Doğalgaz, soba bacalarını söndürdü

Türkiye'de doğalgaz kullanımın yaygınlaşmasıyla soba imalatı ve tamiri yapan iş yerleri kapanmaya başladı. Türkiye genelinde 2004 yılında 2 bin 336 olan soba imalatı ve tamiri yapan iş yeri sayısı 2010 yılında bin 31'e düştü.

Doğalgaz, soba bacalarını söndürdü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.11.2010 - 09:39

Türkiye'de ilk olarak 1976 yılında bir çimento fabrikasında kullanılmaya başlanan doğalgaz, zamanla konut ve iş yerlerini ısıtmak için kullanılmaya başlayınca soba imalatı ve tamiri yapan iş yerleri zor durumda kaldı.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2004 yılında 2 bin 336 olan soba imalatı ve tamiri yapan iş yeri sayısı 2010 yılında bin 31'e kadar düştü.

İzmit'te 43 yıldır sac soba imalatı ve tamiri yapan Mehmet Balkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının sobacı dükkanını 1967 yılında açtığını ve kendisinin de babasının yanında işe başladığını söyledi.
43 yıldır mesleğini devam ettirdiğini ifade eden Balkan, teknolojik gelişmelerin Türkiye'deki sosyal ve kültürel yapıyı etkilendiğini buna bağlı olarak soba kullanımının da azaldığını vurguladı.

''Ekonomik olarak insanların yeterli seviyeye gelmesi insanların alışkanlıklarının değişmesine neden oluyor'' diyen Balkan, şöyle devam etti:

''Örneğin, semercilik, bakırcılık, kalaycılık gibi meslekler her geçen gün günlük yaşamdan çekiliyor. Çünkü bu mesleklerin cazibesi kalmamış. Bu mesleği yapanlar gelenekleri sürdürmek adına bu mesleği yapıyorlar. 20 sene önce İzmit'te kalaycı vardı. Ama şimdi bir tane yok. Bakır kabınız varsa ve 'kalaylatacağım' diyorsanız kalaycı bulamazsınız. Nalbant vardı, şimdi hiç yok. Bu meslekler arz-talebe göre belirleniyor. Talep olacak ki arz olsun. Bu mesleği yapacaksın. Sobacılık da bu mesleklerden. İzmit'te 20 yıl önce Sobacı ve Tenekeciler Derneği vardı. O zaman bu mesleği yapan 30 kişi vardı. Şu anda 4 tane sobacı var. Yani saçtan bir şeyler imal edebilen ve tamir yapabilen... Bütün sobacılar birbirini tanırdı. Dernekte olsun, dükkanda olsun herkes birbirinin çayını içmeye gelir, işten konuşurdu.''

Doğalgazın köylere kadar getirilmesiyle sobacılık mesleğine de, sobaya da eski rağbetin kalmadığını kaydeden Balkan, şöyle konuştu:

''Hatırlıyorum babamın yanında çalışırken haftada en az ilkokulu bitirmiş 10 kişi gelir kapıdan sorardı, 'Ustam, çırak lazım mı' diye. Onlar buraya meslek öğrenmek, araştırmak için geliyor. Ama şimdi kimse dükkanın içine gelip böyle bir şey demiyor. Aynı şekilde maddi sorunları olan öğrenciler geliyor, soba istiyorlar. Ama nasıl kullanılacağını bilmiyorlar. 'Ben bu sobayı hiç yakmadım. Nasıl yakarım? ' diye soruyor. Bundan 20 sene önce bırakın 20 yaşındaki genci, 8-10 yaşındaki bir kız çocuğu gürül gürül yakar, fırınında ekmek pişirirdi. Tabi ki sosyal ve ekonomik durumumuz değişiyor, adetlerimiz değişiyor.''

İnsanların artık buraya sadece küçük tamir işleri için geldiğini ifade eden Balkan, ''Bizim burada 10 yıl önce yaptığımız işin yüzde 75'i gitti. Buna en büyük etken doğalgaz. İnsanlarımız rahata düşkün. Kömür ve odun taşımıyor, kurumla uğraşmıyor. Doğalgazın maliyeti yüksek olsa da tercih ediliyor. Gücü olan da bunu yapıyor, olmayan da'' diye konuştu.

Kendisinin şu an genellikle tamir işleriyle uğraştığını dile getiren Balkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Önceden saçtan odun sobası yapar, satardık. Şimdi ise saç soba üretmek de mantıksız oluyor. Çünkü döküm sobaları var. Vatandaş bunu tercih ediyor. Döküm sobasını da üretmiyoruz. Çünkü sobanın dökümü var. Dökümcüde döktürmem lazım. İzmit'te dökümcü yok. Bursa'ya gitmem gerekiyor. Boya yaptırmam gerekiyor. En yakın fabrika Gemlik'te. Bunlar artı maliyet gerektiriyor. Bunu kendim üretiyor olmama rağmen maliyet yüzünden bunu yapamıyorum. Burada kendin imalat etsen kendin kazanmazsın.''
 

''Nostalji olsun diye soba alan da var"

Genelde köylerden gelenlere soba sattıklarını belirten Balkan, ''Kış aylarına yaklaştıkça bir hareket yaşanıyor. Maddi açıdan güçlü olmayanlar, 'soba fiyatlarını ne kadar?, taksitle olur mu?'diye soruyor. Ama satış olayında da o kadar iyi değil. Ancak durumu iyi olanlar da sobayı tercih edebiliyor. Örneğin yazlık evine soba tercih edenler var. Nostalji olsun diye soba alan da var. Örneğin Almanya'ya soba gönderdim. Bir arkadaşım evinde doğalgaz olmasına rağmen soba istedi. 'Sobanın fırınında hamsi, mısır ekmeği pişiririm. Patates pişiririm' dedi. Bende gönderdim'' şeklinde konuştu.
 

Baba mesleğini sürdürmeye çalışıyor

55 yaşındaki Sezen Özdemir de 1959 yılında babasının Akçacami Caddesi'nde sobacı dükkanı açtığını, kendisinin de okul dışındaki zamanlarda ve tatillerde yardım etmek amacıyla babasının yanına gittiğini söyledi.

Daha sonraları bu mesleği devam ettirmeye karar verdiğini belirten Özdemir, şunları kaydetti:

''Eskiden her evde soba yanıyordu. Ama kömür sobası, ama odun sobası... Bir şekilde her evde soba yanıyordu. Bu nedenle işlerimiz oldukça iyiydi. Sobaların tamirinin yanında ve saç soba yapıp, satardık. Ama döküm sobaların ortaya çıkması nedeniyle saç sobaların kullanımı azaldı. Bizim işlerimizde düştü. Daha sonra soba kullanımı doğalgazın yaygınlaşmasının ardından azaldı. İşlerimizin yüzde 70'ni kaybettik. Şehrin merkezindeki evlerin çoğunluğu doğalgaz sistemine geçti. Şimdi ise soba satışını ve tamirini, genelde kenttin kenar mahalleleri diye tabir ettiğimiz yoksul kesimlere ile köylerden gelen vatandaşlara yapıyoruz. Bilhassa köylere kuzine sobalar satıyoruz. Çünkü buralarda ısınmanın yanı sıra ekmek ve yemek pişirmek için de bu tür sobalar kullanılıyor.''

Doğalgaz kullandığı halde nostalji olsun diye soba satın alanların da olduğu ifade eden Özdemir, ''Çok sayıda villaya soba götürdüm. Kestane pişirmek için, ekmek kızartmak için alıyorlar. Evinde şark köşesi yapanlar da soba alıyor'' dedi.
 

''Tekrar soba kullanmak istemem"

65 yaşındaki Sebahattin Tan, 1984 yılında Mardin'den Kocaeli'nin Değirmendere Mahallesine geldiğini, 17 Ağustos Marmara depremine kadar burada kaldığını söyledi.
Bu süre zarfında soba kullandıklarını kaydeden Tan, ''Sobanın zorlukları vardı. Soba kazanının değiştirilmesi, boruların değiştirilmesi, bacaların temizlenmesi bunlar sobanın zoruluklarıydı. Ama o dönemin şartlardan dolayı kullanmak zorundaydık. Depremden sonra toplu konutlara geçtiğimizde doğalgazla tanıştık. Doğalgaz rahat olduğu için tercih ediliyor, tekrar soba kullanmak istemem'' şeklinde konuştu.

Sobanın kültürden gelen bir yanının da bulunduğu bildiren Tan, ''Odada yanan sobanın etrafında aile fertlerini toplanması, beraber sohbet edilmesi güzel bir duygu. Doğalgaz her odayı aynı oranda ısıttığı için aile fertlerinin her biri ayrı odalara gidiyor. Yalnız kalıyorsunuz. Ama soba olduğu zaman beraber oturmak zorundasınız. Bu da güzel bir olay'' diye konuştu.

55 yaşındaki Kutsi Akyol ise 1970'lere kadar soba kullandığını, daha sonra kaloriferli eve geçtiğini ardından evine doğalgaz çektirdiğini söyledi.

Doğalgazdan çok memnun olduğunu ifade eden Akyol, ''Her şeyden önce temizlik var. O toz toprak yok ama soba da bizi eskiye götürüyor. Bir kahve pişirmek, bir kestane kavurmak... Ama şimdi öyle bir şey yok. İlk doğalgazı kullandığım zaman çok pahalıydı. Ama buna rağmen rahat ve temiz olması açısından doğalgazı kullanmayı tercih ettim. Şimdi ise doğalgaz görece daha uygun fiyatta. Bu yüzden geniş kesimde de tercih edilebiliyor'' diye konuştu.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler