DSP yöneticileri hakkında suç duyurusu

Kekeç, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, parti meclisi kararı ile 2007 yılına ait eşantiyon alımları ile ilgili sözleşme ve harcamaların incelenmesiyle yetkilendirildiğini anımsattı.

Bu yetkiye dayanarak yaptığı incelemede tespit ettiği durumlara göre düzenlediği raporu, genel başkan dahil tüm parti meclisi üyelerine gönderdiğini aktaran Kekeç, ancak genel merkez yönetiminin, parti zararının tazmini ve ilgililer hakkında disiplin yönünden herhangi bir işlem yapmadığı gibi, parti meclisinde de görüşülmesinin engellendiğini savundu.

Yetkili mercinin kararı olmadan, fahiş fiyatla 20 milyon liralık eşantiyon malzemesi alım sözleşmesi yapıldığını ileri süren Kekeç, sözleşme yapılmadan önce herhangi bir ilan duyurusu ve fiyat araştırması yapılmadığını, ihale ve teknik şartname hazırlanıp ihale açılmadan, sadece ilişki kurulmuş iki firma ile sözleşme yapıldığını iddia etti.

Yasal mercinin kararına dayanmadığı için yasal dayanaktan yoksun bu sözleşmeye dayalı olarak ödeme yapılması için karar alındığını ve belgelerin imzalandığını savunan Kekeç, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura kullanıldığını ve kanuni defterlere gider olarak kaydedildiğini, yeminli mali müşavirin de yasasına göre inceleme yapmadığını ileri sürdü.

Kekeç, söz konusu nedenlerle Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker ve eski Genel Başkan Zeki Sezer'in de aralarında bulunduğu 14 kişinin cezalandırılmalarını talep etti.

"DSP'nin verilemeyecek hesabı yoktur"

DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, yaptığı yazılı açıklamada, eski DSP Parti Meclisi üyesi avukat Sait Kekeç'in ''fahiş fiyatla eşantiyon malzemesi alınarak partinin zarara uğratıldığı'' iddiasıyla DSP Genel Başkanı Masum Türker ve eski genel başkan Zeki Sezer'in de aralarında bulunduğu 14 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmasını eleştirdi.

Kekeç'in partiyi sıkıntıya sokmayı amaçladığını ifade eden Erçelebi, şunları kaydetti:

''Konu, 2007 yılına ait Sayın Sait Kekeç'in de parti meclisi üyesi olduğu dönemi kapsamaktadır. Sayın Kekeç'in o dönemde bu konuyla ilgili olarak parti meclisi kararlarına ve yıl sonu hesaplarına herhangi bir itirazı ve muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Aynı zamanda bu hesaplar, 2007'deki büyük olağan kurultayımızda da görüşülmüş ve ibra edilmiştir. Sayın Kekeç, bu kurultayda da herhangi bir olumsuz görüş beyan etmemiştir. Sayın Kekeç 17 Mayıs 2009'da yapılan olağanüstü kurultayda genel başkanlığa aday olmuş ve kurultay delegelerinden sadece 2 oy almış, bunun ardından da partimize karşı husumet beslemeye başlamıştır.

Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu yaşanan gelişmeleri izledikçe bir kez daha görüyoruz. Sayın Kekeç, genel başkanlığa aday olduğu ancak seçilemediği 17 Mayıs 2009 kurultayının ve kurultay sonrasında genel sekreterlik seçimi amacıyla yapılan parti meclisi toplantısının iptali için mahkemeye müracaat etmiş ancak bu davaları kaybetmiştir. Yargıtay, partimiz lehine karar vermiştir.

Bir başka dikkati çekici nokta, Sayın Kekeç'in açıklamasına konu olan 2007 yılı hesaplarıdır. Bu hesaplar Anayasa Mahkemesince incelenerek ibra edilmiş ve Resmi Gazete'de de yayınlanmıştır. Bütün bunlar ortadayken Sayın Kekeç'in bugünkü açıklamasına anlam vermekte güçlük çekiyoruz. Acaba Sayın Kekeç'i DSP ile baş edemeyen güçler mi yönlendirmektedir? Sayın Kekeç'i kulaktan dolma bilgilere itibar etmek yerine yargı kararlarını bir kez daha okumaya ve partimize husumet beslemekten vazgeçmeye davet ediyoruz. Türk siyasetinde dürüstlüğün sembolü olan DSP'nin verilemeyecek hesabı yoktur.''