Çok genç, çok kadın, çok sosyal
ODTÜ'den siyaset bilimci Prof. Dr. Ayşe Ayata, eylemleri değerlendirdi: Kemalist, liberal, radikal feministler ilk kez yan yana.
ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ayşe Ayata, Gezi Parkı protestosuyla başlayan eylemleri değerlendirirken “değişik kadın gruplarının bir araya gelmesi”, “yeni siyaset” ve “korkunun aşılmasında sosyal medyanın önemi” üzerinde durdu. Ayata, “Bu eylemler cumhuriyet mitinglerinden çok farklı. Kemalist feministlerle, liberal, radikal feministler ilk defa bir araya geldi. ‘Yetti be’ meselesi kadınlar üzerinden bir ‘yetti be,” dedi.
Gezi Parkı eylemleri Prof. Dr.Ayşe Ayata’nın da yaşamını etkilemiş; sosyal medyayla tanışmış, Twitter kullanıcısı olmuş. Eylemlerle ilgili sorularımızı yanıtlarken şu değerlendirmeleri yaptı:
Çok genç, çok kadın, çok sosyal: Cumhuriyet mitinglerinde de gençler vardı, ama 16 yaşındaki grupların ortalığa dökülmesi ilk, o açıdan çok önemli. Sosyal medyanın bu kadar öne çıkması, biraz da medyanın sonucu oldu -Cumhuriyet’i dışarıda bırakıyorum-. Medya düzgün verseydi, bu kadar öne çıkmazdı. Ben bile Twitter’a girdim, hesap açtım, öyle olayları takip eder oldum. Yaşananlar özellikle iki açıdan önemli. 1. Kadınların çok önemli rolü var. 2. Yeni siyaset türü saptaması çok doğru. Dünyanın her yerinde partilere üyeliğin azalmasıyla başlayan bir süreç var. İnsanlar partilere üye olmuyorlar, seçmen olarak bile seçimlere daha az katılır oldular. Batı’dan bahsediyorum. Bu açıdan Tahrir’den çok daha fazla Avrupai yönü var.
Kadınlar buluştu: Cumhuriyet mitinglerinde de kadınlar çok aktifti. Bir kere yurtdışında bir kongrede fotoğrafları gösterdim, kadınların çokluğuna inanamadılar. Ancak bu sefer ilk defa üç, dört farklı grup kadının bir arada olduğunu gördük. Kızılay’a birkaç defa ben de indim, türbanlı kadın vardı, ama egemen çoğunluk onlar değildi. Kürtler var ama onlar ve türbanlı kadınlar daha tali unsurlar oldular. Daha önce bir araya gelmemiş olan iki kadın grubu var. Kemalist feministler -laikçi teyzeler, diyorlar ya, biz pozitiften gidelim “cumhuriyet kadınları” diyelim- temel meseleleri laiklik olan, kadın-erkek eşitliğinin cumhuriyet kazanımlarıyla savunulmasını isteyen bir büyük grup var. Bir de yaşamları fevkalade laik olmasına rağmen, başından beri AKP’yi daha demokratik, bir şekilde meşru gören ve kadın hakları meselesiyle çelişmediğini düşünen gruplar var. Bunlar daha liberal, radikal kadınlar. İki grubun birleştiğini görüyorum. Bu anlamda cumhuriyet mitinglerinden çok farklı. Kemalist feministlerle liberal, radikal feministler bir araya geldi.
Kadınların ‘yetti be’si: 2010’dan sonra Leyla Şahin kararıyla beraber, AKP kadının bedeni üzerindeki baskılarını artırdı. Kürtaj, üç çocuk gibi doğrudan kadın bedeniyle ilgili birçok önermesi oldu. “AKP” dememek lazım belki, özellikle Başbakan’ın baskıları... Özel yaşama, kadın yaşamına yönelik muazzam bir baskı getirdiler. Bu, özellikle Anadolu’da kadınların üzerindeki mahalle baskısını da artırdı. Artık oralarda “mahalle baskısı” sözü yetmiyor, doğrudan kontrol ortaya çıktı kadın üzerinde. “Yetti be” meselesi kadınlar üzerinden bir “yetti be”. Elinde bayrak “Başbakan istifa” diyen Kemalist olduğu belli kadınlar da var, torununu kapmış gelen yaşlı kadınlar da var, daha radikal feminist kadınlar var. Onları bir arada tutan, kadın bedeni üzerinde oynanan oyunlar.
Kadınlara sosyal medya: Sosyal medya kadınların işini bir bakıma kolaylaştırdı. Benim gibi birçok kadın birdenbire bilgisayar okuru oldu. Müthiş bir paylaşım içine girdiler. Sosyal medya, uzun dönemli bir parçası olmadan bir şeyin içine katılma imkânı veriyor. Sosyal medyayla kadınların muazzam uyumu var. Evinde oturuyor, yemeğini pişiriyor, bu arada internetten yayın yapıyor. Çalışıyor, hastasına bakıyor, internete giriyor. Çocuğu okuldan alıyor, karnını doyuruyor, kendini dışarı atıyor, iki bağırıyor. Kadının sürekli bir eylem içinde olması zor. Ama yemeğin altını kapatıp dışarı çıkıp iki teneke çalıp dönebilirim. Korkunun aşılmasında sosyal medya çok etkili oldu. Ancak korkarım Twitter gözaltıları sonrasında korku artacaktır. Gözaltıları da onun için yapıyorlar, sosyal medya kullanımını azaltmak için.
Tahrir-Taksim yorumları: Benzetmeler Başbakan’ın otoriterleşmesiyle ilgili, otoriter rejimlere karşı durma anlamında benzetiliyor. Ben Avrupa’ya benzettim. Kısa erimli ve farklı grupların tek bir şey için bir araya gelmeleri söz konusu. Ben Gezi Parkı’na gitmedim, televizyonlardan, sosyal medyadan izledim. Ancak oradaki insanların yarın bambaşka bir şey için bir araya geleceğine ilişkin hiçbir garanti yok. Bu bir araya gelişler kısa erimli belki, ama çok önemli.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!