe, bayrağının ise belli olduğunu, tüm bunlarla iftihar ettiklerini vurguladı.
Demokrasinin hak ve özgürlüklük talebi olduğunu, anayasa tarafından verilenler vatandaşa yetmiyorsa halkın yeni taleplerde bulunacağını söyleyen Çiçek, ''Ancak bu talepler karşısında birileri tarafından 'bunlar vatanı bölecek, devleti zafiyete uğratacak' gibi bir kısım hayali tehlikeler ve korkular oluşturuluyor. Özgürlükler sağlandı. Kötü mü oldu Türkiye? Bugün Türkiye o yasakların olduğu dönemlerden daha iyi. Korkuya gerek yok. Korkular, bu sistemin varlığından beslenen çevrelerin verdiği korkular. Reel bir korku değil, sanal bir korku'' şeklinde konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği