"Diskin içindeki görüntüler izlenecek"

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21 Nisandaki oturumda değerlendirilmeyen taleplere ilişkin ara kararlar celse arasında alındı. Buna göre, Danıştay Başkanlığı'na yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, OYAK Güvenlik tarafından Danıştay binasına takılan güvenlik kameralarına ait görüntülerin kayıt edildiği kaç hard disk olduğu ve takılan hard disklerin seri numaralarının ayrıntılı olarak sorulmasına hükmetti.

Mahkeme heyeti, Danıştay saldırısına ait dava dosyasında soruşturma aşamasında Genelkurmay Başkanlığı Sıhhiye Orduevi Müdürlüğü'nden 16-17 Mayıs 2006 tarihlerine ait saat 08.00 ile 11.00 arasındaki görüntülerin istenildiğini, Orduevi tarafından 26-28-29 nolu kameralara ait 08.30 ile 10.30 arasındaki güvenlik kameralarına ait görüntülerin gönderildiğini kaydetti.

Gönderilen bu görüntülerin mahkeme tarafından CD içerisinde bulunan program kullanılarak, açılıp incelendiğini ifade eden mahkeme heyeti, Alparslan Arslan'ın yakalanarak, araca bindirildiği anın görüntülerde olduğu, ancak sanığın ve olaya karıştığı iddia edilen diğer sanıkların olay yerine gelişlerinin görülmediğini belirtti.

Mahkeme heyeti, bu nedenle 16-17 Mayıs 2006 tarihlerine ait diğer görüntülerin bulunması halinde olaya karıştığı iddia edilen sanık veya sanıkların olay yerine gelişlerinin görülmesinin muhtemel olduğunu vurguladı.

Bu gerekçeyle Sıhhiye Orduevi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, 16-17 Mayıs 2006 tarihinde kullanılan hard diskin ve hard disk içerisindeki görüntülerin seyredilmesine imkan verecek programın mahkemece incelenmek üzere gönderilmesini karara bağladı.

Mahkeme heyeti, o tarihte güvenlik kameralarıyla ilgili hangi şirketle anlaşma yapılıp yapılmadığı, istenilen hard diskin ne zaman takıldığı ne zaman ve neden söküldüğünün de bildirilmesini kararlaştırarak, bu hard diskin, Orduevi'nde olmaması halinde de nerede olduğunun bildirilmesine karar verdi.

Orduevi'ndeki kameraların krokisi istendi

Mahkeme ayrıca, Sıhhiye Orduevi'nden, 16-17 Mayıs 2006 tarihlerinde kullanılan ve Orduevi'nin etrafını gösteren kameraların nerelerde olduğunun basit kroki üzerinde gösterilmesini, krokide kameraların yerlerinin de kamera numaraları yazılarak bildirilmesini istedi.

Alparslan Arslan'ın CMK'nın 75. maddesi uyarınca kan ve kıl örneğinin genel anestezi altında alınmasının sanık yönünden hayati tehlike oluşturup oluşturmayacağının Adli Tıp Kurumu Başkanlığından sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, Ankara Emniyet Müdürlüğünün de Danıştay saldırısıyla ilgili yapılan soruşturma aşamasında şüpheli olarak beyanları alınan sanıkların yakalandıklarında ve gözaltına alındıklarında ilgili emniyet müdürlüklerince üzerlerinde çıkan cep telefonlarıyla ilgili olarak inceleme yapılıp yapılmadığının tek tek araştırılarak bildirilmesini kararlaştırdı.

İddianamede ve birleşen dosyada adı geçen sanıklarla ilgili istihbari bilgi olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, bilgilerin gizli olması halinde gizlilik esasları dikkate alınarak gönderilmesini kararlaştırdı.

Danıştay saldırısının ardından Arslan'a ait olduğu belirtilen aracın olay yerinden çekilme görüntülerinin tamamının istenilmesine karar veren mahkeme heyeti, 17 Mayıs 2006 tarihi itibarıyla Danıştay binasına ait olan giriş-çıkış kapılarının nerede olduğunun kroki halinde tespit edilerek, mahkemeye bildirilmesi için Danıştay Başkanlığına yazı yazılmasını da hükme bağladı.

Mahkeme heyeti, Alparslan Arslan'ın kız kardeşinin kullandığı iddia edilen sim kartın da hangi makinelerde kullanıldığı ve kullanılan bu makinelerde hangi sim kartlarının takıldığı konusunda Turkcell'den gelen yazı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdı.

Fotoğraf teşhisleri yaptırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yazıda, birinci ''Ergenekon'' davasına bakan mahkemenin, bombaların verildiği iddia edilen Ataşehir'deki evin tespitine ilişkin talebinden yaklaşık 1 yıl önce, binada bulunan bazı kişilere fotoğraf teşhislerinin yaptırıldığı ortaya çıktı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, ''Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın ifadelerinde ismi geçen Recep Özkan'ın 2006 Mart-Haziran aylarında Ataşehir'de kurulu Migros'a 500-1000 metre mesafede, ikamet ettiği iddia olunan konutun tespiti, apartman görevlisi, yöneticileri ve komşularının tespitinin'' yapılmasına ilişkin 11 Şubat'ta yaptığı talebe cevap verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yazıda, İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerince aynı binada oturan Mehmet Ölçer'e 22 Ocak 2009'da, Haydar Midilli ve Muharrem Aslan'a 23 Ocak 2009'da, Aliye Yenal ve Nadiye Önay'a da 20 Ağustos 2009'da yaptırılan fotoğraf teşhislerine yer verildi.

Buna göre, Danıştay saldırısı meydana gelmeden önce Recep Özkan'ın ikamet ettiği Ataşehir'deki evde, 1994 yılından beri oturan Nadiye Önay, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün fotoğrafına yüzde 90 benzeyen kişiyi 2006 yılında binanın önünde gördüğünü söyledi.
Önay, gösterilen başka bir fotoğraftaki kişinin ise yüzde 50 olarak Veli Küçük'e benzediğini söylerken, başka bir fotoğrafın da Yıldırım'a da yüzde 70 olarak benzediğini kaydetti.

Evin krokisi

Emniyet görevlilerince 25 Martta yapılan tespite göre de Recep Özkan'ın oturduğu dairede başkasının ikamet ettiği belirtilirken, dairenin basit krokisi de çizildi.

Emniyet görevlilerinin yaptıkları bu tespit çalışmaları sırasında evin bulunduğu alanın krokisi, google earth görüntüsü, Ataşehir Migros ile evin bulunduğu Pınar Sitesi'nin yer aldığı cadde, site ve sitedeki A-1 Blok'un çeşitli açılardan çekilmiş fotoğrafları da mahkemeye geldi.
Yine dairenin bulunduğu apartmanın içine ait fotoğraflara da yer verilirken, evin bulunduğu Ümraniye Yeni Çamlıca Mahallesi Baraj Yolu Caddesi Pınar Sitesi A/1 Blok'un, emniyet görevlilerince çekilen kamera görüntüsü de yazı ekiyle birlikte dosyaya geldi.

Toplam, 6 dakika 52 saniyeden oluşan görüntüde, Ataşehir'deki Migrostan itibaren evin bulunduğu siteye kadar olan bütün güzergahın kayıt altına alındığı görüldü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Ünal, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ile bazı sanıkların yönelttiği soruları yanıtladı. Savcı Pekgüzel'in, neden değişik telefon numaraları kullandığına ilişkin sorusuna karşılık Ünal, birkaç kez telefonunun çalınması ve tanımadığı kişilerin telefonda yaptıkları tacizler üzerine yeni numaralar aldığını söyledi.

Pekgüzel'in, Vatanseverler Birliği Derneği kurucularından birinin, ''Derneğin arkasında devletin, Genelkurmay Başkanlığının ve MİT'in bulunduğu'' yönünde ifadeleri olduğunu belirtmesi üzerine Ünal, bu iddiaların yalan ve gülünç olduğunu kaydetti.

Savcının, Dernek Genel Sekreteri Mesut Sezer ile yaptıkları telefon konuşmasında kullandığı, ''Biz bir hata yaptığımızda Jandarma Genel Komutanı çağırıyor, hesap soruyor'' şeklinde beyanı olduğunu hatırlatması üzerine de Ünal, ''Arkadaşların yanlış işlere girmemesi için manipülasyon amaçlı söylediğim yalanlardır'' diye konuştu. Ünal, telefon konuşmalarıyla ilgili başka soruların ardından, ''Bir dernek faaliyetine karıştık, başımıza gelmeyen kalmadı'' dedi.

Pekgüzel'in, ''Bir ifadenizde Muzaffer Tekin'in kirli işlerinden söz ediyorsunuz'' şeklindeki sözlerinin ardından Ünal, ''Bunu etki altında kalarak söyledim. O zaman her şeye şüphe ile bakar hale gelmiştim. Şimdiki düşüncem değil. Bunlar hızlandırılmış süreçte alınmış ifadelerdir. Bundan dolayı da özür diliyorum. Bu ifadelerime katılmıyorum'' diye konuştu.
Ünal, Muzaffer Tekin'in soruları üzerine de Tekin'in Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'ni yönlendirdiği iddialarının doğru olmadığını belirterek, bu hareketin ardından kurulan derneğin toplantılarına katılmayan Tekin'in derneğin kurucusu olduğu iddiasının da gerçek dışı olduğunu dile getirdi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Ünal'ın çapraz sorgusuna ara vererek, duruşmayı 20 Mayıs Perşembe günü saat 09.00'a erteledi.