Ergenekon'da itiraz

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Serdar Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe sunarak, müvekkili Serdar Öztürk'ün serbest bırakılmasını istedi.

Sekiz sayfalık dilekçede, ''terör örgütü üyesi olmak'', ''devlete ait gizli bilgileri temin etmek'', ''kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi'' ve ''örgüt üyesi olduğu iddia edilen kimselere soruşturmalarla alakalı bazı talimatlar vermek'' iddiasıyla sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan Öztürk'ün, meslek hayatı boyunca Genelkurmay karargahında görev yapmadığı, orada hiç bulunmadığı ve emekli olduktan sonra da karargaha hiç girmediği ifade edildi.

Herhangi bir subayın, muvazzaf olsa bile çağrılmadan karargaha girmesinin kesinlikle yasak olduğu ve emekli subayların karargaha girişlerinin ise hiçbir şart altında mümkün olmadığı savunulan dilekçede, Öztürk'ün emekli olmasının ardından 1997 yılında ruhsatlı tabancasını devrettiği ve o tarihten sonra silah bulundurmadığı iddia edildi.

Öztürk'ün bürosunun kasten onun şehir dışında olduğu bir gün teknik takip yapanlarca arandığı ve bu yüzden bürosunda bulunmayan Öztürk'ün savunma hakkının arama anından itibaren kısıtlandığı öne sürülen dilekçede, Öztürk'ün Genelkurmay karargahından evrak çıkartma ve temin etme imkanının olmadığı anlatıldı.

Dilekçede, ''Tüm risklerin farkında olduğu halde yüksek gizlilik dereceli askeri evrakları, sözde terör örgütü ile bağlantısı olduğu izlenimini uyandırabilecek dokümanları, silah olmadığı halde ve bulunduğunun anlaşılması halinde zor durumda kalacağını bile bile 300 adet mermiyi ofisinde muhafaza etmesinin kabul edilebilir ya da akılla ve mantıkla açıklanabilir bir tarafı yoktur'' denildi.

Arama yapılan ofisten elde edilen mermi ve dokümanların Öztürk'e ait olmadığı ileri sürülen dilekçede, ele geçirilen mermi ve dokümanlarda parmak izi araştırması yapılmasının savcılığın görevi olduğu ve bu sorumluluk yerine getirilmeden Öztürk'ün tutuklanmaya sevkinin hukuka aykırı olduğu savunuldu.

Dilekçede, kaçma ihtimali bulunmayan Öztürk'ün ''tutuklama nedeni olarak öne sürülen sebeplerin tümünün mesleki faaliyet kapsamında açıklanabilir oluşu'', ''dürüst ve onurlu sabıkasız geçmişi'', ''delilleri karartma ihtimalinin olmayışı'' ve ''sağlık durumunun tutuklu kalmaya dayanabilecek kadar iyi olmaması'' gibi nedenlerle tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesine karar verilmesi talep edildi.