"Cumhurbaşkanı ve Başbakan sıralı amirlerimdir"

Genelkurmay Karargahı'nda 'hükümeti yıpratmak amaçlı internet siteleri' işletilmesinden sorumlu tutulan eski Harekat Başkanı Nusret Taşdeler, devlet hiyararşisine göre Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın da bu sitelerden sorumlu olduğu imasında bulundu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.11.2012 - 11:51

Ergenekon davasında hakkında yakalama kararı bulunan YAŞ üyesi, Orgeneral Nusret Taşdeler’in savunmasının tedavi gördüğü Ankara GATA’dan video konferans yöntemiyle alınmasına devam edildi. Eski Genelkurmay Harekat Başkanı Orgeneral Taşdeler, Genelkurmay Karargahı’nda işletilen internet sitelerinde “hükümete karşı psikolojik harekat yürütüldüğü” iddialarını reddetti. TSK ve mensuplarına karşı psikolojik harekat yapıldığın savunan Taşdeler “Bu yıkıcı propagandanın, Adolf Hitler’in  Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’i  dahi kıskandıracak ve ekibini mahçup edecek bir süreklilik, yaygınlık ve etkinlik içinde, başarı ile yürütülmekte olduğu, kabul edilmesi gereken bir gerçektir” diye konuştu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesindeki salonda görülen davanın 268. duruşması yapıldı. Duruşmaya CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli orgeneral Hasan Iğsız, emekli koramiral Mehmet Otuzbiroğlu’nun da aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık katıldı.

Oturumu açan Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Taşdeler’in video konferans ile savunmasının alınmasına devam edileceğini açıkladı.

Hükümete yönelik kara propaganda faaliyelerinin yürütüldüğü iddia edilen internet sitelerinin işletildiği Bilgi Destek Dairesi’nin bağlı olduğu Harekat Başkanlığı görevini Ağustos 2007 ile Ağustos 2008 tarihleri arasında yürüten Taşdeler, “İddinamenin önyargılı ve sübjektif değerlendirmelere dayandırıldığını” söyledi.

Yoğun çalışma temposu

İnternet sitelerine konulacak yazı ve haberler için her sabah Harekat Başkanı’nın onayının alınması gibi bir uygulamanın fiilen mümkün olmadığını belirten Taşdeler şöyle devam etti: “Benim dönemimde, Genelkurmay Harekat Başkanlığı yoğun bir çalışma temposu içinde bulunuyordu. 375 günlük görev sürem içinde, sadece 112 gün sabah saatlerinde makam odamda bulunduğumu tespit ettim. Kalan 263 gün, sabah saatlerinde bana arz yapılmış olması mümkün değildir.”

Müteselsil sorumluluk

Taşdeler, Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’ne bağlı şube müdürlüklerinde işletilen internet sitelerinden, sivil memurlar ve proje subayları, şube müdürlerinin “müteselsil sorumluluk” sıralamasına göre “Birinci derecede sorumluluk” taşıdıklarını söyledi.
Taşdeler şöyle devam etti: “Hiyerarşik yapıdaki daha üst makamların ‘nezaret ve kontrol’ görevi olup, sorumlulukları bu görev ile sınırlıdır. Nezaret ve kontrol görevini, Daire Başkanı, Şube Müdürleri vasıtasıyla, Harekat Başkanı, Daire Başkanı vasıtasıyla, 2. Başkan, Harekat Başkanı vasıtasıyla, Genelkurmay Başkanı, Karargah’ın amiri olan 2. Başkan vasıtasıyla yürütür.”

Adil sonucu ulaşmak

“Müteselsil Sorumluluk” prensibini açıklayan Taşdeler “Hangi sorumluluğun hangi kademeye kadar yüklenmesi gerektiğine gerçekçi kıstaslara göre karar vermenin, doğru ve adil bir sonuca ulaşmak açısından büyük önem taşıdığı kanaatindeyim.  Aksi takdirde, hatalı ve haksız kararlar ile adil olmayan, yanlış sonuçlara ulaşma ihtimali bir hayli yüksek olacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı amirim

Taşdeler şöyle devam etti: “Sorumluluk seviyeleri gerçekçi olarak tespit edilmezse, siyasi sorumluluk taşıyan makamlara kadar uzatılması da gündeme gelebilecektir. Askeri hiyerarşide proje subayının 3., sivil memurun 4. amiri olan Genelkurmay Harekat Başkanı’nın, bugün fiilen yürürlükte olan ve yetkililer tarafından sık sık vurgulanan devlet hiyerarşisindeki yeri itibarıyla, 3. amirinin Başbakan, 4. amirinin ise Cumhurbaşkanı olduğu dikkaten uzak tutulmamalıdır.”

Psikolojik harekat

Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nın sorumluluğundaki internet siteleri vasıtasıyla yürütülen faaliyetinin iddia makanı tarafından “Ergenekon terör örgütünün yürüttüğü psikolojik harekat faaliyeti” olarak tanımlandığını belirten Taşdeler, şunları şöyledi:

“Genelkurmay Başkanlığı’nın bilgilendirme amaçlı internet sitelerinden psikolojik harekat uygulaması çıkarmak için bu kadar gayret sarfetmenin hiçbir gereği yoktur. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, karşı yıllardır gazeteler, televizyonlar ve internet ortamı dahil her türlü iletişim vasıtasından istifade edilerek, en yoğun biçimde sürdürülen kara  ve gri propaganda ile dezenformasyon faaliyetlerine bakılması yeterlidir. Orada, sahte belgelerle, iğrenç yalanlar ve çirkin iftiralarla yürütülen karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarının oluşturduğu, kaynağı özenle gizlenen psikolojik harekat, açıkça ve kolaylıkla görülecektir. Böylece, psikolojik harekatın en insafsız, en vicdansız, en ahlaksız biçimde uygulananına şahit olunacaktır.”

Taşdeler, “Bir merkezden planlandığı ve yönetildiği anlaşılan bu ‘yıkıcı propaganda’nın, Alman Nazi ideri Adolf Hitler’in dünya propaganda tarihinde müstesna bir yeri olan Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’i  dahi kıskandıracak ve onun meşhur propaganda ekibini mahçup edecek bir süreklilik, yaygınlık ve etkinlik içinde, başarı ile yürütülmekte olduğu, kabul edilmesi gereken bir gerçektir. O Goebbels ki Nazi Partisi’nin yükseliş yıllarında, Hitler’e ‘Bana vicdansız bir medya temin et, sana bilinçsiz bir halk sunayım’ diyen kişidir.”

Kim yapıyor?

“Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülen bu Psikolojik Harekâtın direktifini kim veriyor” sorusunun cevaplanması gereken önemli soru olduğunu belirten Taşdeler  “Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde, bu sorunun doğru cevabını zamanında bularak sanıkların bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanmalarını sağlamanın, Cumhuriyet Savcılarının görev ve sorumluluğu olduğunu düşünüyorum” dedi.

Balabanlı’nın tanıklığı

Balyoz davasından 18 yıl hapse çarptırılan Tümgeneral  İhsan Balabanlı’nın tanıklık ifadesine dikkat çekerek “Tümgeneral Balabanlı’nın benim ‘Bütün faaliyet ve işlemlerimiz hukuka uygun olacaktır’ emrimi ilettiğini hatırlatmak isterim” dedi.

Taşdeler şöyle konuştu: “Harekat Başkanlığı yaptığım dönemde herhangi bir yazının ‘internet sitelerine’ konulması için onayıma başvurulmamış olmasını, ‘tereddüt yaşanmamış’ ve ‘ihtiyaç duyulmamış’ olduğu sebepleri ile izah etmek doğru ve yerinde olur. Bu durum, aynı zamanda ‘internet sitelerinde siyasi konulara yer verilmeyeceği’ şeklindeki genel ve devamlı emrimin dışına çıkılmadığının da çok önemli bir işaretidir.”
Taşdeler şu eleştirileri yöneltti:

“İddianamede insan aklını zorlayan mantık dışı iddialar o kadar sık tekrarlanmaktadır ki, iddia makamının olaylara ve insanlara bakışı konusunda ciddi şüpheler doğmasına neden olmaktadır. İddia Makamı ‘tüm hukuk insanlar için konmuştur’ kuralını hiç önemsemediği izlenimini vermektedir.”

İrtica.org

Taşdeler, suçlamaya konu olan “irtica.org” ve “turkatak” sitelerinde 15 Nisan 2006 ile 20 Haziran 2008 tarihleri arasında toplam 57 haber bulunduğunu anlatarak şunları söyledi:
“Genelkurmay Harekat Başkanlığı görevine 11 Ağustos 2007 tarihinde başladığım bilindiğine göre toplam 57 haberden 37’sinin benim Harekat Başkanlığım döneminde internet sitelerine konulmuş olması imkân ve ihtimal dahilinde değildir. Harekat Başkanlığı görevini yaptığım dönemde açılan hiçbir yeni internet sitesi yoktur. İnternet sitelerinin çalıştırılması aynen önceki dönemden devralınan usul ve esaslar dahilinde, rutin bir kurumsal faaliyet olarak sürdürülmüştür.”

Makam atlamadım

 Taşdeler “Harekat Başkanlığım döneminde şüpheyi çeken, güveni sarsan, şikayet konusu olan veya 2. Başkandan alınan emirle ortaya çıkan herhangi bir durumla karşılaşmadığım için, nezaret ve kontrol görevimi makam atlayarak icra etme ihtiyacını duymadım” diye konuştu.

 Taşdeler şöyle devam etti: “Harekat Başkanlığı’nın tüm görev ve faaliyetlerinden sorumlu Karargah Başkanı olarak, ‘internet siteleri’ ile ilgili rutin işlemleri bizzat nezaret ve kontrol altında tutmamın, sitelere konan yazıların içeriklerini kontrol etmemin, hem zaman hem de cari şartlar bakımından mümkün olmadığı, kabul edilmesi gereken bir gerçektir.”

Taşdeler’in savunması sırasında Başkan Hasan Hüseyin Özese “Savunma sınırlarını aşan sözler kullanıyorsunuz. Hakkınızda suç duyurusunda bulunabiliriz” şeklinde uyarıda bulundu. Taşdeler, eski PKK’li Şemdin Sakık’ın tanık olarak dinlenmesini ve 21 dosyanın birleştirilmesini eleştirdi. Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın’ın yargılandığı davadaki sözlerine gönderme yapan Taşdeler  “Böyle bir mahkemenin savcısı, yargıcı olmak yerine olmaktan sanık olmayı tercih ederim” diye konuştu. Taşdeler “Ben terörist değilim. Hiçbir zaman da terörist olmadım, olamam. TSK içerisinde hiçbir zaman terörist olmamıştır. Genelkurmay Karargahı terör örgütü yönetme merkezi değildir” dedi. Beraatini isteyen Taşdeler “Güçlüyüm, çünkü haklıyım. Vatanım sağolsun, Cumhuriyetimiz ebediyen payidar olsun” diye konuştu.
 
Orgeneral Taşdeler, iddinamede bozuk bir Türkçe kullanılması nedeniyle suçlandığı konuları anlayamadığını bu nedenle “Adil yargılanma hakkının kısıtlandığını” söyledi.

 

'Anlamayı başaramadım'
 
Orgeneral Taşdeler, Andıç iddianemesini dikkatle okumasına karşın kullanılan Türk Dil Kurumu kurallarına uymayan Türkçe kullanımı nedeniyle anlamayı başaramadığı söyledi. Taşdeler şöyle konuştu: “İddia Makamının, böylesine bozuk bir Türkçe ile, anlamı bu kadar karışık bir cümle kurmasının gerçek sebebini de merak ediyorum. Cümlelerin  karmakarışık hali, iddia makamı tarafından hangi eylemlerin faili olmakla suçlandığımı tam olarak anlamamı son derece güçleştirmek suretiyle, ‘Adil yargılanma hakkı’nı kullanmamı kısıtlamaktadır.”
 
 

'Böyle bir örgüt tanımıyorum'

Taşdeler şöyle konuştu: “İddia olunan Ergenekon terör örgütünü tanımıyorum; iddia olunan bu örgütün, iddia olunan amaçları hakkında hiçbir bilgim, isnat edilen suçlarla yakından veya uzaktan ilgim bulunmamaktadır. Bu durumun ‘Çağdaş hukuk anlayışıyla’ bağdaşmadığını, ‘evrensel hukuk kurallarına’ uymadığını ve ‘Ceza muhakemesinin olağan şartlarını’ taşımadığını düşünüyorum.”

 

Generaller birbirini tanır

Balyoz soruşturması sırasında emekli korgeneral ve MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, emekli orgeneral Ergin Saygun’a kendisinin sorulduğunu belirten Taşdeler şöyle devam etti: “Generallerin, amirallerin, genel anlamda subayların birbirini tanıdığına dair tespit tutanaklarının iddianamenin ekinde yer almasını hayretle karşılıyorum. Bizler, meslek hayatımız süresince, yurt içindeki ve yurt dışındaki askeri kurumlarda, zaman zaman beraber görev yapan, mesleki ve sosyal nedenlerle sık sık bir araya gelen silah arkadaşlarıyız. Bundan değişik manalar ve maksatlar çıkarmaya çalışanların, sağlıklı bir ruh ve zihin yapısına sahip oldukları düşünülebilir mi”
 
 

Temel güvenlik belgeleri

Taşdeler, iddia makamının “İrtica”yı tehdit olarak belirleyen ve bu tehdit ile mücadele esaslarını açıklayan 2005 tarihli Millî Güvenlik Siyaseti Belgesi (MGSB) ile, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “İrtica İle Mücadele” görevini veren 2006 tarihli Türkiye'nin Millî Askerî Stratejisi (TÜMAS) Belgesi’ni değerlendirmelerinde göz önüne almamasını eleştirdi
Apronda deve kesme
 
İddianamede, “AKP’yi kapatma davası” iddianamesinde delil olarak kullanılan haberlerin “irtica.org” sitesinden alındığının öne sürüldüğünü anlatan Taşdeler “Apronda namaz kılma” ve “Apronda deve kesme” konulu haberlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Apronda Namaz Kılma” ile ilgili haberin 29 Eylül 2007 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlandığını anlatan Taşdeler, “İnternette Google arama motorunda ‘Apronda namaz’ başlığı için yapılan aramada yaklaşık 51 bin700 sonuç bulunmuş olması, söz konusu haberin çok sayıda sitede yer alan, oldukça popüler bir haber olduğunu göstermektedir” dedi.

Taşdeler, 12 Aralık 2006 tarihindeki “Apronda deve kesme” olayının başta Cihan Haber Ajansı olmak üzere birçok ajansta ve gazete haber olarak yer aldığını belirterek “Zaman gazetesinin internet sitesindeki haber, olayın video görüntülerini de ihtiva etmektedir. Google’da yapılan aramada  yaklaşık 101 bin sonuç bulunması, bu haberin de popülaritesinin bir hayli yüksek olduğunu göstermektedir. ‘Apronda deve kesme’ olayının şöhreti ulusal sınırlarımızı aşmış, ‘Dünya'da yılın olayı’ seçilerek tarihe geçmiştir. İngiliz Reuters Ajansı, ‘2006'nın tuhaf olayları’na ilişkin haberinde bu olayı anlatırken ‘Türk Havayolları çalışanları, yaptıkları iyi bir işi kutlamak için havaalanında deve kestiler’ ifadesini kullanmıştır”  dedi.

Taşdeler, iddianamenin mantığına göre “Apronda deve kesme” olayını “Yılın tuhaf haberleri” arasına alan Reuter’in ve videosunu yayınlayan Zaman Gazetesi’nin de “Ergenekoncu” olarak nitelenebileceğini ifade etti. Taşdeler “Hukukun bittiği yerde zorbanın egemenliği başlar. Hukuk devletlerinde zorbalara yer yoktur” diye konuştu.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler