Darbezede askerler bayrama buruk giriyor

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri(ADAM) Platformu Sözcüsü Re'sen Emekli Üsteğmen Rahmi Yıldırım yayımladığı bayram mesajında, YAŞ kararıyla ilişik kesme uygulamasının 1984 yılında başladığını, YAŞ kararıyla ordudan atılan 615'i subay ve 928'i astsubay toplam bin 543 askerin çok büyük çoğunlukla 28 Şubat mağduru olduğunu bildirdi.

28 Şubat mağduru askerlerin geçen 22 Mart'ta yürürlüğe giren darbezede asker yasasından yararlanmak için yaptıkları başvuruların hükümetçe kabul edildiğini hatırlatan Yıldırım, buna karşılık, 12Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinden sonra, "yasa dışı görüş" iddiasıyla, hiçbir mahkeme kararı olmadan, kararname ve göstermelik disiplin kurulu kararlarıyla ordudan çıkartılan bin 500 dolayında subay, astsubay ve askeri öğrencinin başvurularının reddedildiğine işaret etti. 12 Eylül dönemi kararname mağdurlarının başvurularına cevap bile verilmediğini kaydeden Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan düzeltme ve özür açıklaması beklediklerini söyledi.

Rahmi Yıldırım, yasadan sadece YAŞzede askerleri yararlandıran hükümetin YAŞ mağduru askerler arasında bile ayrım yaptığını ve 1983 yılında Şırnak'ta vurulunca ilk sınır ötesi harekâtın yapılmasına vesile olan, ancak daha sonra 1984 yılında YAŞ kararıyla ilişiği kesilen ilk Güneydoğu gazisi Üsteğmen Ahmet Şener ve 13 subayın başvurularını reddettiğini kaydetti.

Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde yaptıkları araştırmada ret kararlarının 12 Eylül döneminde oluşturulmuş ve sıkıyönetim savcılarının bile itibar etmedikleri uydurma dosyalara dayandırıldığının ortaya çıktığını anlatan Yıldırım şöyle dedi: "Asparagas dosyalara dayandırdığı ret kararlarıyla birlikte, 'sivil' Erdoğan hükümeti, cuntacıların işledikleri günahlara ortak olmuştur. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin mağduru askerler artık AKP ve Erdoğan mağdurudurlar. Ayrımcı ret kararlarının 'Darbelerin açtığı yaraları saracağız' diye söz veren Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl bir duruma düşürdüğünü kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Hükümetin ayrımcı uygulamadan vazgeçmesi, ayrımcı ret kararlarını düzeltmesi veya darbe mağduru askerleri ayrımsız kapsayan yeni bir yasa talebinde bulunması, anayasadaki eşitlik ilkesinin ve ayrımcılığı yasaklayan uluslararası sözleşmelerin gereği olmanın ötesinde, her şeyden önce ahlaki ve vicdani bir görevdir."