'Çıkış trendi başladı'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin son 7 yılda gösterdiği ekonomik performans ile dünyanın 17'nci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olduğunu belirtti.

'Çıkış trendi başladı'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.11.2009 - 09:27

Bakanlık ile birlikte, Rekabet Kurumu, Milli Prodüktivite Merkezi, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü ile Türk Patent Enstitüsü'nün de bütçeleri görüşülecek.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Bakanlık bütçesini TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunuşunun ilk bölümünde genel ekonomik değerlendirmelerde bulundu. Sağlanan istikrar ortamıyla enflasyonun hızlı bir düşüş eğilimine girdiğini, ard arda yüksek büyüme oranları elde edildiğini ifade eden Ergün, 2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye'nin, 2008 yılında 125 milyar dolarlık hedefine rağmen, yıl sonu itibarıyla 132 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti.

Ergün, küresel ekonomik krizin etkileri göz önüne alınarak, 2009 yılı için 98,5 milyar dolar olarak hedeflenen ihracatın, Ekim 2009 itibarıyla 79 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, önümüzdeki 2 ayda 98 milyar dolar hedefine de ulaşılmış olacağını dile getirerek, 2002 yılında 230 milyar dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYİH) sahip olan Türkiye'nin 2008 yılı sonu itibariyle 742 milyar dolarlık bir GSYİH'ye ulaşan ülke konumuna geldiğini anlattı.

Türkiye'nin, son 7 yılda gösterdiği ekonomik performans sayesinde dünyanın 17'nci, Avrupa;nın 6'ncı büyük ekonomisi olduğunu kaydeden Ergün, şöyle devam etti: ''Bu tablonun ortaya çıkmasında sanayi sektörümüzün payı büyüktür. Ülkemiz sanayinin lokomotifi konumundaki otomotiv sektörünün, üretimi ve ihracatı sürekli artış göstermiş, sektörün 2002 yılında 4,4 milyar dolar olan ihracatı, 2008 yılında 22 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomik krizin etkisi, özellikle de AB pazarındaki daralma nedeniyle 2009 yılının ilk 10 ayında ise bu sektörde 11,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Sektördeki ihracatımızın, yıl sonunda 14 milyar doları geçmesini bekliyoruz. Otobüs üretiminde Avrupa'nın birincisiyiz. Demir, çelik ve çimento üretiminde ise Avrupa üçüncüsüyüz.Bunlar Türkiye açısından çok önemli kazanımlardır. Tüm bu olumlu gelişmelerde, siyasi istikrarın yanı sıra özellikle, ekonomide hayata geçirilen yapısal reformların payı büyüktür. Bu durum, özel sektörüyle, çiftçisiyle, tüccarıyla, esnafıyla, çalışanıyla elde edilen bir ekonomik başarıdır.''

'Bu noktaya gelinmesinde alınan tedbirlerin payı büyüktür'

Ergün, Türkiye'nin, küresel krizden en az zararla çıkılması adına, etkin bir ekonomi yönetimi sergilendiğini, bu çerçevede, dünya ekonomisi konjonktürüne bağlı olmakla birlikte, Türkiye ekonomisinde krizin etkilerinin, 2008'in son çeyreğinden 2009'un ilk yarısına kadar sürdüğünü, toparlanmanın ise 2009 yılının ikinci yarısından itibaren başladığını söyledi. Sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranındaki gelişmelerin sanayide toparlanmanın başladığına işaret ettiğini kaydeden Ergün, 2009 Şubat ayında 84,6 ile Ocak 2005'den bu yana en düşük seviyesine gelen sanayi üretim endeksinin, Eylül ayında 104,1'e ulaşarak, Şubat 2009'a kıyasla yüzde 23 toparlanma gösterdiğini belirtti. Ergün, imalat sanayinde kapasite kullanım oranının ise Ekim ayında Eylül ayına göre 1,7 puan artarak, yüzde 71,8 seviyesine yükseldiğini kaydederek, ''Bu noktaya gelinmesinde alınan tedbirlerin payı büyüktür'' dedi.

Sanayi Bakanı Ergün, şöyle konuştu: ''Mart ayından itibaren Türkiye'de, bir çıkış trendi başlamıştır. Bu çıkışın çok hızlı bir çıkış olmasını beklemek yanlış olur. Önemli olan, bu çıkışın istikrarlı olmasıdır. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik ortamda, dış talepte ciddi bir toparlanma olmadan iç talepte beliren canlanmanın etkisi sınırlı düzeyde kalacaktır. Yakalanan ivmenin korunmasında, gelişmekte olan ülkelere yönelik ihracatımız büyük önem taşıyor. Özellikle Uzak Doğu, Afrika, Orta Doğu, Rusya ve Türk cumhuriyetleri önümüzdeki dönemde bizim için yeni fırsatlar doğuracak pazarlar olacaktır. Afrika ile 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 17 milyar dolara çıkmıştır. Bunun 50 milyar dolara çıkmasını hedefliyoruz.''

Global kriz sürecinde Avrupa kıtasında talep daralması nedeniyle Türkiye'nin yüzünü keşfedilmemiş bölgelere çevirdiğini belirten Ergün, ''İş adamlarımız son dönemde 'Kara Kıta' Afrika'yı adeta mesken tutmuştur. Yine Orta Doğu, Körfez ve Orta Asya;yı da adeta ticaret platformuna dönüştürdük. İş adamlarımızla birlikte son dönemde gerçekleştirdiğimiz Katar, Bosna-Hersek, Fas ve Macaristan ziyaretlerinde de bu ülkelerle ticari işbirliğimizin en üst seviyeye çıkarılmasına yönelik çok önemli kararlar aldık'' diye konuştu.

'Türkiye, tek başına aşamaz'

Ergün, Ekim ayında Türkiye'nin, aylık ihracatta 10 milyar doları yakaladığını, beklentilerinin Kasım ayında bu rakamın aşılması yönünde olduğunu belirtti. Ergün, ''Ancak Türkiye;nin tek başına alacağı tedbirlerle, küresel krizin tüm olumsuz etkilerinden kurtulmasını beklemek doğru olmaz'' diye konuştu. Ergün, küresel krizin, başta Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Japonya ve Çin olmak üzere bütün ülkelerin birlikte alacağı ve koordineli bir şekilde uygulayacağı tedbirlerle aşılabileceğini vurguladı.

Nihat Ergün, şöyle devam etti: ''Türkiye, 2008 yılının son çeyreğinden itibaren piyasalarda hissedilen olumsuz havaya rağmen, Hükümetimizin almış olduğu sıkı tedbirler sayesinde global ekonomik türbülansı en az hasarla atlatmış durumdadır. Sürekli birlikte olmaya özen gösterdiğimiz iş adamlarımız, KOBİ;lerimiz, meslek odalarımız, yatırımcılarımız ve ihracatçılarımızın moral ve motivasyonu, sık sık ziyaret ettiğimiz dış ülkelerdeki meslektaşlarına göre örnek olacak derecede yüksektir. Her zaman söylüyoruz. Ekonomimizin yüzde 60'ı psikolojidir. Bu süreçte iş dünyamızın moral ve motivasyonunu yüksek tutması bizler için sevindiricidir. Türkiye;nin, bölgesinde lider ülke olmanın ötesine geçerek, küresel ekonomik bir güç olma yolunda kararlılıkla ilerlediğinin de altını çizmek istiyorum. Gerek dünya gerek ülkemiz ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmelere paralel olarak, genel tablonun bu yılın son çeyreğinden itibaren daha da iyiye gideceğine inanıyoruz. Hükümet olarak biz de, ekonomimizde son dönemde yakalanan bu ivmeyi korumak için gerekli tedbirleri titizlikle almaya ve uygulamaya devam edeceğiz.''

 

'Ekonomik büyüme, Türkiye için çok önemli'

Ergün, ekonomik büyümenin, Türkiye için kaçınılmaz derecede önemli olduğunu vurguladı ve ekonominin dikkatle izlendiğini, yeri geldikçe gerekli tedbirleri uygulamaya koyduklarını bildirdi. Ergün, İmalatçı KOBİ'ler ile esnaf ve sanatkarlara yönelik 350 milyon TL'lik sıfır faizli can suyu kredi desteğini iki katına çıkardıklarını, vergi borçlarına 18 ay süreyle yüzde 3 faizle taksitlendirilmesi imkanı getirdiklerini, reel kesimin daha rekabetçi bir ortamda gelişmesi için istihdam paketini yürürlüğe koyduklarını, özellikle beyaz eşya, otomotiv ve mobilya sektörü başta olmak üzere bazı sektörlerde ÖTV ve KDV indirimi sağlandığını belirtti.

Ergün, yeni kredi destek paketiyle de esnaf ve sanatkarlarla, tüm KOBİ'lere yönelik 3 ayaklı yeni bir kredi destek programını uygulamaya koyduklarını, bu programlarla Türkiye'deki tüm KOBİ'lere işletme sermayesi olarak uygun koşullarda yeni bir finansal destek sağlamayı amaçladıklarını anlattı. Türkiye'nin 'Sanayi Strateji Belgesi'ni hazırlamak üzere yürüttükleri çalışmaları son aşamaya getirdiklerini belirten Ergün, bununla orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payının arttırılmasını, düşük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçişin sağlanmasını ve becerilerini sürekli geliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığının arttırılmasını hedeflediklerini kaydetti.

Ergün, 5593 sayılı Kanun kapsamında başlatılan Sanayi Tezleri Programı ile üniversite-sanayi işbirliğinin kurumsallaşması yönünde önemli bir adım attıklarını ifade ederek, bu kapsamdan da, 2007 yılından bu yana desteklenmesi uygun bulunan 157 adet projeden 22'sinin tamamlandığını bildirdi. Nihat Ergün, yüksek eğitimli ve nitelikli gençlerin iş hayatına kazandırılması amacıyla başlatılan Teknogirişim Sermayesi Desteği kapsamında genç girişimcilere 100.000 TL;ye kadar hibe desteği sağladıklarını, bu kapsamda gelen toplam 159 başvurudan 78'nin uygun bulunduğunu anlattı.

Ergün, 50 adedi son 7 yılda olmak üzere toplam 120 adet Organize Sanayi Bölgesi projesinin altyapı inşaatının tamamlandığını, bununla yaklaşık 800 bin kişiye istihdam sağlandığını, 71 adedi son 7 yılda olmak üzere toplam 429 adet Küçük Sanayi Sitesinin üstyapı ve altyapı inşaatını tamamlandığını kaydetti.
 

Esnafa destek

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, esnaf ve sanatkarların, dünyadaki yapısal dönüşümün sunduğu fırsatlardan azami ölçüde yararlanmalarının sağlanması ve bu dönüşümün olumsuz etkilerinin azaltılmasının hükümet programında yer alan temel hedeflerden biri olduğunu kaydetti. Bakanlık olarak bu hedefe hizmet etmek amacıyla esnaf ve sanatkara yeni bir vizyon ortaya koyacak, sorunlarını belirli bir yol haritası kapsamında çözecek ''Esnaf Stratejisi'' üzerindeki hazırlıkları son aşamaya getirdiklerini belirten Ergün, Bakanlık olarak buradaki temel amaçlarının büyümeyi, sürekli gelişmeyi ve kalıcı olmayı hedefleyen, etik ve ahlak değerlerini gözeten, ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip eden, teknoloji kullanma ve müşteriyle birebir ilişki kurma suretiyle, müşteriye özel mal ve hizmet üretebilen, işbirliği ve ortak çalışmaya açık olan bir esnaf ve sanatkar vizyonu geliştirmek olduğunu dile getirdi.

Esnaf ve sanatkarlara yönelik çok önemli bir düzenlemeyi de hayata geçirdiklerini belirten Ergün, KOSGEB desteklerinden imalat sanayinin yanı sıra hizmet sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârların da yaralanmalarına imkan sağladıklarını kaydetti. Ergün, ''Açıkladığımız 100 bin işletmeye yönelik kredi destek paketine başvurular da 70 bini aştı. Ay sonu itibariyle 100 bini bulacağız. İlk kredi kullanımını da Kurban Bayramından önce başlatmış olacağız'' diye konuştu.
 

Reklam uyarısı

Bakanlık olarak üreticiyi desteklerken, tüketiciyi de ihmal etmediklerini ifade eden Ergün, tüketicinin korunmasına yönelik çalışmaları anlattı. Ergün, son yıllarda iletişim hizmetlerine yönelik aldatıcı nitelikteki reklamların sayısında önemli artış olduğunu ifade etti. Ergün, ''Yediden yetmişe toplumumuzun her kesimini yakından ilgilendiren ve önemli tüketici mağduriyetlerine yol açan aldatıcı reklamlarla ilgili olarak 2009 yılında Reklam Kurulu tarafından, iletişim sektöründe faaliyet gösteren firmalara toplam 4 milyon 255 bin 200 lira idari para cezası uygulanmıştır'' dedi.

Ergün, Reklam Kurulu sadece aldatıcı ve yanıltıcı reklamlarla değil aynı zamanda piyasaların düzgün işleyişini engelleyen ve rekabet ortamını bozucu nitelikli olan reklamlarla da ilgili yaptırımlar uyguladığını, bu bağlamda, bir teknoloji firması tarafından yakın bir geçmişte yapılan ve yarı insan yarı hayvan figürlü reklamların, kurul tarafından değerlendirildiğini, söz konusu reklamların rakip firmaları kötüleyici ve küçük düşürücü, aynı zamanda diğer firmalardan alışveriş yapan tüketicileri de rencide edici nitelikte olduğu kanaatiyle reklamı veren firma hakkında 134 bin 400 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildiğini kaydetti.

Ergün, şöyle devam etti: ''Bu konuda gerçekten hem üreticilerimizin, hem tüketicilerimizin bir kere daha dikkatlerini çekmekte fayda var. Üreticilerin tüketicileri yanıltıcı reklam ve kampanya yapmamaları, tüketicilerin de özellikle teknolojiyi tüketirken son derece dikkatli davranmaları gerekiyor. Mesela, cep telefonlarımıza gelen sms mesajları... Bir bakıyorsunuz şunu yaz boşluk bırak 2525'e gönder veya şu programı indir. Bunları ilk etapta insanlar bedava zannetmektedir. Bedava zanettikleri için de hemen o mesaja cevap vermekte ve teknolojiyi tüketmektedirler. Ama sonra kendilerine yüklü bir fatura gelmektedir. Telefonları kontörlü ise kontürlerinin hızla eridiğini görmektedirler. Firmaların tüketiciyi yanıltıcı bir kampanya yapmaları son derece yanlıştır. Tüketici hakları açısından bilişim sektöründe çalışan firmalara çok ciddi yaptırımlar gelebilmektedir. Tüketiciler de ciddi faturalarla karşı karşıya kalmaktadır.''
 

'Şu kremi sür 20 yaş gençleş'

Mahiyeti yanıltıcı olan reklamlara da dikkati çeken Ergün, şöyle konuştu: ''Şu kremi sür 20 yaş gençleş... Şu çayı iç 3 kilo ver... Bütün bunların bu özellikleri taşımadıkları denetim sonucunda ortaya çıkabilmekte ve tüketiciyi yanıltıcı olanlar hakkında ağır yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu tür reklamlara karşı tüketicilerimizin son derece dikkatli olmasında fayda var. Denetim yapılıyor ve ağır cezalar da getirilebiliyor, ama o yapılana kadar bazı tüketiciler de yanıltılabiliyor. Bir kere daha tüketicileri, üreticileri ve reklam firmalarını buradan uyarıyorum.''

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Bakanlık olarak, Türkiye'yi girişimciliğe, yenilikçiliğe ve yüksek katma değerli teknoloji üretimine dayalı ekonomik yapısıyla, Asya ve Avrupa'nın mal ve hizmet üretim üssü haline getirme konusunda kararlı olduklarını belirterek, ''Hedefimiz, Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi içinde hak ettiği konuma yükseltmektir'' dedi.

 

'2009 yılında teşebbüslere 36 milyon lira ceza uygulandı'

Rekabet Kurumu Başkan Vekili Nurettin Kaldırımcı, bu yıl teşebbüslere 36 milyon lira ceza uyguladığını söyledi. Kurumunun bütçesini TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunan Kaldırımcı, Rekabet Kurumunun oluşumu ve faaliyetlerinin dayanağını, 1994'te kabul edilen Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'dan aldığını söyledi.

Kanunun temelini ve asli görevini oluşturan konular hakkında bilgi veren Kaldırımcı, kurumun kendisine intikal eden başvurular üzerine ya da kendiliğinden harekete geçerek, ekonominin çeşitli sektörlerinde faaliyette bulunan teşebbüsler hakkında inceleme ve soruşturma yaptığını bildirdi. Nurettin Kaldırımcı, tamamlanan bir çok soruşturmanın yanında, otomotiv, medya, telekomünikasyon, finans, ulaştırma ve gıda gibi sektörlerdeki 18 soruşturmanın devam ettiğini kaydetti. Kaldırımcı, mobil telefon hizmetleri, gazete, izolasyon ve yalıtım, tıbbi cihazlar piyasalarında faaliyet gösteren bazı teşebbüslerin durumlarını kötüye kullanıp kullanmadıklarının soruşturulduğunu ifade ederek, 2009 yılında teşebbüslere 36 milyon lira ceza uygulandığını söyledi.
 

Rekabet politikası oluşumuna katkı

Rekabet Kurumu Başkanı Kaldırımcı, kurumun ayrıca, başta bakanlıklar olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına, hem piyasadaki rekabeti etkileyebilecek olan mevzuat hazırlıkları çerçevesinde hem de yürüttüğü inceleme ve araştırmalar çerçevesinde gördüğü aksaklıklar konusunda görüş göndererek, rekabet politikası oluşumuna önemli katkılarda bulunduğunu belirtti. Özellikle küçük işletmeler açısından iş dünyasını rekabet hukuku alanında bilgilendirmenin ve rekabet kültürünün oluşumunu sağlamanın kurumun öncelikli alanlarından birisi olduğunu ifade eden Kaldırımcı, bu çerçevede, teşebbüslere teşebbüs birlikleri niteliğindeki sanayi ve ticaret odaları gibi kuruluşlara rekabet mektubu gönderildiğini bildirdi.

Nurettin Kaldırımcı, ''Bu mektupla, başta teşebbüs ve teşebbüs birlikleri olmak üzere, sivil toplumda, bürokratik ve politik organizasyonlarla, halkımızın zihninde rekabetçi duyarlılığın artacağını ümit ediyoruz'' dedi. Rekabet Kurumu'nun, yayınlar, üniversitelerle geleneksel olarak düzenlenen sempozyumlara katkı, TOBB ile yapılan işbirliği sonucu düzenlenen etkinliklerle toplumun tüm kesimlerini bilgilendirme faaliyetlerinde bulunduğunu ifade eden Kaldırımcı, kurumun faaliyetlerini yürütürken, dış dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek uygulamalarını gelişmiş ülke standartlarına yaklaştırma konusunda da kararlı olduğunu bildirdi.

 

'Esnafın bastığı zemin ayağının altından kayıyor'

CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, merkezi bütçede tasarruf denilince, akla hemen yatırımların geldiğini söyledi. Yatırımlardan tasarruf edilmemesini isteyen Korkmaz, yapılan yatırımların da sadece yola değil, her alanda yapılması gerektiğini ifade etti.

MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, Hükümetin, vatandaşları zor durumda bırakan tüketici kredileriyle ilgili önlem almasını talep etti. Yurttaşların ödeyemeyecekleri rakamlarla borçlandığını söyleyen Kutluata, ''Vatandaşlar bir bankadan alıp başka bankadaki borcunu kapatıyor. Tamam ekonomik kriz var ama Hükümet bu kriz döneminde, bankacılık sisteminin derde deva olması için çabalamalı'' dedi.

Münir Kutluata, esnafın da zor durumda olduğunu belirterek, ''Esnafın bastığı zemin ayağının altından kayıyor'' diye konuştu. Kutluata, esnafın zor duruma düşmeden önce Hükümetin önlem alması, işyerini kapatmak zorunda kalan esnafı, işyerini kapatmadan önce başka alanlara yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
 

Santral yapımına karşı çıkıldı

DTP'li Hasip Kaplan, Şırnak'ta yapımı tamamlanan kömürlü termik santralini eleştirdi.
Termik santral kurulup kurulmaması için anket yapıldığını belirten Kaplan, 12 bin 500 kişinin katıldığı anket sonucunda, yüzde 99,7 gibi yüksek bir oranla santral yapımına karşı çıkıldığını bildirdi. Hasip Kaplan, sınırda olan termik santrale sınır ötesinden, Zaho'dan da tepki geldiğini ve yapımının protesto edildiğini söyledi. Hükümeti, önceden geldiği belli olan küresel krize karşı önlem almamakla suçlayan Kaplan, ''Bunu önceden görerek önlem almaları gerekiyordu'' dedi. Hasip Kaplan, iktidarın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yeni fabrika açmak yerine, mevcut olan fabrika ve işyerlerini kapattığını iddia etti.

DTP'li Kaplan, kadın erkek eşitliğinin çok önemli olduğunu belirtti. Mecliste Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu kurulduğunu dile getiren Kaplan, ''Kadının reklam objesi olarak kullanılma anlayışını sona erdirmek için Türkiye öncülük yapmalı. Bakıyorsunuz otomobil ve yat fuarı. Otomobiller ve yatlar üzerinde mayolu mankenler... Bu araç başka türlü satılamıyor mu? Bunları başka türlü satma yolu yok mu?'' diye sordu.

CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin ise Hükümetin tarım politikasını eleştirdi. ''Kayısı Birlik ortadan kaldırılmış, FİSKOBİRLİK iş yapamaz hale getirilmiş'' diyen Ergin, Hükümetin yanlış politikaları sonucunda fındık üreticisinin zor duruma düşürüldüğünü kaydetti. Ergin, FİSKOBİRLİK'in ülkeye 2 milyar dolar döviz sağlarken, bugünkü halinin ortada olduğunu söyledi.

CHP'li Ergin, fındık alım ve satımının FİSKOBİRLİK'ten alınarak devredildiği Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO), bugün depolarındaki 320 bin ton fındığı ne yapacağına karar veremediğini bildirdi. Ergin, TMO'nun yanlış uygulamaları sonucunda zararını kapatmak için, görev zararı yazmak zorunda kaldığını iddia etti.

Gürol Ergin, iktidarın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki fabrikaları kapattığını ileri sürerek, ''Şeker ve sigara fabrikalarını sattınız, anarşi ve terör kudurdu. Şimdi başka şeyler vererek anarşiyi önleme çabası içine giriyorsunuz'' dedi.

 

'Sanayide küçülme oranı yüzde 9.2'ye ulaştı'

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, sanayide küçülme oranının yüzde 9.2'ye ulaştığını söyledi. Krizin etkisi de olmasına karşın, sektörün bu kadar etkilenmesinin arkasında, benimsenen büyüme stratejisinin yattığını ifade eden Öztrak, küresel sermayenin kaprislerine teslim olunduğunu öne sürdü. Öztrak, ''Büyüme stratejisini değiştirmezsek, Türkiye krizden en yavaş çıkan ülkelerden biri olacak. Dışarda işler düzelse bile bizde düzeleceği garanti değil'' dedi.

MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Türk sanayisi için yol haritası çizmek gerektiğini belirterek, ''Elimizde böyle bir yol haritası yok'' diye konuştu. ''Yüksek faiz düşük kur'' politikasının, KOBİ'lerin rekabet şansını ortadan kaldırdığını, özel sektörün yatırım yapacak takatinin kalmadığını ileri süren Ayhan, ''Her şeyi güllük gülistanlık göstermenin anlamı yok'' dedi.

MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, sanayi politikasının piyasaya terk edildiğini, bu anlamda ''Sanayi Bakanlığı'nın içinin boşaltıldığını'' iddia etti. Esnafın çok zor durumda olduğunu, ciddi bir esnaf politikasının olmadığını belirten Akçay, ''Sorunlarına çözüm bulunmazsa esnaflık çökecek, işsizlik artacak, sosyal doku zayıflayacak'' ifadesini kullandı.

AKP Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu, Türkiye'nin krizden en az etkilenen ülkeler arasında olduğunu belirterek, ''Her geçen gün iyiye gidiyoruz. Kötümser olmaya gerek yok'' dedi.

AKP Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, Türk Standartları Enstitüsünün yeniden yapılandırılması ve bu için yasa çıkarılması gerektiğini ifade etti. Yapı kooperatiflerine de ''çeki düzen verilmesi'' gerektiğini kaydeden Ayar, binlerce insanın mağdur durumda olduğunu ifade etti. Ayar, ''İktidarda ikinci dönemimiz. Biz yapmazsak kolay kolay düzenleme yapılamaz'' dedi.

 

 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon