Çoğul gebeliklerde risk daha da artıyor

Uzmanlar uyarıyor: Serebral palsi (beyin felci) riskinin artmasında en büyük sebep ikiz ve üçüz bebeklerin doğum tartılarının düşük olmasıdır. Yeterli olgunluğa ulaşmadan doğan bu bebekler travmalara daha açıktır. İkizler ve üçüzlere yakın gelişimsel izlem mutlaka yapılmalıdır.

Çoğul gebeliklerde risk daha da artıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.09.2017 - 23:56

Serebral palsi (beyin felci), doğum öncesinde, doğum sırasında veya doğumdan sonra değişik nedenlerden kaynaklanan, beyinde oluşan kalıcı hasara bağlı olarak gelişen bir hastalık tablosu. Ülkemizde, her 8 saatte bir serebral palsili bebeğin dünyaya geldiği belirtiliyor. Uzmanlar, özellikle çoğul ve erken doğan bebeklerde riskin arttığını belirterek “Riskin artmasında en büyük sebep ikiz ve üçüz bebeklerin doğum tartılarının düşük olmasıdır. Yeterli olgunluğa ulaşmadan doğan bu bebekler travmalara daha açıktır ve kuvöz ihtiyacı daha sık görülür. İkizler ve üçüzlere yakın gelişimsel izlem mutlaka yapılmalıdır” dediler.

Kullanılan ilaçlara dikkat

Toplumda, hastalık en çok görülen tipi olan spastik ismiyle de biliniyor. Tüm dünyada 17 milyonu aşkın bireyi etkilediği biliniyor. Serebral palsi, birçok nedenden oluşmuş olabiliyor. Örneğin hamilelik sürecinde yaşanan stres, travmalar, kullanılan ilaçlar, zor doğuma bağlı oksijensiz kalma, erken doğuma bağlı kanama, uzamış sarılıklar veya menenjit gibi ateşli mikrobik hastalıklar beyin hasarına yol açabiliyor.

Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Genel Direktörü Nigar Evgin, serebral palsinin dünya üzerinde çocukluk döneminde en yaygın görülen fiziksel engellilik durumu olduğunu belirterek “Hastalık, duruşu ve hareketleri etkileyen doğum öncesi, esnası ve sonrasında oluşabilmektedir. Erken doğum (prematüre doğum) ve yoğun bakımda (kuvöz) kalış riski arttıran etkenlerdir” dedi. Kan uyuşmazlığı gibi anneye bağlı özelliklerin de riski artırdığını anlatan Evgin “Takipsiz gebelikler, annenin kronik hastalıkları ve kullandığı ilaçlar, hamilelikte geçirilen enfeksiyonlarla birlikte gebelikte sigara- alkol kullanımının önemli ölçülerde bebeğin gelişiminde risk yaratabilir. Bu tip durumlar ‘riskli bebek’ kavramında beraberinde getiriyor” diye konuştu. Çoğul gebeliklerde de riskin yüksek olduğunu vurgulayan Evgin, şöyle devam etti: “Serebral palsi riskinin artmasında en büyük sebep ikiz ve üçüz bebeklerin doğum tartılarının düşük olmasıdır. Dolayısıyla çoğul gebeliklerden dünyaya gelen bebeklerin tümü riskli bebek olarak değerlendirilir. Risk taşıyan bebeklerin hangisinde kalıcı hasar olacağını bilmek mümkün değildir. ”

‘Erken müdahale önemli’

Erken müdahalenin önemine dikkat çeken Evgin “Riskli olarak tanımlanan bebeklerin, kaba ve ince motor hareketleri, psiko-sosyal gelişimleri değerlendirilir. Bu değerlendirmeler; gelişimdeki gerilikleri tanımlamak, bebeğe özgü terapi uygulamalarını belirlemek ve ilerlemelerini gözlemlemek için önemlidir. Erken müdahale programına karar verirken klinik tecrübelerden faydalanılır. Nörolojik olarak gelişim basamaklarında yaşıtlarına göre gelişim geriliği saptanan bebekler hiç vakit kaybedilmeden fizyoterapi ve erken müdahale programına başlatılmalıdır” değerlendirmesini yaptı.

ÜÇÜZLERDEN EBRAR ’IN HİKÂYESİ

8 yaşındaki Ebrar’da serebral palsili çocuklardan biri. Ebrar’a 8 ay kadar önce parmak ucu yürüyüşü olduğu için baldır kasına gevşetme operasyonu yapılmış. Topuğu artık yere değiyor, daha dik durabiliyor, daha hızlı ve dengeli yürüyebiliyor. Ebrar’ın babası Muzaffer Karaman, Ebrar’ın üçüz çocuklarından biri olduğunu belirterek “30 haftalıkken dünyaya geldikleri için 45 gün kuvözde kaldılar. 10 aylıkken kayınvalidem Ebrar’ın hareketlerinde bir farklılık olduğunu fark etti. Çocuk nöroloğuna götürdük ve serebral palsi teşhisi kondu. Başta kabullenmekte zorlandım. Hep ‘iyi olacak, düzelecek’ diye düşündüm. Eşim ‘kabul etmeliyiz’ dedikçe bir süre sonra kabullenmeye başladım. Sonra ‘çocuğumuz için ne yapabiliriz’ diye araştırmaya başladık. 1 yaşından itibaren özel eğitim ve fizyoterapi hizmetleri alıyoruz. Yürümesinde çok ciddi ilerleme kaydettik” dedi. Anne Nuray Karaman ise şunları söyledi: “Ebrar, şu an kardeşleri ile beraber 2. sınıfa devam ediyor. Bu çocuklar özel çocuklar. Normal gelişim gösteren bir çocuğa göre daha fazla ilgiye ihtiyaçları var. Bizlerin onlara vereceği destek çok önemli. Bir diğer önemli konu ise erken dönemde fizyoterapi ve özel eğitime başlamak.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler