Economist: Cumhurbaşkanlığı sembolik kalmalı

Derginin 'Erdoğan zirvede' başlıklı analizinde Erdoğan'ın son seçimle birlikte 9 seçimden de zaferle çıkmayı başardığı ve 11 yıllık Başbakanlığı boyunca Türkiye 'yi hiçbir liderin yapamadığı büyük bir değişimden geçirdiği vurgulandı. Erdoğan'ın iktidara geldiğinden bu yana ekonomik ve siyasi alandaki değişimlerin sıralandığı yazıda, bütün bunlara karşın Erdoğan'ın, Çankaya Köşkü'ne çıkmasının 'endişe verici' olduğu yorumunu yaptı.

Yazıda şu ifadeler yer aldı:

"Asker, laik yapılanma ve siyasi muhalefet sindirilince Erdoğan giderek otoriterleşti. Geçen yıl Türkler Gezi protestolarında sokağa çıkınca Erdoğan'ın yanıtı biber gazı ve polis oldu. Geçen yıl kendi ailesini de içine alan yolsuzluk skandalı patlak verince yargıya da daha sıkı denetimler koydu. Kendisine yöneltilen eleştirilere Erdoğan'ın cevabı bağımsız medya ve gazetecilere saldırmak ve interneti sansürlemek oldu (Bu gazetecilerin arasında uzun yıllardır The Economist'in Türkiye muhabirliğini yapan bir isim de var). Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'nı daha da endişe verici hale getiren konu ise makamı etkin bir siyasi yapı haline getirmek istemesi".

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı makamını Fransa'daki gibi dönüştürmek istediği ancak bunun için anayasa değişikliğinin gerektiğine dikkat çeken yazı, AKP 'nin tek başına bu değişikliği yapacak yeterliliği olmadığından Kürtler ile anlaşarak yeterli çoğunluğa ulaşabilecekleri yorumunu yaptı. Erdoğan'ın bugüne kadar bütün seçimlerden başarıyla çıkmasının arkasında ülkedeki yaşam standartlarını yükseltmesi olduğunu vurgulan dergi ancak Türk ekonomisinin artık yavaşladığını ve küresel faiz oranları yükseldiğinde etkilenebileceğini savundu. Yazıda,Türkiye'nin büyümeye devam edebilmesi için hem reformlara hem de yabancı sermayeye ihtiyaç duyacağı ifade edilirken Erdoğan'ın bu zamana kadar reformlara pek fazla ilgi göstermediği görüşü savunuldu.

"ERDOĞAN, SİYASİ MİRASINI DÜŞÜNMELİ"

Economist, Türkiye'nin bir gün AB üyesi olacağı umudunun yabancı yatırımcıların da ilgilerini devam ettirdiğini kaydederken şöyle devam etti:

"Erdoğan tam bu noktada siyasi mirasını düşünmeli. Devasa altyapı projeleri yapmak güzel ancak Türkiye'nin modernleştiğini söylemek istiyorsa ülkeyi tekrar Avrupa çizgisine çekmeli. Avrupa Birliği üyeliği şimdilik uzak bir ihtimal olabilir ama ülkenin AB'nin liberal demokratik normlarından uzaklaşması bu süreci imkansız hale getirebilir."

"GÜL, PUTİN DEĞİL"

Dergi, son bölümünde de Cumhurbaşkanı Gül'ün Erdoğan'a karşı bağımsız durabilecek siyasi bir etkinliğinin olduğuna dikkat çekerek yazıyı şu sözlerle noktaladı:

"Erdoğan'ın güçlü bir Başbakan'ı kabul etmesi Türkiye açısından daha olumlu olacaktır. Eğer bir kukla Başbakan yaratmak konusunda ısrarcı olursa insanlar onu Atatürk yerine Rus mevkidaşı Putin ile karşılaştırmaya başlayabilir."