DTP'den bir ilk daha

DTP, Abdullah Öcalan'ın ortaya attığı ve "Demokratik Özerklik Projesi" olarak adlandırdıkları, Türkiye'nin federasyonlara bölünmesini öngören 2007 kongre kararlarını Türkçe, Kürtçe ve İngilizce bastırıp milletvekillerine dağıtarak Meclis'i karıştırdı. CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, tepkisini 'amaçları ayrı bir devlet kurmak' diyerek belirtirken, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan'ın 'Kürt Raporu' ile DTP'nin projesi arasındaki benzerliğe dikkat çekti.

DTP'den bir ilk daha
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.10.2008 - 08:51

DTPliler uzun süre tartışılacak yeni bir girişime imza attı. DTP, Diyarbakırda 24 Ekim 2007 tarihinde yapılan Demokratik Toplum Kongresinde hazırlanan ve Kasım 2007de yapılan 2. Olağan Kongrede ise Siyasi Tutum Belgesi olarak parti tüzüğüne giren Demokratik Özerklik Projesinin kamuoyuna sunulup tartışılması için kitapçık hazırladı. Parti hakkındaki kapatma davasının en temel dayanakları arasında yer alan kitapçık Kürtçe, Türkçe ve İngilizce basılıp, önce Meclisteki milletvekillerine, bakanlara ve büyükelçiliklere gönderildi. 64 sayfadan oluşan kitapçık, 23 Ekimde tamamlanarak postayla milletvekillerinin sekreteryalarına ulaştırıldı.

 

Federasyon önerisi

DTP ve PKKnin sembol renkleri sarı-kırmızı-yeşil renkli bezemeleriyle dikkat çeken ve Türkiyenin temelde federasyonlara bölünmesini öngören kitapçığa CHP ve MHP milletvekilleri tepki gösterdi. CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Türkiyenin federasyona bölünmesi öngörülüyor. Herhalde Meclis çatısı altında ilk kez Kürtçe bir yayın dağıtılıyordedi.

Abdullah Öcalanın avukatları aracılığıyla tartışmaya açılması talimatını verdiği demokratik özerklik projesi Türkiyenin 20-25 özerk bölgeye ayrılmasını öneriyor. Kamuoyuna açıklandığında büyük tepki toplayan proje, Türkiyenin üniter yapısına saygı gösterilmesi koşuluyla yerel ve bölgesel özerk yapıların önünün açılması, resmi dil ve bayrağın bütün Türkiye için geçerli olmakla birlikte her bölgenin kendine ait sembolleri ve renklerine izin verilmesini içeriyor.

 

‘Valileri halk \t\tseçsin’

Parti tüzüğü haline getirilen projeyle, her bölgenin kendi ismi ile adlandırılacağı yeni bir yönetim biçimi oluşturulması, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi, valilerin halk tarafından seçilmesi talep ediliyor. Kürt dili ve kimliğinin anayasal güvenceye alınması istenen projede, Trabzon, Diyarbakır, Van, Erzurum gibi illerin bölgesel metropoller ilan edilmesi, Kuzey Irak yönetimi ile dostane ilişkiler geliştirilmesi, yerel kaynakların yerel yönetimlere aktarılması önerileri sıralanıyor.

 

Mustafa Özyürek'in tepkisi

CHP’ Genel saymanı Mustafa Özyürek, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk imzasıyla milletvekillerine dağıtılan ve “sarı, kırmızı, yeşil” renklerin önplana çıkarıldığı gözlenen kitapçığa tepki gösterdi.

 

Amaç ayrı bir devlet kurmak

Terör örgütü PKK’nın Türkiye’de öncelikle özerklik, arkasından da ayrı bir devlet kurma amacında olduğunu sürekli dile getirdiklerini anlatan Özyürek, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Terörün sürekli tırmandırılmasının arkasında da ayrı bir devlet kurmak var. Bu projenin bir aşaması. Burada DTP’nin kurultayında alınan karar doğrultusunda tekrar gündeme getirilmeye çalışılıyor. Türkçesiyle, İngilizcesiyle, Kürtçesiyle parlamenterlere dağıtılmış, basına dağıtılmıştır. PKK’nın bir tırmanışta olduğunu hep beraber görüyoruz. Sayın Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretinde bütün kepenkler kapatılmıştı. Çöpler toplanmamıştı. Daha önce PKK kepenk kapattırmak için bazı girişimleri olmuştu. Ama başarılı olamadı. Çok az sayıda esnaf kepenk kapattı öbür taraf açık tuttu. Ama öyle anlaşılıyor ki direnecek kimse kalmadı. Herkes korkutuldu, teslim alındı. Bütün kepenkler kapatıldı. Sayın Başbakan Tunceli’ye gittiğinde de orada işte buralara gelen tek parti lideri benim diye övünüyor ama tepesinden uçaklar, helikopterler uçurarak zırhlı araçlarla korunarak sokaklar olağanüstü rejimde olduğu gibi boşaltılarak bir Başbakan oraya gidiyorsa bu marifet değil. Artık çok net bir şekilde hem Abdullah Öcalan’a özgürlük, hem de özerk bir federal yapı gündeme gelecektir. Bu herkesin dikkat etmesi gereken ülkeyi adım adım bölmeye çalışan bir projedir. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Tabi bu yazarak çizerek bir şey olmaz deriz; ama fiili güç gösterisinden de anlıyoruz ki bu yazılıp çizilenleri hayata geçirmek için gerektiğinde güç kullanmak kararı alınmıştır. Bu son derece önemlidir.”

 

Entegrasyondan yanayız

Meclis’te böyle bir kitapçığın ilk kez dağıtıldığını belirten Özyürek, Kürtçe yayın yapmanın yasak olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Kürtçe yayın yapmak yasak değil artık. AB’ye uyum süreci kapsamında serbest bırakılmadı. Bunda bir sakınca yok. Burada yazılanlar esas itibariyle ulusa karşı. Misak-ı Milli sınırları içinde bir Türkiye Cumhuriyeti devletinin olmasına karşı çıkıyor ve bunun nasıl parçalarız anlayışı burada çok usturuplu ifadeler kullanılıyor. 'Demokratik özerklik' deniliyor. 'Türkiyelilik üst kimliği' deniliyor mevcut devlet yapımızın ırkçılığa dayanan bir ulus devlet olduğu bunun halka özgürlük getirmediği söyleniyor. Ve asimilasyondan bahsediliyor. Biz CHP olarak önümüzdeki günlerde tartışmaya açacağımız programımızda asimilasyona karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Biz entegrasyondan yanayız. Yani insanlarımızın ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun barış içinde özgürce bir arada yaşamalıdır. Misak-ı milli sınırları içinde tek devlet, tek bayrak olmalıdır.”

 

MHP'den sert tepki

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, teröristbaşı Öcalan’ın federasyon tezini öngören 2007 kongre kararlarını “Demokratik Özerklik Projesi” adı altında Türkçe, Kürtçe ve İngilizce kitapçık haline getirip Meclis’te dağıtan DTP’ye sert tepki gösterdi. “PKK manifestolarının siyasi çözüm reçetesi olarak dayatmaya çalışan bu hain mihrakların, devlete, Anayasa ve kanunlara meydan okuyarak sürdürdükleri bu tahriklerin hukuk düzeni içinde karşılığını bulması, acil bir konu olarak artık önümüzdedir” diyen Vural, kitapçıkta yer alan bölge meclisleri, Türkiyelilik kavramının benimsenmesi, özerk bölgelerin oluşturulması gibi fikirlerin, AKP’nin daha önce dile getirdiği fikirlerle benzerlik gösterdiğini savundu.

MHP Grup Başkanvekili Vural, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Türkiye’nin terörle mücadelede elinin ve kolunun bağlandığı ve sorgulandığı bir dönemde, etnik tahriklerin yeni boyutlara taşındığını ve etnik bölücülük sorununa siyasi çözüm bulunması için yeni bir süreç başlatılması çabalarının yoğunlaştığını ifade eden Vural, şöyle dedi: “Son olarak ‘Demokratik Özerklik Projesi’ olarak adlandırılan, tek kelimeyle bir ihanet projesinin pazarlanma mekanı olarak TBMM seçilmiştir. TBMM’de bu ihanet projesi kitap halinde milletvekillerine dağıtılmış, Cumhuriyetimizin 85. yılında TBMM, Milli Mücadelemizle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapısına ve milletimizin binlerce yıllık birliğini ve kardeşliğini bozmak isteyenlerin hezeyanlarının cüretine şahit olmuştur”

Projenin amacının Türkiye’yi bölmek olduğunu vurgulayan Vural, şunları kaydetti: “Türk Milletinin bölünmez iradesinin tecelligahı olan TBMM’de, Anayasa’da Kürtlerin kurucu ortak olarak tescil edilmesi; Türk yerine “Türkiyelilik” ve Türk milleti yerine “Türkiye milleti” kavramlarının benimsenmesi; Türkiye’nin özerk bölgelere ayrılması; bu bölgelerin başkentleri, meclisleri ve bayrakları olması gibi Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan bu projenin adı ‘İhanet Projesi’dir. Bir taraftan terör örgütünün maşalarının ortaya koyduğu ‘siyasi çözüm’ talepleriyle, diğer taraftan Türkiye’yi yönetme sorumluluğunda olanların aynı çizgiyi andıran yaklaşımları Türkiye’nin nasıl kuşatma içinde olduğunu da ortaya koymaktadır.”

 

Başbakan'ın 'Kürt Raporu' ile DTP'nin pojesi arasındaki benzerlik

Kitapçıkta yer alan bölge meclisleri, Türkiyelilik kavramının benimsenmesi, özerk bölgelerin oluşturulması, Irak’ın Kuzeyindeki yönetimle ilişkilerin geliştirilmesi gibi Türkiye ve Türk milletini çözme fikirleri ile AKP sözcülerinin TBMM zemini altında ortaya attıkları fikirler arasındaki benzerliklerin “ibret verici” olduğunu söyleyen Vural, şöyle dedi: “Türkiyelilik zırvası Başbakan tarafından ortaya atılmıştır. Başbakan geçmişte Türkiye’de eyaletler olabileceğini ifade etmiştir. Yerel yönetimlere idari özerklik verilmesi gerektiğini 13 Mart 2003’te söyleyen Başbakan’dır. AKP Manisa Belediye Başkanı Türkiye’de eyaletler olabileceğini, her eyaletin kendine özgü bayrakları olabileceğini ifade etmiştir. AKP‘nin muhafazakâr demokrat kitabında devletimizin ‘Küreselleşmenin üniter-milli devletlere getirdiği maliyet nedeniyle yeni uluslararası standartlara göre yeniden düzenlenmesi’ gerektiği ifade edilmiştir. AKP Parti Programında ‘İl genel meclislerinin gerçek bir yerel meclise’ dönüştürüleceği yazılıdır. Yerel yönetim hakkının anayasaya konularak milli egemenliğin bölünmezliği esasının gevşetilmesi AKP’nin siyasi hedefleri arasındadır. AKP Grup Başkanvekili bölücü haritaları nirengilerini referans olarak kullanmış, Türkiye’nin üniter yapısı yerine federasyon oluşturma gibi eklemleme taleplerini makul görmüş, Doğu ve Güneydoğu’da kamu görevlilerinin Türkçe dışında hizmet vermesini savunmuştur. Başbakan’ın 1991 yılında hazırladığı ‘Kürt Raporu’, yukarıda kısmen ifade edilen söylemleri ile DTP’nin projesi arasındaki şaşırtıcı benzerlikler endişe vericidir. Bunlar aynı zamanda, Türkiye’nin bu noktaya nasıl geldiğinin, kimlerin verdiği cesaretle buraya getirildiğinin hazin bir göstergesidir.”

 

Kitapçığın dağıtılması neden engellenmedi?

Kitapçığın TBMM’de dağıtılmış olmasına kimin izin verdiğinin de açıklanması gereken bir soru işareti olduğunu ifade eden Vural, “Eğer izin alınmadan dağıtılmışsa neden engellenmemiştir?” diye sordu. Siyasi partiler Kanunu’na göre Siyasi partilerin propagandalarında Türkçe dışında dilde yayın yapılamayacağını hatırlatan Vural, “Devletin tekliğine, milli devlete aykırı faaliyette bulunamaz. Bu durumda Türkçe dışında böyle bir yayının TBMM’de dağıtılmasına nasıl izin verilmiş ve nasıl dağıtılabilmiştir soruları cevap beklemektedir. Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan etnik tahrikleri hayâsızca sürmesinin ve PKK manifestolarının siyasi çözüm reçetesi olarak dayatmaya çalışan bu hain mihrakların, devlete, Anayasa ve kanunlara meydan okuyarak sürdürdükleri bu tahriklerin hukuk düzeni içinde karşılığını bulması, acil bir konu olarak artık önümüzdedir” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon