"Devlet krizi rejim krizini de davet etmekte"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşananları devlet krizi olarak nitelendirirken sürecin rejim krizini de davet ettiğini belirterek "İktidar, muhalefet, adalet, ordu, üniversite, medya ve bütün sivil toplum kuruluşları aralarındaki sonuçsuz tartışmaları, atışmaları ve kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelemelidir" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.02.2010 - 08:53

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Hükümetin hiçbir sorun karşısında direnecek, çözecek gücü, ahlakı, anlayışı ve niyeti kalmadığını söyleyen Bahçeli, her alanda tam bir teslimiyet ve çözülüş hali yaşandığını, Türkiye'nin ise bu yükü taşımaya artık tahammülünün kalmadığını kaydetti. "Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır" diyen Bahçeli, 'bütün bu hastalıklı yapıdan kurtulmak için' tek çarenin seçime giderek, milletin hakemliğine başvurmak olduğunu belirtti. Bahçeli, "Türk milleti için hesaplaşma günü yaklaşmış, Başbakan Erdoğan ne kadar direnirse dirensin Türkiye seçim iklimine girmiştir. Fitnenin, fesadın, nifakın , yalan ve riyanın saltanatını sürdürmesi artık mümkün değildir. Milli iradenin şamarı, ar ve haya duygusunu, vicdan ve insafını kaybetmiş olanların yüzünde mutlaka patlayacaktır. AKP'nin kaçamayacağı seçim sandığı milletimizin önüne sonunda konacaktır" diye konuştu.

"Milliyetçi hareketin elleri siyaset şebekesinin yakasında olacaktır"

Bahçeli, Hükümeti 'tir tir titreten' korkunun, 'Milliyetçi Harekete karşı oluşan şer cephesinin kabusu'nun, MHP'nin hesap soracak olmasından kaynaklandığını ifade etti. "Milliyetçi Hareketin elleri, siyaset şebekesinin yakasında olacaktır. Ne pişmanlık beyanları ne özür talepleri, bu yola girmiş onları kurtarmaya yetmeyecektir" diyen Bahçeli, seçimden kaçarak gidilen hergünün MHP'nin biraz daha büyümesinden başka bir sonuç getirmeyeceğini kaydetti.

"Yaşanan devlet krizidir, rejim krizini de davet etmektedir"

Bugün, adalet, emniyet, ordu, üniversite gibi temel kurumların birbirine düşürüldüğünü, kendi iç bünyelerinde keskin ayrılıklar ve tartışmalar yaşanmaya başlandığını söyleyen Bahçeli, "Bugün Cumhurbaşkanı ve Başbakan dışında birbiriyle uyumlu ve işbirliği yapan hiçbir makam ve organın kalmamış olması dikkat çekici ve kuşku uyandırıcıdır. Ve bu gidişatın devamı mümkün değildir. Kim ne derse desin yaşanan devlet krizidir, rejim krizini de davet etmektedir" dedi.

Topluma ve kurumlara açık çağrıda bulunan Bahçeli, 9 maddelik öneride de bulundu. Yaşanan gerelim ve çatışmanın yanı sıra çözümün taraflarından birinin adalet kurumu olduğunu kaydeden Bahçeli, önerilerini şöyle sıraladı:

"Herkes hukuka inanmalı, tecelli edecek sonuçlara rıza göstermelidir. Eğer birlikte yaşamak ve mülkü temeliyle birlikte korumak istiyorsak önümüzdeki başka bir seçenek yoktur. Hukuk tamamen kendi mecrasında ve tartışmaya meydan verilmeyecek şekilde kurallarıyla işlemeli ve işletilmelidir. İçten ve dıştan kaynaklanan ideolojik önyargılar, siyasi kaygı ve hevesler, kişisel hırs ve hedefler, demokrasi dışı arayış ve niyetler sürece kesinlikle müdahil olmamalıdır. Bu konuda adaletin bir gün herkese lazım olacağı akıllardan çıkartılmamalıdır. Gündemde olan yargı sürecinin hassasiyeti dikkate alınarak, iktidar, muhalefet, adalet, ordu, üniversite, medya ve bütün sivil toplum kuruluşları aralarındaki sonuçsuz tartışmaları, atışmaları ve kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, önümüzdeki ilk genel seçime kadar önerdiği bu sükunet, istikrar ve toparlanma sürecine katkı yapmaya, iyi niyetli işbirliğine hazır ve kararlıdır."
 

"Elinde bilgi,belge olan medyaya taşımadan ilgili makamlara iletsin"

Yaşanan sorun alanlarıyla ilgili olarak elinde bilgi, belge, doküman ve delil bulunan herkesin, konuyu medyaya taşımadan doğrudan ilgili adli makamlara iletmesi gerektiğini de söyleyen Bahçeli, medyada yer alan hukuki delillerin menşei ve servis edilme nedenlerinin de hukuk tarafından sorgulanması gerektiğini ifade etti. Sorunun devletin bekasını etkileyecek, rejimin güvenliğini zedeleyecek boyutta olduğuna dikkat çeken Bahçeli, bu nedenle Cumhurbaşkanı,

TBMM Başkanı, Başbakan, yüksek yargı organlarının başkanları, Genelkurmay Başkanı ile gerek görülecek diğer yöneticilerin katılımıyla devlet zirvesi düzenlenmesini önerdi. Bahçeli, bu toplantıda, toplumun ihtiyacı olan huzur ve güvenin tesis edileceğine dair sağlam güvenceleri içerecek bir mutabakatla 'irade beyanı'nın kamuoyuna açıklanmasını da öneren Bahçeli, bütün olumsuzluklara rağmen hiçbir sorunun çözülemez olmadığını ifade etti.

Bahçeli, "Türkiye Büyük Millet Meclisi açıktır ve yasama organı çalışmaktadır. Adalet sistemi faaldir ve görevinin başındadır. Türk Silahlı Kuvvetleri yine terörle mücadele ve savunma görevinin şuurundadır. Hükümet yanlışlarına rağmen işbaşındadır. Bu yapının yaşadığı ağır sorunları aşmak, yıkmadan onarmak, kırmadan tamir etmek iyi niyetli, sağduyulu çabaları gerektirmektedir. Bu konuda en büyük görev siyasete düşmektedir" diye konuştu.
 

MGK Açıklamasına tepki: Kurul üyeleri töhmet altına giriyor

Bahçeli, konuşmasında 19 Şubat'ta toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun ardından yapılan açıklamayı da eleştirdi. Bahçeli, açıklamada, terörle mücadelenin azim ve kararlılıkla devam edeceğinin vurgulandığı ancak 'teröristlerce kucaklaşmanın çelişkisi'nin yer almadığını belirterek, şunları söyledi:

"Biz içeride ne konuşulduğunu bilmeyiz ve bakamayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin sorunlar ve çözüm yolları karşısında dünyaya nasıl bir mesaj verdiğine, hangi konuları önceliğine aldığına bakarız. Bu toplantının açıklamasında görüldüğü gibi, ülkemizde açlık yoktur, yoksulluk yoktur, yolsuzluk yoktur. Bunlar milli güvenlik meselesi sayılmamıştır. Açılım denen yıkım projesine yönelik kaygılar yoktur. Dinleme rezaletleri, haberleşme hürriyetine ihlaller, kirlenmiş siyasetin eleştirisi yoktur. Bizim yaşanan devlet krizi karşısında olağanüstü MGK toplantısı çağrımıza kulak asmayanların adet yerini bulsun kabilinden yapacakları toplantıların sonuç alması da sonuç vermesi de mümkün olmayacaktır. Yapısı ve temsil şekli değişen bu kurulun hükümetin siyasi düşüncelerini meşrulaştırmaktan, hükümet tasavvurlarını devlet projesi haline getirmekten öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkmıştır. İşin tehlikeli olan yanı ise, kurul marifetiyle yapılan tavsiyelerde kurul üyelerinin tamamının töhmet altına giriyor olmalarıdır."
 

"Bu iktidarla Anayasa değişikliği abesle iştigal"

MHP'nin anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerini bir kez daha dile getiren Bahçeli, "Yaptığımız bütün tekliflere herkes işine baksın diyerek kulağını kapatmış bir siyaset anlayışının, anayasa değişiklik çağrılarına yetki tazelemeden seçime gitmeden destek olmamız mümkün değildir. Yeni bir anayasayı hazırlamak, ancak yenilenmiş bir vicdan, aklanmış ahlak ve tertemiz siyasi erdemin yapacağı ve sonuç alacağı bir girişim olmalıdır. Anayasa sicili bozuk, sabıkası kabarık, lekelenmiş zihniyetlerin değiştireceği bir metin değildir. Bu tür bir kafa yapısının, bu tarz bir ahlak zafiyetinin imzalayacağı bir belge de mutlaka karşılıksız çıkacaktır. Köhnemiş, çürümüş, tükenmiş ve teslim olmuş zihniyetlerden tertemiz ve yeni bir toplum sözleşmesi beklemek abesle iştigaldir, beyhude bir hevestir ve eşyanın tabiatına da aykırıdır" diye konuştu.

Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve 'Türkiye'yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden', yeni anayasa hazırlanmasının doğru ve mümkün olmadığına işaret eden Bahçeli, tek çözüm yolunun TBMM'de oluşturulacak 'Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu' aracılığıyla mutabık kalınacak maddeler üzerinde 'Demokratik Sözleşme' yapılması ve kararın 24'ncü dönem TBMM'ne bırakılması olduğunu kaydetti. Anayasayı değiştirme adına yürütülecek çabaların sonuç almayacağını ve toplumsal desteğinin olmayacağını kaydeden Bahçeli, "Milliyetçi Hareketin fedakar ve vefakar kadrolarını her konuşmada aşağılayan, her biri aziz ceddimizin hatıralarının sembolü üç hilale tabela diyerek tahkir eden, faşist, kafatasçı, ırkçı gibi alçakça iftiralarla gıybette bulunan milyonlarca Türkiye sevdalısına her gün hakaret eden bir zihniyetle işbirliği yapmamız asla söz konusu olmayacaktır" diye konuştu.
 

"Statükocu" eleştirisine yanıt

Bahçeli, yargı kriziyle ilgili yaptığı açıklamadaki 'fetret devri' ifadesini eleştiren AKP'nin, MHP'ye yönelik 'statükocu' iddiasına da yanıt verdi. Bahçeli, "Bizim ne bozulmuş bir sistemin devamından yana durmuş gibi bir niyetimiz vardır ne de sözde milletten yana görünmek için devletin temelini dinamitlemek gibi bir alçalmanın tarafı olmak gibi bir hevesimiz bulunmaktadır" dedi.

'yi teslimiyetçi, aciz, istismarcı ve işbirlikçi olmakla suçlayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Statükocu olmak, şehide sahip çıkmaksa, gaziye hürmet etmekse, bayrağım, vatanım, yurdum, milletim, ecdadım demekse biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmek PKK ile kucaklaşmak, peşmergeyle kaynaşmak, teröriste af çıkarmak ise biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Siz küresel senaryolara figüran olun, zulme taşeronluk yapın statükoyu değiştirin, biz Başbakan Ankara'yı savunalım, statükoyu koruyalım."
 

Milliyetçilere çağrı

Bahçeli grup toplantısında "yol arkadaşlığı yapacak bütün vatanseverleri, nerede doğmuş bulunursa bulunsun ve anasının dili ne olursa olsun" MHP'nin bayrağı ve ilkeleri altında toplanmaya çağırdı. Bahçeli bu çağrı kapsamında atacağı ilk adımın Aydınlık Türkiye Partisi'ni ziyaret etmek olacağını belirterek "Baba ocağından ayrı düşmüş dava arkadaşlarımı partimde görmekten mutlu olacağımı belirteceğim. İnanıyorum bu davet bir başlangıç olacak ve Milliyetçi Hareket Partisi buluşma ve kucaklaşmanın merkezi haline gelecektir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler