Erdoğan'dan TEKEL işçileri hakkında ilk açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da tam anlamıyla abluka altına alınan TEKEL işçileri hakkında açıklama yaptı. Erdoğan, "Niye geldiklerini anladınız mı?" diye sordu.

Erdoğan'dan TEKEL işçileri hakkında ilk açıklama
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.04.2010 - 09:46

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da tam anlamıyla abluka altına alınan TEKEL işçileri hakkında şunları söyledi: "Niye geldiklerini anladınız mı? Gelenler kimlerdir, buna baktınız mı? Şu anda tüm bunlar ülkedeki güzel sürece gölge düşürmektir. Son çeyrekteki büyüme yüzde 6'dır; artık bunlara bakalım. Türkiye ne kadar güçlenirse memur da, işçi de milli gelirden ona göre payını alacaktır. Sürekli belli bir grubun yasal olmayan eylemlerin içerisine girmesine biz yasalar içinde asla müsaade etmeyiz."

 

ABD ziyareti

Başbakan Erdoğan, ABD'ye gidip gitmeyeceği ve Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın ABD'ye gönderilip gönderilmeyeceği yönündeki soruyu, ''Şu anda arkadaşlarımla değerlendirmeyi yapıyorum. Öyle zannediyorum ki yarın bu konudaki kararımı açıklayacağım. Gitme kararını vermem halinde Büyükelçimizi hemen göndereceğim'' diye yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Albay Dursun Çiçek ile görüştüğü yönünde basında haberlerin yer aldığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, ''Bunu kendisi söylüyor. Artık herhalde yargı bunları adeta bir suç duyurusu olarak, medyada da yer aldığına göre, kabul edecektir. Medya ilgilileri bunu tespit etmişlerdir, yakalamışlardır. Şimdi bundan sonrası yargıya aittir. Savcılarımızın görevi nedir? Budur'' diye konuştu.

Bir gazetecinin Baykal'ın böyle bir görüşmenin olmadığını ifade ettiğini anımsatması üzerine Başbakan Erdoğan, ''O benim görevim değil. O yargının görevi. Yargı alır, bu konuda iddia makamı olan savcılık makamı. Ortada da buna ait belgeler, bilgiler var. Bu bilgi ve belgeleri de toparlar, değerlendirmesini yapar'' dedi.
 

 

Deniz Feneri'ne gönderme

Başbakan Erdoğan, şüpheliler arasında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın da adının geçtiği Deniz Feneri e.V. soruşturmasının adını hiç kullanmadan davaya gönderme yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bilkent Otel'de yapılan Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Erdoğan yaptığı konuşmada, yolsuzluk konusuna değindi.

İnsanların adeta yüreklerinden kopup verdikleri yardımların, amacı dışında, hedefi dışında, gayesi dışında kullanılmasının hukuken, ahlaken, vicdanen kabul edilemez ve izah edilemez olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Gerek kamu kaynaklarının kullanımında gerek yardım kaynaklarının kullanımında suistimale gitmek, yolsuzluğa kapı açmak çok büyük bir cinayettir'' dedi.

Erdoğan, şöyle konuştu:
''En önemlisi de insanların güvenini sarsmak, iyi niyetlerini suistimal etmektir ki bunun telafisi uzun zamanlar alabilir. Kimi zaman görülen olumsuz örneklerin nasıl sarsıcı bir etki yaptığını, gönüllülüğün, fedakarlığın zedelenmesine sebep olduğunu görüyoruz.

İstanbul Fatih'teki Erba adlı kızımız, onun gibi binlercesi, milyonlarcası gönlünden ne kopuyorsa ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için aracılara veriyor. Kendisi, bir parça ekmeğini, bir lokmasını, insanlar kimi zaman muhtaçlarla paylaşmak için veriyor. O bir emanettir, namus kadar, şeref kadar kutsal ve mübarek bir emanettir. O emanete el uzatanın, onu gayesi dışında kullananın, Anadolu deyimiyle yatacak yeri yoktur.

Göreve geldiklerinden bu yana yolsuzlukla ciddi mücadelemiz var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan ellerin karşısında her zaman durduk, duruyoruz. Çözmüş değiliz, bu mücadele öyle kolay mücadele değil. Yılların tahribatı var. Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum, kim olursa olsun, hangi kuruluş, hangi sivil toplum örgütü olursa olsun, yolsuzluk yapana hele hele insanların gönlünden kopararak, emanet olarak teslim ettiği yardımlara el uzatanlara asla ve asla müsamaha göstermedik, bundan sonra da göstermeyiz.

Hukukun işletilmesi konusunda, bu hususta en küçük bir tereddütümüz olamaz. Şurası son derece önemli, en az yolsuzluk kadar, en az yolsuzluk yapanlar kadar, haksız yere ithamlarda bulunanlar, kişi ve kurumları haksız yere itham edenler, karalayanlar da büyük bir sorumsuzluk içinde olurlar, büyük bir yanlış yapmış olurlar. Yolsuzluk noktasındaki iddialar, hukuk çizgisinden çıkarak, amacını aşarak bir karalama ve töhmet kampanyasına dönüştürülürse vatandaşımız da haklı olarak yardımlarını keser, sonuçta mağdur ve muhtaç olan insanların mağduriyeti artarak devam eder. Güven sarsıcı olaylara sebep olanlar da güveni zedeleyecek propagandalara alet olanlar da büyük bir vebal altına girerler.

Kızılayın da bu tür olay ve propagandalardan etkilendiğini biliyoruz. Samimiyetle ve hassasiyetle çalışan bir çok sivil toplum örgütünün de bundan etkilendiğini biliyoruz. Onun için Kızılay Genel Başkanımdan rica ediyorum, biliyorum ki Kızılay her zaman bu noktada en yüksek hassasiyeti göstererek hareket etmiştir. Ve bugün bu güce böyle ulaşmıştır. Bu hassasiyeti kurumsallaştırarak, somut mekanizmalara dönüştürerek, aynen devam edecektir.''

Özellikle yardımların izlenmesi için başlatılan yazılım projesinin bir önce bitirilmesini de isteyen Başbakan Erdoğan, bu sayede yardım yapan kişilerin, bilgisayarları başında verdiği paranın nereye gittiğini, nerelerde kullanıldığını, online olarak görebileceklerini anlattı.

Erdoğan, ''Kızılayın bu noktadaki şeffaflık girişiminde öncü olmasını istediğimi belirtmek istiyorum'' dedi.


Kan bağışı

Başbakan Erdoğan, İstanbul'da bir yurttaşın ''babasının kana ihtiyaç duyduğunu, yetkililerin ellerinde kan olmasına rağmen kendisine 'yok' dediğini'' anlatarak şikayette bulunduğunu anlattı.

Yurttaşın ''bağırıp çağırmakta haklı olduğunu'' dile getiren Erdoğan, ''yani her kanı olmayan için oraya Başbakan mı bulacağız?'' diye konuştu.

Önceden, bu noktada bir açık bulunduğunu ancak şu anda Kızılayın bu açıkları kapadığını belirten Erdoğan, eskiden radyolardan durmadan kan anonsları yapıldığını hatırlatarak, bu dönemlerin geride kaldığını kaydetti.

Kızılayın, yönü sadece yurtdışına dönük bir kuruluş olmadığını, yurtiçinde de pek çok merkezden hizmet sunduğunu belirten Erdoğan, Elazığ'da meydana gelen depremi örnek vererek, Kızılay ekiplerinin vaktinde hizmeti ulaştırdığını anlattı.

Kızılayın yerel merkez sayısının 12'den 23'e çıkarıldığını belirten Erdoğan, afetler konusunda çok kapsamlı eğitim faaliyetinin de sürdürüldüğünü dile getirdi.

Bugüne kadar 471 eğitici yetiştirildiğini kaydeden Erdoğan, şu an itibarıyla 23 ilde 24 bin kişiye afet eğitimi verildiğini söyledi.
 

Ekonomik gelişmeler

Türkiye, büyüyüp geliştikçe, bu etkinin Kızılayda da görüldüğünü kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dün biliyorsunuz, 2009 yılı son çeyrek yılı rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi son çeyrekte yüzde 6 oranında, beklentilerin çok çok üzerinde bir büyüme kaydetti.
Az önce yine bir rakam daha aldım, geçen yılın Mart ayına göre bu yıl ihracatta da yüzde 34'lük bir artış söz konusu. Buraya geldik. İşte pozitif büyüme 2010 yılının tamamında devam edecek. Biz, 'yıl sonu yüzde 3.5' dedik. Mütevazı olduk. Ama OECD, IMF ve Dünya Bankası diyor ki 'Türkiye 4.5'i yakalar'. Üstü olursa ne ala...

Türkiye, küresel krizden asgari düzeyde etkilendi, şu anda da küresel krizin etkilerini en hızlı şekilde üzerinden atan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor.

2010, 2011 yıllarında Türkiye'nin dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasında yer alacağı artık bu uluslararası kuruluşlar tarafından da teyit ediliyor.

Önce biz kendimize inanacağız, ondan sonra hiç çekinmeyin. 2023 Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümü... Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içinde yerimizi alacağız.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler