Erdoğan'a 'soy' cevabı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a cevap gecikmedi: Eğer sen insanların soyuyla uğraşıyorsan eline bir tane pergel, cetvel al. Gel benim kafatasımı da ölç. Buna da benim itirazım olmaz.

Erdoğan'a 'soy' cevabı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.08.2010 - 08:21

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün bölge ziyaretleri kapsamında Karadeniz'in Karabük ilçesi Safranbulu'da daha sonrada Kastamonu ve Sinop şehirlerinde yurttaşlara seslendi.

Konakladığı Safranbolu'daki otelde, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ''Türkiye'nin her bölgesini ziyaret ediyorsunuz. Karşılaştığınız en temel sorunlar nelerdir'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Anadolu'yu karış karış geziyorum. Toplumun her kesiminde ciddi sorunlar var. Çiftçiler, ürünlerinin karşılığını alamıyor. Esnafta sıkıntı var. Esnaf siftah yapamaz hale geldi. Kamyoncular, mazot fiyatlarından şikayetçi. Mazot yerine araçlarına zarar vermesine rağmen yağ kullandıklarını söylüyorlar. Her tarafta karşılaşılan temel sorun işsizlik. Özellikle genç işsizler, atanamayan sorunu var. 300 bin öğretmen atama bekliyor.''

'Gandi'ye benzemek güzel'

Kılıçdaroğlu, Gandi'ye benzetildiğini, bu durumu nasıl karşıladığının sorulması üzerine ''Çeşitli yakıştırmalar yaptılar. Zaten sayın Başbakan da bazı yakıştırmalar yapıyor. Ben hiçbirisinden alınmıyorum. Gandi, dünya siyaset tarihinin önemli isimlerinden biri. Şiddete başvurmadan ülkesine bağımsızlık kazandırdı. Sanırım şiddeti sevmediği için de beni ona benzetiyorlar. Gandi'ye benzemek güzel'' dedi. CHP lideri, başbakan olması durumunda ilk ziyaretini Hindistan'a yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, ''Genelde ilk ziyaret KKTC ve Türk Cumhuriyetlerine yapılır. Hindistan'a da giderim'' karşılığını verdi.

Batılı ülkelerde, iktidar ve muhalefet liderlerinin sık sık televizyon kanallarında bir araya geldiğini ve tartıştıklarını, Başbakan Erdoğan ile böyle bir buluşmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Daha önce de böyle bir açıklamamız oldu. Ancak sayın Başbakan kabul etmediği için böyle bir buluşma gerçekleşmedi. Sayın Başbakan ile bir televizyon kanalında buluşmaktan mutluluk duyarım'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın dünkü mitinginde Dersim ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, ''Ben daha o zaman doğmamıştım'' yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, villa tartışmalarının anımsatılması üzerine de kendisinin bir kooperatif üyeliğinin söz konusu olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, ''Bir havuzlu villa söz konusu değil. Banka kredisi kullanılarak, arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine girdiğim bir kooperatif evi var. O da inşaat halinde... Zaten mal beyanımda da bunlar şeffaf bir şekilde yazıyor. Benim kadar mal beyanını, para hareketlerini güncelleyen başka bir milletvekili yoktur. Her aldığım şeyi alın teriyle yaptım. Zaten bunun dışında bir iddia yok. Bizim iddialarımız ise ciddi iddialardır. Bunları doğru algılamak lazım. Bir tarafta fakir fukara, garip gureba edebiyatı yapacaksınız. Öbür taraftan da havuzlu villalarda oturacaksınız'' dedi. Kılıçdaroğlu, Safranbolu'nun dünyaya daha fazla tanıtılması gerektiğini de kaydetti. CHP lideri, düzenlenecek miting için Kastamonu'ya hareket etti.

 

'12 Eylül hesap sorma zamanıdır'

Kılıçdaroğlu, Kastamonu'nun Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen mitingde yurttaşlara hitap etti. Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine Kastamonu'nun, Kurtuluş Savaşı'nda önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek başladı. Başbakan Erdoğan'ın 2002 yılında Kastamonu'yu ziyaret ettiğini ve ''Un var, şeker var, helva yapacak iktidara ihtiyaç var'' diyerek oy istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Kastamonulular yetki verdi. Başbakan mutfağa girdi ancak Erdoğan'a helva düştü, vatandaşa ayva düştü, fakir fukara edebiyatı yaptılar, din iman dediler, 'helva yapacağız' dediler, han hamam sahibi oldular. Size işsizlik, yoksulluk düştü. Şimdi 12 Eylül'de hesap sorma zamanıdır, bu görev de size düşüyor'' dedi.

Erdoğan'ın, anayasa değişikliği ile darbecilerden hesap soracağını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ancak Erdoğan'ın 27 Nisan'da hükümete e-muhtıra veren Yaşar Büyükanıt'a Bakanlar Kurulu kararı ile ''Üstün Hizmet Madalyası'' verdiğini söyledi. Hükümet'in 27 Nisandaki bu muhtıradan hesap sormaması durumunda, bu hesabı iktidar olduğunda kendisinin soracağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Darbe dönemi bitmiştir, darbe dönemi edebiyatı da bitmiştir'' diye konuştu.

 

'Ne demek 'Hesap vermem'

Başbakan Erdoğan'ın söz verdiği halde dokunulmazlıkları kaldırmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''CHP iktidarında dokunulmazlıkları kaldıracağız. Bir milletvekili yolsuzluk yapmışsa gidip hesabını mahkemelere verecek. Siyasette hesap vermek onurlu bir görevdir. Recep bey 'Ben kimseye hesap vermem' diyor. Ne demek 'Hesap vermem? Eğer hesap vermezsek köşeyi döneriz halk yoksullaşır'' dedi. İktidarın anayasa değişikliği ile yargıyı ele geçirmeye çalıştığını savunan Kılıçdaroğlu, yargının siyasallaşmasının ise kötü sonuçlar doğuracağını, Türkiye'nin bunun acı örneklerini yaşadığını kaydetti. Anayasa değişikliği paketinin işçinin, memurun, esnafın derdini çözmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu değişiklik dokunulmazlıkların arkasına saklanan, ihaleye fesat karıştıran, milleti değil kendi cebini düşünenlerin derdini çözüyor'' dedi.

Anayasa değişiklik paketi ile memura zam yapılacağı yönünde propaganda yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Erdoğan'ın kendisine e-muhtıra veren paşaya madalya için Bakanlar Kurulu'nu toplamasına karşın memura zam için Bakanlar Kurulu'nu toplamadığını'' savundu. Hükümetin dini siyasete alet ettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunlar geldiler din iman edebiyatı yaptılar. Hepsi köşeyi döndü. Dini siyasete alet ettiler ama biz insanların inançlarına saygılıyız. Siyasetin konusu açlık yoksulluktur. Huzurlu güçlü bir Türkiye yaratmaktır. Bunlar bunu yaptı mı dönüp bakın. Çiftçi, memur, esnaf, işçi hayatından memnun mu? Bu düzenden kim memnun? Sadece Recep beyler memnun. Siyasete yırtık ayakkabı ile girdiler. Han hamam sahibi oldular. Bizim efsanevi bir liderimiz vardı. Rahmetli Bülent Ecevit ne derdi; 'Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen'. Biz bu düzen için yola çıktık.''

 

'Başbakan Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanı'

Başbakan'ın Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Irak'ta milyonlarca insan öldürüldü. Binlerce kadına tecavüz edildi. Çocuklar öldü. Recep beyin sesi çıktı mı? Niye çünkü eşbaşkan. Onun için din iman edebiyatı yapmasın bana. Onun maskesini indireceğiz. Ne iftira atarlarsa atsınlar tutmayacak. Biz doğruları söyleyeceğiz ve bunda kararlıyız'' şeklinde konuştu. Yurttaşların referandumda verecekleri 'evet' ya da 'hayır' oyuna saygılı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Ama 'evet' derseniz, bu 'Kul hakkı yemeye devam edin' anlamına gelir'' dedi. Erdoğan'ın kendisini küçümsemek için ''Efendi'', ''Memur Kemal'' dediğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Evet ben efendi adamım o yönde terbiye aldım. Ama hiç bir zaman bir vatandaşa 'Ananı da al git' demedim. 27 yıl memurluk yaptım bir Allah'ın kulu bana 'Kalpazan Kemal' demedi, kimse bana 'Alın terini sömürdün, kul hakkı yedin' demedi. Ben onurumla çalıştım'' dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini Kastamonulu Şeyh Şa'ban-ı Veli'nin ''Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle, her işiniz güle güle olsun'' dizeleri ile tamamladı. Kılıçdaroğlu, miting sonrası, partisine katılanlara rozetlerini taktı. Kılıçdaroğlu, Kastamonu'nun Araç ilçesinde yaptığı konuşmasında ise hükümetin anayasa paketindeki amacının devleti ele geçirme projesi olduğunu ileri sürdü. ''Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar'' sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Dokuz köyden kovsalar da onuncu köye gideceğim, doğruları söylemeye devam edeceğim'' dedi.

 

"Gel benim kafatasımı da ölç"

Daha sonra ziyaretleri kapsamında Sinop'ta Uğur Mumcu Meydanı'nda yurttaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, Siyasette bir üslup olduğunu ve bunu hiç bir zaman bozmadığını anlatarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubunu eleştirdi.

''Recep Bey önce anamızı ağzına aldı. Sonra babamızı ağzına aldı. Bugün Gaziantep'te benim soyumu sorguluyor'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Ne annemden, ne babamdan, ne soyumdan hiç utanmadım. Hepsiyle onur duydum. Ama Recep Bey'e tavsiyem var: Devlet senin emrinde benim soyumu öğrenmek istiyorsan, İstanbul Müftülüğüne başvurursun. Orada tutulan defterlere bakarsın benim soyumu öğrenirsin. Ama çok merak ediyorsan; eğer sen insanların soyuyla uğraşıyorsan eline bir tane pergel, cetvel al. Gel benim kafatasımı da ölç. Buna da benim itirazım olmaz.''

Başbakan Erdoğan'ın mitinglerinde önünde bulunan camlara bakarak konuştuğunu öne süren Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey içten konuşmuyor, inandığı için konuşmuyor, önüne yazılan metinleri okuyor. Biz de sanıyoruz ki Recep Bey bunları biliyor. Recep Bey bilmiyor. Recep Bey bilmiyorsun, Recep Bey soya sopa girersen sınıfta kalırsın'' dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Sayın Başbakandan istirham ediyorum, ağzını bozmasın. Bir de kalkıp diyor ki iftira ediyor. Ne demişim? Recep Beye kalpazan demişim. Kalpazanı ben demedim bu ülkenin Cumhuriyet Savcısı diyor. Merak ediyorsa gitsin dosyasına baksın, yazar orada Recep Tayyip Erdoğan diye. Üstelik o dosyayı Meclise Recep Tayyip Erdoğan kendi imzasıyla gönderdi. Ve o yazıda da kendisinin kalpazanlıkla suçlandığını kendisi de okuyor. Recep Bey sen onu okuyorsun da bana niye sitem ediyorsun? Yapmasaydın o işi. Yapıyorsun, ben dile getirince mağdur rolü oynuyorsun. Senin maskeni indireceğim.''

''Hayır çıkarsa Türkiye'nin önü açılır"

12 Eylül'e az bir zaman kaldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Referandumdan 'hayır' çıkarsa değişimin önü açılır, Türkiye'nin önü açılır. Adalet yerini bulur. Gelecek kaygısı olmayan bir Türkiye'yi yaratmak için ilk adımı atmış oluruz. Halkın önüne çıkacağız, doğruları söyleyeceğiz. Doğruları söyleyeceğiz ki çirkin siyasetçiler, malı götürenler belli olsun, dokunulmazlık dosyalarının arkasına saklananlar belli olsun. Hayırsızlara hayır oyu vermek ülkenin önünü açacaktır.''

Yurttaşlardan sandıklara sahip çıkmaları sözünü isteyen Kılıçdaroğlu, kalabalıktan ''söz'' yanıtı alınca, ''Siz 'söz' dedikçe Recep Bey'in ezberi Gaziantep'te bozulacak. Sizlerin oylarıyla inşallah bunların düzenini de bozacağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliğiyle memurlara getirilen toplu sözleşme hakkının bir işlevi olmayacağını vurguladı.

 

''Neden Deniz Feneri bir türlü sonuçlanmıyor?"

Memurların kandırılmaya çalışıldığını savunan Kılıçdaroğlu, toplu görüşmelerin sadece adının değiştirileceğini, grev hakkı olmadığı için memurlara yönelik bir kazanım söz konusu olmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, Anayasa değişiklik paketinde dokunulmazlıklara ilişkin bir hüküm olmamasını da eleştirdi.

Hükümetin Anayasa değişikliğiyle yargıyı ele geçirmek istediğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Neden Deniz Feneri bir türlü sonuçlanmıyor? Almanya davayı açtı bitirdi. İkinci davayı açmak için hazırlık yapılıyor. Bizimkiler daha açacak. Niye açmıyor? Referandum bitecek yargıyı ele geçirecekler. Orada da şu Almanlar yanlış yapmış diyecekler. Onun için söylüyorum hayırın ne kadar hayırlı olduğunu, hayırsızlara ders vermek için hayırın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Onun için diyorum, gelecek kaygısı yaşamayan bir Türkiye için bu anayasa değişikliğine 'hayır' demeliyiz'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Sinop mitingi öncesi Kastamonu'nun Taşköprü ve Hanönü ilçeleriyle Sinop'un Boyabat ve Gerze ilçelerinde de vatandaşlara hitap etti.

Kılıçdaroğlu, buralardaki konuşmalarında da yurttaşlardan 12 Eylül'de yapılacak referandumda ''hayır'' oyu kullanmalarını istedi. Kılıçdaroğlu, Sinop mitingi sonrasında tarifeli uçakla İstanbul'a gitti. Kılıçdaroğlu'nun gece Ankara'ya döneceği belirtildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler