Ekonomik Kriz Nasıl, Ne Zaman Sona Erer?
2009 yılının son çeyreğinde, ülke ekonomilerindeki büyüme oranlarının yükselişi, küresel ekonomik krizin sona erdiğine dair yorumları da beraberinde getirmektedir.
Oysa, Ağustos 2007’de ABD’de yavaş yavaş finans krizi olarak ortaya çıkan, Ekim 2008’den itibaren dünyaya yayılarak küreselleşen krizin devam ettiğine ilişkin veriler mevcuttur. Salt ekonomik büyüme oranlarındaki yükseliş, krizin sona erdiğine ilişkin bir gösterge olmaktan uzaktır. Krizin başlangıcından günümüze geçen zaman içinde, tipi konusunda, ilgili ve yetkililer tarafından birçok tespit yapılmıştır. Kimileri “V” ve “W” kimileri de “U” ve “L” tipi kriz tespitinde bulunurken, yakın zamanlarda özellikle politikacılar tarafından krizin en kötüsünün geçildiği ve bugünlerde de sona erdiği dile getirilmektedir. Oysa sona ermesi bir yana, kriz devletleri de vurmaya başlamıştır.
Kimi ülke ekonomilerinin, finans ve reel sektörlerindeki işsizliğe çare üretmeyen göreceli iyileşmesi, son örneğini Yunanistan’la gördüğümüz gibi devletlerin krize girmesini engelleyebilmiş değildir.
Krizin dünyaya yayılmaya başladığı tarihlerde finans sektöründe yaratılmış bulunan fon kaynağı tutarı 900 trilyon dolar civarındaydı. Diğer deyişle, türev ürünlerle yaratılan ve ekonomideki karşılığını kat kat aşmış bulunan kaynak (balon, sanal kaynak) tutarı yaklaşık 65 trilyon dolar tutarındaki dünya gayr isafi hasılasının 14 katıydı. Bilindiği gibi küresel ekonomik kriz, finans sektörünün, adeta bir başka ekonomi gibi hareket ederek varlık ve türev ürünlerin değerini olması gerekenin 4-5 kat üzerinde belirlemesiyle oluşan balonun patlaması sonucu mortgage (tut-sat konut kredi sistemi) temelli finans krizi ile başlamış ve süreç içinde küresel ekonomik krize dönüşmüştü.
Krizi sona erdirmek için yapılan Dünya Ticaret Örgütü, G20, Dünya Ekonomik Forumu, IMF, Dünya Bankası toplantılarında alınan kararlar, ilgili ülke halklarının vergilerini kullanarak, finans sermayesinden borçlanarak ve para basarak finans sektörünü kurtarmaktan başka bir amaca hizmet etmiyordu. Gerek finans gerekse reel sektördeki göreceli iyileşme, krizden etkilenen emekçilerle halkın, ne işsizliğine ne de reel ücretlerinin ve gelirlerinin düşük düzeyine bir çare oluyordu. Çare olmadığı gibi halkın ve ülkelerin borç tutarlarının yükselerek bütçe ve cari açıklarının artmasına, dolayısıyla borç kısırdöngüsüne girmelerine sebep oluyordu.
Birkaç ay önce ABD Başkanı Barack Hussein Obama, kendisinin iktidara gelmesinde etken rolü olan ve dünyayı krize sürükleyen finans sermayesine karşı tedbirler alınmasından söz ediyor, fakat etmesiyle kalıyordu. O günden bugüne değişen bir şey olmuyordu.
Ekonomik-politik faktör
Görüldüğü gibi alınan tedbirler, krizin ortaya çıkışındaki nedenleri kaldırmak bir yana, krizi çıkaran finans sektörünün (sermayesinin) güçlenerek tekelleşmesi ortamını yaratmıştır.
Dolayısıyla ekonominin gerçeklerinden kopuk olarak üretilmiş bulunan karşılıksız fon kaynakları (balon, sanal kaynak) olduğu gibi durmakta, dahası büyümeye devam etmektedir. Buna göre krizin sona ermesini sağlayacak diğer ekonomi-politik faktör bileşenlerini göz ardı ederek ve balonun büyümesinin bugünkü haliyle kaldığı düşünülerek, balon tutarı ile dünya gayri safi milli hasılası arasında yapılacak bir karşılaştırma, krizin sona erme süresinin 10 yılın üzerinde bir zaman dilimi olacağını ortaya koyar.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!