EDP'de evet çatlağı

Referandumda "evet" tavrı alan EDP Genel Başkanı Ziya Halis'e rağmen, MYK Üyeleri Kazım Genç, Muhterem Aktaş, Necdet Saraç ve Servet Demir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Alevi ayrımcılığı ve kışkırtıcılığı" yaptığı gerekçesiyle referandumda "hayır" diyeceklerini açıkladı.

EDP'de evet çatlağı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.09.2010 - 16:30

EDP MYK üyeleri yaptıkları yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum kampanyasının son günlerinde Alevilere yönelik ayrımcılığı ve saldırganlığını giderek artırdığını belirterek, Erdoğan'ın bütün ülkenin başbakanı olduğu gerçeğini unutarak, bu söylemleriyle alanlarda açıkça ayrımcılık yaptığını, farklı kimliklere, kültürlere, inançlara saldırarak açıkça suç işlediğini öne sürdüler. Başbakan'ın Alevi öğretisinin en önemli makamlarından biri olan "Dedelik makamını" ağzına dolayarak, rencide ettiğini ifade eden üyeler şöyle devam etti:
"Ebu Suud'la övünen bir Başbakanın aslında Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'soyu' ile Seyfi Oktay'ın 'dedeliği' ile uğraşması sürpriz değildir. Aleviler açısından sürpriz olmayan bu söylemlerin aslında kamuoyunun tümü için de sürpriz olmaması gerekir, ama ne hikmetse sürpriz olabiliyor. Belediye Başkanlığı sırasında Karacahmet Dergahı'nı yıkan, İstanbul il binasını Karaağaç Dergahı'nın üzerine diken Recep Tayyip Erdoğan, bir süre bastırdığı, bilinçaltına ittiği 'Alevi düşmanlığı'nı son söylemleriyle yenden gündeme taşımıştır. Sünni refleks yeniden öne çıkmıştır. Olan budur. Bu nedenle 'çakma demokrasi kahramanı' olan Erdoğan, Batı'da ayrı, Doğu'da ayrı konuşsa da sıra Alevilere gelince, neresi olursa olsun Alevilere saldırmaktan, rencide etmekten, aşağılamaktan ve suç işlemekten kaçınmıyor.
Alevi ayrımcılığı ile yargı demokratikleşmez. AKP ve Erdoğan'ın Alevi tahammülsüzlüğü inanılmaz boyutlara varmış durumda. Yargıda ve ordu da bırakın Alevi hakimiyetini, birkaç Alevi kökenli kişinin bulunması bile AKP'yi olağanüstü rahatsız ediyor. 'Yüksek yargıya Aleviler dolduruldu' diyen Başbakanı, devletin mahkemeleri cemevleri yada zorunlu din dersi ile ilgili davalarda Diyanet İşleri Başkanlığı'nı konu ile ilgili bilirkişi olarak kabul ederek yalanlıyor. Alevilerin hakim olduğu söylenen yargıda her ne hikmetse Aleviler yararlanamıyor. AKP de, Recep Tayyip Erdoğan da, siyasal İslam'ın temsilcilerinin hiç biri bu ülkeye asla demokrasi getiremezler. Çünkü bunların demokratlığı yalnızca kendi cemaatleri ile sınırlıdır. Çünkü bunların hukuku ile 12 Eylül hukuku aynıdır; tekçidir, dayatmacıdır, zorlayıcıdır. AKP'nin zihniyetine de, uygulamalarına da 'hayır'. Referandum kampanyası bir kez daha göstermiştir ki; AKP, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde, en az diğer statükocu güçler kadar engeldir. Bizler; Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu üyeleri olarak AKP zihniyetine de, uygulamalarına da 'hayır' diyor, bütün demokrasi güçlerini de bu doğrultuda ortak tavır almaya, eşit, adil ve özgür bir Türkiye için hep beraber bir adım öne çıkmaya davet ediyoruz."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler